MHP'nin yeni MYK'sının suç seceresi: Gazeteci linç ettirmek, gençleri katletmek, Doğan Öz cinayeti
MHP'nin 13. Olağan Kurultayı'nda parti MYK'sine seçilen isimler arasında Bahçelievler Katliamı'nda katledilen 7 TİP'li gencin katillerinden İbrahim Çiftçi, isimleri Kemal Türkler cinayetine ve 2006'daki Danıştay saldırısına karışan Tamer Osmanağaoğlu ve Tarkan Toper yer alıyor.
19-03-2021 15:50

Saray Rejimi'nin küçük iktidar ortağı MHP'nin 13. Olağan Büyük Kurultayı tamamlandı.
Kurultayda Devlet Bahçeli yeninden Genel Başkan seçilirken, partinin yönetim organı olan Merkez Yönetim Kurulu’na (MYK) giren isimler de belli oldu.
Listede yer alan isimlerin hedef gösterme, tehdit, çetecilik ve katilleri savunma ile hatırlanmaları dikkat çekiyor.
Sendika.Org'da yer alan habere göre, listenin başında son dönemde hedef gösterdiği siyasetçi ve gazetecileri sokak çetelerine linç ettirerek adından söz ettiren Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, onun altında yine aleni tehditleriyle adından söz ettiren Genel Sekreter İsmet Büyükataman, devamında da Hakan Yurdakuler’in, Doğan Öz’ün, Bahçelievler Katliamı’nda öldürülen 7 TİP’li gencin katilleri, Kemal Türkler cinayetinin ve Danıştay Katliamı’nın faillerinin yardımcıları, silahlı çete kurmak suçundan yargılanan Ülkü Ocağı yöneticileri, faşist mafyanın avukatları yer alıyor.
İşte MHP'nin yeni MYK'si...
SEMİH YALÇIN
Genel Başkan Yardımcısı. Yakın zamanda açıktan hedef gösterdiği Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve gazeteci Levent Gültekin onun işaretiyle harekete geçen MHP’lilerce sokak ortasında darp edildi, yaralandı.
İSMET BÜYÜKATAMAN
Genel Sekreter. Devlet Bahçeli’yi eleştiren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’i “Haddini bil. Ülkücü Hareket sana haddini bildirmeyi bilir” diye tehdit etti.
FETİ YILDIZ
Eski eşi dahil çok sayıda kişiyi öldürtmekle yargılanan, ülkücü faşist mafya lideri Alaattin Çakıcı’nın serbest kalmasını sağlayan af teklifini o hazırlayıp kamuoyuna duyurdu.
MEHMET TAYTAK
Yerel seçimlerin ardından 28 Mayıs 2019’da TBMM’de gündem dışı söz alarak, “Türkiye’de resmi olarak ‘Dersim’ ismiyle anılan bir vilayet yoktur ve olmayacaktır. Ne yapacağız? ‘Seçildi’ diyerek komünist şarlatanlığa göz mü yumacağız? Popülizme yenik düşerek bazı çevrelere şirin gözükmek için geçmişi karıştırmaya çalışanların sonu, geçmişte dedelerinin başına gelenlerden çok farklı olmayacaktır” diyerek Fatih Maçoğlu’nu tehdit etti.
NECMİ YILDIRIM
Eylül 2011’de Ankara’da, gasp, yaralama, tehdit, şantaj, öğrencilerden haraç toplama, darp gibi suçlara karıştıkları iddia edilen çeteye yönelik yapılan operasyonda, gözaltına alınan çoğu Ülkü Ocağı üyesi 35 kişi arasında o dönem Ankara Ülkü Ocakları başkanı olan Yıldırım da vardı.
