'Olağan Şüpheliler' dizi setinde iş kazası: Oyuncu beyin kanaması geçirdi
Aylin Akyüz adlı oyuncu dublör olarak yer aldığı sahnede, trafik kazası sahnesi çekilirken düşmesi sonucu beyin kanaması geçirerek yoğun bakıma alındı.
06-04-2021 10:12

Sinema Televizyon Sendikası, Acun Ilıcalı'nın sahibi olduğu "Exxen" adlı platformda yayınlanacak olan 1441 Productions yapımı "Olağan Şüpheliler" adlı dizinin çekimleri sırasında Aylin Akyüz adlı oyuncunun dublör olarak yer aldığı sahnede iş kazası geçirdiğini ve beyin kanaması nedeniyle yoğun bakıma alındığını duyurdu.
Setteki iş kazasını duyuran sendikanın açıklamasında, çekimler sırasında Aylin Akyüz adlı oyuncunun dublör olarak yer aldığı sahnede, trafik kazası sahnesi çekilirken önce aracın üzerine sonra da yere düşerek yaralandığı belirtildi.
Akyüz'ün beyin kanaması nedeniyle yoğun bakıma alındığı, durumunun ciddiyetini koruduğu açıklandı.
Sinema Televizyon Sendikası, olayın adli mercilere de ulaştığını belirterek olası ihmallerin açığa çıkması için süreci takip edeceklerini duyurdu.
İLGİLİ HABERLER
Ziya Selçuk: 425 bin 430 öğretmen ve okul çalışanı aşı randevusuna dahil edildi
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Covid-19 aşı uygulaması randevusuna 425 bin 430 öğretmen ve okul çalışanının dahil edildiğini açıkladı.
14-04-2021 11:05

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, öğretmenler ve okul çalışanlarına ilişkin öncelikli yeni tip koronavirüs (Covid-19) aşı uygulaması randevusuna, şu ana kadar 425 bin 430 eğitim emekçisinin dahil edildiğini bildirdi.
Selçuk, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, öğretmenlerin ve okul çalışanları için öncelikli Covid-19 aşı uygulamasının devam ettiğini belirtti. İlkokul ve okul öncesi kurumlarda bulunan öğretmenler, psikolojik danışmanlar, okul yöneticileri ve okul çalışanlarının sistem tanımlamalarıyla birlikte aşı için randevu alabileceğini bildiren Selçuk, şunları kaydetti:
"Şu ana kadar 425 bin 430 çalışma arkadaşımız aşı randevusuna dahil edilmiştir. Sağlık Bakanlığı, aşı tedarik süreciyle bağlantılı olarak tüm öğretmenlerimiz, psikolojik danışmanlarımız, okul yöneticilerimiz ve okul çalışanlarımız için planlama yapmaktadır. Aşı planlaması doğrultusunda '@enabizsistemi' ve '@MHRS_182'den durumunuzu takip edip randevularınızı oluşturabilirsiniz."
— Ziya Selçuk (@ziyaselcuk) April 14, 2021
Bir sağlık emekçisi daha koronavirüs sebebiyle hayatını kaybetti
TTB, Diş Teknisyeni Yaşar Gürlek'in Covid-19 sebebiyle hayatını kaybettiğini duyurdu.
14-04-2021 07:30

Türk Tabipleri Birliği (TTB), yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle bir sağlık emekçisinin daha hayatını kaybettiğini duyurdu.
AKP iktidarının ''Hakkınız ödenmez'' dediği fakat salgınla mücadelede yalnız bıraktığı sağlık emekçileri hayatlarını kaybetmeye devam ediyor.
TTB'nin yaptığı sosyal medya paylaşımına göre, İstanbul Eyüpsultan İlçe Sağlık Müdürlüğü filyasyon ekibinde görev yapan Diş Teknisyeni Yaşar Gürlek koronavirüs sebebiyle yaşamını yitirdi.
#ÖfkeliyizÇünküÖlüyoruz
— TürkTabipleriBirliği (@ttborgtr) April 13, 2021
İstanbul Eyüpsultan İlçe Sağlık Müdürlüğü filyasyon ekibinde görev yapan Diş Teknisyeni Yaşar GÜRLEK'i COVID-19 nedeniyle kaybettik.
