Küçük ortak 'yandaş ekonomisi'nden endişeli: AKP'ye Kürşat Ayvatoğlu eleştirisi

Küçük ortak 'yandaş ekonomisi'nden endişeli: AKP'ye Kürşat Ayvatoğlu eleştirisi

Özellikle Kürşat Ayvatoğlu skandalıyla bir kez daha gözler önüne serilen ve iktidar tarafından yaratılan ‘yandaş ekonomisi’ne dönük tepkiler, küçük ortağın da gündemine girdi.

İktidarın ekonomi politikalarına karşı yükselen tepkiler ittifakın küçük ortağı MHP’yi endişelendiriyor. Kürşat Ayvatoğlu skandalının ardından MHP’den AKP’ye  “Tüketime dayalı ve israf ekonomisinden vazgeçmek, tasarruf ve verim ekonomisine dönmek gereklidir” eleştirisinin yapıldığı öne sürüldü.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre, AKP’nin ekonomi politikaları Saray ittifakının küçük ortağı Milliyetçi Hareket Partisi’nde (MHP) endişelere neden oluyor.

Özellikle Kürşat Ayvatoğlu skandalıyla bir kez daha gözler önüne serilen ve iktidar tarafından yaratılan ‘yandaş ekonomisi’ne dönük tepkiler, küçük ortağın da gündemine girdi.

Haberde, MHP’nin ‘yandaş ekonomisi’ eleştirisi şöyle verildi:

İsraf ekonomisinden vazgeçilmeli: AKP içinde son günlerde tartışmalara neden olan Kürşat Ayvatoğlu olayı, “siyasi vurgun, haksız kazanç gibi eleştirileri” de beraberinde getirdi. Bu durum sadece AKP’nin sorunu değildir. Bu, bugün daralan ekonomiyle birlikte herkesin sorunudur. Ekonomi daraldıkça “kısa yoldan zengin olmanın yolları da aranmaya başlanmıştır.” Bu nedenle Ayvatoğlu gibi isimler için AKP’nin başlattığı soruşturmalar yerindedir ancak olaya büyük çapta bakılması gerekir. Bunun için de “büyük iktisadi hareketlilik” başlatılmalıdır. “Tüketime dayalı ve israf ekonomisinden vazgeçmek, tasarruf ve verim ekonomisine dönmek gereklidir.” Türkiye’de ise israf çoktur. Ülkeninse tasarrufa ihtiyacı vardır. Türk milliyetçileri, ülkenin kalkınmasında temel problemi “insan olarak” tanımladığından “insan üzerine odaklanmak” gereklidir. İnsana yatırımlar artırılmalıdır. Bir an önce bilim ve teknikte en ileriye giderek, ülkenin sanayileşmiş iktisadi refaha kavuşturulması gereklidir. Kurtuluş Savaşı yıllarından da görüldüğü üzere Türk insanı, “ekonomik sıkıntılara” göğüs gerer ancak “haksızlık ve adaletsizliğe katlanamaz.” Ekonomideki adaletsizliği ortadan kaldırmak için de yerel üretim odaklarına yönelmek birincil görev olmalıdır. Kamuda da “tasurrufa gidilmelidir.” İsraf, “vatanseverliğe de dine de aykırıdır.”