DAVUT HASKIRIŞ
1976’da SBF-DER Başkanı Hakan Yurdakuler’i katledenler arasında yer aldığı için 24 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
İBRAHİM ÇİFTÇİ
24 Mart 1978’de öldürülen savcı Doğan Öz’ün ve 8 Ekim 1978 tarihinde Bahçelievler Katliamı’nda katledilen yedi TİP’li gencin katilleri arasında. Doğan Öz’ün katledilmesiyle ilgili olarak İbrahim Çiftçi için dört kez idam cezası verilmiş, itiraz üzerine Askeri Yargıtay Ceza Genel Kurulu bozma kararı verip tahliyesini sağlamıştı. 1 No’lu Ankara Askeri Sıköyenetim Mahkemesi, üst mahkemenin verdiği beraat kararına uymuştu.
Beraat kararı gerekçesinde, “Sanık İbrahim Çiftçi’nin maktul Doğan Öz’ü taammüden öldürdüğü mahkememizce sabit görülmüş, ancak Askeri Yargıtay Daireler Kurulu kararı mahkememizi bağlayıcı nitelikte bulunduğundan sanık İbrahim Çiftçi hakkındaki 7/8’lik oyçokluğuna dayanan bozma ilamına uyularak sırf bu hukuki zorunluluk nedeniyle sanık İbrahim Çiftçi’nin beraatına karar verilmiştir” denilmişti. Tahliye kararına Doğan Öz’ün ailesi kadar, İbrahim Çiftçi de inanamamıştı. Çiftçi’nin tahliye kararı kendisine aktarıldığında “Hayır çıkmıyorum, beni öldüreceksiniz” dediği basına yansımıştı.
TAMER OSMANAĞAOĞLU
DİSK Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler’in katili Ünal Osmanağaoğlu, kardeşi Tamer Osmanağaoğlu’nun kimliğiyle yurtdışına kaçtı, 1992’de Türkiye’ye gelediğinde gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Hakkındaki gıyabi tutuklama kararına karşın ancak 1996 yılında sanık yapılan Osmanağaoğlu’nun Kuşadası’nda kardeşi Tamer Osmanağaoğlu’nun kimliği ile yeni bir hayata başladığı ortaya çıktı.
TARKAN TOPER
Toper’in adı, 17 Mayıs 2006’da gerçekleştirilen Danıştay saldırısının Ergenekon davasıyla birleştirilmesiyle birlikte gündeme gelmişti. Danıştay saldırganı Alparslan Arslan’ın saldırıdan bir gün önce Toper’i, Ankara’daki bürosunda ziyaret ettiği ortaya çıkmıştı.
İLGİLİ HABERLER
AKP’li belediye yapılmayan etkinliklere 12,5 milyon TL harcamış
AKP'li Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz'ın belediyenin mülklerini satarak borçları kapattığını söyleyen CHP'li Nihat Yeşiltaş, pandemiden dolayı yapılmayan kültür ve sanat etkinliklerine 12,5 milyon TL harcandığını ifade etti.
17-04-2021 12:33

CHP Yıldırım İlçe Başkanı Nihat Yeşiltaş, AKP'li Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz'ın 2 yıllık görev süresini değerlendirdi. Yeşiltaş, “2020 yılında pandemi kısıtlamalarından dolayı kültür ve sanat etkinlikleri yapılmazken, 12,5 milyon TL harcanmış" dedi.
CHP Bursa Milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Yüksel Özkan'ın yanı sıra ilçe belediye meclisi üyelerinin de katıldığı toplantıda konuşan Nihat Yeşiltaş, Oktay Yılmaz'ın 2 yıllık görev süresini değerlendirdi. Sözcü'den Halil Ataş'ın haberine göre, Oktay Yılmaz’ın göreve geldikleri ilk yılı mali disiplin yılı olarak ilan ettiklerini ve 200 milyon TL borç ödemesi yaptıklarını söylediğini aktaran Yeşiltaş, şöyle konuştu:
‘BELEDİYE BAŞKANI MÜLKLERİ SATARAK BORÇ KAPATIYOR’
''Gerçek şudur ki; Yıldırım halkına ait olan AKP'li Yıldırım Belediyesi'nin arazileri, arsaları, daireleri, dükkanları satılmış ve borç ödemeleri bu şekilde gerçekleştirilmiştir. Ortada iddia edildiği gibi bir tasarruf ve mali disiplin bütçesi yoktur. Başkan Oktay Yılmaz göreve geldiğinde, Yıldırım Belediyesi'nin 472 milyon TL borcu vardı.
