Leyla Güven: Birlikte barışı getirelim

Leyla Güven: Birlikte barışı getirelim

Leyla Güven, 'HDP’nin kapısında ne yapıyorsunuz, buyurun gelin HDP’nin içine, başımız gözümüz üstüne. Gelin birlikte barışı getirelim' dedi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, partisinin Antep İl Örgütünü ziyaret etti.

Güven, ülkenin çok kritik bir süreçten geçtiğini, bu sürecin ülkeyi nereye götürdüğüne dair bir öngörü yapmanın imkânsız olduğunu söyledi. Ülkenin genelinde kaos ve kriz yaşandığını aktaran Güven, sözlerini şöyle sürdürdü: “AKP 18 yıl boyunca halkları sürekli beklentiye sokarak, yapacakmış gibi yaparak ülkeyi bu noktaya getirdi. Son 7 Haziran seçimlerinden sonra zayıfladığını görünce yanına küçük ortağı MHP’yi de alarak yoluna devam etmek istedi. Eskiden zaten milliyetçi ve tekçi olan AKP ve Erdoğan, MHP ile birlikte adeta Türkiye’de iki MHP’yi var ettiler. Şuan bir küçük MHP bir de büyük MHP var. Bu durum Türkiye’de ne kadar sürdürülebilir, orasını göremiyoruz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı göreve 12 Eylül’ü eleştirerek geldi ve ‘Biz 12 Eylülde açılan yaraları saracağız. Biz o dönem yaşananları asla affetmeyeceğiz. 12 Eylül darbecilerine soruşturma başlattık’ dedi.  Peki, biz şuan neyi yaşıyoruz? Sizler Antep’te çok daha iyi görüyorsunuz. 12 Eylül’ü aşan bir noktada değil miyiz? 12 Eylül’de ne oldu. Milyonlarca insan fişlenip cezaevine atıldı. Şimdi de zindanlar dolu ve milyonlarca insan fişlenmiş durumda.

Güven, “Peki, şuanda yargı bağımsız mıdır?” diye sordu. Yargının siyasetin öç alma aracına döndüğünü dile getiren Güven, “İktidar sevmediği herkesi yargı eliyle derdest ediyor. Türkiye kocaman bir açık cezaevine dönüştürülmüş durumda. Kötü muamele ve işkence hat safhadadır. Maalesef 12 Eylül, asit kuyuları, Beyaz Toroslar; konjonktür değiştirerek bugün yine karşımızdadır. 3 büyükşehir belediyemize kayyım atandı. 2016’da bu kayyımları atadıklarında herkes düşündü. Gerçekten acaba bu belediyeler kandile paramı göndermiş. Devletin böyle iddiası var. Koskoca devlet yalan söyleyecek değil diye düşündü insanlar. Kürtler tek başına çırpındı. Kendisini ifade etmeye çalıştı. Ancak Kürt sesini duyuramadı. Şimdi seçim oldu. Belediye eşbaşkanlarımız seçime eşbaşkan olarak girip kazandılar. Biz gelen kayyımların ne yaptıklarını gördük. Gelenler rüyalarında bile göremeyecekleri belediyenin devasa bütçesiyle, nasıl banyolar yaptıklarını, nasıl yolsuzluklar yaptıklarını, nasıl kuruyemiş, kadayıf faturalarını hazırladıklarını gördük. Biz buna muhalefet edince de ‘Biz onları terörle ilişkide oldukları için görevden alıyoruz’ diyorlar. Buna çocuklar bile güler. Bu insanlar suçluysa seçim kurulundan nasıl geçtiler. Bugün ne değişti?” diye ekledi.

Meselenin 3 büyükşehir belediyesine kayyım atama meselesi olmadığını ifade eden Güven, meselenin Kürde çözümsüzlüğü dayatmak olduğunu vurguladı. Aslında meselenin uçlarının Kürtlerin yaşadığı her alana değdiğini paylaşan Güven, “Kürdün her yerdeki iradesini yok saymaktır. Vekilini tutukluyor. Belediyesine kayyım atıyor. Bunun karşısında ‘Kürtler bir şey söylemesin’ diyor. Hayır, Kürtler söyleyecek. Kürtler de eski Kürtler değildir. Belki bizde geçmişte siyaseti yeterince yapamadık. Yeterince etkin bir siyaset yürütemedik. Ama artık bizde biliyoruz. AKP ve MHP’nin ülkeyi getirdiği noktayı halkımızla paylaşmaya devam edeceğiz. Biz gerçekleri söylediğimiz için Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve Sabahat Tuncel gibi onlarca Kürt siyasetçi tutukludur. Neden hakikati haykırdıkları için. Biz bunları söylemeye devam edeceğiz. 2 gün önce Diyarbakır’daki demokrasi nöbetinde ben orada bir cümle sarf ettim diye bugün boyalı basın, Kanal A öncülüğünde bana saldırı gerçekleştiriyorlar. Her yere hedef göstererek benim söylediklerimi manipüle etmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. 

