Okula karşı Gregoire’nin elleri: 35 Kilo Tembel Teneke

Okula karşı Gregoire’nin elleri: 35 Kilo Tembel Teneke

“35 Kilo Tembel Teneke”, öğretmenler ve ebeveynleri tarafından keşfedilmeyi bekleyen tüm çocukların hikayesi diyebiliriz. Günümüz Fransız edebiyatının en sevilen yazarlarından; Bir Aradayız, Hepsi Bu gibi sinemaya uyarlanmış romanlarıyla da tanınan Anna Gavalda’dan çocuklar ve aileleri için etkileyici bir hikaye.

Burcu Adıgüzel

Günümüz Fransız edebiyatının en sevilen yazarlarından, ‘’Bir Aradayız, Hepsi Bu’’ gibi sinemaya uyarlanmış romanlarıyla da tanınan Anna Gavalda’dan çocuklar ve aileleri için etkileyici bir hikaye.

Okuldan nefret eden bir çocuk. Şöyle ifade ediyor kendini:

“Okuldan tiksiniyorum.

Dünyadaki her şeyden daha fazla tiksiniyorum ondan.

Ve hatta daha da fazla…

Okul hayatımı mahvediyor.”

Hayatının en mutlu dönemini üç yaş olarak anımsıyor. Neden? Çünkü okul yok. Gregoire Dubosc, on üç yaşında ve altıncı sınıf öğrencisi. İki kez sınıfta kalmış. Öğretmenleri kendisinden sürekli şikayetçi. Nasıl olmasın? Onun sınav kağıtları bomboş! Ailesi bu durumu çözmek için doktor doktor geziyor. Dikkat eksikliği olabilirmiş. Halbuki Gregoire, ‘’Okul hiç ilgimi çekmiyor.’’ diye açıklıyor durumu. Ama onun ilgisini çeken başka şeyler var. Ellerini seviyor mesela, ellerini kullanmayı da. Yeni bir şeyler icat etmek onu çok heyecanlandırıyor. Mesela; muz soyma makinesi! Boyalara, tahtalara, ahşap materyallere, demirlere dokunmak ve üretmek istiyor. Okul hayatında onu anlayan tek kişi ise anaokulu öğretmeni Marie. Başından savmıyor bir kere. Onu dinliyor. Öğrencilerin hamurlara dokunması için sadece anneler gününü beklemiyor.   

Anne ve babası tarafında ise işler karışıyor. Gregoire’nin neden böyle, neden başarısız olduğu ile ilgili sürekli birbirlerini suçluyorlar ve her okul şikayeti sonrası evde bir kıyamet kopuyor. Her türlü imkana sahip bir çocuk o. Peki neden işler yolunda gitmiyor? Neden bu çocuk okulda hep mutsuz?

Nihayetinde okuldan atılıyor Gregoire ve yeni okul bulmak tam bir kabusa dönüşüyor. Ama her şey gibi bunun da bir çıkış noktası var. Çıkışı, kitabın sayfalarında bulmalısınız.  

“35 Kilo Tembel Teneke”, öğretmenler ve ebeveynleri tarafından keşfedilmeyi bekleyen tüm çocukların hikayesi diyebiliriz. Bir başka deyişle; çocuklarımızın bireyselliğine ne kadar saygı duyuyoruz, onları ne kadar tanıyoruz? Üstelik sürekli onlarla beraberiz, e ne isterlerse yapıyoruz, alıyoruz, paylaşıyoruz. Tüm bunlara rağmen onları yeterince tanımıyor olabilir miyiz? Peki ya okul başarısı? Okul başarısı ile hayattaki başarılar her zaman aynı paralelde mi ilerler? Hep mi pozitiftir bu kolerasyon? Tüm bu sorgulamaları bir çocuğun gözünden sunduğu için çarpıcı bir tarafı var bu öykünün. Bu kitapta ebeveynler değil, çocuklar konuşuyor.

Künye: 35 Kilo Tembel Teneke, Anna Gavalda, Çev. Azade Aslan, Günışığı Kitaplığı, 2019, 92 Sayfa.

 

DAHA FAZLA