Muğla'da çocuklara cinsel istismar zinciri

Muğla'da çocuklara cinsel istismar zinciri

Fethiye'de meydana gelen cinsel istismar olayında, 12 yaşındaki kız çocuğunu uykusunda sayıklarken bulan aile olayın peşini bırakmadı, dava açılmasını sağladı. Cinsel istismara maruz bırakılan çocuğun annesi, olayın örgütlü olduğuna dair şüphelerini aktardı; Yrd. Doç. Dr. Sergender Sezer, istismarın yüzlerce kız çocuğunu etkilediğinden endişe ettiğini belirtti.

Muğla’nın Fethiye ilçesinde 2015’te meydana gelen cinsel istismar olayında, 12 yaşındaki kız çocuğunu uykusunda sayıklarken bulan aile olayın peşini bırakmadı ve dava açılmasını sağladı. Ancak dava kapsamında iki sanıktan biri beraat ettirildi.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Çocuk ve Haklarını Koruma, Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sergender Sezer, mahkemeye sunulmak üzere hazırlayacağı rapor için Fethiye’de en büyüğü 15 yaşında 14 kız çocuğuyla yüz yüze görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerde, kız çocuklarının yaz aylarında "yatlara servis edilmesinden" "evlere kapatılmasına" kadar korkunç iddialar ortaya atıldı. Dr. Sezer, şantaj ve tehditle örgütlü bir şekilde yürütüldüğünü düşündüğü istismarın yüzlerce kız çocuğunu etkilediğinden endişe ettiğini belirtti.

Gazeteci Burcu Karakaş'ın sorularını yanıtlayan Dr. Sezer, istismar vakasının kendisine Fethiye Çocuk İstismarını Önleme Derneği aracılığıyla ulaştırıldığını söyledi. Sezer, şöyle konuştu:

"Bana Fethiye Çocuk İstismarını Önleme Derneği’nden ulaşıldı. İntiharlarla ilgili de çalışıyorum. Mağdur, birkaç kez intihara girişmiş. Psikiyatriste ve psikoloğa da gitmiş ama konuşmamış. İlginç bir şekilde konuştu benimle. Sinirlerinin bozuk olduğunu söyledi. 17 ve 21 yaşında iki kişiyle tanışmış. Kendisi onlarla tanıştığında 12 yaşında. Yaşadıklarını anlatıyordu ama her şeyi hatırlamıyordu. Alkol ya da uyuşturucu almadığını söyledi ama bir içecek olayı var. Sanığın evine gittiğinde ne olduğunu hatırlamıyor. Kendine geldiğinde evine dönüyor."

CİNSEL İSTİSMAR, FİZİKSEL ŞİDDET, ŞANTAJ

Dr. Sezer, istismardan yargılanan iki sanığın çocuk ile nasıl tanıştığı sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Fethiye merkezde iki tane kafe var. Burada tanıştıklarını benim konuştuğum çocuklar anlattı. A çocuğu biriyle tanışınca B, C ve D de onun vasıtasıyla tanışıyor. Kar topu gibi genişliyor. Çocuklarla tanışılan yerler, genelde dört ya da beşinci katta oluyor. Girişte kamera var. Polis gireceği zaman görülebiliyor. O mekanların ismini belediye ve kaymakama verdim. Okuldan kaçan ya da sorunlu ailelerin çocuklarıyla buralarda tanışıyorlar. Arkadaş oldukları erkeklerin sosyal medyada lüks araba ya da yatlarla fotoğrafları var. Eğlence mekanlarında çalışıyor bazıları. Facebook hesaplarında çok şaşaalı bir görüntü var. Problemli çocukları cezbediyor bu durum. Kız çocuklarını yatla ya da arabayla gezdiriyorlar. Cinsel istismarın yanı sıra fiziksel şiddete de uğruyor kız çocukları."

Cinsel istismar öncesi ve sonrası şantaj ve tehditlerin de yaşandığını içeren rapor hakkında konuşan Sezer, "Olayın başından sonuna bir şantaj söz konusu. 'Gitmek istemiyordum ama bana diyor ki seviyorsan yapmak zorundasın' diyor mesela. Evine gitmiş istemeyerek. 'Bir şey içer misin' diye soruyor. Kola getirmiş ve şişeyi yanında açmış. Şişeyi tekrar kapatmak zor bir şey değil. Orada güven vermek istemiş olabilir. İçtikten sonra bir şey hatırlamıyor. Eve gitmek üzere kalktığında aradan bazen 1 ya da 2,5 saat geçmiş oluyor" dedi.

