MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yandaş Rıdvan Dilmen’in “Erdoğan, parkasız Deniz Gezmiş’tir.” açıklamasının ardından verdiği demeçte Deniz Gezmiş hakkında çirkin bir ithamda bulundu.

Takındığı siyasi tavırla Erdoğan’ı siyasi açmazlardan kurtarmayı kendine misyon edinen Bahçeli, yine Erdoğan’ı koruduğu açıklamasında şu sözlere yer verdi:

“Türk milletiyle bir konuyu paylaşmak isterim. Türk sporunda önemli başarılar sağlamış olan bir sporcunun bir konu üzerinde yorum yaparken bazı hatalar yanlışlıklara sürüklenmiş olduğunu ifade etmek istiyorum. Sahadaki şeytanlığı siyasete taşımasın. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na ‘parkasız Deniz Gezmiş ifadesi’ ne Türk milletine yakışır ne Cumhurbaşkanı’na yakışır ne de Cumhurbaşkanlığı’na yapılan bir yalakalığa yakışır. Şiddetle reddediyorum ve Türk milletenden özür dilemesini istiyorum. Türkiye Cumhurbaşkanı bir dönemin teröristi ile özdeş kabul edilemez.”

TARİHİ KANLI PARTİNİN GENEL BAŞKANI

Genel başkanı olduğu partinin yan kuruluşu olan Ülkü Ocakları isimli yapı her dönem burjuvazinin sokak gücü olmaya soyunurken, Bahçeli’nin partisinin tarihi ise birçok katliam ve katillerle anılıyor.

Bunun için 1977’de 7 öğrencinin katledildiği Beyazıt Katliamı’na, 1978'de 7 TİP’linin katledildiği Bahçelievler Katliamı'na, 1978 Maraş ve 1980 Çorum katliamlarına bakmak yeterli.

İşte bu katliamları gerçekleştiren ve teröristin aslında kim oluğunu gösteren üç örnek:

ABDULLAH ÇATLI

1978’de Ankara’nın Bahçelievler semtinde 7 TİP üyesi öğrenci evleri basılarak katledilmiş ve bu davayla ilgili yürütülen soruşturmada yargılanan ülkücü Haluk Kırcı, bu saldırıyı Abdullah Çatlı’nın planladığını ve katliamı gerçekleştiren ekibin başında da Çatlı’nın olduğunu itiraf etmişti.

Ayrıca 1977 yılında İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nün önünde gerçekleşen ve 7 öğrencinin yaşamını yitirdiği bombalı katliamda, NATO yapımı patlayıcı maddelerin Çatlı tarafından temin edildiği ortaya çıkmıştı.

12 Eylül Darbesi’nde yurtdışına kaçırılan Çatlı’nın burada gizli servislere ajanlık yaptığı ve uyuşturucu kaçakçılığını yürüttüğü de ortaya çıkarken, 1996 senesinde gerçekleşen skandal Susurluk kazasında yaşamını yitirmiş ve devlet tarafından korunduğu ortaya çıkmıştı.

HALUK KIRCI

1978’de 7 TİP’liyi katleden ülkücü ekibin içerisinde bulunan ve “5 kişiyi Çatlı, 2 kişiyi ben öldürdüm” diyerek katliamı itiraf eden Haluk Kırcı, yargılandığı bu davada salıverilmiş ve ardından işlediği bir suçtan dolayı yine cezaevine girmişti. Kırcı, 2015’te AKP’nin “üçüncü yargı paketi” maddelerinden yararlanarak serbest kalmıştı.

Kırcı’nın ayrıca 16 Mart 1977’de 7 öğrencinin katledildiği Beyazıt Katliamı’nda da rol aldığı sıkça konuşuluyor.

MEHMET ALİ AĞCA

Ülkücü teröristlerden biri olan Mehmet Ali Ağca, 1979’da Gazeteci Abdi İpekçi suikastinin ardından hapse girmiş ve ardından hapisten kaçırılarak yurt dışına götürülmüştü.

Ağca’yı hapisten bir diğer ülkücü terörist Abdullah Çatlı’nın kaçırdığı iddia edilirken, Ağca 1981 yılında İtalya’da Papa II. Jean Paul’a silahlı bir saldırı gerçekleştirdi. Papa’nın saldırıdan şans eseri yaralı kurtulmasının ardından yakalanan Ağca İtalya’da ömür boyu hapse çarptırıldı.

2000 yılında Türkiye’ye iade edilen Ağca, 2010’da tahliye oldu. Ağca, şu sıralarda gerici televizyon programlarına katılarak Erdoğan övgüsü yapıyor.