Ölüm orucundaki Mustafa Koçak'ın ailesi: Evladımızı katletmenize izin vermeyeceğiz!
Açlık grevinin 90'ıncı gününde eylemini ölüm orucuna dönüştüren Mustafa Koçak hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istinaf mahkemesi tarafından onaylandı. Mustafa Koçak'ın ailesi, "Evladımız Mustafa Koçak'ı katletmenize izin vermeyeceğiz" diyerek yazılı bir açıklama yayımladı.
23-11-2019 17:47

İleri Haber
Mustafa Koçak adil yargılanma talebiyle 3 Temmuz günü başladığı açlık grevini 30 Eylül itibariyle ölüm orucuna dönüştürdü. Bugün itibariyle ölüm orucunun 144. gününde olan Mustafa Koçak hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, istinaf mahkemesi tarafından onaylandı.
Adil yargılanma talebinde bulunurken ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Mustafa Koçak’ın dosyası istinaf mahkemesi tarafından 22 Kasım itibariyle onaylandı. Mustafa Koçak ve ailesi bu kararı tanımadığını yaptığı yazılı açıklamayla bildirdi.
38 kiloya düşen Mustafa Koçak‘a hapishane idaresi ve doktorları tarafından hergün koğuşuna gidilerek kendisine zorla müdahale edileceği tehditlerinin devam ettiği bildirilirken Koçak'a ihtiyacı olan saf B1 vitamini kendisine verilmediği aktarıldı.
Koçak'ın milletvekilleri ve basına gönderdiği mektuplara hapishane yönetiminin el koyduğu bilgisi paylaşıldı.
Mustafa Koçak'ın ailesi yaptığı yazılı açklamada "Evladımız Mustafa Koçak'ı katletmenize izin vermeyeceğiz" dedi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
EVLADIMIZ MUSTAFA KOÇAK’I KATLETMENİZE İZİN VERMEYECEĞİZ!
"Tamamen siyasal bir yargılama yapıldı. Hiçbir hukuki dayanağı olmayan ve tamamen “savcı dosyası” diye nitelendirilen bu dosyada bir kurban seçimine yönelik yapılan bu kararla oğlumuz Mustafa Koçak’ı ömrünün sonuna kadar tek kişilik hücrede tutmanızı ya da katletmenize asla izin vermeyeceğiz! Evladımızı sizin yalancı tanıklarınıza kurban etmenize seyirci kalmayacağız, susmayacağız! Mustafa onurun, direnişin ve yaşamın adıdır artık! Ben insanım diyen hiç kimse Mustafa’nın gün gün hücre hücre eriyen bedenine kayıtsız kalmamalı, sessiz durmamalıdır!"
İLGİLİ HABERLER
Çorlu tren katliamı davasının 4. duruşmasında savcı mütalaayı açıkladı
Çorlu tren katliamında yakınlarını kaybeden ailelerin adalet arayışı sürüyor. Katliama ilişkin davanın 4. duruşması bugün Çorlu Halk Eğitim Merkezi'nde görülüyor.
10-12-2019 15:17

Tugay Candan - @TugayCandann
Uzunköprü-Halkalı seferini gerçekleştiren trenin 8 Temmuz 2018 tarihinde seyir halindeyken Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi mevkiinde devrilmesi sonucu 25 kişi hayatını kaybetmiş, 300’den fazla kişi yaralanmıştı. Başından itibaren skandallarla dolu bir soruşturma ve adli sürecin işletildiği Çorlu tren katliamı davasının 4. duruşması bugün Çorlu Halk Eğitim Merkezi’nde görülüyor.
Davayı takip etmek üzere CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygün ve Birleşik Taşımacılık Sendikası Başkanı Hasan Bektaş da duruşma salonunda bulunuyor.
GÜNCELLEME 15.45
Ara kararın açıklanması için 17.30'a kadar ara verildi.