Belediye Meclis üyelerimizin takibi ve titiz çalışmaları neticesinde, belediye borcunun zamanında tahakkuk ettirilmeyen hak edişlerden dolayı 70 milyon TL civarında artarak, 540 milyon TL olduğu ortaya çıkartılmıştır. O gün borç rakamının 540 milyon TL olduğunu kabul etmeyen belediye başkanı, bugün borcun 540 milyon TL'den 361 milyon TL'ye düştüğünü kendi ağzı ile adeta itiraf etmiştir.
2019 yılında belediyenin arazi, arsa, dükkan ve daire satışlarından elde ettiği gelir 143 milyon TL, 2020 yılında ise belediyenin arazi, arsa, dükkan ve daire satışlarından elde ettiği gelir 53 milyon TL'dir. Buradan da anlaşılıyor ki, başkan Yılmaz iki yıllık görev sürecinde belediyenin 196 milyon TL'lik mülklerini satarak borç kapatma yoluna gitmiştir.''
'KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİYLE 200 MİLYON TL ÇÖPE ATILDI'
AKP'li Yılmaz’ın kentsel dönüşüm projelerini de eleştiren Yeşiltaş, bu projeler için belediye kasasından 200 milyon TL’nin çöpe atıldığını öne sürdü. Yeşiltaş konuşmasına şöyle devam etti:
''Önceliğimiz kentsel dönüşüm diyorsunuz. 18 yıldır imar ve kentsel dönüşüm projelerini elinize, yüzünüze bulaştırdınız. Yıllardır kentsel dönüşüm plan ve projeleri hazırlayıp, bu planların sadece kâğıt üzerinde ve ya maket olarak kaldığını ve bu planlar için belediye kasasından 200 milyon TL'nin çöpe atıldığını biliyoruz. Bu çarçur ettiğiniz paralar Yıldırım'da yaşayan esnafın, işçinin, emeklinin ve fakir fukaranın alın teridir. Daha önce Mevlana Mahallesi'ndeki kentsel dönüşüm projesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılacaktı, fakat bakanlık bu projeyi Yıldırım Belediyesi'ne bıraktı.
İnşaat bittiğinde bir dairenin maliyeti 428 bin TL'ye ulaşmıştı, fakat bu daireler 320 bin TL civarında satılarak her dairede, Yıldırım Belediyesi 100 bin TL'ye yakın zarara uğratılmıştır. Mevlana kentsel dönüşüm alanında hak sahipleri mağdur edilmiştir, belediyeye ait taşınmazlar, yeşil alanlar, müteahhitlere verilerek belediye yüklü miktarda borç altında bırakılmıştır. Bu nedenledir ki; vatandaşa hizmet olarak gitmesi gereken, biz Yıldırımlıların paraları ne yazık ki yıllardır borç ve faiz ödemesine gitmektedir.''
‘YAPILMAYAN ETKİNLİKLERE 12,5 MİLYON TL HARCANDI’
AKP'li belediyenin harcamalarına da değinen Nihat Yeşiltaş, “Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde kullanılmak üzere, 2019 yılında yaklaşık 5,5 milyon TL harcama yapılmışken, 2020 yılında pandemi kısıtlamalarından dolayı kültür ve sanat etkinlikleri yapılmazken, nasıl oluyor da 12,5 milyon TL harcanmıştır. Bir önceki yıla göre iki kattan fazla artış olmuştur” ifadelerini kullandı.
Bu durumun kabul edilemez olduğunu belirten CHP’li Yeşiltaş, “Yıldırım ilçe sınırları içinde Park ve Yeşil alanların bakım, onarım ve yapım işleri 3 yıllığına 53 milyon TL karşılığında ihaleye verilmiştir. Park ve bahçelerimizi incelediğimizde, aslında hiçbir şey yapılmadığını biz de görüyoruz. Yıldırım'da yaşayan vatandaşlarımız da görüyor. Yapılan işin küçük, ödenen miktarın büyük olduğu apaçık ortadadır” şeklinde konuştu.
