Mustafa Köz: Özgürlükçü yazarlar bu oyuna gelmemeli

Kültür Bakanlığı’nın “Edebiyat Eserlerinin Desteklenmesi” yönetmeliği edebiyat dünyamızda tartışılıyor. Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Şair Mustafa Köz, İleri Haber'in soruşturma dosyasına verdiği yanıtta “Devlet, para vererek yazarın sadece özgürlüğünü, özgünlüğünü değil, ruhunu da almak istiyor” dedi.

Mustafa Köz (Şair-Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı)

(İleri - Kültür Sanat) “Devlet, para vererek yazarın sadece özgürlüğünü, özgünlüğünü değil, ruhunu da almak istiyor. Edebiyatın kamusal alan olduğunu biliyor ve bu alanın emekçilerini, yani yazarlarını, şairlerini ele geçirmek istiyor. Özgürlükçü yazarlar, bu oyuna gelmez, gelmemelidir” diyen Mustafa Köz'ün, İleri Haber'in soruşturma dosyasına verdiği yanıtlar şöyle:

-Sizce devlet edebiyatçıları ücret karşılığında desteklemeli midir?  
Devlet, yazara para verdi mi, yalnızca yazara, yazdıklarına değil; yedi ceddine karışır. Yazarı ele geçirmenin en kolay ve hince yoludur bu. Yazar, para alır özgürlüğünü yitirir; devlet para verir, yansızlığını yitirir. Bir babanın çocuğunun harçlığını verdikten sonra “Şunu al, şunu alma.” demesine benziyor bu mesele. Devlet baba (!) yazarın üstünde gölge etmesin, özgürlükçü yazar başka ihsan istemez. Paralı askerlere sözüm yok.

- Siz Kültür Bakanlığı’nın Edebiyat Eserlerini Destek Projesine başvurur muydunuz?
 Ödüle, ödüne, paraya pula yaratırken ve yaşarken sırtını dönmüş bir yazarım. Öldükten sonra da devletin liyakatini, taltifini beklemem. Cenazemi kaldıracak birkaç dost bulunur elbette. Yazınsal yaratı destekle ayakta durmaz, devlet köstek olmasın yeter. Yazar, kol değneğiyle ayakta duracağını düşünüyorsa kalemini bıraksın.

 -Sizce edebiyatçının özgünlüğüne ve yazma özgürlüğüne bir müdahale olarak yorumlanabilir mi?
 “Yazar, görevimi yaptım, haydi madalyonlarınızla süsleyin beni.” diyorsa özgürlüğünden ve özgünlüğünden zaten vazgeçmiştir, daha da önemlisi ruhunu teslim etmiştir. Devlet, para vererek yazarın sadece özgürlüğünü, özgünlüğünü değil, ruhunu da almak istiyor. Edebiyatın kamusal alan olduğunu biliyor ve bu alanın emekçilerini, yani yazarlarını, şairlerini ele geçirmek istiyor. Özgürlükçü yazarlar, bu oyuna gelmez, gelmemelidir.

-Sizce Edebiyat Eserlerini Destek Projesi verili hükümetin kültür/edebiyat alanına bir müdahalesi olarak okunabilir mi?
 Önceki sorunuzda bu sorunun yanıtını verdim sanırım. Evet, bu bir müdahaledir. Üstelik devlet bu müdahaleyi yine yazarlardan, eleştirmenlerden oluşturduğu seçici kurulla yapmak istiyor. Bir anlamda yazarı yazarın kurdu haline getirmeyi deniyor. Osmanlı’da oyun çok!

-Sizce böylesi büyük parasal teşviklerden yararlanmak yazarlığın doğasına ve etiğine ne kadar uygundur?
Devlet, içtenlikliyse yazarın emeklilik, sağlık, sigorta, telif hakları gibi acil ve yaşamsal istekleriyle ilgilensin. Her yazarın kitaplarını alsın, okullarında dağıtsın. Kitapların yeni baskıları için uğraşsın. Kitapları kütüphanelere dağıtsın. Bunların hiçbiri işlemezken “Sen otur yaz, ben sana para vereyim.” diyorsa bu, “Sen otur yaz, hiç ayağa kalkma.” anlamına da gelir. Bu edilgenlik de yazarlığın doğasına, yazı ahlakına aykırıdır. Yazar, ayakta olmalı, ayakta ölmelidir. Ağaçlar gibi…

İleri'nin 'edebiyata destek' dosyası

İleri, edebiyata bakanlık desteği dosyasını açıyor: Edebiyata "örtülü ödenek" mi?

Pelin Buzluk: Bu düzen bir zaman sonra sizi esir alır

Ahmet Cemal: Edebiyatçıyı satın alma denemesidir

Semih Çelenk: Ülkemizde destek "inayet"e dönüyor

Cihan Demirci: Bu iktidarın desteği edebiyatçı için utanç vericidir

Bülent Kılıç: Tanrı bizi Elif Şafaklara benzetmesin

DAHA FAZLA