Newroz’un çağrısı

Newroz mu, Nevruz mu; mit mi gerçek mi, Türklerin mi Kürtlerin mi? Bu tartışmalar her yıl Newroz vesilesiyle çeşitli mecralarda hala yapılıyor olsa da zayıflamış, anlamsızlaşmıştır. Akademik tartışmaların ötesinde, Newroz yazılışıyla değil direnişiyle anlam kazanarak büyük insanlık mücadelesinin kültürel ve ideolojik sembollerinden biri olarak kabul edilmiştir artık. Newroz Dehak’lara karşı kardeşliğin, barışın, dayanışmanın, özgürlüğün sembolü olarak Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasındaki tüm ezilenlerin bayramıdır.



24-03-2019 08:29

Engiz Deniz

Newroz binlerce yıldır OrtadoÄŸu’da doÄŸanın ve insanın uyanışının sembolüdür. Newroz, yeni gün demektir, geceyle gündüzün eÅŸit olduÄŸu 21 Mart’a denk gelir ve bu günün birçok kültürde yılbaşı olarak kutlandığı bilinir.

DoÄŸanın uyanışı insanda da özgürlüÄŸe, aydınlığa, umuda olan açlığı uyandırır. Yeni gün, bahar, bayram, yılbaşı… Newroz’a dair ne varsa umut doludur!

Ancak binlerce yıldır kutlanan Newroz’un bizdeki son kırk yıllık hikayesi hayli ilginçtir. Newroz’un bizde yeniden icat edildiÄŸini söylesek yerinde olacaktır belki de. 1980 sonrası Kürt siyasi hareketinin yükseliÅŸe geçmesiyle beraber Newroz, tarihsel ve kültürel anlamının ötesine geçerek politik bir anlam kazanmış, milyonların bir araya gelip kültürel ve siyasi haklarını talep ettiÄŸi özel bir gün olarak siyasal takvimde yerini almıştır.

MeÅŸhur Newroz efsanesindeki Dehak ezen, sömüren, zulmeden olarak kötülüÄŸü, Kawa ise sömürüye karşı baÅŸkaldırının, direniÅŸin sembolü olarak iyiliÄŸi temsil eder. Zalim kral Dehak’a karşı Demirci Kawa’nın baÅŸkaldırısı Kürtlerin son isyanıyla iliÅŸkilendirilerek ulus bilincinin inÅŸası açısından önemli bir taÅŸ yerine oturtulmuÅŸtur. Ulusal birliÄŸin saÄŸlanmasında efsaneler ve mitlerin her zaman önemli bir iÅŸlevi olmuÅŸtur sonuçta.

Kürt siyasal hareketi açısından eÅŸitsizliÄŸe, adaletsizliÄŸe karşı mücadelenin bu iki tarihsel sembolle beslenerek kazanıma dönüÅŸtürülmesi elbette kolay olmadı. Türkiye’deki yerleÅŸik devlet geleneÄŸi milyonların bir araya gelip taleplerini haykırdığı böyle bir günü bayram-kutlama diyerek görmezden gelemezdi elbette. Devlet 90’lı yılların başından itibaren Newroz’a karşı bir yandan ideolojik diÄŸer yandan zora dayalı bir mücadele programı uyguladı.

Önce Newroz’un aslında bir Türk bayramı olduÄŸu keÅŸfedilerek “w” ye savaÅŸ açıldı. Nevruz’un aslında bir Orta Asya geleneÄŸi olarak Ergenokon bayramı olarak ezelden beri kutlandığı iddia edilmeye baÅŸlandı.  Ardından kol kola ateÅŸ üstünden atlayan asker bürokrat fotoÄŸrafları gazeteleri süslemeye baÅŸladı. Ancak tüm istikrarına raÄŸmen gerçek bir halk mücadelesi karşısındaki bu müsamere baÅŸarısız oldu. DiÄŸer yandan yasal ve yasa dışı tüm zor aygıtları devreye sokuldu. Kitlesel olarak kutlanmaya baÅŸlayan Newroz’lar kana bulanarak Kürt halkının Newroz ateÅŸi defalarca söndürülmeye çalışıldı. Olmadı, devlet baskısını daha da arttırdı. 90’lar özellikle Kürtler açısından kapatılan gazeteler, yoÄŸun operasyonlar, tutuklamalar, faili meçhullerle dolu karanlık yıllar olarak geçti. Ancak tüm manipülasyon çabalarına ve zora raÄŸmen, her 21 Mart’ta milyonlar meydanları doldurmaya devam etti.