ÇOCUK 'BEN ÇOK KÖTÜ BİRİYİM' DİYE RESİM ÇİZİYOR

Çocuğun her seferinde aynı durumla karşı karşıya kaldığını belirten Sezer, "Eve giderken cinsel bölgelerinde ve vücudunda korkunç bir bedensel ağrı ile gidiyor. O evden çıkarken hatırladığı bu. Yaşadığı sıkıntılardan sonra 'Ben senden ayrılmak istiyorum' diyor. Kız çocuğunun Facebook hesabından ilk istismarcı, fotoğraflarını ve videolarını başkalarına gönderiyor. O fotoğrafları ele geçiren ikinci kişi de bu görselleri kullanarak kız çocuğunu istismar ediyor. Çocukta ciddi bir depresyon başlıyor. İçine kapanıyor. Hırçınlaşıyor. Kimseyle konuşmuyor. Odasında perdeleri açmıyor. Normal koşullarda son derece hayat dolu bir kız çocuğu. Tam bir travma sonrası stres bozukluğu yaşıyor. Yaptığı resimler var. 'Ben çok kötü biriyim', 'Annemi babamı çok üzdüm', 'Onları hak etmiyorum' şeklinde cümleleri var. Resimlerde çatıdan atlayan, boğulan ya da kendini asan çocuklar var" diye konuştu.

'ÇOCUKLAR YATLARA SERVİS EDİLİYOR'

Benzer şekilde cinsel istismara uğrayan başka çocukların da olduğunu aktaran Sezer, "Mağdur çocuğun verdiği isimler oldu. 'Onları bir araya getirme şansımız var mı' diye sordum. Çocuklar benimle görüşmeyi kabul etti. Ama kayıt almama izin vermediler. Benzer bir süreçten geçmiş yetişkin bir genç kadın ile en büyüğü 15 yaşında 14 kız çocuğuyla tek tek görüştüm. 'Sen bu süreci yaşadın mı' diye soruyorum. Ya susuyorlar ya da 'Hayır' diyorlar. 'Ben yaşamadım ama ondan şüpheliyim' ya da 'Ben yaşamadım ama onun yaşadığını biliyorum' diyor mesela. Bilinçli bir şekilde kız çocukları bu sürece çekiliyor. Tanışılan erkeklerin bir şekilde bağlantıları var. 'Ben bu işleri biliyordum, hiçbir şekilde bu ilişkilerin içine girmedim ve kendimi korudum. Bu işler o kadar büyük boyutlara ulaştı ki başka yerlerden getirilen çocuklar evlerde tutuluyor. Teknelerle koylardaki yatlara servis ediliyor. Fethiye’ye başka yerlerden de çocuklar getiriliyor. Herkesin bildiği bir şey' diyen 14 yaşında bir kız çocuğu vardı. Onların dünyasında herkes bundan haberdar. Suriyeli çocukların yanı sıra Doğu’dan ya da İstanbul’dan kız çocuklarının getirildiğini de iddia etti" şeklinde konuştu.

'HAKİM KARŞISINDA KONUŞTURULMADILAR'

İddiaları aktaran çocuğun babasından şahit olması için izin aldığını ancak hakimin karşısına çıktığında konuşturulmadığını belirten Sezer, "Bildikleri hiçbir şeyi söyleyemedi. Çocuklara da o çocuğun iddialarını sordum. 'Biz gitmedik ama gittiklerini biliyoruz' diyorlar mesela. Nereden bildiklerini sorduğumda, 'Duyuyoruz' diyorlar. Çocukların kullandığı kelimeler ve cinsellikle ilgili bilgileri çok şaşırttı. 12 yaşındaki çocuk 'Ertesi gün hapı diye bir şey var' diyor örneğin" dedi.