Ailesine ve tüm sağlık camiasına başsağlığı diliyoruz.#OyalamaDeğilYasa pic.twitter.com/o1zSdKo1LH
Soma Katliamı davası ertelendi: 'O tekmeyi yüreklerimize her gün attınız'
Soma maden faciasının davası Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar görülen duruşmasında dava 24 Mayıs'a ertelendi.
13-04-2021 20:03

İleri Haber
Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasının davası bugün yeniden görüldü.
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada 'olası kastla insan öldürme' suçundan ceza alan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, yönetim kurulu üyesi Haluk Evinç ve mühendisler Efkan Kurt ile Adem Osmanoğlu, Yargıtay 12'nci Dairesi'nin ocak ayında verdiği karar doğrultusunda 'bilinçli taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma' suçundan yeniden hakim karşısına çıktı.
Sanıklar duruşmaya SEGBİS ile katıldı.
DURUŞMA BAŞLADI
Soma Katliamı davası Yargıtay kararının okunmasıyla Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Duruşmaya faciada hayatını kaybeden 301 madencinin aileleri katlırken, patron sanık Can Gürkan Çağlayan Adliyesi'nden SEGBİS ile bağlandı.
Mahkeme heyeti Can Gürkan'a beyanlarını sorması üzerine Av. Güray Dağ heyete usule dair beyanlarda bulunmak istediğini belirtti.
Dağ şunları söyledi:
"Sanıkların talebi olmadığı halde ara karar ile sanıkların ifadelerinin SEGBİS ve istinabe ile alınmasına karar verdiniz.
Türkiye tarihinin en büyük işçi katliamı olan ve iktidar tarafından müdahale edilen, eşi benzeri görülmeyen hukuksuzlukların olduğu bu davada, adil yargılanma hakkı kapsamında ailelerin önünde kararınızı tekrar değerlendirip kararınızdan rücu etmenizi talep ediyoruz."
'KATİLLER BURAYA GETİRİLSİN'
Av. Güray Dağ'ın beyanlarının ardından aileler, sanıkların mahkeme salonuna getirilmelerini talep etti.
Aileler, "Evet buraya gelsin, biz geliyorsak onlar da gelsin, katiller buraya getirilsin" dedi.
Mahkeme heyeti söz isteyen ailelere söz hakkı vermedi.
'BU OLAYA KARIŞAN HERKES BÜYÜK ACILAR YAŞIYOR'
Sanık Can Gürkan bozmaya karşı beyanda bulundu.
Gürkan'ın "Bu olaya karışan herkes büyük acılar yaşıyor farkındayım" demesi üzerine aileler "Neyin farkındasın?" diyerek tepki gösterdi.
Gürkan beraatini talep etmesinin ardından katılma taleplerine karşı itirazı olmadığını söyledi.
Sanık müdafii avukatı, "Biz hiçbir suç işlemediğimiz kanaatindeyiz, müvekkilimizin duruşmalardan vareste tutulmasını talep ederiz" ifadelerini kullandı.
'UTANMIYOR MUSUNUZ?'
Duruşmada söz alan Av. Berrin Demir sanıkların mahkeme salonuna getirilmemesine tepki gösterirken şu ifadeleri kullandı:
"Sayın başkan bu yargılama şeklinden utanmıyor muyuz? Dünya gündemindeki bir katliamda SEGBİSle ifade alınması, 301 madencinin canına sebep sanığın burada aileler ile yüzleştirilmemesi ve sizin buna izin vermenizden utanıyoruz. Bu ihsas-ı reydir."
'İŞÇİLERİN EKMEĞİNİ KAZANIRKEN ÖLMESİ SAYI HESABI OLARAK MI KALACAK?'
Av. Can Atalay söz aldı:
"Bütün meselemiz şudur; karşımızda bir Yargıtay kararı mı kağıt parçası mıdır? Bu bir paçavradır. Bu; paranın gücüne iman edenlerin, cemaatlerle iş tutanların kazandıklarını sandıkları bir paçavradır.
Bozma sonrası serbestiyet ilkesi gereğince biz sizin olası kast ile inceleme yapmanızı, gerekirse delil toplamanızı talep ediyoruz. Çünkü burada aleyhe bozma yasağı yok. Olası kastla ceza vermeniz gerekir. Bakın mümkün demiyoruz, gerekli diyoruz.