Newroz mu, Nevruz mu; mit mi gerçek mi, Türklerin mi Kürtlerin mi? Bu tartışmalar her yıl Newroz vesilesiyle çeÅŸitli mecralarda hala yapılıyor olsa da zayıflamış, anlamsızlaÅŸmıştır. Akademik tartışmaların ötesinde, Newroz yazılışıyla deÄŸil direniÅŸiyle anlam kazanarak büyük insanlık mücadelesinin kültürel ve ideolojik sembollerinden biri olarak kabul edilmiÅŸtir artık. Newroz Dehak’lara karşı kardeÅŸliÄŸin, barışın, dayanışmanın, özgürlüÄŸün sembolü olarak Anadolu ve Mezopotamya coÄŸrafyasındaki tüm ezilenlerin bayramıdır.

OrtadoÄŸu sayısız medeniyetin beÅŸiÄŸidir, bu zengin coÄŸrafyanın tarihinde Dehak’lar olduÄŸu gibi Kawa’lar da çoktur. 2019 Newroz’u her ÅŸeye raÄŸmen OrtadoÄŸu halkları açısından yeni umutlara gebedir. OrtadoÄŸu halkları açısından kilit pozisyonda olan Suriye’de emperyalist müdahale baÅŸarısız olmuÅŸ, IŞİD barbarlığı yenilmiÅŸtir artık.

Ülkemize baktığımızda ise tablo çok da iç açıcı sayılmaz. Ekonomik krizin ve muhalefet üzerindeki faÅŸizan baskının arttığı bir dönemde, yerel seçim arifesinde karşılıyoruz bu Newroz’u.

Birçok seçilmiÅŸ milletvekili ve siyasetçi ceza evlerinde. Halkın iradesiyle seçilmiÅŸ yerel yönetimler kayyımlar aracılığıyla gasp edilmiÅŸ vaziyette. AKP/Saray rejiminin bekası için her tür hak talebi baskı ve ÅŸiddetle karşılık buluyor. FaÅŸizm varlığını sürdürmek için her fırsatta dini, etnik, cinsel…vs farklılıkları  kaşıyarak sürekli düÅŸmanlık üretmeye çabalıyor.

Tecrite karşı yükselen Newroz ateÅŸi, tüm eÅŸitsiz koÅŸullara raÄŸmen AKP/Saray rejiminin geriletilmesi için yapılan seçim çalışmaları, EYT mücadelesi, fabrikalardan iÅŸyerlerinden yavaÅŸ yavaÅŸ yükselmeye baÅŸlayan emekçi huzursuzluÄŸu… Tüm olumsuzluklara raÄŸmen Türkiye halkları büyük oranda mücadele potansiyelini ve umudunu koruyor.

Umutsuzum diyenlere sözümüz:

Newroz’un sesine kulak verin, bir fırsat yaratıp daÄŸlara ormanlara gidin. İncelmiÅŸ kar tabakası altından başını kaldıran kardelenlere, kupkuru dalları süslemeye baÅŸlayan rengârenk çiçeklere bakın, birlikte ÅŸarkı söyleyen kuÅŸların türküsünü dinleyin, hepsi umudu anlatıyor.

Gidin Newroz sizi çağırıyor.

Newroz Kutlu Olsun!

Newroz Pîroz Be!