'HIRÇINLAŞMIŞTI, PERDELERİ HİÇ AÇMIYORDU'

Çocuğunun cinsel istismara maruz kaldığını uykusunda sayıklaması ile fark eden anne ise yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Bir gün odasına uğradığımda, 'Hayır, yapma' sözleriyle irkildim. Yanına gittiğimde uyuyordu. Canı acıyarak söylüyordu bunu. Hırçınlaşmıştı o dönem. Odanın kalın perdelerini hiç açmıyordu. Yazın kışlık yorganını bırakmıyordu. Bir gün peşinden okula gittim. O gün bir kız arkadaşının çocuğumu okuldan çıkarmaya çalışırken gördüm. “Nereye gideceksiniz okul saatinde” dedim. Sonrasında o kız çocuğunun da çekilen fotoğraflarıyla şantaj edildiğini öğrendim."

'KIZIM İSTİSMARA UĞRADINI SÖYLEDİ, KARAKOL TUTANAĞA GEÇİRMEDİ'

Dava açma sürecinin çocuğunun fotoğraflarının yayınlanması ile başladığını belirten anne, karakola gittiklerinde ciddiye alınmadıklarını, çocuğunun kendisine istismara uğradığını ilk kez orada söylediğini ancak tutanağa geçmediğini aktardı. Anne, sözlerine şöyle devam etti:

"Karakoldan sonra çocuk şubeye yönlendirdiler. Çocuk şubedekilere, 'Bu işte bir şeyler var' dedim. 'Şikayette bulunun ama bu işe girmeye emin misiniz' dediler. 'Eminim tabii' dedim. CHP Milletvekili Lale Karabıyık o dönem bize destek oldu. Dosyamızı Adalet Bakanlığı’na götürdü. Şikayette bulunduktan sonra delil aramaya başladım. Kızımın arkadaşlarına 'Haberiniz varsa bana yardım edin' dedim. Çocuklara aileleriyle davette bulundum. Buluştuk. Anne babasıyla gelenler oldu. 'Bana bilgi verin, kim gönderdi size fotoğrafları' dedim. O arada çocukların gözünde çaresizlik gördüm. 'Bu olaylar bizde de var teyze' dediler. Biri, 'Ben çok zor durumdayım' dedi. Onlara da benzer şekilde fotoğraflarla şantaj yapılmış. Kızlardan biri arkadaşının başına geleni anlattı: Sevgilisi gibi eve götürmüş biri. Orada görüntülerini çekmiş. Sonrasında kız, toplu tecavüze uğramış. Ancak korkusundan kimseye bir şey diyememiş."

'MAHKEMEDE AZAR İŞİTTİM'

Kız çocuklarının kendisine anlattıklarını mahkemede söylediğini, “Olay büyük, başka çocuklar da var' demesi üzerine azar işittiğini aktaran anne,  'Bir sürü kız çocuğu bu durumda, kimlere pazarlanıyorlar' dedim. Mahkeme başkan susturdu beni. 'Kızımı tehdit ederek kime pazarladılar' diyorum, 'Hep aynı soruyu soruyorsun' diyorlar bana. Davadaki bir sanığa beraat verdiler, şok yaşadım" diye konuştu.

Mahkemede şahit olmasını istediği kız çocuklarının beraat eden sanığın ailesi tarafından susturulduğunu söyleyen anne, "Kız bildiğini de konuşmadı. Mahkemede ifade veren çocuklar da azarlandı. Mahkeme başkanı, 'Papağan gibi konuşuyorsunuz' dedi. 14–15 yaşında kız çocukları bunlar" dedi.

'TOPLU HALDE GÖTÜRÜLÜYORLAR'

Olayın örgütlü olduğuna dair şüphelerini aktaran anne şöyle konuştu:

"İki kafe var. Kızlar orada oturtuluyor. Bu kafe, 4. katta. Daha sonra aşağıya indiriliyorlar. Kızım orada kola içirdiklerini ve sonra götürüldüklerini anlattı. 'Abiler var' dedi. 'Üç kız çocuğunu bir abiye teslim ediyorlar' dedi. Evlere götürüldüklerini söyledi. Bazı kişilerin evin dışında beklediğini söyledi. 'Kızlar bazen toplu halde bir yere götürülüyorlar' dedi. 'Otel mi' dedim. 'Hayır' dedi. Kızım da bir kez götürülmüş. Oradaki kızların hepsini tanımadığını söyledi. Mahkemede ağzımızı açtırmadıkları için bunu anlatamadım. Ayrıca bir sanık avukatı son duruşmada, 'Şahıs isteyerek olmuş' dedi. 'Evlenmek istediler ama aile kızı vermedi' dedi. Neyi istemiş ya? Benim kızım istismara uğramış!"

DAHA FAZLA