Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle ilgili 17 kişiye iddianame
Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin soruşturmada 17 kişi hakkında iddianame hazırlandı.
25-12-2020 15:45

Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin soruşturmaya, FETÖ'nün talimatıyla müdahale ettiği öne sürülen 17 kişi hakkında iddianame hazırlandı.
İddianamede, Yazıcıoğlu'nun vefatıyla ilgili soruşturmada, FETÖ'nün amaç ve menfaatleri doğrultusunda usulsüz birçok işlem yapıldığı iddiası yer aldı.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatıyla ilgili soruşturmada, kurgu mahiyetinde gizli tanık ifadeleri ve ortam dinlemesi ile zorlama deliller oluşturulduğu, aynı zamanda yaşamını yitirenlerin yakınlarının acılarının istismar edildiği ileri sürüldü.
25 Mart 2009'da Yazıcıoğlu'nu içinde taşıyan helikopter düşmüş, kazada Yazıcıoğlu'nun yanı sıra BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ ile yardımcısı Yüksel Yancı, BBP Belediye Meclis Üyesi Adayı Murat Çetinkaya, İHA muhabiri İsmail Güneşi ve pilot Kaya İstektepe yaşamını yitirmişti.
İLGİLİ HABERLER
Hasta tutuklu ve hükümlüler Bakan Abdulhamit Gül'e soruldu: 'Yaşam hakkı ihlallerinden Bakanlığınız sorumlu değil midir?'
HDP Muş Milletvekili Şevin Coşkun, hasta tutuklu ve hükümlülerin durumunu Meclis gündemine taşıdı.
26-01-2021 12:47

