M. Nergis Tekin yazdı | Medya, AKP ve mit yaratma

M. Nergis Tekin yazdı | Medya, AKP ve mit yaratma

M. Nergis Tekin

IMF’ye borcumuz sıfırlandı! Yerli uçağımız göklerde! Yerli otomobil yollarda! Türkiyem müjdeli haber üç ilimizde petrol fışkıracak! O ilimizin üç ilçesinde doğalgaz bulundu! Milli tank Altay için geri sayım başladı! Yerli traktörümüz 7 lira şarj ile sekiz saat çalışacak! Adıyaman’da havalimanı var mıydı, biz yaptık! Menderes Havalimanı'nı biz yaptık! Süleyman Demirel Üniversitesi'ni açtık! IMF bizden 5 milyar euro borç istedi!

AKP iktidarı boyunca medyadan okuduğumuz ya da duyduğumuz tüm bu haberler çoğaltılabilir. Ancak hiçbiri AKP’nin medya aracılığı ile modern milliyetçi mitler yaratma stratejisinde gelinen noktayı şimdinin Hazine ve Maliye Bakanı, o dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak’ın aktarımları kadar başarılı anlatamaz.

“Cumhurbaşkanımız Ay’a kadar dört şeritli yol yaparım dese vallahi inanırız”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, kendisiyle konuşan bir AKP seçmeninin “Valla Ak Parti’ye o kadar güveniyoruz ki sayın Bakanım. Cumhurbaşkanımız çıksa, şuradan Ay’a kadar dört şeritli yol yapacağım dese, vallahi inanırız” dediğini aktaralı iki yıl oluyor. Bakan Albayrak’ın bir seçmene dayandırarak söylediği bu sözler aslında AKP’nin mit yaratma konusundaki başarısının bir övüncü ya da itirafı olarak kabul edilebilir.

AKP iktidarı boyunca özellikle de 2010 sonrası süreçte, kendi hikâyesini tüketen bir partidir ve defalarca iktidarını sarsacak krizler ile karşı karşıya kalmıştır. Ancak AKP her kriz anında yerlilik ve millilik adına sınıf karakteri olmayan muhalefeti de peşine takacak ve ideolojisini yeniden üretecek mitlere sığınarak krizlerin üstünü örtmüş ve bugünlere kadar gelmeyi başarmıştır.

Mitler ile kamufle edilmek istenen gerçek rakamlardır

Özellikle ekonomik krizin gitgide derinleştiği, yoksulluk intiharlarının arttığı ancak görmezden gelindiği, işsizlik rakamlarının Covid-19 pandemisi ile birlikte en yüksek seviyelere çıktığı, ümitsiz işsizlerin sayısının bir yılda 558 binden 1 milyon 358 bine yükseldiği bir dönemde, AKP yaşadığı derin krizleri mistifiye etmek için canhıraş bir çaba içerisinde.

AKP, içinden geçtiğimiz süreçte artan enflasyon rakamları, bir türlü düşürülemeyen döviz kuru, geçim sıkıntısı, süreklilik kazandırılmış savaş ortamı karşısında, tüm ulus adına milliyetçi mitler yaratma stratejisine peş peşe sarılmaktadır. Geçtiğimiz aralık ayında büyük bir gösteriye dönüştürülerek medya aracılığı ile tanıtılan yerli araba, Ayasofya’nın müzeden camiye çevrilmesi hikâyesi (hikâye denilebilir çünkü süreçte Ayasofya’nın tamamen ibadete kapalıymış gibi algılanması için özel bir çaba gösterilmiştir. Oysa bilindiği üzere Ayasofya’nın bir kısmı ibadete her zaman açık bırakılmıştır) ve son olarak neredeyse tamamı AKP’nin parti yayın organı haline dönüştürülen yazılı ve görsel medyanın gündemine ilk sıradan giren ve günlerdir üstüne kahramanlık haberleri yazılan, müjde diye iki gün önceden duyurusu yapılan Türkiye tarihindeki en büyük doğalgaz keşfi…  Bu hikayeleştirilmiş haberlerin her birinin bir mit haline getirildiğine tanık olmaktayız.