‘192 ARAÇ 100 MİLYON TL'YE KİRALANDI’
AKP'li Yıldırım Belediyesi bünyesinde, 3 yıllığına kiralanan 192 adet araca, 100 milyon TL kira bedeli ödendiğine dikkat çeken Yeşiltaş, şöyle konuştu:
''Şimdi buradan soruyoruz, siz bu araçları kiralamak yerine, bu parayla zaten araçları satın alabilirdiniz. İki yıllık yönetiminiz süresince, Sayıştay raporlarına da yansıdığı şekliyle ihalelerin şeffaf yapılmadığı, bazı ihalelerde rekabet şartının oluşturulmadığı ve işin tek bir firmaya ihale edildiği, yine ihalelerden kaçınmak amacıyla, aynı iş alanında parçalı alım yöntemi ile doğrudan temin yoluna gittiğiniz, bu şekliyle kamu kaynaklarını verimli kullanmadığınız ve kamuyu zarara uğrattığınız görülmektedir.''
Kılıçdaroğlu'ndan TCMB Başkanı Kavcıoğlu'nun '128 milyar dolar' açıklamasına yanıt
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun 128 milyar dolarla ilgili açıklamalarına ilişkin konuştu. Kılıçdaroğlu, "Tatmin olmadım" dedi.
17-04-2021 12:25

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun 128 milyar dolarla ilgili açıklamalarına ve '128 milyar dolar nerede?' pankartlarının indirilmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kavcıoğlu'nun açıklamalarının 'tatmin edici' olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, 128 milyar dolara ne olduğu, satıldıysa hangi kurla satıldığı gibi birçok bilgiye kamuoyunun da bilmesi gerektiğini belirtti.
Cumhuriyet’ten İpek Özbey'in haberine göre, Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamada, “Merkez Bankası bu açıklamayı çok önceden yapmalıydı. 2016’dan beri bu konuda hiçbir açıklama yapılmıyor. Üstelik defalarca soruldu. En baştan itibaren bizim istediğimiz, Merkez Bankası dövizi hangi tarihte sattı, kaça sattı, kimlere sattı, bunları açıklaması. Yüzeysel yapılan bir açıklama toplumu tatmin etmez. Dolayısıyla biz hâlâ 128 milyar doların kimlere, hangi kur üzerinden satıldığını öğrenmek istiyoruz. Çünkü o para, bir kişinin kendi kişisel parası değil. O para, doğrudan doğruya halkın parası. 83 milyonun parasıdır ve dolayısıyla 83 milyonun da bu paranın akıbetini öğrenme hakkı vardır” dedi.
Kılıçdaroğlu, pankartların indirilmesi konusunda da şunları söyledi:
“Hiçbir darbe döneminde karşılaşmadığımız bir durumla karşı karşıyayız. Askeri darbe döneminde olmayanı sivil darbe döneminde yaşıyoruz. 128 milyarın nerede olduğunun gizlenmesinin nedeni, Merkez Bankası’nın soyulmasını halkın gözünden kaçırmak istemeleri.”
KAVCIOĞLU NE DEMİŞTİ?
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Merkez Bankası rezervlerine işaret ederek sorulan “128 milyar nerede?” sorusuna yönelik açıklamalarda bulunmuş, "Söz konusu döviz işlemleri, işlem platformları üzerinden o günkü piyasa koşulları ve fiyatları çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.Herhangi bir kesime, banka veya firmaya ayrıcalıklı döviz işlemi gerçekleştirilmesi söz konusu değildir" ifadelerini kullanmıştı.
CHP, 128 milyar dolarlık harcama yapılabilecek e-ticaret sitesi kurdu
CHP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığı, Merkez Bankası’nın eritildiği iddia edilen 128 milyar dolarlık rezervinin temsili olarak harcanabildiği bir e-ticaret sitesi kurdu.
