Özgür Yılmaz - @ozguryilmaz344

HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş’a Kürt illerindeki sandık taşımaları, sandık birleştirmeleri, seçmen kayıtlarının silinmesi ve bölgeye tek günlük görevle kaydırılan devlet memurlarını sorduk.

Aynı zamanda hukukçu olan Beştaş seçim hilelerini şu şekilde değerlendirdi:

Sandıklarla ilgili operasyon her türlü hukuk dışı yöntem maalesef YSK eliyle meşrulaştırılmak isteniyor. Daha önce de sahte seçmenler, kaydırılan seçmenler, boş binalar, seçmen kayıtlarının silinmesi konusunda çok sayıda tespitler yaptık ve bunu kamuoyuyla paylaştık, itirazlarımızı yaptık. Son adımlardan biri de, sandık birleştirilmeleri, taşıma işlemleri. 

‘HDP SEÇMENİNİN SANDIĞA GİTMESİNİ ENGELLEME ÇABASI’

Açıkçası vatandaşın, HDP seçmeninin, sandığa gitmesini engelleme çabasıdır bu. Oy kullanılmasını engelleme çabasıdır. Bu bir karardır ancak bunun öncesinde her türlü tehdit, hakaret, iftira en üst düzeyde partimize yönelik yapılıyor. Basında ağır bir sansür ve ambargo var. Bunun yanında halkın mobilizasyonunu, desteğini, bu konudaki içtenliğini ve sahiplenmesini gördükleri için her gün yeni adımlar atarak bunu engellemeye çalışıyorlar.

Ancak bu nafile bir çaba. Kesinlikle bunu başaramayacaklar. Sandık emin olun uzayda da olsa bizim seçmenimiz gidip o oyu atacak. Bu kadar net söyleyeyim. Sonuçta bizim önümüze nasıl engeller çıkarıldığını geçmiş seçimlerde de deneyimledik. 7 Haziran'ın öncesinden başlayan bir süreç var. Bu nedenle onlara şunu söylemek isterim: Siz sandıkları taşıyabilirsiniz, birleştirebilirsiniz ama seçmenin o sandıklarda oy kullanmasını engelleyemezsiniz. 

‘SEÇMENİMİZ NASIL PARTİSİNİN YANINDA DURUYORSA, OYLARI DA ATACAK’

Biz seçmenimizin oy kullanması için her türlü hazırlığı zaten yapacağız. Seçmenimiz de bu konuda her türlüğü zorluğu aşarak, bugün nasıl partisinin yanında duruyorsa, sahipleniyorsa, iradesini ortaya koyuyorsa o sandıklara o oyları da atacak ve biz o oyları oradan çıkaracağız.

[ih2]

Hükümet özellikle Kürt illerinde, kayyum atanan illerde, herkesi sindirmeye çalışıyor, bakanlıklar düzeyinde, yargı düzeyinde ve daha birçok adımla seçmeni HDP'nin yanında durmaya, ona oy vermeye engellemeye çalışıyor aslında. 

AKP'nin bölgedeki temel seçim çalışması şudur: "İş vereceğim, aş vereceğim, ihraç edilenleri geri alacağım, tutukluları serbest bırakacağız" gibi aslında absürt, hiçbir zemini olmayan vaatlerle seçmenin oyunu almaya çalışıyor. Bu da yetmiyor, köylere yönelik ağır bir baskı çemberi var. Köylerde, arka koltukta oturdu diye trafik cezası kesecek kadar ileri gidiyorlar. Adaylarımıza yönelik gözaltılar yapılıyor. İlçelerde "güvenlik çemberi" adı altında, kontroller yapılıyor. Eruh gibi küçücük bir ilçede bile bütün ilçeyi kapsayacak şekilde yapılan bu kontrolleri görebiliyoruz. 

‘BU ADİL BİR SEÇİM DEĞİL’

Yol kontrolleri, konvoylarımıza yönelik yol kontrolleri de cabası. Sonuç olarak şunu söylemeye çalışıyorum: Bu seçim adil bir seçim değil, rekabet ortamı eşit düzeyde değil. Ancak onların seçmeniyle bizim seçmenimiz arasında bir fark var: Bizim seçmenimiz, gerçekleri kendi çabasıyla ve yaşadıklarıyla deneyimliyor ve bunu görüyor. Onların seçmenine ne kadar anlatırlarsa anlatsınlar... Şu realite ortada, kutuplaşma ortamı var, toplumun bir bölümünü dışlama, düşmanlaştırma gibi. Bu konuda da Türkiye'nin önünde bir tercih hakkı var.

[ih2]

Ya bu Cumhur İttifakı denilen, toplumu ikiye bölen, bölücü ittifak gönderilecek ya da bunlara mahkum olacağız. Biz ikinci seçeneği düşünmüyoruz bile. HDP de bu konuda umudu büyüten tek partidir. Sandık oyunlarını ilk kez yaşamıyoruz. Geçtiğimiz seçimlerde de yaşadık. Onlar sahtecilikte, hukuk dışılıkta, hukuk dışı kararlarda ne kadar mahirlerse, uzmanlarsa emin olsunlar ki bizim örgütlerimiz de bizler de bunları boşa çıkarmada, her şeye her türlü engele rağmen o sandığa o oyu atıp çıkarmakta büyük bir deneyim kazandık. Bu konuda kendilerine önerimiz, bu tip ucuz yöntemlere başvurmasınlar artık.

O sandıklar taşınacaksa da, birleştirilecekse de o oylar kullanılacak.