GÜNCELLEME 15.14
Çorlu tren katliamının 4. duruşmasında savcı mütalaayı açıkladı. Mütalaada mağdur ve müştekilerin katılma talepleri kabulüne, baroların katılma talebinin reddine, YTÜ'ye tekit edilmesine, tanık Mümin Karasu için talimatın beklenmesine, sanıkların tutuklanma yönündeki taleplerin reddine ve adli kontrolün devamına, bilirkişi heyetinin kesinleşmesinin ardından olay mahalinde keşfe çıkılmasına, sosyadaki eksiklerin tamamlanmasına karar verildi.
GÜNCELLEME 12.39
Hatice Karatay konuşuyor: "Kazada babamı kaybettim. Babam işini çok düzgün yapan bir insandı ama ihmale kurban gitti. Burada ihmaller var. Tüm kişi ve kurumlardan şikayetçiyim. 25 canın sorumlusu yağmur olamaz."
11 yaşındaki Gölgem Gülsüm Erbil: "Babam bizi babaanneme götürdü. Dönüşte beni al dedim. Beni götürmedi. Kaza olmuş. 25 kişinin sorumlusu yağmur olamaz. Sizin o yaşta hiç babanız öldü mü? Az bir yağmurla bu tren kazası olamazdı. Benim babamı kim öldürdü? Bir sürü sevdiğimiz insanlar var onları kim öldürdü?"
Zeliha Bilgin: "Bizim aileden 4 kaybımız var. Bugün o çocukların kendini ifade edemediği gibi 22 yaşındaki oğlum da kendini ifade edemiyor 65 yaşındaki babam da. Hepsi acıdan. Hayatımız mahvoldu. Bu ülkede adalete güvenmek istiyoruz. En üst kademeden, bakanından, genel müdürüne kadar yargılanmasını istiyoruz. Biz bir kişinin ihmalinin ceremesini çekmek zorunda mıyız?"
Aysun Köse: "4 kişiyle sınırlandırılmış mahkemeyi kabul etmiyoruz. Ulaştırma Bakanlığı'ndan da yetkililerin bize açıklama yapmasını bekliyoruz. Kurallarınız benim umrumda değil. Ben bir anneyim."
Duruşmaya 1 saat ara verildi.
GÜNCELLEME 12.28
Çorlu tren katliamında hayatını kaybeden Özcan Cesur'un ailesi konuşuyor:
İsmet Cesur: "Ben oğlumu kaybettim. Oğlumun acısını çekiyorum. Bu kadar. Şikayetçiyim."
Berkan Cesur: "Ben olay günü kazayı sosyal medyadan öğrendim. Babama ulaşamadım, anneme ulaştım. Baban uçtu dedi. Babamı 3-4 saat sonra Çorlu Devlet Hastanesi'nde buldum. Şikayetçiyim."
Okan Cesur: "Olay günü hava kapalıydı ama yağmur yoktu. Annemi aradım. Babanı kaybettik dedi. Direkt Sarılar'a geçtim. Tarlalardan olay yerine yürüdüm. Olay yerine geldiğimde annemi aradım. Vagonun içine girdim bir erkek ve kadın cesedi gördüm. Babam olmadığını anladım. Sinir krizi geçirdim. Şikayetçiyim."
Ercan Cesur: "Rahmetli kardeşimle beraber babaevini ziyarete geldik. Kardeşim Çorlu'ya gitmek için ayrıldı. Kardeşimin eşi aradı feryat figan. Kardeşini bulamıyorum, kaza oldu, kardeşsiz kaldın dedi. Olay yerine gittik. Vahimdi. Kardeşimi aradık, bulamadık. Biraz daha aradık ve 4. vagonun altından çıkardık. Din görevlisiyim. Görevim icabı çok cenaze yıkadım. Kardeşimi yıkamak en zoruydu. Şikayetçiyim."
GÜNCELLEME 12.14
Salim Yanılmaz: "Olay günü eşim ve oğlum trendeydi. Olayın olduğu dakikalarda eşim telefonla aradı ve trenin devrildiğini söyledi. Şaka sandım. Tren istasyonuna amcamın oğluyla gittim. Onların da haberi yok kazanın nerede olduğundan. Kendi aracımızla olay yerine gittik. Yol kapalıydı. Balabanlı tarafından gittik. Eşim ve oğluma saat 9 civarı hastanede ulaşabildim. Şikayetçiyim."
