Öncü Göstergeler-II: Sanayi Üretimi Endeksi
25-11-2020 02:05

Mustafa Özer
Geçen haftaki yazımızda sanayi üretiminin öncü göstergesi olarak kabul edilen Satın Alma Yöneticileri Endeksleri (Purchasing Managers’ Indices - PMI) ile ilgili bilgiler vermiştik. Bu haftaki yazımızda, büyümenin temel belirleyicisi, öncü göstergesi olan sanayi üretimi üzerinde duracağız. Sanayi üretimindeki gelişmeleri, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) aylık sanayi üretim endeksleri yardımıyla izliyoruz.
Yazının devamı için tıklayınız
İLGİLİ HABERLER
Buğzetmekten hükmetmeye
27-01-2021 08:27

Can Soyer
İngiliz Marksist tarihçi Eric Hobsbawm, 20. yüzyılı “aşırılıklar çağı” olarak tanımlamıştı. 21. yüzyıl için “imha çağı” demek uygun düşecek. Kapitalizmin emeğe, doğaya, canlılığa, sınırlara, kaynaklara toptan biçimde saldırısının çağı.
Kuşkusuz, kapitalizmin tüm bunlara saldırısı bizim çağımızda başlamadı. Bizim çağımızın özelliği, bu saldırıların hedefinde olan değerlerin hem kendi içlerinde hem de kendi aralarında ayrıştırılması, korunması, önceliklendirilmesi mümkün olmayacak ölçüde bütünleşmesi. Toplu imha, toptan yıkım, topyekûn yok ediş…
***
İkiz açıklarımız geri dönüyor!
27-01-2021 02:11

Mustafa Özer
Bütçe açığı ve cari açık ilişkisi 1980’li yıllarda iktisatçıların ilgisini çekmeye başlamıştır. Bu tarihlerde başta ABD olmak üzere birçok ülkede bütçe açığı ile cari açık birlikte görülmeye başlandı. Bütçe açığı ile cari açık birlikteliği, adına ‘İkiz Açıklar Hipotezi’ (İAH) denilen bir hipotezle açıklanmaya çalışıldı. İAH’ye göre, bir ekonomide mali ve cari hesap dengesi aynı yönde hareket eder; artan bütçe açıkları, cari açık artışları ile sonuçlanır. Bu nedenle, mali ve cari açığa sahip ülkeler için ‘ikiz açıklı’ ülke tabiri kullanılır. İAH hipotezi cari açık-bütçe açığı ilişkisini açıkladığı gibi, kamu borcunun aslında gelecekteki vergi mükellefleri için bir yük olacağını ve dolayısıyla bütçe açığının finansmanı amacıyla kullanılmasının son derece tehlikeli bir yöntem olduğunu da ima eder.
Yazının devamı için tıklayınız
Heteroseksüellikten 'kurtulabilir miyiz'?
26-01-2021 00:42

Ebru Pektaş
İleri Haber’de ilginç, tartışmaya açık ve kıymetli çeviri makaleler yayınlanıyor. Bunlardan birisi de geçtiğimiz günlerde yayınlanan “Heteroseksüellik Tehlikelidir” başlıklı yazı.(1)
Yazının temel tezi oldukça kışkırtıcı ve tartışmaya değer görünüyor. Buna göre;
“Kadın cinayetleri üzerine yapılan çalışmalar, kadınların, hetero-ataerkil erkeğe karşı kültürel olarak ikincil bir politik konuma yerleştirildikleri için şiddetin nesnesi olduğunu ortaya koyuyor. Kadınların ve erkeklerin özgürleşmesini mümkün kılmak için heteroseksüellikten kurtulmalıyız.” (abç)
Yazının devamı için tıklayınız
İki çizgi ve Türkiye
26-01-2021 00:41

Metin Çulhaoğlu
Günümüz dünyasında kapitalizmin sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik, yani düzen içi iki başat eğilimden ya da çizgiden söz edebiliriz: Küreselleşme milliyetçiliği ve liberalizm.
Bunlardan tam olarak neyi kastettiğimiz sorulacaktır; açıklamaya çalışalım.
Yazının devamı için tıklayınız
Terliklerimi getir, Minnoş...
24-01-2021 00:51

Öznur Özkaya
Kediler... Birlikte yaşayana kadar özel bir sevgi beslememenizin normal olduğu, köpeklere karşı bakış açınızı değiştiren, bir anda evinizin odak noktası haline gelebilen, sizin onu sevmek istediğiniz zaman değil de onun size kendini sevdirmek istediği zaman yanınıza gelecek kadar havalı, tabağına koyduğunuz yemekten sadece acıktıkça ve gerektiği kadar yiyen, hijyen hususunda kendini aşmış (öğretilmeden kuma tuvaletini yapma, üstüne bal dökseniz bile kısa sürede temizlenebilme, vb), pek çok karakteristik özelliği örnek alınabilecek kıymetli dostlarımız...
Yazının devamı için tıklayınız
Güncel siyaset, 'gizli odaklar' ve olanaklar
23-01-2021 01:46

Metin Çulhaoğlu
Geçtiğimiz günlerin siyaseten anlamlandırılması gereken çıkışlarından biri Ahmet Davutoğlu’ndan geldi. Davutoğlu’na göre Cumhurbaşkanı Erdoğan “28 Şubatçıların” vesayeti altındaydı. Davutoğlu bu tespitin ardından Erdoğan’ın, vesayeti altında olduğu kesim tarafından yakında tasfiye edileceği uyarısında bulunmayı da ihmal etmedi…
Davutoğlu kuşkusuz kendisi ve partisi adına konuştu. Ancak, uyarısının içerdiği siyasal telmih (ima) başka partilere de mesaj olarak okunmalıdır: “Gelin Erdoğan’ı şu vesayetten kurtaralım…” İçi boş bir mesaj sayılamaz. CHP’den İyi Parti’ye ve Saadet’e kadar bugün muhalefette görünen partilerin, başında gene Erdoğan olmak üzere, MHP’yi ekarte eden bir tür “geçiş sürecini” en azından denemeye değer bir yol olarak görmeleri pekala mümkündür.
Yazının devamı için tıklayınız