Kılıçdaroğlu açıkladı: CHP'den 16 maddelik 'Buhrandan Çıkış Çağrısı'
16 maddelik 'Buhrandan Çıkış" çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, iki maddenin altını çizerek, “Hükümet kamuda israfa son vereceğini millete taahhüt etmelidir. Yeni bir bütçe ve orta vadeli programı Meclis’e getireceğini açıklamalı” dedi.
18-05-2020 17:45

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, koronavirüs salgınıyla birlikte ülkenin içinde girdiği ekonomik buhrandan çıkış için 16 maddelik önerilerini sıraladı.
Partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı'nın ardından Genel Merkez’de basın toplantısı düzenleyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin ‘ekonomik buhran’ içinde olduğunu söyledi. 16 maddelik 'Buhrandan Çıkış" çağrısı yapan Kılıçdaroğlu, iki maddenin altını çizerek, “Hükümet kamuda israfa son vereceğini millete taahhüt etmelidir. Yeni bir bütçe ve orta vadeli programı Meclis’e getireceğini açıklamalı” dedi.
Kılıçdaroğlu yapılması gerekenleri şöyle sıraları sıraladı:
‘KAMUDA İSRAFA SON VERECEĞİNİ MİLLETE TAAHHÜT ETMELİDİR’
“Kamuda israfın ve savurganlığın faturasını milletin ödediği bir gerçektir. Hükümet israfı önlemeli ayrıca tasarrufa hangi alanlardan başlayacağını da somut olarak kamuoyuna açıklamalıdır. Örneğin, kamu özel işbirliği çerçevesinde yapılan tüm döviz garantili taahhütlerin Türk Lirasına dönüştürüleceğini, gerekirse kamulaştırılacağını, kamuda merkezi idare ve yerel yönetimlerde makam aracı saltanatına son vereceğini taahhüt etmelidir.
‘YENİ BİR ‘BÜTÇE’ VE YENİ BİR ‘ORTA VADELİ PROGRAMI’ TBMM’YE GETİRECEĞİNİ KAMUOYUNA AÇIKLAMALIDIR’
TBMM’de kabul edilen ‘2020 Yılı Bütçesi’ ve daha önce açıklanan ‘2020-2022 Orta Vadeli Program’ artık milletin derdine derman olma vasfını yitirmiştir. Hükümet, yaşanan ekonomik buhranı aşmak için, salgın nedeniyle kapanan işyerlerinin, bu işyerlerinde çalışanların, ürünleri tarlada kalan çiftçilerin, üretim faaliyetleri duran KOBİ’lerin yitirdikleri gelirlerin telafisine çözüm getiren yeni bir Bütçe ve yeni bir Planı Meclise getirmelidir. Gerçekçi ve güven veren yeni bir bütçe ve yeni bir plan ekonomide normalleşmenin ilk adımı olacaktır. Hükümet, yeni bir bütçe ve yeni bir planla birlikte, Türkiye’nin içerde ve dışarıda saygınlığını artırmak, güvenirliğini pekiştirmek için ayrıca bir dizi reform süreci de başlatmak zorundadır.
‘YENİ BİR MERKEZ-YEREL DENGESİ KURULMALIDIR’
Ekonomik buhrandan çıkış sürecinde devletin tüm kapasitesini en verimli şekilde kullanması çok önemlidir. Bu nedenle yeni bir ‘merkez-yerel’ dengesi kurmak zorunlu hale gelmiştir. Hükümet, merkezi yönetimin kapasitesi ile yerel yönetimlerin halka doğrudan ulaşabilme kapasitesini birleştirerek, hizmetin milletimize daha etkin bir şekilde ulaşmasını sağlamalıdır.
Bu çerçevede;
a) Yerel yönetimlerin gelirleri artırılmalıdır.
b) Merkezi yönetimin denetimi, belediyelerin çalışmalarını engelleme amaçlı olmaktan çıkarılmalıdır.
c) Seçimle gelen belediye başkanlarının, ancak seçimle gidecekleri güvence altına alınmalıdır.
‘DEVLET YÖNETİMİNDE LİYAKAT SİSTEMİ HÂKİM KILINMALIDIR’
Hükümet, kamusal alandaki bütün atama ve işlemlerde liyakati esas alacağını, sadakate dayalı verimsiz kamu yönetimi anlayışını terk edeceğini taahhüt etmelidir.
‘SAYIŞTAY GERÇEK İŞLEVİNE KAVUŞTURULMALIDIR’
Hükümet, TBMM adına denetim yapan Sayıştay’ın denetim alanını uluslararası normlara uygun olarak genişletilmeli ve bu konuda gerekli yasal düzenlemeleri derhal parlamentoya sunacağını kamuoyuna açıklamalıdır. Böylece hesap verebilirliğin kapısı açılmalıdır.
‘ÖZERK KURULLARIN GÜVENCESİ SAĞLANMALIDIR’
Hükümet, ekonominin önemli aktörleri olan Merkez Bankası başta olmak üzere, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu), SPK (Sermaye Piyasası Kurulu), KİK (Kamu İhale Kurumu), EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) gibi kurumların bağımsızlığını yeniden sağlayacağını ve bu kurumların araçlarına siyasi müdahale etmeyeceğini kamuoyuna açıklamalıdır.