Turan Ordu konuşuyor: "Oğlumla Muratlı'dan trene bindik. Yağmur yoktu. Tren çok kalabalıktı, yer bulamadık. 5. vagonda kapının yanında durduk. Sesler geldi bir anda, havalandık. Kendi imkanlarımla trenden çıktım. Oğlum fırladığı için ilk önce bulamadım. Ayağı kırıldı. Benim de omurgam çatladı. Kaza anında da yağış yoktu. Şikayetçiyim."
Remziye Sel: "Oğlumla torunumu kaybettim. Uzunköprü'ye ziyarete gelmişlerdi. Çok güzel gündü. Ama iki cenazem var, olacak iş değil. 25 cenaze var. Ben ilkokul mezunu olduğum halde kabullenemiyorum bunu. Bunun sonu ne olacak? Bakanından, bilirkişisine kadar herkesten şikayetçiyim. Böyle 4 kişiyle bu iş olmaz. Yolu yapmayanlar gelsin buraya. Biz her zaman trenle gidiyorduk İstanbul'a. Böyle bilmiyoruz. 25 canımız gitti. İçimiz kan ağlıyor. Ben torunumu ve oğlumu gülerek gönderdim."
GÜNCELLEME 12.02
Suat Çiçekli konuşuyor:
"Uzunköprüden bindim trene, 2. vagondaydım, 3'e geçtim. Bir anda tren zıpladı. Bir müddet sürüklendim. Kendime geldiğimde etrafımda yaralılar ve ölüler vardı. Kendimiz kurtardık yaralıları. Trenin altında çok ceset gördüm. Şikayetçiyim."
Süleyman Doğru: "Trene Uzunköprü'den bindim. Sarılar mevkiinde yağmur yoktu. Kaza anında bomba gibi bir ses duyduk. Tren iki defa zıpladı. Demirlere tutunmaya çalıştım. Sonrasını hatırlamıyorum. Yolcularda birisi çıkardı beni. Omuz çıkığı oldu bende. Halen tedavi görüyorum. Malulen emekli edilmek istendim, karşı geldim. Çalışmakta zorlanıyorum. Şikayetçiyim."
Yasin Kızıltepe söz aldı:
"Alpullu'dan bindim. Muratlı'da çok yolcu aldı tren. Tren titremeye başladı. Önümdekine tutundum. Kaza oldu, uçmuşum. Omurgam kırıldı. Arkadan bir kuvvet vurdu gibi hissettim. Tren çok kalabalıktı ama kaza sonrası çok az kişi çıktı trenden. Kolu, bacağı kopanlar gördüm. Kaza sonrası yürüdük. Ambulans geç geldi. Sarılar'dan köylüler geldi ambulanstan çok önce. Doktorum ömür boyunca 1-2 kilodan fazla kaldıramayacağımı söyledi. Şikayetçiyim."
GÜNCELLEME 11.05
Mağdur ve müştekilerin beyanları devam ediyor. Ramadan Yılmaz konuşuyor:
"Uzunköprü'den bindim, Çerkezköy'e geliyordum. Olay anı oturduğum yerden zıpladım, başım yukarıya vurdu. Camdan fırladım, belim kırıldı.Yeğenimin aracıyla hastaneye geldim. Çok acı bir olaydı. Yağmur hatırlamıyorum. Trenin içerisini görseydiniz kendinizden soğurdunuz. Şikayetçiyim."
Olay günü trende olanlardan Remzi Güvenç, "Ben bu olayda 4 evladımı kaybettim. İçim yanıyor. Kavrulduk gittik. Canlı mıyız ölü müyüz? Şikayetçiyim" diyerek gözyaşlarına boğuldu.