17-04-2021 12:07

CHP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığı, ‘128 milyar dolar nerede?’ gündemini farklı bir şekilde göstermek için temsili bir internet sitesi açtı. Söz konusu e-ticaret sitesinde Merkez Bankası’nın eritildiği iddia edilen rezervi ile temsili harcama yapılabiliyor.
Site ziyaretçileri, 128 milyar dolarlık bakiyeleri ile 106 adet Osmangazi Köprüsü, bin 422 adet F-35 savaş uçağı ya da 3 milyon 657 1142 adet 2+1 eve sahip olabiliyor.
1.5 MİLYON KİŞİ ZİYARET ETTİ
Cumhuriyet’ten Erdem Sevgi’ye konuşan CHP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın, “Pankartlar sökülünce vinçlerin ulaşamayacağı, iplerinin kesilemeyeceği bir şey yaptık. İlgi büyük, 24 saatte 1.5 milyon kişi ziyaret etti” dedi.
CHP İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanlığı’nca önceki gün açılan “www.128milyardolar.net” adresli e-ticaret sitesi, temsili satışa sunulan ürünler ve bu ürünlerin fiyatları ile söz konusu rakamın büyüklüğüne ilişkin de bilgi veriyor. Siteye giriş yapanlara 128 milyar dolarlık bakiye tanımlanıyor. Kullanıcılar; 1 dolara 8 adet ekmek ya da 250 gram pudraşekeri, 3 dolara 34’li çokomel, 8 dolara 1 kilogram ejder meyvesi, 10 dolara 40 kilogram soğan ve patatesin yanı sıra 50 dolara iki doz BioNTech aşısı alabiliyor. Siteden ayrılmak üzere olan kullanıcılara şu mesaj veriliyor: “128 milyar dolar ile 8 milyon üniversite öğrencisine 2000 ay boyunca KYK bursu, 10 milyon asgari ücretiyle 36 ay boyunca maaş ödemesi yapılabilirdi. 84 milyon vatandaşımızın her birine pandemi döneminde 1500 dolar nakit yardımı yapılabilirdi.”
Soylu: Yetkim var, iptal ederim, acımam
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bakın Kasım ayında aldığımız tedbirlerle inişi yakaladık. Bir mesele var; yabancıların da muafiyetleri. Kim ikamet sahibi ve pasaportuyla bunu istismar etmeye kalkarsa ikametini iptal ederim. Böyle bir yetkim var, acımam" dedi.
17-04-2021 11:45

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul'da Koronavirüs Salgınıyla Mücadele Değerlendirme Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.
Soylu, Türkiye’de ikameti olan vatandaşların sokağa çıkma yasağında pasaport göstererek kısıtlamaları ihmal etmesine tepki göstererek, "Açık söylüyorum, kim ikamet sahibi ve pasaportuyla bu işi istismar etmeye kalkarsa ikametini iptal ederim hemen. Elimde böyle bir yetki var, acımam da” dedi.
Soylu'nun açıklamaları şöyle:
“Toplu taşıma böyle bir sıkıntıyla hala karşı karşıya. Yapılması gereken çok basit. Pik saatlerde ulaşım imkanlarının en üst seviyeye çıkması, vatandaşımızın mağdur edilmemesi ve en nihayetinde burada toplu taşıma araçları içerisindeki, salgının artmasını engelleyecek oranların İl Hıfzıssıhha Kurulları tarafından alınan seviyelerde tutulması. Ama bu konuda bir yıldır maalesef başaramadığımız meselelerden bir tanesidir. Bunu da burada açıkça ifade etmem gerekir. Onun için bu konuya hepimizin, sayın valimizin de başta olmak üzere önümüzdeki günlerde ramazanın sonuna kadar; özellikle pik saatlerde... İftar saatine yetişebilmek için hem iş yerlerinden çıkıştan kaynaklanan bir yoğunlaşma söz konusu olacak. Bu konu diğer dönemlerden çok daha büyük önem arz ediyor. Benim tüm belediyelerden bir ricam var. Allah rızası için elbette ki vatandaşlarımıza yardımda bulunmak sevaptır. Ama başka bir sevap da insanların bu salgından korunmalarını sağlamak. Ramazan yardımlaşma ayıdır, bereket ayıdır.”