‘KAMU İHALE YASASI REKABET VE ŞEFFAFLIĞI SAĞLAYACAK ŞEKİLDE YENİDEN DÜZENLENMELİDİR’
Hükümet, kamuda israf ve kayırmacılığı engellemek amacıyla Kamu İhale Yasasının ivedilikle değiştirileceğini, tüm kamu ihalelerinin saydam, kamuya açık, kayırmacılıktan uzak bir anlayışla yapılacağını taahhüt etmeli ve bunun garantisini millete verilmelidir.
‘TBMM’DE ‘KESİN HESAP KOMİSYONU’ KURULMALIDIR’
Hükümet, kesinleşen bütçe harcamalarını gösteren ‘Kesin Hesap Kanunu’nun sağlıklı bir zeminde tartışılmasını sağlamak için TBMM’nde bir “Kesin Hesap Komisyonu” kurulacağını ve bu Komisyonun Başkanlığının da muhalefet partisine verileceğini kamuoyuna açıklamalıdır.
‘ULUSAL VERGİ KONSEYİ KURULMALIDIR’
Halktan toplanan vergilerin nerelere harcandığının hesabının verilmesi demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hükümet, vergi politikalarındaki çarpıklıkları gidermek ve adaletli bir vergi politikası uygulamak amacıyla ‘Ulusal Vergi Konseyi’ kurulacağını ve bu Konsey’in her yıl düzenleyeceği raporları Resmi Gazetede yayınlayacağını taahhüt etmelidir.
‘EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY ÇALIŞTIRILMALIDIR’
Hükümet, sorunlara birlikte çözüm üretmek için bir Anayasal kurum olan ‘Ekonomik ve Sosyal Konsey’i belli aralıklarla toplayacağını, ilgili tarafların görüşü alınmadan dar bir kadroyla ya da tek başına karar alınmayacağını kamuoyuna taahhüt edilmelidir.
‘YARGI BAĞIMSIZLIĞI KESİN OLARAK SAĞLANMALIDIR’
Hükümet, kuvvetler ayrılığını sağlayacak, denge ve denetim mekanizmalarını kuracak adımların atılacağını taahhüt etmelidir. Bu bağlamda iktidarın yargı üzerindeki tahakkümüne derhal son verilmeli, adalete erişimin önündeki tüm engellerin kaldıracağı açıklanmalıdır. Ayrıca orta vadede yargı bağımsızlığını sağlayacak kurumsal (anayasal) değişiklilere gidileceği de millete taahhüt edilmelidir.
‘DÜŞÜNCEYİ İFADE, ÖRGÜTLENME VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KOŞULSUZ GÜVENCE ALTINA ALINMALIDIR’
Hükümet, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütleri üzerindeki her türlü baskıya son vereceğini ve evrensel ölçülerde medya özgürlüğüne uyulacağını kamuoyuna açıklamalıdır. Bu bağlamda tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması hükümetin samimiyetini ortaya koyacaktır.
‘SEÇİM BARAJI KALDIRILMALIDIR’
Demokrasilerde asıl olan milletin iradesinin olduğu gibi parlamentoya yansımasıdır. Hükümet, 12 Eylül darbecilerinin eseri olan ‘Siyasi Partiler Kanunu’nun değiştirileceğini taahhüt etmelidir. Darbecilerin yasalaştırdığı seçim barajının, seçime değil, demokrasiye yani millet iradesine darbe olduğu unutulmamalıdır.
‘SİYASİ AHLAK YASASI ÇIKARILMALIDIR’
Hükümet, vatandaşla siyasetçi arasındaki güveni sağlamak, siyasetin ve siyasetçinin itibarını tesis etmek için TBMM’ne derhal “Siyasi Ahlak Yasası” teklifinin getirileceğini taahhüt etmelidir.
‘GÜÇLÜ BİR ‘STRATEJİK PLANLAMA TEŞKİLATI’ KURULMALIDIR’
Üreten ülke güçlü ülkedir. Ekonomide, ihracat odaklı ve katma değeri yüksek üretime öncelik veren bir planlama ve teşvik politikasının yaşama geçirileceği, bunun için de güçlü bir ‘Stratejik Planlama Teşkilatı’ kurulacağı kamuoyuna açıklanmalıdır.
‘IMF İLE YENİ DÜZEN NETLEŞTİRİLMELİDİR’
IMF ile ilişkiler kesilecekse, ortaklıktan çekilmeli ve IMF’deki sermaye payının Türkiye’ye getirileceği kamuoyuna açıklanmalıdır.
'İKTİDAR, HALK VE TOPLUM KESİMLERİNE SUNUYORUZ'
Kılıçdaroğlu önerilerini iktidar, halk ve toplumun kesimlerine sunduklarını kaydederek, "Tarihin bize yüklediği sorumluluktur. Türkiye’nin içine sokulduğu girdaptan çıkışın reçetesidir" dedi.
İLGİLİ HABERLER
Muharrem İnce'nin açıklamalarına ilişkin Kılıçdaroğlu'ndan parti örgütüne talimat
CHP'de Muharrem İnce'nin yaptığı açıklamaların ardından parti örgütüne sessiz kalınması talimatı gönderildi.
13-08-2020 14:34

CHP'de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatı olarak parti örgütüne iletilen mesajda, Muharrem İnce'nin açıklamalarıyla ilgili kamuoyu önünde herhangi bir yorumda bulunulmaması, açıklama yapılmaması ve sosyal medya aracılığıyla paylaşımda bulunulmaması istendi.
Cumhuriyet Halk Partisi'nde (CHP) Muharrem İnce'nin yaptığı açıklamaların bitmesinin ardından parti örgütüne sessiz kalınması talimatı gönderildi.
Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatı olarak iletilen mesajda, Muharrem İnce'nin açıklamalarıyla ilgili kamuoyu önünde herhangi bir yorumda bulunulmaması, açıklama yapılmaması ve sosyal medya aracılığıyla paylaşımda bulunulmaması istendi.
İleri Hatırlatıyor
Kılıçdaroğlu'ndan, Emre Cemil Ayvalı'ya teşekkür: 'Biz de bunu söylüyorduk'
"Devleti, devlet olarak değil, intikam alacak organ olarak görüyorlar. Devleti nasıl soyarım diye düşünüyorlar. Geçenlerde bankalara atamalar yapıldı. Eski güreşçi arkadaşımız da bir bankanın yönetim kuruluna atandı. Hepimizin gurur duyduğu bir kişi, bir sporcu ama banka yönetiminde ne işi var?" diyen Kılıçdaroğlu yandaş atamaları eleştirdi.
16-06-2020 17:37

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Emre Cemil Ayvalı'nın AKP-Cemaat ittifakı itirafına ilişkin yaptığı açıklamada, "AKP’li bir kardeşimiz çıktı ve televizyonda, biz 'Kemalistleri devirmek için FETÖ ile iş birliği yaptık' dedi. Dolayısıyla kendisine bir teşekkür borcumuz var. Biz bunu söylüyorduk ama vatandaş, bunlar muhalif tersini söyler diyordu. Şimdi içerinden ve medyadan sorumlu birisi bunu açıkladı" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalar yaptı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
ADALET YÜRÜYÜŞÜ HAKKINDA
“Kardeş olalım, kavga etmeyelim, çocuklar yatağa aç girmesin diye yürüdük. Biz, haksız yere hapislerde çürüyen kardeşlerimiz için yürüdük. Kalemini satmayan, özgürce yazı yazan gazeteciler için yürüdük. Biz bu yürüyüşü hiçbir beklenti içinde olmayan adalet kalemi için yürüdük. Hala aynı nokta mıyız, hayır. Ve biz bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bizim böyle tarihsel bir sorumluluğumuz var. Geleceği yürüdük, yürüyemeyenler bize destek oldu.
Altan Bey ile Adalet Yürüyüşü’nde konuşurken, ona sordum. Neden bu güzel ülkede birlikte yaşayamıyoruz? Neden birilerine baskı yapacaksınız? İnsanlık tarihi, adalet mücadelesi tarihidir. İnsanlık tarihi adaletin mücadelesidir. Gelen bütün peygamberler adalet için gelmişlerdir. Güzel ahlak, liyakat için gelmişlerdir. Eğer insansan, insanlığının hakkını vereceksin. “
BİNGÖL DEPREMİ
Sözlerime aslında Bingöl depremi ile başlayacaktım, 5,6 şiddetindeki deprem bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Ona Allah’tan rahmet, ailesin sabır diliyorum.İstanbul deprem için çok büyük riski yaşıyor. Sormayacak mıyız, 18 yıldır neden önlem almadınız?
Hala çöken binalar var. Nasıl bir devlet yönetimi anlayışları var, inanın anlamakta zorlanıyoruz. AK Parti’ye en çok oy çıkan yerler, depremin riskinin en fazla olduğu yerler.Önlem alınmıyor, bir rant kavgası var. Doğarken eşit doğduk, ölürken de eşit öleceğiz. Nedir bu rant ve para hırsı? Neyi götüreceksiniz, vatandaş ekmek derdinde. Nedir bu hırs?"
CHP’Lİ BELEDİYELERİN YARDIMLARI ULAŞTIRMASI
Sorun varsa, çözüm vardır. Türkiye’deki bütün sorunları biliyoruz, nasıl çözüleceğini de biliyoruz. Türkiye zengin bir ülke, yeter ki parayı zamanında kullanın. Geçen hafta CHP’li belediyelere bir şey söylemedim ama şu anda her bir belediye başkanımıza teşekkür ediyoruz, tarih yazdılar. Yasak getirdiler, paralarına el koydular. Ne yaparlarsa yapsınlar, asla sitem etmeyin dedim. Onlar engel çıkaracak, siz yardım edeceksiniz. Vatandaş para gönderdi, banka hesaplarına el koydular. Dolayısıyla bizim belediye başkanlarımız çok iyi çalıştılar. 5 milyon aileye ayni yardım yapıldı. Asla bunun reklamı yapılmadı. Bizi üzen neydi biliyor musunuz, esnafın bile yardım paketine muhtaç hale gelmeseydi. 2 milyon aileye nakdi yardım yapıldı. 254 bin hanenin suyu açıldı. 21 bin işletmenin kirası ertelendi.43 milyon 384 bin litre dezenfektan dağıtımı yapıldı. Okullar, duraklar, yerler, berber dükkanları, nerede isteniyorsa orada temizlik yapıldı.
Sağlık çalışanlarına otellerde yer ayrıldı. 2 milyon 988 bin bina ve iş yerine binada dezenfekte işlemi yapıldı. Dolayısıyla belediye başkanlarımız elinden gelen her türlü çabayı gösterdiler, göstermeye de devam ediyorlar.
GAZETECİLERİN ÖZGÜRLÜĞÜ
Adaletten söz ettik, adaletin peşinde koşan gruplardan biri de gazetecileri. Bir yerde haksızlık varsa, onu haber yaparlar. Gazetecilerin geleneksel bir sözü vardı. Köpeğin insanı ısırması haber değildir ancak insanın köpeği ısırması haberdir. Gazetecilerin önünde engel olmaması için yasalar yapılmıştır. Bizim anayasamızda da var. Basın hürdür, sansür edilemez.