Öncesinde sanık müdafileri güneydoğudan gelen bir işçiye lafı getirmeye çalıştı. Sonra fetullahın cinlerine indiler, 15 temmuz anlattılar. Sonra karşı taraf Müge Anlı programının dökümünün celbini talep etti. Bu dosyada bu saçmalıklar yaşandı.
Biz orada keşif yaptık, heyet buna dair karar kurdu. Keşifte tüm noktalar kamera kaydına alındı. Biri dışında uzakta bir pet şişe bulundu ve o sıra elektrik kesildi. Mahkeme başkanı da buna bakmaya gerek yok dedi. Ankara'daki iş bitiriciler ise o heyeti gönderdiler.
Yargıtay C. Başsavcısı sayı hesabı diyor. Bu ülkede 5 10 işçi ölse idare ederiz diyor. Gezi'den sonra 301 işçinin ölmesi ile olası kast meselesi ortaya çıkmıştır diyor sanık müdafileri. Yargıtay da bu avukatlar da sayı hesabı yapıyorlar.
Bu ülkede işçilerin ekmeğini kazanırken ölmesi sayı hesabı olarak mı kalacak? Selçuk olsa anlatırdı, 'Burada katliam olacak bana izin ver ben havalandırma getireyim buraya' diyorlar. Patronlar ise buna para gidecek diye izin vermiyor.
Burası patlamaya hazır bomba gibiyken üretim 16.5 kat arttırılıyor. O ocağa inildi, bilirkişiler bize 'burada ne olduğu açıkça belli' dediler. Siz göremediniz ama bizler ve bilirkişiler gördü. Bizi ve kendinizi bu paçavra ile sınırlamayın.
Bırakın bu sorumluluğu 8 Ocak'ta 3 ay bekleyip itiraz eden Yargıtay C. Başsavcılığı taşısın. Bırakın bu kadar kapsamlı dosyayı 5 günde karara bağlayan 3 tane değişen üye taşısın.
Bu davada başından beri siyasi baskı vardır. Katliamdan sonra Alp Gürkan canlı yayında 'bu maden benim, ben sorumluyum' dedi. Yıllarca yargılamadan kaçırıldı.
Bugün ise talimat ile SEGBİS dayatılıyor. Ailelerin de dediği gibi Can Gürkan 301 insanın katilidir, bugün bu aileler o yüzden Can Gürkan nerde diye soruyor. SEGBİSe bu yüzden itraz ediyoruz. Tüm yaşananlarla, burada adil yargılanma yapıldığına inanmamızı beklemeyin."
'OLASI KASTTAN CEZA VERİLMEZSE HİÇBİR İŞÇİ KATLİAMI CEZALANDIRILAMAZ'
Av. Mürsel Ünder söz aldı:
"Hafızalarda nasıl kalacağınıza dair ağır bir yük altındasınız. Bu yargılama sermayenin baskısıyla yürüdü, devlet ve yargı sermayeye kol kanat gerdi, sermayenin hasar görmemesi için de elinden geleni yapmaya devam ediyor.
Can Gürkan, 'Eğer olası kasttan ceza verilirse madencilik yapacak kimse bulamazsınız' demişti. Eğer bu dosyada olası kasttan ceza verilmezse hiçbir işçi katliamı cezalandırılamaz."
'İŞ CİNAYETLERİ FITRAT, KADER DEĞİLDİR'
Av. Berrin Demir söz aldı:
"Katledilen 2 işçiyi tanıyorum. Doğduklarını, büyüdüklerini, evlendiklerini gördüm. Bu topraklarda zeytin, tütün ekilirdi bunları bitirdiler. Sonra da benim bu kardeşlerim yerin 7 kat altına girip çocuklarına hayat kazanmaya çalıştılar.
Bu arkadaşlarımız, katilleri 3 kuruş daha kazansın diye katledildi. Varolan heyetin değiştirilmesi, şahsınızın buraya başkan olarak tayini de tesadüfi değil.
Ben 34 yıldır iş cinayeti davasında emek veren bir avukatım Bu davanın gidişatı bana gösterdi ki bu ülkede olmayacak, imkanın varsa yapılmayacak şey yok.