Sevim Doğrul konuşuyor:
"Olay günü Alpullu'dan trene bindim, Çorlu'ya geliyordum. Çocuğum, eşim ve yeğenim yanımdaydı. Tren çok kalabalıktı. Eşim yaşlılara yer vermek için ayağa kalkmıştı. Olay anında resmen tren bizi olduğumuz yerden havaya zıplattı. Sonra bir gümbürtü koptu. Trenin içi duman doldu. Çocuğumu koltuğun yanında sıkışmış buldum. Eşimi ayakkabasından tanıdım. O kadar dolu trende kimse yoktu. Trenin içi kan gölüydü. Gençlerden eşimi kurtarmak için yardım istedim. Eşim şu an sakat, tedavisi sürüyor. Eşimi kendi çabalarımızla kurtardık, bize kimse yardıma gelmedi. Olay yerinden iki kilometre kadar eşim o haliyle yürümek zorunda kaldı. Suçluların hepsinin cezasını çekmesini istiyorum."
GÜNCELLEME 10.53
Olay günü trende bulunanlardan Çisem Tunca konuşuyor:
"Olay günü eşim, ben ve kızım Uzunköprü'den trene bindik. Olaydan sonra kızımı bulamadım, bir kadın üzerine düşmüş, eşimin ayağı trenin altında kalmıştı. Olay anında tavana vurduğum için kürek kemiğim kırıldı. Şikayetçiyim."
Ersan Ceylan konuşuyor:
"Pehlivanköy'den bindim trene. 3. ya da 4. vagondaydım olay anında. Tren çok kalabalıktı. Çorlu'da inecektim, olay anında tutunmaya çalışırken vagonun içine yuvarlandım. Yağış hatırlamıyorum. Şikayetçiyim."
Esma Ergin konuşuyor:
"Oğlumla beraber Pehlivanköy'den bindik. Yağmur yağdığını görmedim. Tren devrildi, bizi biri çıkardı. Oğlumu kaybettim sanıp çok korktum, titredim. Şikayetçiyim."
Nihan Akçakan: "Trene Uzunköprü'den bindim. Çok yüksek bir gürültüyle kaza oldu. Baygınlık geçirdim. Dizimin kanadığını gördüm, ameliyat oldum. 112'yi aradım benden konum istediler. Ambulanslar çok geç geldi. Abim İstanbul'dan benden 5 dakika sonra geldi. O kadar yani... Yağış hatırlamıyorum, bütün kişi ve kurumlardan şikayetçiyim."
GÜNCELLEME 10.40
Mağdur ve müştekilerin beyanlarında geçildi. Olay günü trende olanlardan Ceyhan Deveci, "Alpullu'da trene bindim Muratlı'da yer değiştirdim. Vücudumda kırıklar var. Her türlü şikayetçiyim" dedi.
Katliamda trende olan mağdurlardan Coşkun Yıldız ise şunları söyledi:
"Ben, baldızım ve bacanağım Alpullu'da trene bindik. Ben de makinistim. Kaza sırasında çok seri fren yapıldı. İnsanlar uçuşuyordu, vagonlar yattı, ben altında kaldım. Vagonların altından 21.00 sıralarında çıktım. Bir kadın ben vagonların altındayken vagona girip çıktı. Kazazedelerin eşyalarını aldı, benim de telefonumu almak istedi. Vagonun altında direndim. Benim altımda cansız yatan bir kadının küpesini de aldı ancak görsem tanıyamam, kayıtları da inceledim. 3 ameliyat oldum, tedavilerim devam ediyor. Bir ameliyat daha olacağım. Sorumlulardan şikayetçiyim. Makinistim dedim, 140 yıllık bir yerin bakımının böyle moloz parçalarıyla falan yapılması yanlış. Bunu doğal afete bağlamak yanlış."
GÜNCELLEME 10.39
Sanık Özkan Polat savunmasını yapmaya başladı. Polat, "Mahal listeleri hazırlanırken keşiflere katıldınız mı" sorusuna "evet" cevabını vererek menfez ve köprülerin kontrolüne katıldığını kabul etti. Polat'ın savunmasının ardından söz alan Av. Can Atalay, "İTÜ bilirkişi gönderme konusunda heyetinize gerçek dışı beyanda bulunmuştur. YTÜ'den yanıt bile gelmemiştir. Her iki üniversiteye de tenkit yazılmalıdır" dedi. Mahkeme Başkanı ise "İTÜ'ye yazdık, daha kapsamlı bir cevap aldık" şeklinde cevap verdi.