AKP ve dolayısıyla Türkiye sermaye sınıfı gitgide derinleşerek yaşadığı krizi aşmak için tarihte çok bilindik bir stratejiyi uygulamaktadır. Kimi zaman fiili zor kullanarak, kimi zaman ise medya aracılığı ile modern mitler yaratarak iktidarını yeniden üretmektedir. Bu üretilmiş mitlerden bazılarını hatırlamak yaratılmak istenen yeni mitlerin amacını okumak adına faydalı olabilir.

Yerli uçağımız göklerde!

2007 tarihinde billboardlarda dönemin Başbakanı Erdoğan’ın fotoğrafının yanında “Yerli uçağımız göklerde” yazılı bir afiş ile AKP milliyetçi mit yaratma konusundaki başarılarından birine imza atmıştı. Bu, daha sonra AKP’nin seçim öncesi süreçlerde kullanacağı bir mite dönüştü.

2015 tarihli billboardlarda ise bu kez Başbakan Davutoğlu’nun fotoğrafının yanında “Yerli yolcu uçağımızı yapıyoruz” yazılı afişleri asılı.

https://m.bianet.org/bianet/siyaset/168621-yerli-otomobil-yerli-ucak-yalanlari

Dış borcumuz yok!

Hatırlanacağı üzere 2013 yılında medya IMF’ye borcumuzun sıfırlandığı, Türkiye’nin hiç dış borcu kalmamış gibi bir algı yaratma çabası içindeydi.

https://www.trthaber.com/haber/ekonomi/mayis-ayinda-imfye-olan-borcumuz-sifirlanacak-82392.html

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/yasar/2013/05/20/imfye-borc-tamamen-odenince-bazilari-niye-sinirlendi

O tarihte medya aracılığı ile Türkiye’nin tek dış borç kalemi IMF’yeymiş gibi gösterilmiş o da bittiğine göre Türkiye’nin hiç borcu kalmamış algısı yaratılmış ve bu haber mitleştirilerek yıllarca yeniden üretilip kullanılmıştır. Hatta AKP ve medyası tarafından üretilen bu mit en son 2019 Kasım’ında yazar Mustafa Albayrak tarafından bir kez daha yeniden üretilerek devreye sokulmuştur. Albayrak, Erdoğan 2013 yılında 1854 yılında Osmanlı'nın aldığı borçların ödendiğini iddia etmiştir. Borçların 2013 yılının mayıs ayında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ödendiğini öne süren Albayrak, borç bittikten sonra Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama'ya rest çektiğini söyleyerek mit yaratma konusunda oldukça önemli bir adım atmıştır (https://tr.sputniknews.com/turkiye/201911291040725722-yazar-albayrak-osmanlinin-borclarini-erdogan-odedi/)

AKP döneminde kamunun toplam borcu ve özel sektörün dış borcu rekor üstüne rekor kırarken bu gerçek, bir başka mit ile örtülmeye çalışılmıştır.  Bir başka AKP mitine göre IMF’ye borcumuzu sıfırlamakla kalmamış aynı zamanda IMF bizden borç istemiştir. Türkiye o borcu vermeyi kabul edince de IMF borç isteğini geri çekmiştir.

https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2017/11/18/erdogan-imf-bizden-5-milyar-dolar-borc-istedi-biz-verince-vazgectiler

 Yerli otomobil yollarda!

AKP’nin yeniden yaratarak sürdürebildiği mitlerin unutulmayanları arasında yerli ve milli otomobili sayabiliriz. AKP döneminde tanıtılan ilk yerli otomobilimiz geçtiğimiz aralık ayında tanıtılan TOGG değildi. Hatırlanacağı üzere 2015 Ekim ayında dönemin AKP’li Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, ilk yerli otomobilimizi tanıtmış ve eklemişti: “Yerli otomobil 2016 yılında yollarda…” Ancak bu mitin yaratılıp medya aracılığı ile kamuoyuna sunulmasının tarihi oldukça manidardı. Türkiye tarihinin en kanlı, en kara günlerinden biri olan Ankara Gar Katliamı'nın hemen arkasından yerli araba müjdesi miti çok açık ki gündem değiştirmeye yönelikti. Sadece bu değil, AKP en zorlu yıllarından birini yaşarken gidilen 1 Kasım seçimleri için de bir mite ihtiyaç duymuştur. İşte yerli otomobil miti tam da bu dönemde medya aracılığı ile ülkenin en çok koşulan milli kahramanlık meselesi haline getirilmişti.