'ADALET DUYDUSUNU ZEDELEMEMEK LAZIM'
Toplumun adalet duygusunu zedelememek lazım. Bir takım otellerdeki görüntüler, bir takım kahvehaneler. Dün bütün Türkiye'de tombala dahil olmak üzere, maalesef ramazanda tombala diye kötü bir alışkanlık var, güvenlik güçlerimizle bu alışkanlığı engellemeye de çalışıyoruz, dün akşam da epey baskınlar gerçekleştirildi. Var olanlara gerekli müdahaleler yapıldı, adli ve idari işlemlergerçekleştirildi. Ancak şunu söyleyeyim hem muafiyet belgesi elinde olanların suistimali söz konusu. Hem de eski alışkanlıklarına devam etmek isteyenlerin suistimalleri söz konusu. Adalet bozucu durum söz konusuysa sorumlusu biziz. Hemen bunalra müdahale etmek, men etmek, adli ve idari işlemleri yapmak bir daha yapılmamasına sebebiyet teşkil eder. Bunun peşinden koşmalıyız hep birlikte. Ve kısıtlamalardan muaf tutulanların istismarınayönelik görüntüler doğpal olarak salgınla mücadele döneminde yapılan fedakarlıklara ve samimiyete maalesef gölge düşürmektedir. Bu şekildeki suistimallere fırsat vermemek gerekir.
Öte yandan tüm denetimlerimizdeki nezaket ve doğru iletişim lütfen ön planda olsun. Tıbbi bir mücadeleyi siyasi bir sahaya çekmek isteyen ve bu alanda maalesef bu alanı istismar etmek isteyen bir kesimin olduğu izaha muhtaç değildir. Acaba buradan da nasıl siyasi bir rant elde edebiliriz diye bekleşme içerisinde olanlar elbetteki tarihin her döneminde olduğu gibi bu meselede de vardır. Aportta bekliyor. Bir eksik görsem de, yani bir şeyi düzeltmek değil veya uygun şekilde uyarmak değil, bu meseleyi toplumsal bir acıtasyon hale getirebilmek için elinden gelen gayreti ortaya koymaya çalışan kötücül ruhlar içlerimizde dolaşıyor dolaşıyor. Bunu görüyoruz. Ama bunlara da fırsat vermemek de bizim sorumluluğumuz. Bir video kaydıyla tüm denetim çabamız boşa gidebiliyor. Denetimler maalesef özellikle bu denetimi yapan ekipleri karalamak için başka mecralara çekilebiliyor. Dolayısıyla kendimiz de mutlaka sahada olalım. Personelimizin de dikkatli davranmasını temin edelim.
'İLKEMİZ ÇOK NET'
Öncelikli amaç ceza yazmak değil. Kurallara uyulmasını tembih etmektir. Birincisi uyarmak, rehberlik etmek sonra aşırı ısrar, kasıt ve suistimal varsa idari ve adli tedbirlere başvurmaktır. İlkemiz çok net.”
'ELİMDE YETKİ VAR, ACIMAM'
Bir mesele var; yabancıların da sokağa çıkma kısıtlamalarında muafiyetleri... Daha önce bir ara genelge de yazdık. Turistik faaliyetler kapsamında kısa süreliğine ülkemizde bulunanlar hariç olmak üzere; şimdi ikamet sahibi. Pasaportunu gösteriyor, başımın üzerine pasaportun var. Ama sen ikamet sahibisin, buradaki yerleşiklerin kurallarına tabii olmakla mükellefsin. Açık söylüyorum, kim ikamet sahibi ve pasaportuyla bu işi istismar etmeye kalkarsa ikametini iptal ederim hemen. Elimde böyle bir yetki var, acımam da. Çünkü insanlar evde kalacaklar, siz pasaportunuz var diye siz turist kılığında, imkanında bunu istismar edeceksiniz, buna da müsaade etmeyeceğiz. Onun için kurallarımız çok net, boşluk bırakmıyoruz.”