GÜNCELLEME 10.26
Sanık Turgut Kurt'un savunmasına geçildi. Kurt, Mahkeme Başkanı'nın "Mahal yeri listesinde bütün menfezler var ancak kazanın olduğu menfez neden yok?" sorusuna "Mühendislerimiz yazmayı gerekli görmemiş" diyerek yanıt verdi. Kurt, bu yanıtıyla bütün menfezlerin yazıldığını, yalnızca kazalı menfezin yazılmadığını iddia etti. Bunun üzerine söz alan sanık müdafii Mehmet Ektaş "TCDD bünyesindeki menfez ve köprülerin yüzde 99'u yönetmeliğe aykırı" dedi.
GÜNCELLEME 10.08
Tekirdağ Barosu Başkan Yardımcısı'nın bilgisayar yasağını gündeme getirmesine ise Mahkeme Başkanı, "Karar bize ait" diyerek yanıt verdi. Av. Can Atalay ise mahkemenin bu tutumuna itiraz ederk "Duruşma kapalı olmadığı durumda bu, gazetecilerin görevini yapmasına engel bir durumdur. Kamuoyunun bu duruşmadan haberdar edilmesi gerekiyor" diyerek bilgisayarların sokulmasını talep etti. Mahkeme heyeti, talebi oy birliğiyle reddetti.
GÜNCELLEME 09.35
Duruşma başladı. Duruşma öncesinde davaya bilgisayar ile girilmesinin mahkeme kararıyla yasaklanmasına basın emekçileri isyan ederek "Haber yapmamızı engellemeye çalışıyorsunuz" dedi.
GÜNCELLEME 09.29
Santral Park'ta toplanan aileler, avukatlar ve izleyiciler yürüyüşle Halk Eğitim Merkezi'ne geçti. Duruşma öncesinde burada bir konuşma yapan ve katliamda kızını kaybeden Zeliha Bilgin, "Tek istediğimiz en alt kademeden en üst kademeye kadar bu ihmal zincirlerinde kimin imzası varsa yargılansın, korunmasın. Tek istediğimiz adalet!" dedi.
---------------------------------------------------------
Bir önceki duruşması 10 ve 11 Eylül’de görülen davada Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, mağdur ve müştekilerin davaya katılma talebinin kabulüne, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzakere yazılarak soruşturma hakkında bilgi istenmesine karar vermişti.
Mahkemenin verdiği diğer kararlar ise şu şekildeydi:
- Bilirkişiler hakkında suç duyurusu yapılıp yapılmadığı hakkında bilgi istenmesine,
- TCDD'ye yazı yazılarak organizasyon şemasının istenmesine,
- TCDD'ye yazı yazılarak son 50 yıllık bakım onarım işlemlerinin istenmesine,
- Bilirkişi keşfi yapılmasının kabulüne,
- Suç duyurusu talebinin deliller toplandıktan ve keşif raporunun ayrıntılı incelenmesinden sonra görüşülmesine,
- Sanık Celaleddin Çabuk'un adlı kontrolünün kaldırılmasına TCDD Taşımacılık A.Ş.'nin davaya katılma talebinin reddine,
- Bilirkişi isim listesinin İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Sakarya Üniversitesi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nden (YTÜ) istenmesi.
NE OLMUŞTU?
8 Temmuz 2018 günü 25 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan ihmaller zinciriyle tren kazası gerçekleşmişti.
Katliam sonrası atanan bilirkişiler Mustafa Karaşahin ile Bekir Sıddık Binboğa Yarman’ın Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD ile iş ilişkilerinin bulunduğu ortaya çıkmış, hazırlanan raporda ise tüm ihmallere rağmen üst düzey sorumlular yer almamıştı.
Ardından savcı Galip Özkurşun tarafından TCDD’nin 4 alt düzey çalışanı hakkında kovuşturma kararı verilmişti.
Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD’deki üst düzey sorumlular için ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararı vermişti.
Bunların üzerine acılı aileler adalet nöbetine başlamış, Anayasa Mahkemesi (AYM) önündeki nöbete ise polis saldırmıştı.
