Küba Devlet Başkanı Díaz-Canel'den BM kürsüsünde Covid-19 çağrısı: 'Başarabiliriz, Küba bunun örneğidir!'
BM Genel Kurulu Özel Oturumu’nda konuşan Küba Devlet Başkanı Díaz-Canel, Covid-19 salgınının yol açtığı küresel krizin dünya bilincine yönelik yeni bir çağrı niteliğinde olduğunu söyleyerek ‘’Bu kez bu çağrıyı dinlemeliyiz, Küba başarabileceğimizin örneğidir’’ dedi.
05-12-2020 13:38

İleri Haber
Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 31. Özel Oturumu’nda yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
3 Aralık Perşembe günü yapılan toplantıda konuşan Díaz-Canel, Küba’nın Covid-19’un ortaya çıktığı andan itibaren, pandemiye dönüşme ihtimalini göz önünde bulundurarak, salgının önlenmesi ve kontrol altına alınması için bir Ulusal Program tasarladığını söyledi.
Küba’da bilim ve gelişmeye dayalı bir hükümet idare sistemi uygulanmasının bir sonucu olarak Covid-19 salgınıyla mücadelede en iyi sonuçların ortaya çıktığının altını çizen Díaz-Canel, dünyanın, küresel askeri bütçenin %38’ini teşkil eden ABD’nin 11 milyonu aşkın enfekte vatandaşı ve 238 bini aşkın can kaybının sorumluluğunu üstlenememesini de endişeyle izlediğini ifade etti.
Küba Devlet Başkanı Díaz-Canel’in konuşmasının tamamı şu şekilde:
‘DEVASA SORUNLAR SALGINLA DAHA BETER HALE GELDİ’
Covid-19 salgını ve sonuçlarına dair, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği protokoller ve olumlu uygulamalarla uyumlu ve etkili bir karşılık, küresel ölçekte yalnızca Birleşmiş Milletler’in en evrensel ve temsil yetkisine sahip Genel Kurulu’nun önayak olmasıyla mümkündür.
İnsanlığın salgın öncesi halihazırda yüz yüze olduğu ciddi ve devasa sorunların, salgınla birlikte daha beter hale gelmiş olmaları üzücü ve inkâr edilemez bir gerçektir.
Savaşlardan söz ediyoruz, geleneksel olmayan yöntemlerle sürdürülen savaşlar da dahil; güç ve tek taraflı baskı uygulamaları ve tehditlerinden, ancak aynı zamanda dünyada üstünlük kuran piyasanın ve eşitsiz takasın kör kuralları altında sağlık hizmetlerinin, eğitimin ve sosyal güvencenin istikrarsızlığı ya da mevcut bile olmamasından söz ediyoruz.
‘EN AĞIR DARBEYİ GÜNEY ÜLKELERİ ALACAK’
Kimi uzmanların İkinci Dünya Savaşı’ndan beri görülen en kötü ekonomik gerileme olarak adlandırdıkları şeyin alametleri günümüzde çarpıcı şekilde görünür hale geldi. En ağır darbeyi ise yoksulluğun tahribatını artıran neoliberal politikalardan muzdarip Güney ülkelerinin alacağına şüphe yok.
Gelişmekte olan ülkelerin, daha önce pek çok kez ödenen ancak salgın yüzünden daha da artan, bu nedenle ekonomik sosyal refah hayallerini kesip atan dış borçları ödenemez durumdadır ve silinmelidir.
Mevcut durumda adil, demokratik ve tarafsız bir uluslararası düzenin oluşturulması hayati önem taşımaktadır. Bu, her zamankinden daha fazla birbirine bağlı ve eşitsiz bir dünyada türümüzün hayatta kalması için şarttır.
‘DÜNYA, ABD’NİN SORUMLULUĞU ÜSTLENMEMESİNİ ENDİŞEYLE İZLİYOR’
Covid-19 salgını, bu eşitsizliğin yol açtığı can kaybını gözler önüne sermiş ve ulusal sağlık sistemlerini güçlendirmenin aciliyetini ortaya koymuştur; temel tıbbi hizmetlere evrensel ve ücretsiz erişim ile hayati kaynakların adil dağıtımının garanti altına alınması gerekmektedir.