Burada ilmek ilmek bir düzenek oluşturuldu, bununla mücadele etmeye devam edeceğiz. Böyle bir Yargıtay bozma düzeneği yok, daha önce buradaki hiç kimse böyle bir şey görmedi. Büyük bir oyunun içindeyiz.
İş cinayetleri fıtrat, kader değildir. İş cinayetleri yüzde 98 oranında engellenebilir şeylerdir. Bu madende bunlar yazıldı, çizildi, söylendi. Buralı olduğum için biliyorum, hiçbir tedbir alınmadı.
Buralarda bu travmadan dolayı akıl sağlığını yitirdi insanlar. Sakatlandı insanlar. Bu, para hırsı gözünü bürüyen katiller sakatladı bu insanları.
Mahkeme başkanı bize 'neden her duruşmaya 30 kişi gelyorsunuz bu dava siyasi bir dava değil' demişti. Bu alan siyasaldır, bizim mücadele alanımızdır.
Heyete soruyorum,siz şimdiye kadar bu şekilde bir katılan vekili ordusuyla karşılaştınız mı bir iş cinayeti dosyasında? Bu insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur Biz aklımız ve nefesimiz yettiği kadarıyla bu davaları yürütecek, mücadele edeceğiz."
'BURADA KATİLLER VAR'
Avukat beyanları tamamlanmasının ardından, duruşmaya katılanların beyanları dinleniyor.
Katledilen bir maden işçisinin babası şunları söyledi:
"Burada katiller var; arkasında da siyasi abileri, vahşi kapitalizm ve hukuk dedikleri şey var. Sanık avukatları, 'keser döner sap döner' demişti. Onlara hesabın da döneceğini söylüyorum."
'BEN YEDİ SENE ÖNCE ÇOCUĞUMLA TOPRAĞA GİRDİM'
Katledilen bir maden işçisinin annesi Elmas Kaya şunları kaydetti:
"Bütün avukatlarımız gereğini söyledi. Benim oğlumu niye öldürdüler demeyeceğim. Size başka şeyler soracağım.
Biz kitapları hep düz tarafından okuruz, öyle zaman oldu ki kitaplar ters tarafından okunuyor. Bizim avukatlarımız dövüldü, içeri atıldı. (Sanık vekillerini göstererek) Onların avukatları dedi ki 'onlar da çok basiretsizmiş, valizle para kazanıp kaçsalardı' dediler.
Yaratandan değil yönetenden korktukları için böyle. Bu taraftaki avukatlar çanta çanta para aldılar, bu taraftakilere dayak tutuklama düştü. 300 can değil 5000 can aldınız. Adalet arkanızda yazan yazıda kalmasın adalet cüzdanınızla değil vicdanınızla karar verin.
Ne kadar yüksekten görürünürseniz görünün, tamam biz alçaktayız ama şunu unutmayın, siz bunu korku için yaptınız. Nerde bizim evlatlarımız, ben yaşıyor muyum sanki? Ben yedi sene önce çocuğumla toprağın altına girdim. Size diyeceğim siz de yaşamadan ölmeyin."
'ADALET SAĞLANMADIĞI SÜRECE YANMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Katledilen işçilerden birinin eşi:
"Benim eşim son 3 ay sürekli gazdan zehirlenip geliyordu. 'Kömürü elimize alamıyorduk, yanıyordu' diyordu. Başımıza bir iş gelecek diyordu. Amirlere söylediklerinde 'çantanızı alın gidin' dediler. Eşimin gözü açık gitti, gözleri kapanmıyordu.
Sizin adaletinize nasıl güvenelim, o arkanızdaki yazıyı kaldırın. Kendi adaletimizi kendimiz mi sağlayalım? Benim çocuklarım yedi yıldır babasız. Biz yanıyoruz, siz adaleti sağlamadığınız sürece yanmaya devam edeceğiz."
'O TEKMEYİ YÜREKLERİMİZE HER GÜN ATTINIZ'
Soma 301 Madenciler Sosyal Yardımlaşma Derneği, duruşma öncesi mahkeme salonu önünde açıklama yaptı.