3 Temmuz’da gerçekleşen duruşmanın ardından ailelere saldıran polisler hakkında değil, acılı aileler ve avukatları hakkında soruşturma açılmıştı.
‘FETÖ'nün futbol yapılanması davasında’ mütalaa açıklandı: Savcı eski futbolcular için hapis istedi.
‘FETÖ’nün futbol yapılanması’ davasında savcı eski futbolcular için hapis istedi
10-12-2019 14:58

Eski milli futbolcular Bekir İrtegün, Uğur Boral, Zafer Biryol, Ömer Çatkıç’ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın yargılandığı ‘FETÖ’nün futbol yapılanması’ davasında, savcı mütalaasını açıkladı.
Mütalaada, sanıklar Zafer Biryol ve Ersin Güreler hakkında, ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlamasıyla 7,5 yıldan 15’er yıla kadar hapis talep edildi. Mütalaada Bekir İrtegün, Uğur Boral ve Ömer Çatkıç’ın ‘etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandıkları’ belirtilerek 5’er yıldan 11 yıl 2’şer aya kadar hapisleri istendi. Sanıklardan antrenör İsmail Şengül’ün ise beraati talep edildi.
Davutoğlu’nun partisinin kuruluş tarihi açıklandı
Eski AKP Genel Başkan Yardımcısı Özdağ, Davutoğlu liderliğindeki yeni partinin kuruluş tarihini açıkladı. Özdağ “Partimizin kuruluşu ne kadar erken olursa o kadar iyi. Çünkü siyaset sertleşiyor” dedi.
10-12-2019 14:07

Eski AKP Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı yeni parti için cuma günü İçişleri Bakanlığı'na kuruluş belgelerinin teslim edileceği öğrenildi. Aynı gün Davutoğlu’nun partiyle ilgiili açıklama yapacağı ve diğer siyasi partilerden farkını anlatacağı belirtildi.
Sözcü’den Saygı Öztürk’ün haberine göre 81 ilden 130 kurucunun yer aldığı yeni partinin isminin ‘Bizim Parti’ ya da ‘Bir Parti’ olması üzerinde duruldu.
‘GENEL BAŞKANLIK YAPAMAYACAĞINI ANLADI VE GÖREVİ BIRAKTI’
AKP’de genel başkan yardımcılığı yapan ve eski Manisa Milletvekili olan, ayrıca 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu Başkan Yardımcılığı’nda bulunan Doç. Dr. Selçuk Özdağ da, yeni partinin kuruluşunda öne çıkan isimlerin başında geliyor.
Davutoğlu'nun AKP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık yaptığı dönemde yolsuzluk ve hırsızlıkların önlenmesi için ‘Şeffaflık Yasası’, ‘Siyasi Etik Yasası’, imar rantlarının kişilere değil, Hazine’ye aktarılması amacıyla ‘İmar Yasası’ çıkartmak istediğini hatırlatan Özdağ, şunları söyledi: “Bu yasal düzenlemeler üzerine Cumhurbaşkanı’yla aralarında ciddi anlaşmazlıklar oluştu. Bazı yasa tasarılarının getirilmemesi için her şey yapıldı. Bazıları Genel Kurul’a getirilmeden önce MYK ile bazı yetkilerinin elinden alınmasıyla, ‘burada genel başkanlık yapamayacağını' anladı ve görevi bıraktı.”
‘GÜRSEL TEKİN'E YAKIŞMADI’
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'in ‘Koltuk gidince Davutoğlu, Siyasi Etik Yasa Teklifi’ni imzalamamıştı’ açıklamasının gerçeği yansıtmadığını savunan Özdağ, şunları söyledi: “Gürsel Tekin, tecrübeli bir milletvekili. Ancak bu açıklamasını şık bulmuyorum, teamüllere de uymuyor. Çünkü, kanunların nasıl yapıldığını bilir. Bir siyasi parti kanun teklifi hazırlar. Başka bir siyasi parti de benzer bir teklif hazırlarsa, bunlar komisyonda birleştirilir. Teklifler Genel Kurul’da görüşülmek üzere sıraya girer. Görüşülür ya da reddedilir. Gürsel Bey’e sormak gerekiyor: CHP ne zamandan beri hazırladığı kanun tekliflerini iktidar partisinin imzasına açıyormuş? Bu sözleri Tekin'e yakıştıramadım.”