https://www.yeniakit.com.tr/haber/yerli-otomobil-2016da-yollarda-99731.html

https://www.trthaber.com/haber/ekonomi/yerli-otomobil-gorucuye-cikacak-222027.html

Seçimlerin ardından ise yerli otomobil miti bir daha ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere rafa kaldırıldı. 27 Aralık 2019 tarihinde ise AKP bu miti yeniden üretmeye ihtiyaç duydu. Ekonomimize yönelik öznesi belli olmayan dış saldırılara karşı Türkiye yerli ve milli otomobili çok yakında bir kez daha yollardaydı!  27 Aralık günü, AKP Genel Başkanı ve Bakanların katılımıyla, yeniden yerli ve milli olduğunu iddia ettikleri ve TOGG adını verdikleri otomobil tanıtıldı. Medya, günlerce TOGG’u konuştu. Manşetlerde bu defa Almanya’nın Türkiye’nin yerli otomobiline karşı duyduğu kıskançlık miti ağırlıktaydı.

https://www.sabah.com.tr/dunya/2019/12/27/yerli-otomobil-rahatsiz-etti-alman-medyasi-saldiriya-gecti

https://www.takvim.com.tr/guncel/2017/11/07/almanlarin-yerli-otomobil-hazimsizligi

https://yeniahval.com/haber/volkswagenden-yerli-otomobil-kiskancligi-geri-cektiler-h10456.html

AKP 18 yıllık iktidarında birçok kez doğalgaz buldu!

AKP, her seçim döneminde milli bir kahramanlık hikayesi üstünden muhalefeti de yanına çekme sürecinde en çok doğalgaz ve petrol bulma mitini devreye sokmaktadır. Bu konuda Bülent Mumay önemli bir tespitte bulunmuştur: “Filmi hızlıca geriye saralım: 2004 yerel seçimleri öncesinde, ülkeye 20 yıl yetecek kadar 70 milyar dolarlık kömür bulduk! 2007 genel seçimi öncesinde, ülkenin neredeyse her yerinden doğalgaz çıktı! 2009 yerel seçimleri öncesinde 'Türkiye’ye 40 yıl yetecek kadar' petrol bulduk. Petrol ve doğalgaz yetmedi, 2010’daki referandum öncesinde ülkenin neresini kazarsak altın madenine rastladık.”

En son Karadeniz’de büyük bir müjde ile açıklanan doğalgaz bulma sürecine kadar görüldüğü gibi her seçim öncesi AKP birçok kez doğalgaz bulmuş fakat hiçbirinden bir sonuç alınamamıştır. AKP’nin parti yayın organı gibi çalışan medya ise her defasında bu haberleri mitleştirme görevini yerine getirmiş ve müjde olarak kamuoyu ile paylaşmıştır. 2004 yılından bugüne her müjdeli haberin sonunun “yıl sonuna kadar ciddi yatırımlar yapılarak, doğalgaz karaya çıkartılacak” miti ile sonlandığı görülmekte.

https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/akcakocada-dogalgaz-bulundu-256159

https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/karadenizde-dogalgaz-ardindan-petrol-umudu-5502937

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/karadeniz-dogal-gazi-devreye-girdi-6547641

https://ekonomi.haber7.com/ekonomi/haber/264689-karadenizden-buyuk-petrol-mujdesi

https://www.haber7.com/foto-galeri/63544-bakan-donmez-akcakocada-bir-dogal-gaz-kesfi-oldu/p1

MİT üretmek AKP iktidarının devamı için bir zorunluluktur!