Artı Gerçek'ten Yağmur Kaya'nın aktardığına göre, açıklamayı okuyan dernek başkanı İsmail Çolak şu ifadeleri kullandı:
“Tekmelediniz bizleri sonraysa kendinize seçim yatırımı yapmak için bir özür dilettirdiniz. Kuru bir özür müydü o tekmenin acısını bizim yüreğimizden sökecek olan? O tekmeyi her gün attınız yüreklerimize… Mahkeme salonlarında verdiğiniz kararlarla, HSK önüne evlatlarımızın toprağını götürürken bizlere biber gazı sıkarak tekmelediniz. Avukatlarımıza şiddet gösterilmesine göz yumarak, dava karar aşamasına gelmişken, hakimi değiştirerek tekmelediniz. 'İnfaz yasası' adı altında 6 gün biçtiğiniz cezayı bile çok görüp bu kararı bozdunuz. Çıkardınız evlatlarımızın katillerini…
'BU MÜCADELEYİ BÜYÜTMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
2 yıl sonra tekrar mahkeme salonlarını doldurma nedenimiz ise kamu görevlilerince yargı yolunun yeniden açılmasıdır. Biz adalet arayışımıza tam 7 yıl önce başladık, katliamından sorumlu tüm sanıklar kamu görevlileri Hukukun üstünlüğü gözetilerek yargılanmalıdır. Adalet sadece sermaye sınıfına ya da nüfuz sahibi olan insanlara olmamalıdır” diyerek yeniden tüm kamuoyunu davaya sahip çıkmaya davet etti.
Soma'dan sonra yüzlerce işçi kaybettik, hepsinin ailesinin yanındaydık. Biz yaşatmak ve onları korumak için yola çıktıkça başka haberlerde yıkıldık. Ne olursa olsun mücadele etmeye ve bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz."
ARA KARAR
Mahkeme ara kararını açıkladı. Sanıkların duruşmaya getirilmesi talebinin reddine, Adem Ormanoğlu ve Efkan Kurt yönünden vareste tutulma taleplerinin kabulüne, Can Gürkan yönünden reddi ile bir sonraki duruşmada SEGBİS ile hazır edilmesine, mütalaaya karşı önümüzdeki celseye kadar taraflara ayrı ayrı süre verilmesine, Haluk Evinç'in acil durum sorumluluğunun bulunup bulunmadığı konusunda beyanlarının alınması için talimat yazılmasına ve duruşmanın 24 Mayıs 2021 Saat: 09.00'a ertelenmesine karar verildi.
NE OLMUŞTU?
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde yıllarca süren dava 2018 yılında sonuçlanmıştı.
Davada 37 kişi beraat etmiş, 14 sanık da taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmaktan ceza almıştı.
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a basit taksirden 15 yıl hapis cezası verilmişti.
Bilinçli taksirden yargılanan diğer sanıklar Genel Müdür Ramazan Doğru 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik 18 yıl 9 ay, Yardımcısı İsmail Adalı 22 yıl 6 ay hapis cezası almıştı.
Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, 18 Nisan 2019’da tahliye edilmişti.
Sırası gelmediği için kendisini muayene etmeyen doktoru gözaltına aldıran savcı hakkında inceleme
HSK, Doktor Günel'i tehdit ettiği ve gözaltına aldırdığı iddiasına ilişkin savcı Mehmet B. hakkında inceleme başlatarak, olayı incelemesi için müfettiş görevlendirdi.
13-04-2021 12:40

Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK), muayene sırası almadan Osmaniye Devlet Hastanesi’nde görevli Ortopedi Uzmanı Doktor Kemal Gökhan Günel'in odasına girerek içeride hasta olmasına rağmen muayene olmak isteyen ve reddedildikten sonra hekimi tehdit ederek hakkında gözaltı talimatı veren Osmaniye Cumhuriyet Savcısı Mehmet B. hakkında inceleme başlattı. HSK'nin, olayı incelemesi için müfettiş görevlendirdiği öğrenildi.
Daha önce farklı bir doktorda muayene olan Osmaniye’de görevli Cumhuriyet Savcısı Mehmet B., bugün Osmaniye Devlet Hastanesi ortopedi bölümüne gelerek iddiaya göre Ortopedi Uzmanı Doktor Kemal Gökhan Günel’in odasına girdi. Kendisinin savcı olduğunu söyleyen Mehmet B., doktordan kendisini muayene etmesini istedi. İçeride başka bir hasta olduğunu söyleyen Doktor Kemal Gökhan Günel, ayrıca Savcı Mehmet B.’ye daha önceki doktoruna kontrol olması gerektiğini, bu şekilde kendisini muayene edemeyeceğini belirtti.
