KHK ile işlerine son verilen akademisyenler: Kazanan mücadeleci bilim emekçileri olacak

KHK ile işlerine son verilen akademisyenler: Kazanan mücadeleci bilim emekçileri olacak

675 sayılı KHK ile 29 Ekim 2016 yılında görevlerine son verilen akademisyenler bir açıklama yayınladı. Açıklamada, "29 Ekim’de Cumhuriyeti geriye götürmek, yok etmek isteyenler; Cumhuriyeti ileri taşımaya çalışan sosyalistleri attılar" denildi.

Geçen yıl bugün (29 Ekim 2016) 675 sayılı KHK ile görevlerinden ihraç verilen akademisyenler bir açıklama yayınladı. İstanbul Üniversitesi mensubu akademisyenler Barkın Asal, Levent Dölek, Savaş Karabulut, Ahsen Deniz Morva, T. Hakan Ongan, M. Cemil Ozansü imzası taşıyan açıklamada "En sonunda kazananın mücadeleci bilim emekçileri olacağına inanıyoruz" denildi.

Açıklamada, "Üzerimizde KHK’larla inşa edilmiş bütün kısıtlardan kurtularak işimize geri dönmek, emeğimizle ekmeğimizi kazanmak, öğrencilerimize kavuşmak istiyoruz. Ama asıl mücadelemiz, döneceğimiz hür bir üniversite, eşit ve kardeşçe yaşayacağımız hür bir ülke içindir" ifadelerine yer verildi.

Açıklamanın tam metni şöyle:

Üniversite kamuoyuna, öğrencilerimize, halkımıza;

Bundan bir yıl önce, 29 Ekim’de yayınlanan 675 sayılı KHK ile kamu görevinden azledildik. İlk günden itibaren bunu memleketin ve üniversitenin içine sürüklendiği bataklığın bir parçası olarak gördük. Kendi kaderimizin memleketin kaderiyle ortak olduğunu düşündük.

Çünkü 29 Ekim’de 2000’li yılların sonunda cemaatle 50d maddesini kullanarak üniversitede kadrolaşma operasyonu yapanlar; iş güvencesi ve akademik özgürlüğü savunarak 50d’ye geçit vermeyenleri, cemaatin planlarına taş koyanları attılar.

Çünkü 29 Ekim’de Cumhuriyeti geriye götürmek, yok etmek isteyenler; Cumhuriyeti ileri taşımaya çalışan sosyalistleri attılar.

Çünkü 29 Ekim’de üniversiteye piyasacı Amerikan modelini uygun görenler, kamucu üniversiteyi savunan anti-emperyalistleri attılar.

Çünkü 29 Ekim’de öğrencileri müşteri olarak görenler, öğrencilerini ülkenin geleceğini inşa edecek hür insanlar olarak yetiştirmeye çalışanları attılar.

Biz meseleyi bu kadar yalın ve net bir şekilde görüyoruz. Hepimiz, türlü zorluklarla geçirdiğimiz bir yılın ardından mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız. Elimizden geleni, emeğimizi, birikimimizi halkımızın baskıya ve emperyalizme karşı hürriyet mücadelesine vakfetmeye hazırız. Bizi okutan halkımıza borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebileceğimizi düşünüyoruz.

Düşüncelerimizi sert bulanlar olabilir. Sömürü düzeniyle uzlaşmadığımızdan; liberal rüyalara dalmadığımızdan; her devrin değil, devrimin insanları olmaya çalıştığımızdandır.

Mücadelemizi uzlaşmaz bulanlar olabilir. Kararlılığımızdandır. En çok da baskının yoğunluğundandır. Etkiye tepkidir. Ama hiçbir zaman meşruiyetin dışına çıkmamıştır.

Kaldı ki halkımızın ateş çemberinden geçtiği bu dönemde, eğilip bükülmeyle, ataletle kazanılacak bir şey kalmamıştır.

Biz, mağdur değil haklıyız. Üzerimizde KHK’larla inşa edilmiş bütün kısıtlardan kurtularak işimize geri dönmek, emeğimizle ekmeğimizi kazanmak, öğrencilerimize kavuşmak istiyoruz. Ama asıl  mücadelemiz, döneceğimiz hür bir üniversite, eşit ve kardeşçe yaşayacağımız hür bir ülke içindir.