Komünist Ovacık’ta kamu arazileri şirketlere satılıyor

Komünist Ovacık’ta kamu arazileri şirketlere satılıyor

Komünist Belediye Ovacık’ta bulunan 3 hazine arazisinin “49 yıllığına kiralanma” bahanesi ile büyük şirketlere peşkeş çekilmesi planlanıyor.

Tuğba Özer / @tugbaaozerr​

Dersim’in Ovacık ilçesinde bulunan üç kamu arazisi Milli Emlak tarafından 49 yıllığına ihaleye çıkarılıyor.

Buna göre, ihaleye çıkarılan tarım arazileri "turizm ve tarım yatırımları" adı altında tahsis edilecek. 

Yüz ölçümleri; 837.844 m2, 358.680 m2 ve 685.138 m2 olan arazilerin ihaleleri ise bugün yapılacak.

Arazilerin satışını İleri Haber'e değerlendiren Komünist Ovacık Belediyesi Başkanı Fatih Maçoğlu, "Halkın değil komprador burjuvazinin çıkarı gözetiliyor” sözleriyle tepki gösterdi.

'KAPİTALİZM YOKSULLARA ALAN AÇMAZ'

Konuyla ilgili İleri Haber'e bilgi veren Komünist Başkan Maçoğlu, 1.5 aydır mücadele ettiklerini belirterek şunları söyledi:

“Hazine arazileri Milli Emlak’a bağlı. İki tanesi belediye sınırları, bir tanesi dışındaki köy bölgelerinde. Resmiyette, sürece karşı çıkma hakkımız ancak inşaat yapıldığı zaman mümkün. Biz buraların satılmaması için Milli Emlak’a yazı yazmıştık ancak kabul görmemişti. Biliyorsunuz kapitalizm böyle bir şey. Yoksullara açmaz alanı, yoksul olmayanlara açar. O alanların tamamında olmasa da bir bölümünde kiralama ile tarımsal faaliyet yapanlar vardı. Aynı yerin yaklaşık 400 dönümünü, ilk tarımsal faaliyet yürüttüğümüzde biz de kullanmıştık. Şimdi o bölgeleri satıyorlar ama yoksul halka değil parası olana. Özel mülkiyeti geliştirme çabaları var. Biz Ovacık Belediyesi ve halkı olarak bütün özel mülkiyet geliştirme çabalarına karşıyız. Yoksulun elinden alıp zenginlere satanları doğru bulmadığımız her yerde söylüyoruz.”

‘HALKIN ÜRETİM ALANLARI KAPATILIYOR’

Kooperatif üzerinden arazileri alıp halka açmak istediklerini ancak başlangıç için 2.5 milyon, 49 yıllık tahsis için ise 10 milyarlık bir meblağın söz konusu olduğunu anlatan Maçoğlu şöyle devam etti: “Anlayacağınız kapitalizm her yerde her alanda kendisine ait yerler yaratma peşinde.

Bu kapitalist-emperyalist sistem, arazileri orada yaşayan halka değil, parası olana yani burjuvaziye ve büyük patronlara satmak istiyor ki halkın üretim alanlarını kapatsın. Mesele biraz da burada. Biz de üretimi o bölgelerde çeşitlendirmeyi hedeflemiştik ama maalesef bunları engellemek istiyorlar. Biz isterdik ki; o bölgeler Ovacıklıya açılıp bu köylüye, halka hizmet edilseydi. Ama böyle olmadığı görülüyor. Halkın değil, komprador burjuvazinin çıkarı gözetiliyor.”

‘FİRMALARA ALTIN TEPSİ İLE VERİLMESİ HEDEFLENİYOR’
Kamu arazilerinin satışına ilişkin Munzur Koruma Kurulu (DEDEF) tarafından yapılan açıklamada da, “Arazilerin tarım ve hayvancılık faaliyetlerine açılacak olması gerekçesi ile yerel halkın, sivil toplum örgütlerinin ve yerel idarecilerin onayı ve izni alınmaksızın 49 yıllığına tahsis edilmek üzere, yapılan başvurular arasından büyük teşvikler de verilerek, yangından mal kaçırırcasına, firmalara altın tepsi içinde verilmesi hedeflenmektedir” denildi.
'GEÇİMİNİ ÇİFTÇİLİKLE SAĞLAYAN HALKA DARBE VURUP, TOPLUMSAL YAPI HEDEF ALINIYOR'
Açıklamada, bu politikanın temel hedefinin, geçimlerinin tamamına yakınını küçük aile çiftçiliği ile sağlayan Ovacık halkının toplumsal yapısı olduğu belirtilerek, “Köylerinde tarım/hayvancılık ile geçinenlere darbe vuracaktır. Ovacık çiftçisi toprağını terk etmek zorunda kalacak ve zaten yaşanmış olan asimilasyona maruz kalmaya devam edecektir” ifadeleri kullanıldı.
‘KOMÜNİST ÜRÜNLERE RAKİP OLACAK’
“Bu arazilerin kullanımını ve büyük teşvikleri alan işbirlikçi veya çokuluslu şirketler, son dönemde gündemde olan Ovacık Belediyesi’nin öncülüğünü de yaptığı halk arasında “Komünist Ürünler” olarak bilinen ürünlere rakip olacak” uyarısının yapıldığı açıklamada şöyle devam edildi: "Bölgemizin çeşitli yörelerinde, halkın yoğun katılımı ile kuruluş çalışmaları sürdürülen tarımsal üretim kooperatiflerini, psikolojik ve toprak varlığı bakımından sekteye uğratacaktır. Munzur Koruma Kurulu olarak bu arazilerin şirketlerin tekeline bırakılmaması, topraksız köylüye ya da kuruluş çalışmaları sürdürülen kalkınma ve üretim kooperatiflerine tahsis edilerek, bu toprakların gerçek sahipleri olan yerel halkın kullanımına aktarılmasını talep ediyoruz.”