Bu toplantı vesilesiyle manipüle edilen sözlerini tekrardan söylemek istediğini dile getiren Güven, bu ülkenin Genelkurmay Başkanı’nın PKK’yi 4 defa bitirdiğini söylediğini hatırlattı. 5 bin olarak düşünülen gerilla sayısını 4 defa bitirdiklerini de söylediklerini anlatan Güven, şöyle devam etti: “Gelinen aşamada böyle bir şey yaşanmamış. Ülkede savaş yokmuş gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Bu ülkede savaş var. Kürt sorunu demokratik çözüme kavuşturulmadığı müddetçe gerillaya katılımda devam eder. Çatışmada devam eder. Savaşta devam eder. Çünkü bir sorun var. Gelin bu sorunu akli selim çözelim. Biz bu konuda HDP olarak aracı konumdayız. Ancak işin özü Sayın Öcalan’dır. PKK açıklama yapıp ‘Sayın Öcalan bizim irademizi temsil ediyor. Bizim için müzakereleri sürdürebilecek yegâne kişidir’ diyor.  Bu yeterli değil mi? 3,5 yıl bir çözüm süreci oldu. Bu süreçte cenazeler gelmedi anneler ağlamadı. Toplum nefes aldı. İktidar ‘Barış döneminde HDP ve Demokratik çevreler güçleniyor. O zaman biz tekrardan savaş konseptine dönelim’ dedi. Onun için biz önce ‘Kürt sorununu çözelim’ diyoruz. Kürt sorunu çözüldüğünde her sorun çözülür.” 

Kayyumları topluma açıklayamayan AKP ve MHP’nin Diyarbakır İl Örgütlerinin önüne anneleri yönlendirdiğini sözlerine ekleyen Güven, “Anneleri oraya gönderenler onlara, ‘Gidin çocuklarınızı HDP’den isteyin’ dediler. Bu sorun 40 yıldır devam ediyor. Bu gençler kendi iradeleriyle gitmişler. Bizde hiç kimsenin gitmesini, ölmesini istemiyoruz. Bütün annelerin çocuklarını evlatlarıyla birlikte huzurlu bir yaşam sürmelerini istiyoruz. Aslında toplumda bunun yalan olduğunu biliyor. HDP’nin barışın ötesinde bir arzusunun olmadığını biliyor. AKP ve MHP’nin seçime kadar kendilerini sürdürebilmeleri için 4,5 yıla ihtiyaçları var. Bu 4,5 yılı kaos ve savaşla sürdürmek istiyorlar. Çünkü Rojava’da istedikleri gibi olmadı. AKP’nin Suriye politikası çöktü. Çünkü o politika Kürt düşmanlığı üzerine kuruluydu. Bu çöküşle çıkış arayan AKP kayyımı ve Rojava’daki çöküşü anlatamıyor. Ne yapacak HDP’nin önünde anneleri yönlendirerek sonuç almaya çalışıyor. Biz bunun barış için zaman kaybının ötesinde hiçbir şey olmayacağını biliyoruz” diye konuştu. 

Güven ve beraberindekiler, ziyaretin ardından Gebze Kadın Kapalı Cezaevinde 23 Mart 2019 tarihinde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle devam eden açlık grevlerine dikkat çekmek için yaşamına son veren hükümlü Ayten Beçet’in Antep’te yaşayan ailesini ziyaret etti. Ailenin Güzelvadi Mahallesi’ndeki evine giden heyeti, baba Sabri ile anne Fatma Beçet karşıladı. 

Duygu dolu anların yaşandığı ziyarette anne Fatma Beçet, kızının halka mal olduğunu söyledi. Sadece kendi kızının değil binlerce başka canın bu mücadele uğruna yaşamını yitirdiğini aktaran Beçet, “Tüm şehitlerimize Allah rahmet eylesin. Başımız gözümüz üzerine geldiniz. Ziyaretinizden çok mutlu olduk” dedi. 

Arkasından konuşan Güven, gençlerin ölmemesi için mücadele ettiklerini vurguladı. Beçet ailesinin yolu “özgürlük ve barış” olarak gösterdiğini söyleyen Güven, bu vesile ile HDP’nin önünde oturan ailelere seslendi: “Yanlış yapıyorsunuz. Bu sorunu çıkaran HDP değil. HDP’nin kapısında ne yapıyorsunuz, buyurun gelin HDP’nin içine, başımız gözümüz üstüne. Gelin birlikte barışı getirelim. Bu sebeple Ayten ve arkadaşları barış olsun istedi. İmralı’nın yolunun açılmasını, Öcalan’ın konuşmasını istediler. O konuşunca barış oluyor. Bu sebeple direndiler, yaşamlarını verdiler.”

Ziyaretin ardından Güven aileyle birlikte Beçet’in Yeşilkent Aile Mezarlığındaki mezarını ziyaret etti. Güven orada Beçet’in mezarına karanfil bırakıp dua etti. Bir süre okunan Kuran-ı Kerim’in ardından yapılan duayla Güven mezarlıktan ayrılarak Şenyaşar ailesinin Suruç’taki evini ziyaret etmek için Urfa’ya doğru yola çıktı. (MA)