Devlet, basın ve haber alma özgürlüğünü sağlayacak tedbirleri alır. Devlet, taban taban zıt uygulamalar yürütülüyor. Geçen hafta iki gazeteci arkadaşımız, Saray’ın isteği üzerine 4 gün tutuldu. Libya’ya asker gönderilmesi, ÖSO’nun bir kanadının Libya’ya gönderilmesi herkesin bildiği bir şey. Ama Türkiye’de vatandaş bilmesin, biz bilmeyelim. Niye, Saray rahatsız olurmuş. Olsunlar efendim. Öyle bir ortam hazırladılar ki, medyanın yüzde 90’ını havuz medya haline getirdi. Oralarda besleme gazeteciler var. Ortak bir yerden başlık atılıyor, hepsi aynısını veriyor. E doğal olarak vatandaşlar bunları almadı. Onlar da izlenen kanalları sabote etmek istiyorlar.
YANDAŞ MEDYA
Bizim yanlışımız varsa, yazsınlar tabii ki. Ancak birilerinin talebi ile yazıyorsan, sen gazeteci değilsin kardeşim. O gazete, gazete değil. Bütün bunlar olmayınca baktılar, sosyal medyayı nasıl ele geçiririz diye. 7 bin trol ile kamuoyu oluşturulmaya çalışılmış. Şu zavallılığa bakar mısınız, bütün medya elinizde ancak ağırlığınız yok. Dolayısıyla Müyesser Yıldız hapiste, Barış Terkoğlu hapiste, Barış Pehlivan hapiste, Murat Ağırel hapiste. Murat Ağırel, yolsuzlukları ortaya dökmesi ile bilinen bir gazeteci. Bu konuda uzmanlaştı artık. Hülya Kılınç hapiste, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş.
BAŞAK DEMİRTAŞ’A YAPILAN CİNSİYETÇİ SALDIRI
Selahattin beyin eşine yönelik saldırıda bulunanı önce gözaltına aldılar sonra serbest bıraktılar. Eğer bir sorun varsa oturur konuşursun, sende de akıl var, onda da ancak birileri akıllarını kiraya veriyor. Bu sayede de insan olmaktan çıkıyor. Bu kişiler, insan ve hayvan sınıfına girmez. Hayvan bile bunu yapmaz. Bütün bu gelişmeler, kadına yönelik şiddeti artırdı. Korona sürecinde de yaşanan şiddetin arttığını görüyoruz.5 bin 114 kadın için koruma kararı verilmiş. Neden bu şiddet, yaratılan, herkesi etkileyen yoksulluk, sefalet bu şiddetin nedeni olabilir mi? Çöpten ekmek kırıntısı arayan kadının sefaletini bunlar düşünüyor mu acaba. Özellikle Ak Parti’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. Senin de burada bir sorumluluğun yok mu? Sen de bu sefalete dur demeyecek misin kardeşim. Peygamber efendimiz kadınları koruyun derken, siz nasıl bıçakla saldırırsınız kadınlarımıza.
‘YOKSULLUĞUN SEBEBİ SARAY’
Bütün kadınlarımıza sesleniyorum, evinizde huzur yoksa sebebi Saray sosyetesidir. Tenceriniz kaynamıyorsa, çocuğunuz yatağa aç giriyorsa, sebebi Saray sosyetesidir. Baba işsiz, çocuk işsiz, anne işsiz, aynı evde birbirlerinin yüzüne bile bakamıyorlar.
AKP-CEMAAT İŞ BİRLİĞİ
AK Partili bir kardeşimiz çıktı ve televizyonda, biz Kemalistleri devirmek için FETÖ ile işbirliği yaptık dedi. Dolayısıyla kendisine bir teşekkür borcumuz var. Biz bunu söylüyorduk ama vatandaş, bunlar muhalif tersini söyler diyordu. Şimdi içerinden ve medyadan sorumlu birisi bunu açıkladı.Bunun gibi olanların bilmesi gereken bir şey var. KPSS’yi kazandıktan sonra aday memur oluyorsunuz, eğer iyiyseniz diyor ki asaletini onaylıyoruz. Hemen şef olabilir mi? Hayır bir süre çalışacak.Sonra şube müdürü olarak, daire başkanı, genel müdür. Hemen yakalıyor birini yakasından, sen şef olacaksın diyor. Eğer FETÖ ile işbirliği yaptığınızı kabul ediyorsanız, Harp Okulu öğrencilerinin ne suçu var. Hiçbir savcı harekete geçti mi? Hayır, neden… Saray’ın korkusundan.
‘DEVLETİ NASIL SOYARIM DİYE DÜŞÜNÜYORLAR’
Devleti, devlet olarak değil, intikam alacak organ olarak görüyorlar. Devleti nasıl soyarım diye düşünüyorlar. Geçenlerde bankalara atamalar yapıldı. Eski güreşçi arkadaşımız da bir bankanın yönetim kuruluna atandı. Hepimizin gurur duyduğu bir kişi, bir sporcu ama banka yönetiminde ne işi var. Hatırlarsınız değil mi burada bir adamdan söz etmiştik, bir kişi hastaneye görevli olarak atanıyor ve ilk yaptığı iş, hastaneyi soymak oluyor. Siz alıyorsunuz birini, bankaya atıyorsunuz ama bankanın b’sini bilmiyor. Ama kardeşim, bu adamın banka ile ne ilgisi var. Bu kardeşimden bir istirhamım var, elde ettiğin başarıları gölgelemek istemiyorsan, o koltuğa oturmayacaksınız kardeşim." (Cumhuriyet)
Kılıçdaroğlu'ndan, 'mermili tehdit'le ilgili suç duyurusu
Dilekçede, "Şüphelinin paylaşımlarında halkın bir kesimini CHP ve HDP’lilere karşı kin ve nefretle kışkırtmaya çalıştığı, dolayısıyla 'Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik' suçunun bütün unsurları oluşmuştur” ifadeleri kullanıldı.