İleri Haber
HDP’li Şevin Coşkun, durumu kritikleşen, ATK’nin vermiş olduğu “cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen tahliyesi gerçekleştirilmeyen hasta tutuklu ve hükümlülerin sorunlarının acilen çözülmesi gerektiğini söyledi. Coşkun, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Şevin Coşkun, hasta tutuklu ve hükümlülerin durumunu Meclis gündemine taşıdı. 14 Nisan 2020’de infaz yasası ile birlikle yaklaşık 90 bin tutuklunun tahliye edildiğini hatırlatan Coşkun, hasta tutuklu ve hükümlülerin bu kapsama alınmadığını belirtti.
Hastalıklarına rağmen cezaevlerinde yaşam mücadelesi veren hasta tutuklu ve hükümlülerin bir de cezaevlerinin kötü koşullarıyla mücadele etmek zorunda bırakıldığını vurgulayan Coşkun, “Isıtılmayan ve havalandırılmayan koğuşlar, gün ışığından faydalanamama, etkin sağlık hizmetinden yararlanamama, temiz ve sıcak suya erişememe, yeterli hekim ve sağlık personelinin bulunmaması, muayene ve sevk sürelerindeki uzunluk, özellikle pandemi sürecinde hijyen ürünlerinin parayla satılması ve sağlık hakkı tanındığında ise kelepçeli muayene dayatılması gibi nedenler sorunların katlanmasına neden olmaktadır” dedi.
‘HASTA TUTUKLULARIN DURUMU ACİLEN ÇÖZÜLSÜN’
Çözümü acil olan sorunun, durumu kritikleşen ve ATK’nin vermiş olduğu “cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen tahliyesi gerçekleştirilmeyen hasta tutuklu ve hükümlüler olduğunun altını çizen Coşkun, bu konuda bazı hasta tutukluların durumuna değindi.
Coşkun, şunları söyledi:
Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan hasta tutuklulardan Engin Aydınalp 28 yıldır cezaevindedir. Aydınalp cezaevine girmeden önce omurilik kanseri geçirmiş, 4 kez ameliyat olmuş, 3 yıl felç kalmıştır. Omurilik bölgesi zarar görmüş, yürümekte güçlük; boyun ve bel ağrısı çekmekte, özellikle geceleri ağrıları artmaktadır. Kol ve bacaklarda, göğüs bölgesinde uyuşma, el, kol ve bacaklarda kuvvet kaybı oluşmuştur. Aydınalp 10 yıldır çok zor hareket edebilmekte ve riskli olması nedeniyle ameliyat olamamaktadır. Tüberküloz ve zatürre geçirmiş olan Aydınalp 6 kez akciğerlerinden ameliyat olmuş ve ciğer zarı alınmıştır. Solunumda güçlük çeken Aydınalp’in acilen tahliye edilmesi elzemdir.
Yine Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan bir diğer hasta tutuklu da Metin Turan. ‘Hayata Dönüş Operasyonu'nda’ kafasına aldığı darbeler sebebiyle sağ ve sol gözünde retina yırtılması oluşmuştur. Sol gözü sadece ışığa duyarlılık gösterirken sağ gözünde de geçirdiği ameliyat sonrası tahribat oluşmuştur. 2015 yılında cezaevinde tek başına kalamaz raporu verilmiş, bu sebeple 2 yıl ceza ertelemesi talebiyle ATK’ya başvuru yapılmış ancak ATK tarafından ‘kol hizasında da olsa görebiliyor’ denilerek talebi reddedilmiştir. 2019 yılında sağ gözünde organik bozulma başladığı raporlanmış ve hakkında süresiz cezanın ertelenmesine ilişkin rapor hazırlanmış buna rağmen tahliye ertelemesi yapılmamıştır.
Yine 19 Ocak 2018 tarihinde; Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalp krizi geçirdikten sonra, kaldırıldığı hastanede 3 Şubat 2018’de yaşamını yitiren hasta tutuklu Celal Şeker hakkında "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla açılan davanın hala devam ettiği basına yansımıştır. Yapmış olduğu onlarca tahliye başvuru reddedilen ve yüzde 96 engeli bulunmasına rağmen cezaevinde tutulmuş ve bu ihmallerden kaynaklı yaşamını yitirmiş Şeker ailesine yaşatılan acı bir kez daha derinleştirilmiştir. 24 Aralık 2020 tarihinde görülen son duruşmada Şeker’in davadan düşürülmesi beklenirken dava ileri bir tarihe ertelenmiş, yaşamını yitiren Şeker’in mevcut durumda hala yargılaması sürdürülmektedir.
BAKAN GÜL’E 5 SORU
Coşkun, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
1- ATK raporlarına rağmen tahliye başvurusu reddedilen kaç hasta tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır?
2- Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan hasta tutuklu Engin Aydınalp’in durumundan haberdar mısınız? Aydınalp’in onlarca hastalığına ve riskli durumuna karşı tahliyesinin gerçekleştirilmeme nedeni nedir?
3- Yine Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutuklu Metin Turan’ın durumundan haberdar mısınız? Turan “tek başına kalamaz” raporuna rağmen neden tahliye edilmemektedir?
4- Tahliye başvuruları reddedilen ve Covid salgınıyla birlikte durumları daha da kritikleşen hasta tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakkı ihlallerinden Bakanlığınız sorumlu değil midir?
5- 3 Şubat 2018 yılında yaşamını yitiren Celal Şeker’in “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla hala sorgulandığı duruşmanın devam etme ve ölümle birlikte dava dosyasının düşmeme gerekçesi nedir?
6- Onlarca tahliye başvurusuna rağmen tahliye edilmeyen ve ne yazık ki 3 yıl önce yaşamını yitiren hasta tutuklu Şeker’in ailesine yaşatılan bu durumdan kaynaklı sorumlular hakkında herhangi bir işlem başlatılacak mıdır?
HDP MYK üyesi Sevim Akdağ gözaltına alındı
6 kentte yapılan ev baskınlarında aralarında HDP MYK üyesi Sevim Akdağ’ın da bulunduğu sekiz kişi gözaltına alındı.
26-01-2021 11:53

Ankara merkezli bir soruşturma kapsamında aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Sevim Akdağ’ın da bulunduğu sekiz kişi gözaltına alındı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Devrimci Gençlik Hareketi (DGH) üyelerine yönelik soruşturma kapsamında altı kentte ev baskınları düzenlendi.
Operasyon kapsamında sabah saatlerinde polisler, Diyarbakır’ın merkez Kayapınar ilçesinde HDP MYK üyesi Sevim Akdağ’ı, Silvan ilçesinde ise Narin Dönmez’i gözaltına aldı.
Operasyon kapsamında 14 kişi hakkında gözaltı kararı bulunduğu, şu ana kadar sekiz kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.
Dünyanın en değerli markaları listesi güncellendi: İlk 500'de Türkiye'den marka yok
Dünyanın en değerli markası, bu yıl itibarıyla yaklaşık 263,4 milyar dolar marka değeriyle Apple oldu. Apple'ı 254,2 milyar dolar değerle Amazon izledi.
26-01-2021 11:19

Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance "Dünyanın En Değerli 500 Markası-Global 500-2021" araştırmasını tamamladı.
Buna göre dünyanın en değerli markası, bu yıl itibarıyla yaklaşık 263,4 milyar dolar marka değeriyle Apple olurken, Apple'ı 254,2 milyar dolar değerle Amazon izledi.
Brand Finance’in araştırmasına göre, Apple’ı sırasıyla yaklaşık 254,2 milyar dolar marka değeriyle Amazon, 191,2 milyar dolar değerle Google takip etti.
Söz konusu listede ABD'li Microsoft 140,4 milyar dolarla 4'üncü, Güney Koreli Samsung 102,6 milyar dolarla 5'inci, ABD'li Walmart 93,2 milyar dolarla 6'ncı, ABD'li Facebook 81,5 milyar dolarla 7'nci, Çinli ICBC 72,8 milyar dolarla 8'inci, ABD'li Verizon 68,9 milyar dolarla 9'uncu, Çinli WeChat 67,9 milyar dolarla 10'uncu sırada yer buldu.
Sıralama tablosunun en altında yer alan markanın değeri 4 milyar doları bulurken, bu değere ulaşamadığı için Türk markaları sıralamada bu yıl da yer almadı.
Araştırma sonuçlarına göre, ülkeler sıralamasında ABD açık ara önde yer aldı. Global 500 listesinde şirketlerin 204'ünü ABD'li firmalar oluştururken, 75'inin Çin, 34'ünün Japon, 33'ünün Fransız, 22'sinin Alman, 19'unun İngiliz olduğu görüldü.
Bedelli askerlik ücretine zam yapıldı
Bedelli askerlik ücretleri, yapılan kur zammıyla 2021 yılının ilk yarısında 39 bin 788 liraya yükseldi.
26-01-2021 11:03

Milli Savunma Bakanlığı, ocak, şubat ve mart 2021 yedek subay, yedek astsubay, erbaş/erler ile 2021 yılı bedelli askerlik yerlerini ve dönemlerini geçen cuma günü açıklarken, bedelli ücreti de yeniden hesaplandı. Buna göre, bedelli askerlik ücretlerine yapılan kur zammıyla, ücret 2021 yılının ilk yarısında 39 bin 788 liraya yükseldi.
Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın haberine göre, geçen yılın ikinci yarısında 37 bin 70 TL olan bedelli askerlik ücretleri 2021 yılının ilk yarısında 39 bin 788 TL olarak uygulanacak. Geçen yıl ocak-haziran döneminde 35 bin 54 TL olan bedelli askerlik ücreti böylece bir yılda yüzde 13,50 zamlanmış oldu.
Dövizle askerlik yapacak olanlar ise geçen yılın ikinci yarısında 5 bin 563 avro öderken, bu yıl 4 bin 402 avro ödeyecek. Böylece dövizle askerlik yapmak isteyenlere kurdaki artış nedeniyle 1161 euro (10 bin 437 TL) indirim yapılmış oldu.
Yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dövizle askerlik bedellerinin hesabında da değişikliğe gidiliyor. Askerlik başvurusu yapanların ödeyeceği para tutarı, Merkez Bankası tarafından yılın ilk mesai günü tespit edilen döviz alış kuruna göre euro veya karşılığı konvertibl döviz olarak hesaplanıyor.
TDV, Halep'te 105 çocuğun hafızlık eğitimini tamamladı: Küçük çocuklara burka giydirdiler!
TRT Arapça, Halep'in kuzeyinde bulunan Azez kentinde Türkiye Diyanet Vakfı himayesindeki 105 çocuğun 'hafızlık' eğitimini tamamladığını duyurdu.
26-01-2021 10:22

