Muamma LGBTİ+ Derneği, Mersin Valiliği’ne açtığı davayı kazandı

Muamma LGBTİ+ Derneği, Mersin Valiliği’ne açtığı davayı kazandı

Valilik, 2022’de ildeki tüm Onur Haftası etkinliklerini yasaklamıştı.

Muamma LGBTİ+ Derneği, 2022 yılı Onur Haftası döneminde ilde yapılması planlanan tüm LGBTİ+ ve Onur Haftası etkinliklerini 15 gün süreyle yasaklayan Mersin Valiliği’ne açtığı davayı kazandı. Mersin 2. İdare Mahkemesi, Anayasa ve uluslararası sözleşmeleri hatırlatarak yasak kararını iptal etti.

İldeki Onur Haftası etkinlikleri yasaklayan Mersin Valiliği’ne açılan davada, mahkeme kararını açıklayarak yasaklama kararının iptaline hükmetti.

KARAR, OY ÇOKLUĞUYLA İPTAL EDİLDİ

Kaos GL’den Yıldız Tar’ın haberine göre, 2022 yılı Onur Haftası öncesi ilde yapılması planlanan tüm Onur Haftası ve LGBTİ+ temalı etkinlikleri 15 günlüğüne yasaklayan Mersin Valiliği’ne, Muamma LGBTİ+ Derneği tarafından açılan davada karar çıktı.

Mersin 2. İdare Mahkemesi, “Onur Yürüyüşü’nün çoğulculuğa ve toplumsal barışa katkı sağlayacağını” belirtip, Anayasa ve uluslararası sözleşmeleri hatırlatarak yasak kararını oy çokluğuyla iptal etti.

‘KORUYUCU ÖNLEMLER ALMA SORUMLULUĞU’

Mersin Valiliği’nin “kimi soyut yakınmaları” gerçek kabul ederek ortada suç işleneceğine dair açık ve somut bir delil yokken yasaklama kararı veremeyeceğini vurgulayan Mahkeme, Onur Yürüyüşü düzenlemenin demokratik bir topluma katkı sağlayacağını da belirtti.

Mahkeme, “IŞİD’in LGBTİ+’lara saldıracağı” yönündeki istihbarat bilgilerine karşı idarenin yasaklama değil, Onur Haftası ve Yürüyüşü’nü koruyacak önlemler alma sorumluluğu olduğunu hatırlattı. Kararda ayrıca şu ifadeler yer aldı:

‘ONUR YÜRÜYÜŞÜ, KORUNMASI GEREKEN BİR TEMEL HAKTIR’

“Toplumun cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim bakımından farklılaşmış bir kesiminin maruz kaldığı nefret, ayrımcılık ve şiddete karşı toplumda duyarlılık ve farkındalık yaratmaya yönelik olduğu görülen ‘Onur Yürüyüşü’ çoğulculuğa ve barış içinde bir arada yaşamaya katkı sağlayacağı için demokratik toplumda korunması gereken bir temel hak ve hürriyet kullanımıdır.

Kişilerin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının Devlete yüklediği yükümlülük, yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşam hakkını gerek kamusal makamların ve diğer bireylerin, gerek kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek müdahalelere karşı koruma biçimindeki pozitif yükümlük gereğidir.”