AYM'den üç siyasi parti hakkında suç duyurusu
AYM, üç siyasi parti hakkında yasal işlem yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.
17-04-2021 11:21

Anayasa Mahkemesi (AYM), mali denetimlere ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerekçesiyle AS Parti, Ülkem Partisi ile Türk ve Dünya Birliği Partisi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Yüksek Mahkemenin AS Parti, Ülkem Partisi ile Türk ve Dünya Birliği Partisi'nin 2019'a ait mali denetimlerine ilişkin kararları bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. İncelemede söz konusu partilerin, mahkemeye hesap verilebilir şekilde kayıt ve belge düzeninin oluşturulmaması ile hesabın dışında gelir ve gider oluşturulmasının inceleme ve araştırmayı engellemeye yönelik eylemler olduğu değerlendirildi.
Bu nedenlerle söz konusu partiler hakkında 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 111'inci maddesi uyarınca yasal işlem yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulması kararlaştırıldı.
AYM, ayrıca 3 partinin kesin hesaplarının denetimi gerçekleştirilemediğinden ilgili yıla ait hesaplarının da kabul edilmesinin mümkün olmadığına hükmetti.
Hakim, savcı ve milletvekilleriyle ilgili yolsuzluğun önlenmesi tavsiyelerine en az Türkiye uydu
GRECO'nun tüm tavsiyelerine uyan tek ülke Norveç olurken, tavsiyelere uyma konusunda ülkeler arasında son sırada ise Türkiye yer aldı.
17-04-2021 09:34

Avrupa Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu'nun (GRECO) "Milletvekilleri, hakim ve savcılarla ilgili yolsuzluğun önlenmesi" başlıklı raporuna göre Türkiye, Avrupa Konseyi'nin yolsuzlukla mücadele tavsiyelerine en az uyan ülke oldu.
Türkiye'nin de dahil olduğu 46 ülkeyi kapsayan rapora göre, Türkiye 2019 yılında, GRECO tarafından verilen 31 tavsiyenin yüzde 74,2'sini yerine getirmedi, 19,4'ünü kısmen yerine getirdi, yüzde 6,5'ini ise tamamen uyguladı. Tavsiyelerin en çok dikkate alındığı grup 12 tavsiyenin yüzde 8,3'üne uyulan savcılar ve hakimler grupları olurken, milletvekilleri ile ilgili 7 tavsiyenin hiçbirine uyulmadı.
TÜM TAVSİYELERE UYAN TEK ÜLKE NORVEÇ
Rapora göre, 2019 yılında GRECO'nun tüm tavsiyelerine uyan tek ülke Norveç oldu. Tavsiyelere uyma konusunda ülkeler arasında son sırada Türkiye yer alırken, tavsiyelerin yüzde 70'ine uymayan Avusturya da Türkiye’yi izleyen sondan ikinci ülke oldu.
GRECO, Türkiye'nin değerlendirildiği "Uyum ve Ara Uyum" başlıklı daha önceki raporlarında Türkiye’deki yapısal düzenlemelerin yargıç ve hakimlerin bağımsızlığına zarar verdiğine dikkati çekmiş ve bu düzenlemelerin "Yargıç ve hakimleri iktidar ile siyasete karşı bağımsız olma konumunda eskiye oranla daha sıkıntılı bir duruma soktuğu" uyarısında bulunmuştu.
DW Türkçe'de yer alan habere göre, Türkiye’de milletvekilleri ile yargı mensupları arasında yolsuzluğun önlenmesi için hükümetin somut önlemler almadığı eleştirisi yapılmış ve "Genel anlamda durumun tatmin edici olmadığı" belirtilmişti.
Üyelerinin yolsuzlukla mücadele standartlarına uyumlarını izleyerek yolsuzlukla mücadele kapasitelerini geliştirmeyi amaçlayan bir Avrupa Konseyi organı olan GRECO, devletlerin ulusal yolsuzlukla mücadele politikalarındaki eksiklikleri tespit etmelerine yardımcı olmak üzere yasal, kurumsal ve pratik reformları teşvik ediyor.