Meclis’i olağanüstü toplantıya çağıran 8 siyasi partiden ortak bildiri

Meclis’i olağanüstü toplantıya çağıran 8 siyasi partiden ortak bildiri

Bildiride TİP, EMEP, DEM Parti, DEM Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti’nin imzası yer aldı.

İleri Haber

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanmaması üzerine Meclis’i olağanüstü toplantıya çağıran 8 siyasi parti ortak bildiri yayımladı. Toplantı talebinin reddedilmesi eleştirilen bildiride, “Bu açık hukuksuzluğa ve keyfiliğe sessiz kalmayacağız, hukuki-demokratik tepkilerimizi her türlü platformda seslendireceğiz” denildi.

AYM’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında iki kez verdiği “hak ihlali” kararı, önce İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ardından da Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından tanınmamış ve Daire, “AYM kararının hukuki değerinin olmadığını” belirten bir açıklama yayımlamıştı.

“Yargı darbesi” olarak isimlendirilen söz konusu skandalın ardından TİP, EMEP, DEM Parti, CHP, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi ve Demokrat Parti, yeter sayıda imza toplayarak TBMM’yi olağanüstü toplantıya çağırmıştı.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un toplantı çağrısını gündeme almaması üzerine, 8 siyasi parti bir araya gelerek bir ortak bildiri yayımladı.

‘SÜREÇ BİR YARGI KRİZİ OLMAKTAN ÇIKTI VE DERİN BİR DEMOKRASİ KRİZİNE DÖNÜŞTÜ’

Söz konusu hukuksuzluğa ve keyfiliğe karşı mücadele mesajı verilen bildiride şu ifadeler yer aldı:

“Anayasa'nın 153. maddesinin açık hükmüne rağmen Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamamakta direnen Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin tutumu çerçevesinde gelişen olaylar ve açıklamalar nedeniyle, süreç bir yargı krizi olmaktan çıkmış ve derin bir demokrasi krizine dönüşmüştür.

14 Mayıs 2023 günü halkın iradesi ile milletvekili seçilen Can Atalay, Anayasa Mahkemesi'nin hakkında verdiği iki karara rağmen Silivri Cezaevi'ndedir. Ortaya çıkan bu durum, yargının yasama erkine müdahalesi olmakla kalmayıp, aslında Türkiye'de yaşanan politik gerçekliğin bir görünümü olarak, yürütmenin ve tek adam rejiminin tahakkümü ile erkler ayrılığının ortadan kaldırılması, tüm yurttaşlarımız için kişi güvenliği hakkının yasal güvencelerinin keyfi uygulamalara açık hale getirilmesi anlamını taşımaktadır. 

‘ANAYASA, İÇTÜZÜK VE MECLİS TEAMÜLLERİNE AYKIRI OLARAK TOPLANTI TALEBİMİZ REDDEDİLDİ’

Yukarıda tanımlanan olayların ele alınarak görüşülmesi ve kendi gündemine hakim olan TBMM'nin tutumunun belirlenmesi amacıyla, sekiz partinin temsilcilerinin yeter sayıda imzalarıyla, Meclis'in olağanüstü toplanması istemiyle hazırlanan dilekçe, 5 Ocak 2024 günü TBMM Başkanlığı'na sunulmuştur. Buna karşın Meclis Başkanı imzasıyla 9 Ocak 2024 günü tarafımıza ulaşan yazıda, Anayasa, İçtüzük ve Meclis teamüllerine aykırı olarak, talebimiz reddedilmiştir. 

Bilindiği üzere, TBMM 2023 yılında son mesaisini 27 Aralık 2023 gününde tamamlamış ve çalışmalarına 16 Ocak 2024 tarihine kadar ara vermiştir. Bu fiili duruma karşılık, Meclis'in tatil ya da ara verme kararının bulunmadığı yönünde bir görüş ileri sürülerek Meclis'in toplanmasının reddedilmesi, her şeyden önce hukukun genel ilkelerine ve iyi niyet kuralına aykırıdır. Dahası, 2 Ocak 2020 tarihinde benzer bir durumda TBMM, dönemin Meclis Başkanı tarafından toplantıya çağrılmış ve toplantı gerçekleştirilmiştir. 

‘BU AÇIK HUKUKSUZLUĞA VE KEYFİLİĞE SESSİZ KALMAYACAĞIZ’

TBMM'de temsil edilen sekiz siyasi partinin grup başkanları, grup başkanvekilleri ve yeter sayıda milletvekillerinin imzasıyla verilen söz konusu talebimiz karşısında, Meclis Başkanı'nın takdir yetkisi değil, bağlı yetkisi bulunmaktadır. Buna karşın Meclis Başkanı'nın bu talebimizi reddetmesi, Anayasa'nın 93, İçtüzüğün 7 inci maddelerinin ihlali yanında, TBMM teamüllerinin çiğnenmesi ve bu alana tümüyle keyfiyetin hakim kılınması anlamını taşımaktadır. Somut durumdan çok öte, Meclis Başkanı'nın ortaya koyduğu bu tutumla, bundan böyle ülkemizin karşılaşacağı önemli gelişmeler karşısında, TBMM'nin olağanüstü toplanarak ülke gündemine müdahale gücü tartışmalı bir hale getirilmektedir. 

Bizzat Başkanı tarafından Meclis'in etkisizleştirme ve işlevsiz kılınma çabalarının, mevcut iktidarın tutumundan ayrı değerlendirilemeyeceğinin farkındayız. Bu bağlamda ifade etmek isteriz ki, Meclis Başkanı; haklı, hukuka ve kamu yararına uyarlı taleplerimiz üzerinden siyasi karşıtlık kurma durumundan kendisini çıkarmak ve Meclis'in hukukunu korumalıdır. Aşağıda imzası bulunan ve farklı siyasi müktesebatlara sahip olan sekiz siyasi partinin temsilcileri olarak, bu açık hukuksuzluğa ve keyfiliğe sessiz kalmayacağımızı ve hukuki-demokratik tepkilerimizi her türlü platformda seslendirme kararında olduğumuzu kamuoyuna duyururuz.”