Örneğin dünya, küresel askeri bütçenin %38’ini teşkil eden ABD’nin 11 milyonu aşkın enfekte vatandaşı ve 238 bini aşkın can kaybının sorumluluğunu üstlenememesini endişeyle izlemektedir.
‘SİLAHLANMA YARIŞINA AYRILAN BÜTÇE NEDEN AÇLIK VE YOKSULLUK İÇİN KULLANILMIYOR?’
Refahına imrenilen ülkelerde enfeksiyonun yol açtığı zor koşullara, yeni patlamalara ve sağlık hizmetlerinin çöküşüne bakarken akıllarda tek bir soru oluşuyor: Silahlanma yarışına ayrılan devasa bütçe neden açlık ve yoksulluk gibi çok daha eski salgınlar için kullanılmıyor?
‘KÜBA’DAKİ SOSYAL SİSTEMİN BECERİSİ…’
SARS-CoV-2 virüsünün ortaya çıktığı andan itibaren, pandemiye dönüşme ihtimalini göz önünde bulundurarak, Küba böyle bir salgının önlenmesi ve kontrol altına alınması için bir Ulusal Program tasarladı. Programın uygulanması ülkemizin kalitesi ve evrensel erişimi kanıtlanmış sağlık sisteminin ve bilimsel ilerlemenin gücüyle destekleniyor.
Bugün, alçakgönüllülük ruhuyla, ayrıca haysiyetli bir gururla, dünyaya bunun nasıl mümkün olduğunu açıklayabiliriz.
Küba’da bilim ve gelişmeye dayalı bir hükümet idare sistemi uyguladık, bu da bilgi, üretim ve sosyal hizmetler gibi alanlar arası bağlantıların ilerlemesini sağladı.
Bu sistem kapsayıcı, katılımcı, düzenli, çok parçalı ve sektörler arası bir sistemdir ve Covid-19 salgınıyla baş etmeye yönelik güçlü protokollerle halkımızın sorumluluk bilinci sayesinde en iyi sonuçları vermiştir.
Diğer bir deyişle, Küba’daki sosyal sistem insanları hükümet işleyişinin önceliği görerek çok karmaşık sorunları çözme ya da başarılı bir şekilde üstesinden gelme becerisine sahiptir.
‘KÜBA’NIN İKİ AŞI ADAYI DSÖ’NÜN KAYDETTİĞİ 47 AŞI ARASINDA’
Hükümet işleyişinde bilimin rolü hayati olarak görülür. Tıp ve ecza sektörleri ile biyoteknolojide elde edilen başarılar hastalıkla mücadelede elimizi güçlendiriyor. Küba’nın iki aşı adayı şu an klinik deneylerden geçiyor ve DSÖ’nün kayıt altına aldığı 47 aşı adayı arasında.
Hümanist yaklaşımımıza uygun olarak, halihazırda 59 ülkede hizmet verenler Kübalı tıp ekiplerinin dışında 53 ekip daha 39 ülke ve bölgede hastalıkla mücadeleye destek verdi.
‘ABD AMBARGOSUNA RAĞMEN MÜMKÜN OLDU’
Bütün bunlar, ABD hükümetinin yasa dışı, haksız ve daha önce görülmemiş ölçekte sıkılaştırılan ambargosunun ağır yüküne ve uluslararası tıbbi iş birliğimize yönelik karalama kampanyasına rağmen mümkün oldu.
Küba ve diğer bağımsız ülkelere yönelik bu agresif tavrı ve Latin Amerika ile Karayipler’in Barış Bölgesi Olmasına Dair Uluslararası Yasa ve Bildirgesi’ne aykırı şekilde Monroe Doktrini’ni yeniden uygulama açıklamalarını kınıyoruz.
‘KÜBA, YAPABİLECEĞİMİZİN ÖRNEĞİDİR’
Bu Örgütün amaçları ve prensiplerine bağlılığımız değişmeksizin sürüyor. Çok taraflılık, dayanışma, insan itibarı ve sosyal adalet lehine çalışmaya katı ve kararlı halde bağlılığımız sürüyor.
Covid-19 salgınının yol açtığı bu küresel kriz dünya bilincine yönelik yeni bir çağrı gibidir. Bu kez bu çağrıyı dinlemeliyiz. Bunu başarabiliriz. Küba, başarabileceğimizin örneğidir.
İLGİLİ HABERLER
Koronavirüs vaka sayısı dünya genelinde 98 milyonu geçti
Dünya genelinde koronavirüs vaka sayısı 98 milyonu geçti. Hayatını kaybedenlerin sayısı ise 2 milyon 100 bini buldu.
22-01-2021 09:03

Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkıp dünyanın dört bir yanına yayılan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında toplam vaka sayısı 98 milyonu geçti.
Covid-19 verilerinin derlendiği "Worldometers" internet sitesine göre, virüs nedeniyle dünya genelinde hayatını kaybedenlerin sayısı 2 milyon 100 bini bulurken, tedevisini tamamlayıp sağlığını kavuşanların sayısı ise 70 milyon 486 bin oldu.
ABD, 25 milyon 196 bin 86 vaka ve 420 bin 285 can kaybı ile salgından en fazla etkilenen ülke konumunda bulunuyor.
Vaka sayısında ABD'yi, 10 milyon 626 bin 200 ile Hindistan, 8 milyon 699 bin 814 ile Brezilya, 3 milyon 655 bin 839 ile Rusya, 3 milyon 543 bin 646 ile İngiltere, 2 milyon 987 bin 965 ile Fransa, 2 milyon 560 bin 587 ile İspanya, 2 milyon 428 bin 221 ile İtalya, 2 milyon 412 bin 505 ile Türkiye, 2 milyon 108 bin 895 ile Almanya, 1 milyon 972 bin 345 ile Kolombiya, 1 milyon 843 bin 77 ile Arjantin, 1 milyon 711 bin 283 ile Meksika, 1 milyon 457 bin 755 ile Polonya, 1 milyon 380 bin 807 ile Güney Afrika, 1 milyon 354 bin 520 ile İran, 1 milyon 177 bin 621 ile Ukrayna ve 1 milyon 82 bin 907 ile Peru izliyor.
Can kaybı sayısında ABD'yi, 214 bin 228 ile Brezilya, 153 bin 67 ile Hindistan, 146 bin 174 ile Meksika, 94 bin 580 ile İngiltere, 84 bin 202 ile İtalya, 71 bin 998 ile Fransa, 67 bin 837 ile Rusya, 57 bin 157 ile İran, 55 bin 41 ile İspanya, 51 bin 151 ile Almanya, 50 bin 187 ile Kolombiya, 46 bin 355 ile Arjantin, 39 bin 501 ile Güney Afrika, 39 bin 274 ile Peru, 34 bin 561 ile Polonya, 27 bin 203 ile Endonezya, 24 bin 640 ile Türkiye, 21 bin 499 ile Ukrayna ve 20 bin 572 ile Belçika izliyor.
Bağdat'ta 32 kişinin öldüğü intihar saldırılarını IŞİD üstlendi
Irak'ın başkentindeki bir pazarda düzenlenen iki intihar saldırısını üstlenen IŞİD, saldırının hedefinin Şiiler olduğunu duyurdu.
22-01-2021 07:31

Irak'ın başkenti Bağdat'ta kalabalık bir pazarda düzenlenen iki intihar saldırısında en az 32 kişi hayatını kaybetti, 100'den fazla kişi de yaralandı. Saldırıyı, cihatçı terör örgütü IŞİD üstlendi.
Dün polisin kovaladığı intihar eylemcileri, kalabalık bir pazarın Tayaran Meydanı'na girerk üzerlerindeki patlayıcıları ateşledi. Bu patlamada en az 32 kişinin yaşamını yitirdiği belirlendi.
IŞİD, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, saldırıları üstlenerek, saldırının hedefinin Şiiler olduğunu duyurdu.
Bağdat'ta en son Ocak 2018'de bu çapta bir intihar saldırısı düzenlenmiş, aynı meydanda 35 kişi hayatını kaybetmişti.
Irak'ın başkentinde intihar saldırısı: Ölü ve yaralılar var
Bağdat’ın merkezinde intihar saldırısı sonucu meydana gelen patlamada ölen ve yaralananların olduğu öğrenildi.
21-01-2021 11:38

Irak'ın başkenti Bağdat'ın merkezinde bulunan bir pazar yerine intihar saldırısı düzenlendi. Saldırıda ilk belirlemelere göre en az 8 kişi hayatını kaybederken 16 kişinin de yaralandığı açıklandı.
Irak hükümetine bağlı Bağdat Operasyonlar Komutanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, Tayaran Meydanı’nda intihar saldırısı neticesinde patlama yaşandı.
Eylemi henüz herhangi bir grup üstlenmezken, ölen ve yaralananların olduğu kaydedildi.
Maduro’dan ABD’ye çağrı: 'Yeni bir başlangıç yapmak istiyoruz'
Venezuela Devlet Başkanı Maduro, Trump’ın görev süresinin dolmasının ardından Joe Biden’ın Başkanlık koltuğuna oturduğu ABD ile diyaloğa hazır olduklarını söyledi. Maduro ABD'ye yeni bir başlangıç çağrısı yaparken "ABD ile karşılıklı saygı ve tanımaya dayalı yeni bir başlangıç yapmak istiyoruz" dedi.
21-01-2021 11:16