Bunun üzerine Savcı Mehmet B., kendisini muayene etmeyen doktorun gözaltına alınması için polise talimat verdi. Olayın duyulması üzerine hastane yönetimi ve diğer doktorlar meslektaşlarının bu şekilde gözaltına alınmaması için Doktor Günel’in odasının önüne gelerek gözaltı işlemine engel olmak istedi. Daha sonra Doktor Günel başka bir araçla Osmaniye İl Emniyet Müdürlüğüne ifade vermeye gitti.
‘TERS KELEPÇE TALİMATI VERDİ’
Yaşadığı olayın tamamıyla savcının nüfuzunu kullanmak olduğunu belirten Doktor Kemal Gökhan Günel, “Hasta muayene ediyordum. Sert bir şekilde kapı çaldı, birdenbire içeri bir şahıs girdi. Kendisinin savcı olduğunu söyledi ve muayene etmemi istedi. Ben de içeride hasta varken bu şekilde muayene edemeyeceğimi bildirdim. Durumunu anlattı, sonra kontrolünün geldiğini söyledi. Ben de kendisine muayene ve tedavi olduğu ve kendisinin takibinin yapıldığı ilk hekimden muayene olması gerektiğini ilettim. Odamda bana bağırdı çağırdı, 'Şimdi seninle görüşeceğiz, sen beni nasıl muayene etmezsin' dedi. Ben ve hemşirem odamdan çıktık. Bir süre sonra geri geldim. Hastalarım odanın önünde birikmiş şekilde duruyor. Odama girdiğimde savcı bey hala odadan gitmemiş. Sonra 'Ters kelepçe yapın emniyete götürün' şeklinde polise talimat vermiş. Hastaneye polisler geldi. Üstelik ben olay saatinde hastanede nöbetçi doktordum” dedi.
'NÖBETÇİ DOKTOR HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATTIK'
Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan olaya ilişkin yapılan yazılı açıklamada da şunlar belirtildi:
“Cumhuriyet Başsavcılığımızda görev yapan Cumhuriyet Savcısı M.B.’nin daha önce başlanılan ortopedik tedavisinin devamı olarak 12.04.2021 tarihindeki randevusu için hastaneye gittiğinde nöbetçi doktorun asıl doktorun izinli olduğunu gerekçe göstererek tedaviden kaçınması üzerine Cumhuriyet Savcısı M.B.’nin kendisini tanıtarak randevusunu hatırlatmasına rağmen nöbetçi doktorun muayene odasından ayrılarak tedaviden kaçınıp güvenlik görevlilerine aşağılayıcı şekilde M.B.’nin dışarı çıkarılması talimatını verdiği, tedavi olmaksızın hastaneden ayrılan Cumhuriyet Savcısı M.B.’nin şikayeti üzerine Cumhuriyet Başsavcılığımızca nöbetçi doktor hakkında hakaret suçundan soruşturmaya başlanılmıştır. Nöbetçi doktor, aynı gün Başsavcılığımızca şüpheli sıfatıyla ifadesi alınarak serbest bırakılmıştır."
İşçi önderi Hasan Oğuz ölümünün birinci yılında mezarı başında anıldı
Bir yıl önce bugün çalıştığı şantiyede kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren ve Dev Yapı-İş İstanbul Avrupa Yakası Temsilcisi Hasan Oğuz, mezarı başında anıldı.
13-04-2021 12:04

İleri Haber
Geçirdiği kalp krizi ve yeni tip koronavirüs (Covid-19) nedeniyle bundan tam bir yıl önce hayatını kaybeden Galataport işçisi, Dev Yapı-İş yöneticisi Hasan Oğuz, ölüm yıl dönümünde mezarı başında anıldı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası’nın (Dev Yapı-İş) İstanbul Avrupa Yakası Temsilcisi olan inşaat işçisi Hasan Oğuz, 6 Nisan 2020’de Galataport inşaatında çalıştığı esnada kalp krizi geçirerek hastaneye kaldırılmıştı. Hastanede yaşam mücadelesi veren Oğuz’un Covid-19 testi de pozitif çıkmıştı. Oğuz 13 Nisan 2020'de, genç yaşta hayata gözlerini yummuştu.