04-05-2020 17:06

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun avukatları, sosyal medya hesabından bir kavanoz dolusu mermi fotoğrafı paylaşarak CHP’lileri ve HDP’yi tehdit eden AKP Gençlik Kolları üyesi Mehmet Emin Göç hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu
Sosyal medya hesabından bir kavanoz mermi fotoğrafı paylaşan ve paylaşımlarına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Grup Başkanvekili Özgür Özel ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) etiketleyerek tehdit eden AKP Gençlik Kolları üyesi Mehmet Emin Göç hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Sözcü'den Sevim Begüm Yavuz'un haberine göre, Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik aracılığıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunulan şikayet dilekçesinde, “Öncelikle belirtmemiz gerekir ki şüpheli Mehmet Emin Göç'ün suç konusu paylaşımları tek başına hazırlama ve suç işleme iradesini ortaya koyma olasılığı bulunmamaktadır. Şüpheli kendisini yönlendiren ve azmettirenlerin etkisi altında yüklenen suçları işlemiştir. Şüphelinin kişiliğini, yaşam biçimini, sosyolojik ve psikolojik durumunu iyi bilen yakınları ve komşuları tarafından bu doğrultuda yapılan değerlendirmeler bu veriyi açığa çıkarmaktadır. Bu çerçevede bu iddiayı aydınlatmak üzere yeterli ve sağlıklı araştırma yapılması gerekliliği tartışmasız bulunmaktadır” denildi.
‘HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK’ SUÇUNUN BÜTÜN UNSURLARI OLUŞMUŞTUR’
Mermi dolu kavanoz fotoğrafı paylaşan ve CHP’lileri etiketleyen şüphelinin silahla tehdit suçunu işlediğinin belirtildiği dilekçede, “Şüpheli paylaştığı fotoğrafta her bir mermi üzerine ayrı ayrı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu ve diğer Cumhuriyet Halk Partililerin ismini işaretleyerek (bir anlamda mermileri özgüleyerek) ölümle tehdide yönelik kastını açıkça ortaya koymuştur. Ayrıca şüphelinin paylaşımlarında halkın bir kesimini CHP ve HDP’lilere karşı kin ve nefretle kışkırtmaya çalıştığı, dolayısıyla 'Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik' suçunun bütün unsurları oluşmuştur” ifadeleri kullanıldı.
KAMU DAVASI AÇILMASI TALEP EDİLDİ
Mehmet Emin Göç'ün sosyal medya paylaşımlarına yer verilen dilekçede, “Suç konusu paylaşımlarla Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik, Silahla Tehdit suçları işlenmiş olduğundan şüpheli Mehmet Emin Göç ve onu azmettirenler hakkında derhal soruşturma başlatılmasını, öncelikle azmettirenlerin açığa çıkarılmasını, sonrasında tüm ilgililer hakkında yüklenen suçlardan kamu davalarının açılmasını talep eder, bilgilerinize saygı ile sunarız” ifadelerine yer verildi.
Kılıçdaroğlu'ndan, Erdoğan'a 7 'FETÖ' sorusu: 'Cesaretin varsa cevapla'
Kılıçdaroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a 7 ‘FETÖ’ sorusu sordu. Kılıçdaroğlu soruları, “Cesaretin varsa cevap bekliyorum” başlığıyla yöneltti.
14-02-2020 18:43

İleri Haber
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, gündemdeki ‘FETÖ’nün siyasi ayağı’ konusuna ilişkin sosyal medyadan Erdoğan’a 7 soru yöneltti.
Twitter hesabından bir paylaşım yapan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a 7 ‘FETÖ’ sorusu sordu. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a “Cesaretin varsa cevap bekliyorum” dedi.
O sorular şöyle:
'SİYASİ AYAK RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR’ DEMİŞTİ
Kılıçdaroğlu, partisinin 11 Şubat’taki grup toplantısında, “Devletin kozmik odasını FETÖ unsurlarına kim açtı? Bir kişinin talimatı ile açıldı; Recep Tayyip Erdoğan. Devletin namusunu terör unsurlarına açan FETÖ’nün siyasi ayağıdır! Devletin sırlarını, kozmik odayı bir talimatla açtırmak vatan hainliği değil midir? FETÖ’nün siyasi ayağı aynı zamanda BOP’un Eşbaşkanı olan kişidir” demişti.
TAZMİNAT DAVASI
Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri üzerine Erdoğan, Kılıçdaroğlu hakkında 500 bin liralık manevi tazminat davası açmıştı.
Erdoğan sosyal mesafeyi hiçe saydı: Elazığ depreminin yıl dönümünde yurttaşlara çay dağıttı
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı Elazığ depreminin birinci yıl dönümü nedeniyle düzenlenen anma ve deprem konutları anahtar teslim töreninde sosyal mesafe kuralı hiçe sayıldı. Erdoğan ve ekibi, konuşmanın sonunda yurttaşlara otobüsten 'keyif çayı' attı.
