Mardin'de kayyum yönetimine yolsuzluk operasyonu: 'Dünyada görülmemiş bir soygun'

Mardin'de kayyum yönetimine yolsuzluk operasyonu: 'Dünyada görülmemiş bir soygun'

Yerine kayyum atanan Ahmet Türk, Mardin'de kayyum yönetime yönelik yolsuzluk operasyonunu 'Dünyada görülmemiş bir soygun' olarak nitelendirdi

İçişleri Bakanlığı tarafından bir süre önce kayyumu değiştirilen Mardin Büyükşehir Belediyesi’nde üst düzey yöneticilerin de aralarında bulunduğu kişilere dönük yolsuzluk operasyonunun yankıları sürüyor. Belediyenin eski kayyumu olan Vali Mustafa Yaman dönemini inceleyen müfettişlerin yaptığı suç duyurusu üzerine birçok üst düzey yönetici ve belediye ile iş yapan kişi gözaltına alındı. Söz konusu operasyon kapsamında gözaltına alınanlardan biri olan Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) İl Müdürü Mehmet Bulut’un da aralarında olduğu 4 kişi tutuklandı.

Yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, kayırma, zimmet gibi birçok suçlamanın yöneltildiği bazı kişilerin işlemleri ise halen sürüyor. Belediyeyi 1 milyar TL’nin üzerinden borca sokan eski kayyum yönetiminde yer alan kimi isimlere de benzer operasyonların yapılacağı belirtiliyor.

'İHALELER AKIL ALMAZ ŞEKİLDE YAPILMIŞ'

 

Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre durumu “soygun” olarak nitelendiren Türk, kayyumların belediyeleri halktan kopardığını ve halka hizmetten uzak bir yer haline dönüştürdüğüne vurgu yaptı. Belediyede yolsuzluk yapıldığını daha önce de kamuoyunun bilgisine sunduklarını ifade eden Türk, “Belediyede bir yolsuzluk olduğunu, şişirilmiş faturalar, doğrudan yapılan ihaleleri halkımızla paylaşmıştık. ‘Güvenlik’ diyerek ihaleler yapılmış. Bütün bu ihaleler akıl almaz bir şekilde yapılmış” dedi.

‘Dünyada görülmemiş bir soygun’

Belediyedeki yolsuzluğu “dünyada görülmemiş bir soygun” şeklinde yorumlayan Türk, “Belediyeyi tamamen soymuşlar” dedi. Belediyenin bütçesi 375 bin TL olduğunu ancak yapılan borçlanmanın bir milyar TL’yi aştığına dikkati çeken Türk, “Borç bütçenin üç katıdır. Dünyada böyle bir şey görülmemiştir. Ama baktığınız zaman da hizmete dönük hiçbir şey yapılmamış. Bu kadar borçlanmasına rağmen, bu kadar ihaleye rağmen bunların hiçbirisinin yapılmadığını görüyoruz. Mardin’e gittiğiniz zaman bir köy yolunda asfalt görürsünüz, Kızıltepe şehir merkezinde bile asfalt çalışması yaptık. Birinden başladık ama daha sonra bunlar durduruldu. Biz ilk dönem geldiğimizde 63 milyon TL borçla belediyeyi devraldık” diye konuştu.

'HALKA HESAP VERMESİ GEREKİR'

İkinci dönemde belediye borcunun fırladığını anımsatan Türk, “Burada kayyumun bu konudaki rolü çok büyük. Çünkü bu ihalelerin çoğu Elazığlı bir şirkete verilmiş. 8 tane ihale bir şirkete verilmiş. Daha sonra şirket ismi değiştirilmiş ikinci bir şirket oluşturulmuş. Kamuoyunun gözünden kaçmak için aynı yerde başka bir şirket oluşturmuş. Bu şirkete de 3-5 tane ihale verilmiş. Nerede bakarsanız bakın bu bir rezalettir. Halkın parasını çarçur eden, yolsuzluğun, rüşvetin olduğu, paraların bir çok kişi tarafından bölüştürüldüğü bir belediyenin halka hesap vermesi gerekir” dedi.

'BU BİR AKLAMA OPERASYONU'

Ülkede hukuk ve adaletten söz edilemeyeceğini dile getiren Türk, “Eğer adalet varsa bunun hesabının sorulması lazım. Bu yolsuzluklara sebep olan insanların bedelini ödemesi gerekiyor. kayyumun göreve getirdiği yöneticiler gözaltına alındı. Bu operasyonun bir aklama operasyonu olduğunu düşünmüyorum. Burada ciddi bir araştırma yapıldığını ifade edebilirim. Müfettişler bizim dönemimizde çalışan bir arkadaşımızı da çağırmışlar. Bu işi ciddiye aldıklarını gösteriyor. Tabi şuanda ki görünüm bu. Ama sonrasında aynı ciddiyetle yaklaşılır mı, onu bilemeyiz” ifadelerini kullandı.

'KAYYUM MODELİ BİR HEZİMET'

kayyum modelinin sadece Mardin’de değil Diyarbakır ve birçok yerde çöktüğünü ve “hezimete” uğradığını ifade eden Türk, “kayyumların amacı halk ile aramızdaki ilişkiyi, halkla doğrudan olan bağlarımızı koparmaktır. Bu yönetim şeklinin amacı bizleri tamamen halktan uzaklaştırmaktır. Çünkü burada siyasi bir karar var. Bir oyun var. Halkla aramıza mesafe koymaya dönük bir saldırıdır. Çünkü bizler belediyeleri yönettiğimiz zaman başarılı bir belediyecilik çalışması yürütüyorduk. Şimdi belediyelere kayyum atanarak halkla ilişkimizi, diyalogumuzu bitirmek istediler. Ama bu yöntemle başarılı bir sonuç alamadılar” değerlendirmesinde bulundu.

'DEMOKRASİNİN OLMADIĞI BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ'

Kent sakinlerinin de kayyum döneminde yapılan rüşvet ve yolsuzlukları bildiğini söyleyen Türk, şöyle devam etti: “Böyle olduğu için de son dönemlerde belediyeye müdahale etmek zorunda kaldılar. Bizler demokrasi mücadelesi veriyoruz, halkın iradesinin yansımasını isteyen, demokratik siyasetin üzerinde ve içinde olması gerektiğini söyleyen bir anlayışa sahibiz. Seçilmiş insanlar seçimle gitmelidir. Halkın kararıyla gitmelidir. Halkın karar verdiği veya görev verdiği insanların böyle kayyum atayarak, demokrasi dışı yöntemlerle belediyeleri yönetmeye çalışması, demokrasiye, adalet ve hukuka aykırı bir durumdur. Ama maalesef ki hukukun, demokrasinin olmadığı bir ülkede yaşıyoruz.”