Hasan Oğuz, ölümünün birinci yılında Habibler Yayla Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı. Anmaya Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut ve sendika üyeleri, Türkiye İşçi Partisi (TİP) yönetici ve üyeleri, HDP, SYKP, İşçi Temsilci Kurumu (İTK), Kaldıraç, Emeğin Gücü, Dev Yapı-Yol ve Nurtepe-Güzeltepe Dayanışma Ağı üyeleri de katıldı.
Anmada Özgür Karabulut bir konuşma yaptı. Anma sonrası, basın açıklaması düzenlemek üzere Oğuz'un yaşamını yitirdiği Galataport şantiyesine gidildi.
Manisa'nın tek kadın halk otobüs şoförü Kod 29’la işten çıkarıldı
Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı MANULAŞ’ta 5 yıldır çalışan halk otobüs şoförü Fatma Güngör, Kod-29 ile işten çıkarıldı.
12-04-2021 22:23

Manisa Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Manisa Ulaşım Hizmetleri Makine Sanayi Ticaret A.Ş.'ye(MANULAŞ) ait kırmızı halk otobüslerinde şoförlük yapan Fatma Güngör, Kod-29'la işten çıkarıldı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Manisa Büyükşehir Belediyesi Kent konseyi Kadın Meclisi tarafından ‘Güçlü Kadınlar Mutlu Yarınlar' isimli programda başarılı iş kadını seçilerek plaket alan Güngör, şehrin tek kadın şoförüydü.
Sözcü'den İlker Kılıçaslan'ın haberine göre, 42 yaşındaki Güngör, Kod-29 ile işten çıkartılacak bir hata yapmadığını ve işiyle gurur duyduğunu belirterek ''Tutulan ufak tefek tutanaklar bahane gösterilerek benim işime son verdiler. Tutulan tutanaklarda her halk otobüs şoförünün yaşadığı ufak tefek kazalar ve araçlara sürtmeler. Ben bir insana çarpmadım, bir durağa girmedim, kırmızı ışıkta geçip trafik kuralları ihlali yapmadım. Ben yolcularıma ve çevremdeki insanlara bir aile gibi davrandım. Elbetteki hatalarım vardır. Olmaması mümkün değil. Ancak hatalarımın hiç biri yüz kızartıcı suçlar değil. Ne kurumumu ne de kendimi zora sokacak hatalar yapmadım. Ben ahlaksızlık veya yüz kızartıcı bir şey yapmadım. Zaten ben öyle bir şey yapmış olsaydım, boynumu önüme eğer ailemle birlikte çeker memleketime giderim. Ben öyle bir kadın değilim. Şoförlük yaptığım sürece erkeklerin içinde erkek gibi kadın oldum. Ya kartımı, otobüsü mü elimden alabilirler. Ama ekmeğimi elimden almalarını istedim'' dedi.
'TAZMİNAT ALAMIYORUM, İŞSİZLİK MAAŞINA BAŞVURAMIYORUM'
Kod-29 sebebiyle işten çıkartılmasından dolayı tazminat alamadığını ve işsizlik maaşına başvuramadığını belirten Güngör, ''Eşimden ayrıldım. 2 çocuğum var. Ve kredi borcum var. Evim kira. Ben iki aydır kiramı ödeyemiyorum. Beş kuruşsuz küçük şeyler bahane gösterilerek işten atıldım. Kod-29'dan işten çıkartıldığım için ne tazminat alabildim ne de işsizlik aylığı bağlatabildim. Beş kuruşsuz ortada kaldım. En azından Kod 29'dan çıkarmasalardı işsizlik aylığı alıp kiramı ödeyebilseydim. Yeni iş bulana kadar geçimimi sağlayabilseydim. Evini tek bir aylıkla geçindirmeye çalışan kadınlara bu şekilde davranılmasını kabullenemiyorum. Özellikle pandeminin bu döneminde, ekonomik sıkıntıların yaşandığı bu dönemde anlının teriyle para kazanan bir kadına bu şekilde davranılmaması gerekiyordu. Beni çok çaresiz bıraktılar. Ben kadınım ve çocuklarımla birlikte tek başıma hayatta direnmeye çalışıyorum'' dedi ve konuyu yargıya taşıyacağını belirtti.