Kürt yayınevleri ayakta durmaya çalışıyor: Önümüzü göremiyoruz

Kürt yayınevleri ayakta durmaya çalışıyor: Önümüzü göremiyoruz

Kürt yayınevleri, yaşadıkları sorunlara son dönemde bir de salgının yol açtığı ekonomik daralmanın eklendiğini söyledi

Baskıya ve ayrımcı yaklaşımlara maruz kaldıklarını söyleyen Kürt yayınevleri, bunun yanına salgın ile birlikte ekonomik daralmanın da eklendiğini ve önlerini göremediklerini belirtti.

Koronavirüs salgını süresince birçok sektör etkilenmiş durumda. Bunlardan birisi de yayınevleri. Ancak Kürtçe yayın yapan yayınevleri bu süreçten daha çok etkileniyor. Bir yandan baskı, kısıtlama, kapatılma gibi sorunlarla uğraşan Kürt yayınevleri şimdi de salgından dolayı kitap üretim, dağıtım ve satış konularında sorunlar yaşıyor. Koronavirüs sürecinde Kürt yayıncılığının nasıl etkilendiğini Avesta Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Keskin, Sor Yayınları Temsilcisi Reşo Ronahî ve Kürt Dil ve Kültür Ağı Yayıncılık Masası Sözcüsü Deniz Gündüz ile konuştuk.

‘KENDİ YAĞIMIZDA KAVRULMAYA ÇALIŞACAĞIZ’

Henüz karantinanın sonuçlarını görmediklerini söyleyen Avesta Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Keskin, “Şehir çalışmalarında birçok yayınevi kapatıldı. Biz de Diyarbakır şubemizi kapatmak durumunda kaldık. Onun ardından doların yükselmesiyle beraber bir kağıt krizi başladı. İşler tam durma noktasına gelmişken tüm dünyayı avucuna alan virüs meselesi gündeme geldi. Yayınevi 40 gündür kapalı. Sadece online satışlar için haftada 1 veya 2 kere bir arkadaşımız gidiyor. Yayın çalışmalarımız normal seyrinde devam ediyor. Tabii matbaalar kapalı olduğu için bu süreçte bir şey basmadık. Elimizde olan dosyaları baskı için hazırlamaya devam ediyoruz. Ofisi bir nevi eve taşımış durumdayız. Ama henüz önümüzü göremiyoruz. Bu karantina döneminin ardından basmak üzere elimizde epey dosya olacak. Ona göre karar vereceğiz” dedi.

Destek konusunda Türkiye’deki diğer yayınevlerine göre dezavantajlı durumda olduklarını belirten Keskin, “Şu ana kadar normal yayınevlerine yapılan yardımların hiçbirinden yararlanmış değiliz. Bizim bu hususta tek beklentimiz; yasaklamalara, el koymaya son verilmesidir. Öbür türlü yayınevlerine yönelik ekonomik destek konusunda ne bir umudum ne bir beklentim var. Yapabildiğimiz kadar kendi yağımızda kavrulmaya çalışacağız” diye konuştu.

‘CİDDİ EKONOMİK SIKINTILAR YAŞAYABİLİRİZ’

Bu sürecin tüm yayınevleri gibi kendilerini de etkilediğini söyleyen Sor Yayınları Temsilcisi Reşo Ronahî, salgın sonrası kitap dağıtımı ve basımının zor hale geldiğini belirtti. Önümüzdeki süreçte de bu daralmanın devam edecek gibi göründüğünü dile getiren Ronahî, “Kürtçe yayıncılık bu süreçten daha fazla etkilenebilir. Çünkü zaten salgın öncesinde de Kürtçe okurun az olmasından, dağıtım şirketlerinin ayrımcı yaklaşımlarından ve Kürtçe yayıncılığı destekleyecek yerel yönetimlerin olmamasından dolayı birçok sıkıntı yaşanıyordu. Dağıtımın daha da daralmasıyla birlikte Kürt yayınevleri ciddi ekonomik sıkıntılar yaşayabilirler. Bu daralmaya okurların işsizlik ve ekonomik sıkıntılardan dolayı alım gücünün düşmesini de ekleyelim” dedi.

Her yıl eylül ayında Diyarbakır’da kitap fuarı düzenlendiğini hatırlatan Ronahî, “Bu fuar Kürtçe yayıncılar için çok önemli bir fuar. Eğer o zamana dek fuarın düzenlenme koşulları olmazsa ekonomik daralma daha da artacaktır. Velhasıl kitap dağıtımının olamadığı koşullarda yeni basımlar yapabilmek de çok daha zor bir hal alıyor. Biz yayına hazırladığımız kitapların basımı ile ilgili daha sonra karar vereceğiz. Biraz önümüzü görmemiz gerek” ifadelerini kullandı.

‘OLMASI GEREKEN DESTEK VERİLMESİ’

Kürt yayıncılığına yönelik baskının görünen ve bilinen bir taraf olduğunu vurgulayan Kürt Dil ve Kültür Ağı Yayıncılık Masası Sözcüsü Deniz Gündüz, “Onun dışında Kürtçe Kürt halkı tarafından yeterince sahiplenip okunulmuyor. Eğitim dili Türkçe. Ona karşı da Kürtçe tutunmaya çalışıyor. Bununla beraber, Kürtçe okuyan çok az bir kesim var. Böyle kriz süreçlerinde Türkçe yayın yapanlar kadar Kürtçe yayın yapan yayınevleri de etkileniyor. Çünkü bu süreçlerde kitap lükse giriyor. Ekonomik kriz olduğu zaman insan önce kitaptan kesiyor. Zazaki yayın yapan yayınevleri ise daha da çok etkileniyor. Kurmanci için 1 ise Zazaki için 2 kat daha ağır. Okuyucusu daha az ve politik çevre açısından Zazaki daha oturtulmamıştır” diye konuştu. Olması gerekenin yayınevlerinin desteklenmesi olduğunu belirten Gündüz, şunları söyledi: “Ancak hükümetin böyle bir politikası yok. Umutlu bir tablo yok bu yönden. Kendisine yakın olan yayınevlerine destek veriyorlardır. Bizi kısıtlamasınlar. Kürtçe okullar vardı, bunları kapatmasınlar. Kürtçe yayın yapan kanallar vardı, onları kapatıldı. Bu noktada söylenebilir ki, Kürtlerin kendi diline ve yayınevlerine sahip çıkması gerekir.” (Evrensel)

DAHA FAZLA