‘NE KADAR ERKEN OLURSA O KADAR İYİ, SİYASET SERTLEŞİYOR’
Partinin kuruluş çalışmalarının cuma günü tamamlamış olacağını, Genel Başkan Ahmet Davutoğlu'nun öğleden sonra kapsamlı açıklamalarda bulunacağını belirten Özdağ, “Günde 20 saat çalışıp partimizin bir an önce kuruluşunu tamamlamak istiyoruz. Ne kadar erken olursa o kadar iyi olur. Çünkü siyaset giderek sertleşiyor. Çarşamba günü İçişleri Bakanlığı'ndan randevu isteyeceğiz” dedi.
AİHM'den 770 gündür tutuklu olan Osman Kavala hakkında karar!
AİHM, iki yılı aşkın süredir tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala’nın başvurusuna ilişkin kararını açıkladı.
10-12-2019 12:25

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Gezi Direnişi davasının tek tutuklu sanığı olan ve 770 gündür cezaevinde bulunan iş insanı Osman Kavala'nın başvurusu hakkında ihlal kararı verdi.
AİHM makul şüphe olmadan Kavala'nın siyasi sebeplerle tutuklanması ve AYM'nin başvuruyu makul bir sürede incelememesi nedeniyle AİHS madde 5/1, 5/4 ve 18'den ihlal bulup Kavala'nın derhal serbest bırakılmasına karar verdi.
Osman Kavala 8 Haziran 2018'de AİHM'e yaptığı başvurusunda hakkındaki geçici tutukluluk kararının ve bu kararın uzatılmasının AİHS'nin emniyet ve güvenlik haklarıyla ilgili 5’inci maddesine aykırı olduğunu savunulmuştu.
"Çıkarılan zorluklar" nedeniyle hakkındaki geçici tutukluluk ve tutukluluğun devamı kararlarına itiraz edememiş olması ve Anayasa Mahkemesi önündeki sürecin uzunluğunun da AİHS'nin aynı maddesine aykırı olduğu belirtilen başvuruda, ayrıca Kavala hakkındaki tutukluluk kararının siyasi nedenlerden ötürü verildiğini, bu durumun AİHS'nin 18'inci maddesine aykırı olduğunu ileri sürülmüştü.
Mansur Yavaş, Gökçek döneminde ‘FETÖ’cülere tahsis edilen arsaları inceleyecek
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde Gökçek döneminde ‘FETÖ’cülerle yapıldığı iddia edilen arsa tahsislerinin ve imar uygulamalarının incelenmesi kararlaştırıldı.
10-12-2019 12:18

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Mansur Yavaş başkanlığında yapılan toplantısında, eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek döneminde yapılan imar değişikliklerinin ve kaçak ‘FETÖ’cü Savcı Şadan Sakınan lehine yapılan imar uygulamalarının araştırılmasına ilişkin önerge kabul edildi.
‘ÖNEMLİ GELİR KAYNAĞI’
CHP’li Belediye Meclisi üyesi Ertan Işık imzasıyla verilen önergede, ‘FETÖ’ ile ilgili mahkemelere yansıyan ifadelerde, belediyelerin ürettikleri imar rantlarıyla örgütün en önemli gelir kaynaklarından birisini oluşturduğu iddia edildiği belirtildi.
‘PARSEL PARSEL SATTILAR’
Önergede, Bülent Arınç’ın Başbakan Yardımcılığı dönemindeki ‘parsel parsel sattılar’ sözüne de yer verilerek, ‘FETÖ’cü suçlamasıyla kaçak durumda olan eski Savcı Şadan Sakınan’ın aldığı tarlaya emsali yükseltilerek imar verildiği örnek gösterildi.