İleri Haber
TRT Arapça, Suriye'nin Azez kentinde Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) desteğiyle 105 çocuğun 'hafızlık' eğitimini tamamladığını duyurdu.
TRT Arapça'nın Twitter hesabından yapılan duyuruda 'hafızlık' eğitimini tamamlayan çocukların fotoğrafları da paylaşıldı.
Fotoğraflarda kız ve erkek çocuklarının ayrı ayrı oturtulduğu dikkat çekiyor.
Öte yandan kız çocuklarının yüzleri dahi görünmeyecek şekilde burkayla örtündükleri görülüyor.
تخريج 105 من حفظة القرآن الكريم في مدينة #أعزاز شمالي #سوريا تحت رعاية وقف الديانة التركي pic.twitter.com/VlaWYjoD0C
— TRT عربي (@TRTArabi) January 25, 2021
DSÖ'den ülkelere aşı çağrısı: 'Sağlık çalışanlarına ve yaşlılara yılın ilk 100 gününde aşı yapılmalı '
DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, tüm ülkelere yılın ilk 100 gününde sağlık çalışanlarını ve yaşlıları koronavirüse karşı aşılama çağrısında bulundu.
26-01-2021 10:10

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını ve aşılara ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.
Bu hafta dünya genelinde 100 milyon koronavirüs vakasına ulaşılmasının beklediğini kaydeden Ghebreyesus, "Yayılımı durdurmak ve hayat kurtarmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Umutlu olmalıyız ve harekete geçmeliyiz. Sağlık çalışanlarına ve yaşlılara yılın ilk 100 günü içinde tüm ülkelerde aşılama yapılmasını talep ettim" ifadelerini kullandı.
Fiziksel mesafeye uymak, kalabalıktan kaçınmak, maske takmak gibi tedbirleri hatırlatan Ghebreyesus, "Bunu duymaktan bıkmış olabilirsiniz. Bunu yapmaktan bıkmış olabilirsiniz. Fakat bu virüs bizden bıkmış değil. Lütfen, kendiniz ve diğerleri için üzerinize düşeni yapın" dedi.
Koronavirüs aşılarına eşit erişim sağlanmaması halinde dünyanın feci bir ahlaki başarısızlığın eşiğinde durduğuna dikkat çeken Ghebreyesus, bu durumun ekonomik bir başarısızlık olacağını savundu.
Genel Direktör Ghebreyesus, “Uluslararası çalışma örgütünden yeni bir rapor, koronavirüs salgınının küresel işgücü piyasası üzerindeki etkisini analiz ediyor. Geçen yıl küresel çalışma saatlerinin yüzde 8,8'inin kaybedildiğini ve bunun küresel işgücü gelirinde 3,7 trilyon dolara eşdeğer bir düşüşle sonuçlandığını tespit etti. Uluslararası Ticaret Odası Araştırma Vakfı tarafından yaptırılan çalışmada, koronavirüsün aşı değeri için güçlü bir ekonomik örnek teşkil ettiği bulundu. Aşı milliyetçiliğinin dünya ekonomisine 9,2 trilyon dolara mal olabileceğini ve bunun neredeyse yarısının en zengin ekonomilerde yapılacağını buldu” diye konuştu.
'ZENGİN ÜLKELER AŞI YAPIYOR, AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER İZLİYOR'
Koronavirüs salgınını her yerde sona erdirene kadar, hiçbir yerde sona erdiremeyeceklerini vurgulayan Ghebreyesus, "Zengin ülkeler aşı yaparken, dünyanın en az gelişmiş ülkeleri bunu izliyor. Her geçen gün ülkeler arasındaki uçurum daha da büyüyor. Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa ile konuştum ve çarşamba günü Afrika Birliği Sağlık Bakanları ve Maliye Bakanları ile konuşacağım. Onlara Afrika'da koronavirüs aşılarının yaygınlaşmasını hızlandırmak, hayat kurtarmak ve ekonomilerini yoluna koymak için elimizden gelen her şeyi yaptığımızı söyleyeceğim. Dünyanın geri kalanı da sorumluluk almalı" ifadelerini kullandı.