LGBTİ+ ‘dönüşüm -onarım terapisi’ yasaklandı

LGBTİ+ ‘dönüşüm -onarım terapisi’ yasaklandı

Kanada’da LGBTİ+ “dönüşüm -onarım terapisi” oy birliğiyle yasaklandı.

Kanada'da milletvekilleri, LGBTİ+ “dönüşüm -onarım terapisinin” yasaklanmasını oybirliğiyle kabul etti.

Yasa, bir çocuğun bu uygulamaya tabi tutulmasını veya herhangi birinin istemeyerek de olsa bu uygulamaya tabi tutulmasını yasa dışı hale getirecek.

Karar, tüm kesimlerce desteklenirken, tasarının şimdi parlamentonun üst meclisi olan Senato tarafından onaylanması gerekiyor.

Bireylerin cinselliğini veya cinsiyet kimliğini değiştirdiğini iddia eden dönüşüm terapisi yaygın olarak destek görmüyor ve bilimsel bulunmuyor.

Meclis tasarının önceki bir versiyonunu Haziran ayında kabul etti, ancak Trudeau Eylül ayında seçim çağrısından önce Senato'yu ikna edememişti.

 

NE OLMUŞTU?

Kaos GL’den Aslı Alpar’ın haberinde yer verdiği haliyle, Kanada’da 70 bin kişi bilimsel dayanaktan yoksun ve zararlı olduğu ispatlanan “onarım terapisi”nin yasaklanması için imza atmıştı.

“Onarım terapisi” isimli işkencenin yasaklanmasını talep eden ve 70 bin kişinin imzaladığı iki ayrı dilekçe dünyadaki lezbiyen, eşcinsel, biseksüel, transseksüel ve queer gençleri güçlendirmek misyonuyla çalışan bir organizasyon olan “It Gets Better Canada” tarafından hazırlanmıştı.

Dilekçelerin yayılması için çalışan Devon Hargreaves, BBC'ye insan haklarında öncü ülkelerden biri olan Kanada’nın “onarım terapisi”ne izin vermemesi gerektiğini söylemişti.

 

‘ONARIM TERAPİSİ’ NEDİR?

Onarım terapisi bireyin cinsel yöneliminin, heteroseksüelliğe dönüştürme iddiasıyla uygulanan psikiyatrik terapidir.

“Terapi”, eşcinselliğin ve biseksüelliğin “tedavi edilebilir bir akıl hastalığı” olduğu sanısına dayanıyor.

Yöntemleri arasında psikoanaliz, “düzeltme terapisi”, lobotomi, seks terapisi, elektroşok, psikocerrahi, elektrik tedavileri, hormon tedavileri, davranışçı tedaviler bulunuyor.

Uygulayıcıları, “erkeklerde cinsel yönelimin daima heteroseksüel olduğunu, çocuklukta baba-oğul ilişkisinin uzak ve sorunlu olması nedeniyle erkek kimliğinin gelişemediğini, böylece erkeklerle cinsellik dışı sağlıklı ilişki kurulamadığını, erkeklerle tüm ilişkilerin cinselleştirildiğini ve patalojik olarak homoseksüelliğin geliştiğini” ileri sürüyor.

Bu terapi için uygun adayların, “eşcinsel hislerinden hoşnutsuzluk duyan genellikle genç ve deneyimsiz erkekler olduğunu” iddia ediyorlar.

Kadın eşcinselliğinden ise neredeyse hiç söz edilmez.

 

DÜNYADA ‘ONARIM TERAPİSİ’

Dünya Sağlık Örgütü 1982 yılında eşcinselliği “akıl hastalığı” sınıfından çıkartmıştı. Dünyadaki saygın sağlık kuruluşları ve tıp otoriteleri de eşcinselliğin akıl hastalığı olmadığı konusunda hemfikir.

ABD Sağlık Bakanı David Satcher, 2001 yılında cinsel yönelimin değişebileceğine dair geçerli bilimsel kanıt olmadığını belirten bir rapor yayınlamıştı.

“Sözde onarım terapilerinin” bilimsel bir dayanağı olmasa da Çin, Rusya, İran, Mısır, Uganda, Jamaika ve Endonezya gibi ülkelerde uygulanıyor

“Gey onarım terapisi” Arjantin, Brezilya, Malta ve Tayvan’da tamamen yasak. Kanada, İspanya, Avustralya ve ABD'nin de 13 eyaletinde yasak.

Malezyada ise “terapiler” devlet destekli olarak uygulanıyor.

LGBTİ+ savunucuları bu terapilerin etik dışı ve zararlı olduğunu ifade ediyor.

 

TÜRKİYE’DE ONARIM TERAPİSİ

“Homoseksüelliği Araştırma ve Tedavi Orgaznizasyonu”nun kurulmasına önderlik eden ABD’li psikolog Joseph Nicolosi’nin yazdığı “Erkek Homoseksüeller İçin Onarım Terapisi” kitabının Türkiye’de satışı devam ediyor.

“Eşcinsellik Kader Değildir-Eşcinsel Yönelim Terapisi” kitabını yazan psikolog Dr. Cem Keçe, onarım terapisinin Türkiye’deki savunucularından.

Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği (TODAP) 2017 yılında, eşcinselliğe/biseksüelliğe yönelik “tedaviler” öneren kitapların basımının ve satışının durdurulmasını ayrıca “onarım terapisi” veya “eşcinselliği tedavi ettiğini” iddia eden tüm homofobik/ transfobik uygulamalardan ve terapilerden vazgeçilmesi gerektiğini belirten bir açıklama yapmıştı.

Türkiye’deki LGBTİ+ grupları “onarım terapisi” kitaplarına tepki gösterse de bu konuda herhangi bir yasaklama bulunmuyor.

DAHA FAZLA