Geçmişten bugüne kapitalist iktidarlar ideolojilerinin devamını sağlayabilmek ve toplumsal çoğunluğu ikna ederek bir arada tutabilmek için mitler üretmek zorunda kalmıştır. Özellikle sınıf karakterinden yoksun ve Türkiye’de Millet İttifakı olarak anılan muhalefet ise her seferinde AKP’nin iktidarını sürdürebilmek için mitleştirdiği hikayelerin birer pekiştiricisi olmaktadır. “Ne istediniz de vermedik?” denilen kardeşlerden birinin kalkışması olarak tarihe geçen, hala birçok yönü ile aydınlatılmayan 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde tanık olduğumuz Yenikapı Mitingi'nde, henüz fabrikası bile olmayan TOGG’un açılışında, Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesinde ve son olarak AKP’nin medya aracılığı ile mitleştirerek ilan ettiği Karadeniz’de petrol bulma sürecinde milliyetçilik üstünden bir bağlılık duygusu ve toplumsal birlik sağlama stratejisi AKP tarafından başarı ile uygulanmıştır.

Muhalif olduğunu iddia eden birçok parti ise AKP’nin mitleştirerek ortaya koyduğu tüm bu kahramanlık hikayelerine desteklerini açıklama yarışına girmiştir. Oysa bilinmesi gerekir ki tarih boyunca mitler egemen ideolojinin yeniden üretimi için kullanılan bir strateji olmuştur. Özellikle Mussollini ve Hitler iktidarlarında çok kullanılan ve sistemin devamlılığını sağlamasına hizmet eden mitleştirme aslında iktidarın kendi egemenliği için ortaya attığı anlatılardan başka bir şey değildir. Mitsel öyküler, hele ki o mitsel öyküler milliyetçilik temelli ise, büyük bir politik güce dönüşmektedir. Kapitalist toplumlardaki modern mitlerin analizini yapan Barthes’a göre medya, modern mitlerin en önemli aracıdır. Medya aracılığı ile oluşturulan modern mitler kapitalist sistemin ve dolayısıyla sermayenin temel değerlerini meşrulaştırma görevi görür. Ancak AKP iktidarı tarafından son zamanlarda daha sık mitleştirilen öykülerde de görüldüğü gibi mit kendi işleyişini saklıyor ve böylece açıktan olmasa da hâkim sınıfın ideolojisinin doğallaştırılmasına imkân sağlıyor. Bu anlamıyla AKP’nin yarattığı mitlerin ideolojik birer işlevi olduğu açıktır. Medya aracılığı ile kamuoyuna sunulan mitler dil, söylem, söz ile ister yazılı ister görsel olsun aslında AKP’nin yaşanan ekonomik krizi örtülemek için kamuoyuna anlatmak istediğinin birleşiminden başka bir hikâye değildir. Barthes için mitler, kapitalist toplumlarda depolitize olmuş iktidar konuşmalarıdır.

Tamamen AKP’nin kontrolü altına alınan medya, AKP’nin meşruluğunun tartışıldığı her süreçte, AKP’yi yeniden meşrulaştırmak ve bu meşruluğun devamlılığını sağlamak amacıyla kimi zaman tamamen suni kimi zaman var olan bir gerçeği mitleştirme üretimi yapmaktadır. Medya ya da medyanın kontrolünü elinde bulunduran AKP mitlerin “bağlayıcı bir toplum sözleşmesi” gibi görev yaptığının son derece farkındadır. Ancak yine de Türkiye’nin şu anda içinden geçtiği derin ekonomik krizi kamufle etme amacı ile ortaya atılan mitler gerçeği değiştirememektedir. Siyasetten ve ideolojiden arındırılmış, tüm ulusun iyiliği için gerçekleştirilmiş gibi gösterilen mitlere itiraz etmek ve gerçekleri söylemek ise vatan hainliği ile eş değer tutulmaktadır. Oysa tüm bu mitleştirilmiş milliyetçi hikâyeler arasında gerçek, AKP medyasında hiç görülmeyen işsizlik rakamları ve Türkiye işçi sınıfının adı konmayan ama derinden yaşadığı krizdir. Son zamanlarda ise AKP’nin mit üretme çabaları bu gerçekleri görünür kılmayı engelleyememektedir.  Sosyalistlere düşen ise AKP mitlerine karşı gerçekleri daha görünür kılmaktır.

DAHA FAZLA