Onlara öyle bakanlara(!): Bana Öyle Bakma!

Onlara öyle bakanlara(!): Bana Öyle Bakma!

Farklılıklar çoğu zaman tuhaf bakışların olduğu yerdedir. Oysa her çocuk sadece bir tanedir, biriciktir. Onları yeryüzünde eşsiz kılan ise kendilerine özgü oluşları, farklılıkları, seçimleri ve rengarenk oluşları…

Umut Dağlar

Biricik olmak hepimizin içinden geçen yegane duygulardan biri. Bu duyguyu bazılarımız hayatlarında hissetme şansı buluyorken bazılarımız maalesef yakınından bile geçemiyor. Hatta tüm bu karmaşıklığın içinde, beklentilerin arasında ve bakışların karşısında onulmaz yaralar alıyor…

Herkes için özellikle çocuklar için biricik olmak elbette ki çok önemli. Bunu eminim ki birçok kişi koşulsuz olarak dile getiriyor. Fakat sorun şurada başlıyor: dile getirdiğimiz kadarını uygulayabiliyor muyuz veya ne kadarını çocuklarımıza yansıtabiliyoruz? Sözcüklerimiz kadar bakışlarımızı da seçebiliyor muyuz? Veya “korumak” adı altında bizlere daha yakın olan çocuklarımızı daha mı “biricik” sayıyoruz?

Çocuklar duyguları herkesten daha fazla hissederler. Bakışlar, ses tonu, sözcükler ve elbette ki sessizlikler onların toplum içindeki haritalarıdır. Ve ne yazık ki hissetmenin ötesinde tüm bunlara zaman zaman maruz kalırlar…

“Bana Öyle Bakma!” ise aslında çocukların sesi. Özellikle bakışlarla bir kenara ayrıştırılan, herkesten farklı olan, seçimlerinden veya özelliklerinden dolayı ortak bir potaya koyulamayan çocukları anlatıyor bizlere. Çünkü onlar istediği gibi giyinebilir, kromozom sayısı herkesten farklı olabilir, istediği oyuncaklarla oynayabilir; fiziksel özelliklerinden dolayı engellerle karşılaşabilir, bembeyaz görünebilir… Tüm bunların yanına ise sonsuz birçok özellik eklenebilir. Çünkü hepsinden sadece bir tane var!

Tüm bu farklılıklar karşısında ise karşılaşmak istedikleri şey dalga geçilmek veya onlara üzülen kişiler görmek, onlardan uzak duran kişiler görmek değil. Sadece ve sadece sevilmek. Oldukları gibi, tüm farklılıklarıyla, bir tane oluşlarıyla yaşamlarını sürdürebilmek. Arkadaşlıklar kurabilmek, yan yana gelebilmek…

Gökçe Gökçeer “Bana Öyle Bakma!” ile farklılıkları gözler önüne sererken çocukların, tüm bunların yaşamın doğal bir parçası olduğunu hissettiriyor. Asıl olan sevgiyi ve koşulsuz kabulü anlatıyor onlara. Biricik oluşlarının önündeki engelleri kaldırıyor. Rahatsız edici bakışların onları nasıl hissettirebileceğini ise gözler önüne seriyor.  Pelin Turgut’un çizimleriyle birlikte çocukların iç sesleri adeta canlanıyor sayfalarda. 

Farklılıkları ve “tuhaflığı” raflara kaldıran ve kaldırmalarını ümit ettiğimiz yetişkinler için; ve elbette yaşamın tüm biricik çocuklarına…

KÜNYE: Bana Öyle Bakma!, Gökçe Gökçeer, Res. Pelin Turgut, Kırmızı Kedi Çocuk, 2020, 36 Sayfa.
 

DAHA FAZLA