Kılıçdaroğlu'ndan belediye başkanlarına: Harcanan her kuruşun hesabını vereceksiniz

Kılıçdaroğlu'ndan belediye başkanlarına: Harcanan her kuruşun hesabını vereceksiniz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, belediye başkanları toplantısında konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara'da CHP'li belediye başkanlarına hitap etti.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Seçim dönemi verdiğimiz sözleri yerine getirmek zorundayız. Vaatlerimizi yerine getirelim ki bir daha seçime girdiğimizde daha yüksek oranlarla seçilelim. Sizler çalıştığınız sürece toplumun her kesimiyle güzel işler kuracaksınız. Göreve başladığınız zaman size 10 temel ilke gönderdik. Neydi bu ilkeler? Bir belediye başkanı suçlayıcı bir dil kullanmamalı, olumlu bir dil kullanılmalı. Bize her türlü suçlamalar yapıldı. Ama biz bunları elimizin tersiyle ittik. Biz kendimize güveniyoruz. Halkımıza güveniyoruz. Halkımız bütün suçlamaları çöpe attı ve size oy verdi. 

Sizlerin devri sabık yaratma derdi olmamalı. Ancak yolsuzluk varsa onun üzerine gideceksiniz. İmzasız şikayetleri direkt çöpe atacaksınız. İstihdam yaratarak belde halkına güven vereceksiniz. Hiçkimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Bilgisi, liyakati olan herkesi kucaklayacağız. Partizanca davranmak yok. Belediyede bir kişinin politika yapma hakkı vardır o da belediye başkanıdır. Göreve getirdiğiniz kişiler de partizanlık yapmayacak.

Söylememiz sürekli olumlu olmalı. Bir belediye başkanı negatif bir dil kullanmamalı. Bu çok önemli. Biz bu seçimlerde elde ettiğimiz başarıyı kullandığımız olumlu dile bağlıyoruz.

Temel ilkelerimizden biri şudur: Harcanan her kuruşun hesabını vereceksiniz.

Yolsuzluk varsa bunun üzerine gideceksiniz. Ama kim gidecek? Bu işin uzmanı gidecek. İntikam alma duygusuyla değil gerçekleri ortaya çıkarmak amacıyla gidecek. Bu sizi yüceltir. Kul hakkı yemenin ne kadar yanlış olduğunu, buna izin vermeyeceğinizi gösterin. Önünüze belki binlerce ihbar dilekçesi gelecek. Bunların yüzde 90'ı da imzasız olacak. imzasız bütün dilekçeleri hiç bakmadan çöpe atın. Bu tür işlerle uğraşmayacaksınız. Önünüzdeki 5 yıllık zaman dilimi rüzgâr gibi geçer.

3 buçuk milyon kişi İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin toplantısını izliyor. Bazı belediye meclislerinde çoğunluk olmayabiliriz. Ama kimin doğru, kimin yanlış yaptığını herkes görmeli.

Dini ve milli bayramlarda belediye otobüsleri bedava olacak.

Kreşler, kütüpheneler, spor salonları... Bunlar çok önemli. Çocuğu kazandığınız zaman bütün aileyi kazanırsınız. Çocukların üzerine titreyin. Belediye başkanları çocuklar için ne gerekiyorsa yapacak. Servis şoförleriyle oturup konuşacaklar. Gerekirse parasını belediye ödeyecek. Çocuklar güven içinde gelip gidecek.

Yoksulluk envanteri oluşturacaksınız. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Kimin yoksul olup olmadığını muhtarlarla beraber tespit edeceksiniz ve yardım edeceksiniz. Yoksulların onuruyla oynamak bizim kitabımızda yoktur.

Değerli arkadaşlarım, seçimlerden bu yana 1 aydan fazla zaman geçti. Bütün seçimler tamamlandı, İstanbul seçimleri tamamlanmıyor. Niçin? YSK bir türlü karar vermiyor. Hangi gerekçeyle? YSK'ye seslenmek isterim. 39 ilçede bütün geçersiz oylar sayıldı. Sonuç değişti mi? Hayır. Devletin gücünü arkasına almış seçimi iptal ettirmek için her türlü kumpas hazırlanıyor. İstanbul seçimleri bir demokrasi tercihi noktasına gelmiştir. Adı üstünde Yüksek Seçim Kurulu.

AKP Sözcüsü, "İstanbul'da bir şeyler oldu ve sandık başında oldu diyor." Evet. İstanbul'da bir şeyler oldu ve sandık başında oldu. Ekrem İmamoğlu kazandı.

Hukuk olmazsa o devlet ne olur? Hukuk, kişinin haklarının korunduğu, demokrasinin olmazsa olmaz kurallarından birisidir. Hukuku çekip çıkarırsanız devlet organize suç örgütüne dönüşür. Devleti organize suç örgütü yerine sokmamak hakimlerin elindedir. Hiçbir yargıçın yasaları bir tarafa bırakıp 'biz anlaştık İstanbul seçimlerini iptal ediyorum' deme hakkı yoktur.

Yüksek Seçim Kurulu'na çağrı yapıyorum:

1- YSK, daha önce verdiği benzer kararlara uymak zorundadır. 

2- YSK, sahte delilleri elinin tersiyle itmelidir. 

3- YSK, iktidar sahiplerinin YSK üzerinde oluşturduğu baskılara boyun eğmemelidir.

4- YSK, kazanıncaya kadar seçim yapacağızı anlayışını reddetmek zorundadır.

Türkiye'de gerçek anlamda hakimler var mı, yok mu? Bunu göreceğiz. Bütün dünya görecek. Say diyorlar sayılıyor, tekrar say diyorlar sayılıyor. Sağdan, soldan, aşağıdan, yukarıdan sayıyorsun sonuç değişmiyor. Yine Ekrem İmamoğlu. Bu ülkenin adalete ihtiyacı var.

5- YSK üyeleri, üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunmak zorundadır. Aksi halde adalet dağıtamaz.

6- İktidar sahiplerinin demokrasiye karşı kurduğu kumpası YSK reddetmeli.