25-01-2021 18:17

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yazıkonak’ta Elazığ depreminin birinci yıl dönümü nedeniyle düzenlenen anma ve deprem konutları anahtar teslim töreninde konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarını yaptığı alanda katılımcılar sosyal mesafe kuralını hiçe saydı.
Erdoğan ve ekibi, konuşmanın sonunda yurttaşlara otobüsten 'keyif çayı' attı.
Erdoğan açıklamasında, "Kardeşlerim 1 yıl önce hüzünlüydük, dertliydik. Zira burada gözyaşı vardı. Burada binalarımız depremle birlikte yıkılmıştı. Sağolsun tüm bakan arkadaşlarım gece demediler, gündüz demediler ve burada kurumlarımızla beraber bir taraftan depremle binaların altında kalan vatandaşlarımızı çıkarmaya gayret ettiler. Sizler ağlıyordunuz. Acaba benim yavrum çıkacak mı diye bekliyordunuz" dedi.
"Ne dedik ‘Dedik ki evelallah biz bunların çok daha iyisini yapacağız.' Yıkılan bu binalar yapılır, ama giden can geri gelmez" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Fakat sizler öyle bir imanı tavır ortaya koydunuz ki, bize o ortaya koyduğunuz tavırla güç verdiniz. Arkadaşlarımız gerek İçişleri Bakanım Süleyman Soylu bey, gerek Çevre ve Şehircilik Bakanım Murat Kurum bey, gerek şu anda başkan yardımcım olarak görev yapan Fuat bey, valimiz, belediye başkanımız, tüm milletvekillerimiz hep birlikte bu işin takibini yaptılar. Çalıştılar. Koşturdular. Şimdi şurayı gördüğüm zaman Allah’ıma hamd ediyorum. Ya Rabbi diyorum şu anda gakkoşlara yakışan binalar yapıldı. Şimdi şu binaları gelirken balkonlarda selamlayanlara sordum. Kaç oda dedim 3+1 dediler ve dua ediyorlar. Hamd olsun. Bütün mesele okullarıyla, camileriyle şurada oturdukları dairelerle onlara bir mutlu imkan hazırlamak bizim görevimiz değil mi? Bizim görevimiz. Devlet yük değildir, devlet yük alır yük. Devlet vatandaşının mutluluğuyla mutlu olur. Onun için geçmişte ne demişler devlete 'Devlet Baba' demişler. Şimdi bizler de Cumhur ittifakı olarak hamd olsun bu anlayışla bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik ve bu yola devam ediyoruz."
AKP-Saadet yakınlaşması gündemdeyken... TRT, Erbakan dizisi hazırlıyor
AKP'nin Saadet Partisi ile yaptığı görüşmelerin ardından TRT’den de dikkat çeken bir hamle geldi.
25-01-2021 16:49

İleri Haber
TRT’nin Necmettin Erbakan hakkında dizi hazırladığı bildirildi. Girişimin, AKP tarafından Saadet Partisi’ne yakınlaşma turlarının üzerine gelmesi dikkat çekti.
Saray ittifakının oy kaybı sürerken, AKP’nin bu durumun önüne geçmek için yeni ittifak arayışları da devam ediyor. Saadet Partisi ile yapılan görüşmelerin ardından TRT’den de dikkat çeken bir hamle geldi.
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkük, dünkü yazısında TRT’nin bir Necmettin Erbakan dizisi hazırladığını duyurmuştu. Konuyu bugün de Milli Gazete yazarı Adnan Öksüz köşesine taşıdı.
Öksüz’ün yazısının bir kısmı şöyle:
Bakalım, TRT’nin Erbakan Hoca hakkındaki dizisi nasıl bir program olacak" diyen Öksüz, "Ben de merak içindeyim…" dedi.
Adnan Öksüz'ün yazısı şu şekilde:
"Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), Millî Görüş Lideri ve Refah-Yol Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan hakkında bir dizi program hazırlıyor.
Dizinin çekimlerine başlandı ve devam ediyor.
Bazı ünlü köşe yazarları ile seri röportajlar sürüyor…
Bakan Karaismailoğlu: Haydutların elinden vatandaşlarımızı kurtaracağız
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Nijerya açıklarında saldırıya uğrayan Türk gemisine ilişkin açıklamalarda bulundu.
25-01-2021 14:23

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Nijerya açıklarındaki Gine Körfezi'nde seyir halindeyken deniz korsanlarının saldırısına uğrayan gemiyle ilgili olarak "Konu ilk saatlerden itibaren takibimizde. En kısa zamanda bu haydutların elinden bu vatandaşlarımızı kurtaracağız" dedi.
Çeşitli incelemelerde bulunmak üzere Sinop’a gelen Bakan Karaismailoğlu, Valilik ziyaretinin ardından gazetecilere açıklamada bulundu. Korsanlar tarafından alıkonulan gemiciler arasından bulunan Sinoplu Vedat Aksan’ın babası Murat Aksan ile bir görüşme yaptıklarını vurgulayan Karaismailoğlu, Türk devletinin her zaman vatandaşlarının yanında olduğunu söyledi.