“İddialara göre, bu türden onlarca uygulama yapılmış ve ‘FETÖ’nün adliyedeki önemli isimlerinden birisi olan Şadan Sakınan’a örgüt lehine kaynaklar akıtılmıştır. Firari durumdaki Şadan Sakınan’ın da Ankara Büyükşehir Belediyesi ve onun eski Belediye Başkanı hakkında açılmış 100’den fazla davada takipsizlik kararı verdiği, karşılıklı iş birliği içinde bu sürecin götürüldüğüne dair vahim iddialar söz konusudur” denildi.
‘ESKİ YAPTIKLARIMIZI ANLATACAĞIZ’
Toplantıda ayrıca, Söğütözü’nde daha önce Gökçek döneminde metro durağı üzerine yapılan ve daha sonra yıkılan ‘Demirkafes’ yerine yapılan gökdelenin de incelenmesine ilişkin önerge kararlaştırıldı.
Büyükşehir Belediye Meclisi’nin daha önceki toplantısında, Mamak Belediye Başkanı Murat Köse, “Ben bir dönem burada Meclis üyeliği yaptım. Eskiden burada imar konularında yapılanları anlatayım mı? Eski yaptıklarımızı anlatacağız” demiş, olaydan sonra Gökçek Köse’yi ziyaret etmişti.
Polisin milletvekilinin kolunu kırması 'hukuka uygun' bulundu
Batman Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP'li Feleknas Uca'nın bir açıklama sırasında polis saldırısıyla kolunun kırılması soruşturmasında, "müdahale hukuka uygun" diyerek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
10-12-2019 11:19

Batman Cumhuriyet Başsavcılığı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca'nın bir açıklama sırasında polis saldırısıyla kolunun kırılması soruşturmasında, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. “Hukuka uygun” bulunan müdahaleye ilişkin Uca'nın avukatlarının yaptığı itiraz ise Batman 2. Sulh Ceza Mahkemesince reddedildi.
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre, açlık grevlerinin sürdüğü dönemde, 13 Mayıs 2019'da Batman'da yapılmak istenen basın açıklamasına, "valilik yasağı” gerekçesiyle izin verilmemesiyle birlikte yapılan müdahalede Uca'nın sol kolu kırıldı. Uca'nın avukatları, 14 Mayıs'ta olaya ilişkin görüntü ve hastane raporlarıyla birlikte, ilgili kolluk güçleri hakkında "işkence ve kötü muameleden ve milletvekilliği dokunulmazlığının ihlal edilerek zorla gözaltına alınmasından" dolayı suç duyurusunda bulundu.
'KANUNDA TANINAN YETKİ KULLANILMIŞ’
Batman Cumhuriyet Başsavcılığı, 9 gün sonra olaya ilişkin soruşturma ve kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi. Savcılık takipsizlik kararını şu gerekçeyle açıkladı: "Kolluk kuvvetleri tarafından Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nun kendilerine verdiği yetki çerçevesinde gruba orantılı şekilde müdahale edildiği, yasak toplantının dağılmasının kolluk kuvvetlerinin görev olduğu, söz konusu olayda kanunun tanıdığı yetki kullanılmış olduğundan hukuka uygunluk sebebinin bulunduğu, bu nedenle kolluk görevleri hakkında dava açma imkanı bulunmadığı anlaşılmakla."
MAHKEME İTİRAZI REDDETTİ
Savcılığın takipsizlik kararının kaldırılması için Uca'nın avukatı Reyhan Yalçındağ'ın Batman 2'nci Sulh Ceza Hakimliği'ne yaptığı başvuru reddedildi. Mahkeme, savcılık kararında bir isabetsizlik bulunmadığını, bu nedenle kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının usul ve yasaya uygun olduğuna karar vererek, kovuşturmanın ret kararının kaldırılması için yapılan itirazı reddetti.
ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURU
Uca'nın avukatı Yalçındağ, mahkemenin ret kararının ardından "toplantı ve gösteri hakkının ihlali", düşünce ve ifade özgürlüğü hakkının ihlali" ile "işkence ve kötü muameleyi önleme yasağının" ihlali başlıklarında Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Yalçındağ, AYM’den olumsuz sonuç çıkması durumunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yapacaklarını söyledi.