İleri Haber

Uluslararası Af Örgütü'nün “2017’den 2018’e Dünyada İnsan Haklarının Durumu” başlıklı yıllık raporu bugün yayınladı.

Raporda, Türkiye'de devam eden OHAL'in insan hakları ihlallerine zemin oluşturduğu ve sivil toplum üzerindeki baskının arttığı belirtilirken, "keyfi, uzatılmış ve cezalandırma amaçlı gözaltılar ile adil olmayan yargılamaların" gündemin bir parçası olduğu kaydedildi.

'MUHALİFLER ACIMASIZCA BASTIRILDI'

Uluslararası Af Örgütü Kıdemli Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, OHAL'in insan hakları ihlallerine zemin oluşturduğunu ve sivil toplum üzerindeki baskının arttığını söyledi. 2017’de muhalifler acımasızca bastırıldı; gazeteciler, aktivistler, akademisyenler, avukatlar ve insan hakları savunucuları tutuklandı, mahkum edildi, medyada hedef gösterildi ve KHK’larla dernekler kapatıldı.

Yargıda devam eden şiddetli baskıya vurgu yapan Gardner, keyfi ve uzun tutuklamaların yanı sıra adil yargılanma hakkı ihlallerinin rutin olarak devam ettiğini belirtti, hakim ve savcıların, kolluk kuvvetlerinin gerçekleştirdiği hak ihlallerinin soruşturulması ve yargılanması konusundaki isteksizliğinin arttığına işaret etti.

'UTANÇ VERİCİ'

Uluslararası Af Örgütü tarihinde ilk defa bir ülke direktörü ile yönetim kurulu başkanının tutuklandığı belirtilen raporda, Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç hakkındaki tutukluğa devam kararı "utanç verici" olarak nitelendirildi.

Kürt illerinde 2015 ve 2016 yıllarında uygulanan sokağa çıkma yasakları nedeniyle evlerinden edilen 500 bin kişinin barınma ve geçim kaynaklarına erişim sağlanmadığını söyleyen Gardner, “Yetkililer bu kişilerin evlerine nasıl dönecekleri konusunda kapsamlı bir plan sunmadı. Ayrıca Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı sırasında evlerinden edilenler, tüm ilçeyi etkileyen kentsel dönüşüm planı kapsamında tahliyeye zorlandı ve ikinci defa evlerini kaybetti” dedi.

GÖZALTILARDA VE CEZAEVLERİNDE İŞKENCE

Gözaltılarda ve cezaevlerinde işkence, kötü muamele ve hak ihlallerinin sürdüğünü belirten Gardner ayrıca, kasım ayında Ankara’da lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks (LGBTİ+) hakları alanında düzenlenen etkinliklerin uydurma gerekçelerle sınırsız süreyle yasakladığını belirtti.