"Murat Amca ile oğlunu en kısa zamanda buluşturacağız inşallah" diyen Karaismailoğlu, şöyle konuştu:
"Konu ilk saatlerden itibaren takibimizde. İnşallah en kısa zamanda çözmeyi ümit ediyoruz. Onunla ilgili birçok derin çalışmalarımız var. Dışişleri Bakanlığımız ile sürekli görüşme halindeyiz. İnşallah evladımızı en kısa zamanda Murat Amca’ya kavuşturma amacındayız. Türk devleti her zaman onların yanındadır. En kısa zamanda bu haydutların elinden bu vatandaşlarımızı kurtaracağız.”
'KORSANLARDAN HABER GELMEDİ'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da kaçırılan gemiye ilişkin "Gemi dün akşam itibariyle limana yaklaştı, biraz açıkta daha doğrusu. Ve dün akşam güvenlik güçleriyle ve büyükelçimiz bir ekip gemiye çıktılar ve gemi temiz. Herhangi bir korsan veya başkasının sızmadığını anladılar, güvenlikle ilgili sıkıntı yok" açıklamasını yaptı.
İşte Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar:
Yabancı bandıralı ve sahibi de yabancı olan ama personeli de tamamen Türk olan; bir tanesi de Azerbaycan Türkü... Vatandaşlarımıza yönelik bir saldırı olmuştu. Ve 15 vatandaşımız şu anda kaçırılmış durumda. Gemi dün akşam itibariyle limana yaklaştı, biraz açıkta daha doğrusu. Ve dün akşam güvenlik güçleriyle ve büyükelçimiz bir ekip gemiye çıktılar ve gemi temiz. Herhangi bir korsan veya başkasının sızmadığını anladılar, güvenlikle ilgili sıkıntı yok.
Vefat eden Azerbaycan Türkü kardeşimizi islama uygun bir şekilde cenaze işlemleri yapıldı. Gabon hükümetine ve yetkililerine teşekkür ediyorum.
Gökhan Güneş’in kaçırılması Meclis gündeminde: 'Neden açıklama yapılmıyor?'
Kenanoğlu, kaçırılma olayıyla ilgili “Gündüz vakti herkesin gözü önünde 90’lı yılları aratan bir kaçırılma olayı Türkiye’de birçok kayıp vakasına karşı İçişleri Bakanlığı’nın sessizliğini koruduğu olayları tekrar anımsatmaktadır” dedi.
25-01-2021 13:29

İleri Haber
HDP’li Ali Kenanoğlu, Gökhan Güneş’in kaçırılmasını Meclis gündemine taşıdı. Kenanoğlu, İçişleri Bakanı Soylu’ya “Kaçırılma anı kamera kayıtlarında olan bu olay neden aydınlatılmamaktadır?” diye sordu.
Gökhan Güneş isimli genç 20 Ocak 2021 tarihinde İstanbul İkitelli’den Başakşehir’e işine gitmek için otobüse binmiş ve indiği durakta kendisini bekleyen bir grup kişi tarafından kaçırılmıştı. Gökhan Güneş hakkında olayın üzerinde geçen 5 günün sonunda kaçırılma anına ait kamera kayıtları olmasına rağmen resmi bir açıklama yapılmadı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, konuyu Meclis gündemine taşıdı. “Gündüz vakti herkesin gözü önünde 90’lı yılları aratan bir kaçırılma olayı Türkiye’de birçok kayıp vakasına karşı İçişleri Bakanlığı’nın sessizliğini koruduğu olayları tekrar anımsatmaktadır” diyen Kenanoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
1- Gökhan Güneş’i kimler kaçırmıştır? Gökhan Güneş nerededir?
2- Her yerde mobeselerin bulunduğu, kaçırılma anı kamara kayıtlarında olan bu olay neden aydınlatılmamaktadır?
3- Kamaralara yansıyan kaçırılma anındaki kişiler neden tespit edilememektedir? Araçların plakasının tespiti için neden çalışma yapılmamaktadır?
4- İçişleri Bakanlığı 5 gündür bu kaçırılma olayı ile ilgili neden bir açıklama yapmamaktadır?
RTÜK başkanı yeniden Ebubekir Şahin seçildi
İki yıllık görev süresi dolan Ebubekir Şahin yapılan seçimlerden yeniden RTÜK başkanı seçildi.
25-01-2021 13:18

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanlık seçim için bir araya geldi.
RTÜK'te yapılan Başkanlık ve Başkan Vekilliği seçiminin ardından RTÜK Başkanlığına yeniden Ebubekir Şahin seçildi. Başkan Vekili ise Arif Fırtına oldu.
Yeniden seçilen Ebubekir Şahin şunları söyledi:
“Önceki 2 yıllık görev sürem boyunca önemli çalışmaları hayata geçirdik. Öncelikle aziz vatandaşlarımızın talep ve beklentileri doğrultusunda hareket ederek yayıncılık alanındaki problemli görünen kısımları yeniden ele aldık. ‘Açık Kapı’ iletişim politikasıyla sektörümüzün her kesimini dikkatle dinledik. Yaptığımız yüz yüze ve çevrim içi toplantılarda yayıncılarımızın RTÜK yönetiminden taleplerini tek tek not aldık ve takibini yaparak olumlu olarak neticelendirdik. Paydaşlarımızla yayıncılık alanını birlikte düzenledik. İnternet üzerinden isteğe bağlı yayıncılık alanında önemli atılımlar yaparak yerli ve yabancı platformların lisanslama süreçlerini başlattık ve bu alandaki yoğun çalışmalarımız sürüyor. Yeni dönemimiz de yeni umutlarla ve çok güzel projelerle geçecek inşallah.