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, 2019-2020 Ulusal Kültür Ödülü Töreni'nde yaptığı konuşmada, Venezuela'nın ABD halkıyla harika bir ilişkisi olduğunu ifade ederek, ABD'nin yeni Başkanı Joe Biden'den, ülkesine karşı adil olması talebinde bulundu.
Biden'e yeni görevi dolayısıyla şans dileyen Maduro, "Umarım ülkesindeki krizleri ve sıkıntıları yönetme konusunda şans onun yanında olur. Beklentim dünyaya barış getireceğini söyleyen Biden'e talihin yardımcı olmasıdır. Temennim Biden'in, Venezuela hakkında zalim bir miras bırakan selefinin politikalarına devam etmemesidir" ifadelerini kullandı.
'BARIŞ İSTEYEN BU ÜLKENİN GERÇEKLİĞİNE YENİLDİ'
ABD'nin eski Başkanı Donald Trump ile siyasi anlamda kötü bir ilişki yaşadıklarını anımsatan Maduro, "Trump, barış, yaşam ve aydınlanma isteyen bir ülkenin gerçekliğini alt üst etti. Venezuela’nın bağnaz, aşırılık yanlısı olduğuna dair imaj yarattı" dedi.
Maduro, Trump'ın Venezuela halkının mücadelesine karşı başarılı olamadığını vurgulayarak, "Bu ülke kendisine hiçbir şeyin zorla dayatılamayacağını direnerek gösterdi. Trump, barış isteyen bu ülkenin gerçekliğine yenildi" diye konuştu.
'DİYALOĞA HAZIRIZ'
Öte yandan gün içinde Ulusal Meclis'te (AN) düzenlenen Dış Politika Komisyonu toplantısına da katılan Devlet Başkanı Maduro, ABD ile diyaloğa hazır olduklarını ve gelecekte ilişkilerini düzeltmek istediklerini belirterek, "ABD ile karşılıklı saygı ve tanımaya dayalı yeni bir başlangıç yapmak istiyoruz. Ulusal Meclisten beklentim bu yönde bir inisiyatif geliştirmesidir" dedi.
ABD'de helikopter düştü: 3 kişi yaşamını yitirdi
New York eyaletindeki Mendon bölgesinde düşen askeri helikopterdeki üç kişi hayatını kaybetti.
21-01-2021 09:12

ABD'nin New York eyaletindeki Mendon kasabasında, yerel saatle 18.30'da bir askeri helikopter kaza yaptı. Kazada üç kişinin hayatını kaybettiği bilgisi paylaşıldı.
CNN'in haberine göre; yerel basında çıkan haberlerde, kazanın, kasabanın West Bloomfield yolu yakınında meydan geldiği belirtildi.
Acil servis ekiplerinin olay yerine intikal ettiği bildirilirken, Rochester Havaalanı itfaiye ekiplerinin de yardım çalışmalarına katıldığı kaydedildi.
Joe Biden, başkanlığının ilk saatlerinde 17 kararname imzaladı
ABD Başkanı Biden, göreve geldiği ilk günde farklı birçok konuda 17 kararnameye imza attı.
21-01-2021 08:39

ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray'daki ilk saatlerinde yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınından çevreye, göçten diplomasiye birçok alanda 17 kararname imzaladı. Oval Ofis'teki masasına ilk kez oturan Biden, "Yapacağımız bazı şeyler cesur ve kritik olacak. O yüzden başlamak için bugünden iyi zaman yok" demişti.
Bu kararnamelerden bazıları Donald Trump döneminde alınan kararların geri çevrilmesini hedefliyordu. Örneğin Biden, kararnameyle Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu bazı ülkelere yönelik seyahat yasağını kaldırdı. Bu seyahat yasağı, Trump iktidarının ilk hamlelerindendi. Trump'ın ABD-Meksika sınırına duvar inşa edebilmesine imkan sağlamak için ilan ettiği acil durum da imzalanan kararname ile sona erdi.
PARİS İKLİM ANLAŞMASI'NA GERİ DÖNÜLDÜ
Biden'ın imzaladığı ilk kararnamelerden bir diğeri de ülkenin Paris İklim Anlaşması'yla tekrar katılmasıyla ilgili oldu. İklim değişikliği ile mücadele, Biden ve ekibinin kampanya süreci boyunca öne çıkardığı bir başlık olmuştu.
Biden, Obama'nın 7 yıl değerlendirdikten sonra çevresel nedenlerle Kasım 2015'te reddettiği ancak Donald Trump'ın onayladığı Keystone XL petrol boru hattı projesinin iptaline yönelik kararnameye de imza attı.
ABD, DSÖ'DEN ÇEKİLMEYECEK
Yeni ABD Başkanı, Covid-19 ile mücadele kapsamında federal bina ve topraklarda maske takmayı ve sosyal mesafeyi korumayı zorunlu kıldı.
Kararnamelerden biri diğeri de ABD'nin Dünya Sağlık Örgütü'nden (DSÖ) çekilmesini durdurdu. Biden yönetimi, ABD'nin DSÖ delegasyonunun başına Dr. Anthony Fauci'nin geçmesine karar verdi.