Geçtiğimiz yıl önceden planladığımız ama pandemi nedeniyle ertelemek zorunda kaldığımız projelerimizi Başkanlığımın ikinci döneminde bir bir hayata geçirmeyi arzuluyoruz. Ara vermek durumunda kaldığımız, sektörümüzün önemli isimleriyle istişarelerde bulunduğumuz ve artık geleneğimiz olan “Medya Buluşmaları”nı, “RTÜK-Üniversite Buluşmaları”nı daha da zenginleştirerek yeniden başlatacağız. Her zaman söylediğimiz üzere sadece ceza veren değil, aynı zamanda yayıncılarımızı cesaretlendiren ve ödül veren bir kurum olma hedefimiz doğrultusunda “Medya Mükemmellik Ödülleri”ni yeni dönemde hak sahiplerine dağıtacağız.
Kültür ve Turizm Bakanlığımız ve İletişim Başkanlığımızın destekleriyle Mayıs ayında Uluslararası İslamofobi Sempozyumunu Diyanet İşleri Başkanlığı, TRT, Erciyes Üniversitesi ve SETA ile birlikte düzenleyeceğiz. Çalışmaları devam eden, 26 yıllık mazimizi anlatan “RTÜK Kataloğu”nu ve periyodik RTÜK dergimizi de yakında çıkaracağız.
Paydaşlarımızla güçlü iletişimimizi daha da artırarak 2021’de ortak akılla çok güzel işler yapmayı planlıyoruz.
Bu vesileyle buradan bir müjde de vermek istiyorum. Yayıncılarımızın bizlerden talepleri olan reklam süreleriyle ilgili yasal düzenlememizi tamamladık. Çalışma yakında TBMM’ye sevk edilecek. Yayıncılarımızın çok memnun olacağını tahmin ettiğim düzenleme TBMM’de yasalaştıktan sonra yürürlüğe girecek.
Bizlere çalışmalarımızda desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve diğer devlet büyüklerimiz başta olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a, kıymetli RTÜK Üyelerimize, sektörümüzdeki paydaşlarımıza ve RTÜK’te fedakârca görev yürüten çalışma arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.”
RTÜK Başkan Vekilliğine seçilen Arif Fırtına ise şu ifadeleri kullandı:
“Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetkiyle, yayıncılık alanında yurt içinde yaptığı denetleme ve düzenleme hizmetlerinin yanında; Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ile bölgesel platformlarla birlikte genel sekreterliklerini kendi uhdesinde bulundurduğu; BRAF ve IBRAF gibi uluslar arası kuruluşlar nezdinde Türkiye’yi temsil etmekte ve bu çerçevede kamu diplomasisi görevini sürdürmektedir. Ayrıca RTÜK Türk devletleri ve İslam ülkelerinden gelip Türkiye’deki iletişim fakültelerinde yüksek öğrenimini sürdüren öğrencilerle birlikte gerçekleştirdiği “Gelecekle İletişim Çalıştayları“ çerçevesinde yurtiçi ve yurtdışında bir dizi etkinlikler düzenleyerek uluslararası düzeyde faaliyetlerine devam etmektedir. RTÜK, bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle bu tür faaliyetlerini yüz yüze gerçekleştiremese de online olarak bu çalışmalarını Üst Kurul Üyeleri, Üst Kurul Uzmanları ve diğer bürokratlarıyla sürdürmeye devam edecektir.”
AKP'liler il kongresinde maske ve sosyal mesafeyi hiçe saydı
AKP Mersin 7. Olağan İl Kongresi'nde maske kuralına uymayan AKP'liler sosyal mesafeyi de hiçe saydı.
25-01-2021 13:11

İleri Haber
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın video konferans yöntemiyle katıldığı AKP Mersin 7. Olağan İl Kongresi'nde AKP'liler yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınını unuttu. Birçok AKP'linin maske kuralına uymadığının görüldüğü kongrede, sosyal mesafe de hiçe sayıldı.
Servet Tazegül Kapalı Spor Salonu'nda saat 10.00'da başlayan il kongresinin AKP Mersin İl Örgütü'nün resmi Twitter hesabından yapılan duyurusunda ise kongrenin ''temizlik-maske-mesafe tedbirleriyle gerçekleştirileceği'' iddia edilmişti.
Bu görüntüler, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarının karar alması durumunda baro seçimlerinin yapılamayacağı, siyasi parti kongrelerinin yapılmasında ise bir sakınca olmadığı yönündeki tepki toplayan kararını bir kez daha akıllara getirdi.
YSK'nin 2 Ekim 2020 tarihli kurul kararlarında şu ifadelere yer verilmişti:
"İçişleri Bakanlığının Koronavirüs Ek Tedbirleri konulu 02/10/2020 tarihli, 16230 sayılı Genelgesi uyarınca, sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları, birlikler ve kooperatifler tarafından düzenlenecek etkinliklerin 2 Ekim 2020 tarihinden 1 Aralık 2020 tarihine kadar ertelenmesi gerektiği belirtildiğinden, anılan tarihler arasında siyasi parti kongreleri ve baro seçimlerinin yapılıp yapılamayacağı hususunda görüş bildirilmesinin istenilmesi üzerine; ilgi (b)’de kayıtlı Kurulumuzun kararı ile;
İl/ilçe umumi hıfzıssıhha kurulunun karar alması durumunda baro seçimlerinin yapılamayacağına, siyasi partilerin kongrelerinin yapılmasında sakınca bulunmadığına, karar verilmiştir."