Kelimeler ve cümlelerle varoluş

Kelimeler ve cümlelerle varoluş

Annie Ernaux; imgeler, fotoğraflar, dönemin gazete ilanları, filmleri, şarkıları ve siyasi gelişmelerinden hareketle toplumun hafızasında yer edinmiş, uçuruma sürüklenmiş bir kuşağın hikâyesini anlatıyor.

Şadi Erarslan  

Her insan doğar doğmaz, içinde doğduğu kültürün daha önce belirlenmiş gelenek ve görenekleriyle kuşatma altına alınır. Yeni fikirlerin öneminin olmadığı, geleneksel bilgilerin sorgulanmadığı gerçeğiyle yüz yüze kalındığında ise bir yerden sonra gerçeklerimiz haline dönüşür bu. Geleneksel bilgilerin ve adetlerin dışına çıkmak neredeyse imkânsızdır. Sorgulanmaya başlanıldığında ise toplum tarafından dışlanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmak mümkündür. Bu şekilde olması, içinde yaşadığımız kültürün hegemonyası altında olanın ötesine geçmemizi imkânsız kılar. Kendi düşünceleriyle kuşatılmamış her birey yaratıcılıktan düşer, kendini gerçekleştirme imkânı bulamaz.

Annie Emaux’un “Seneler” adlı eseri, toplumun yerleşik ve katı kuralları altında kendi yolunu çizmeye çalışan, bunu yaparken çevresinde olup bitenleri süzgeçten geçirerek yolunu bulmak için gayret gösteren bir kadının portresini çizer. Kadın olmanın insan olmakla eş tutulmadığı dönemlerin ardından tüm insanlığı yeni zorluklar beklemektedir. Sorunlar sadece bununla kalmaz; tüm toplumu etkileyecek kararlar, insanların rızası alınmadan bir grup insanın çıkarına göre düzenlenir. Oy kullanmak için sandığa gitmemiz ve bunun sonucunda bizi temsil edecek kişiye yetki vererek görevlendirdiğimizde ilerde bizim aleyhimize sonuçlanacak bir dizi karara bizzat imza atmış oluyoruz. Bu da bize dayatılan temsili demokrasinin getirdiği oy kullanma hakkının işlevsizliğini gösterir. Tüm bunlara rağmen demokrasi sözcüğü sürekli aşina olduğumuz fakat hiçbir zaman faydasını göremeyeceğimiz bir olgu haline döner. Bu şekilde yönetilen toplumlarda; kadın olmak, genç olmak, işçi olmak bir ıstırap haline gelir. İnsanın çaresizliğinin ayyuka çıktığı, her kesimin kendini ifade etme hakkının elinden alındığı bir topluma dönüşüveririz. Öyle ki bu kesimler birbirini anlamamak için çaba sarf eder.  Yazar bunca olumsuzluğun karşısında, umudu yerleştirerek var olmaya çalışmanın başlı başlına umut taşıdığını gösterecektir bize.

Yazar;  kadınların ve erkeklerin yan yana yürümekten çekindiği, dünyanın her karış toprağında gerçekleşen katliamları, karneyle verilen yağ, şeker ve hak arayışında olan emekçileri kendini merkeze koymadan ustalıkla biyografisiyle birleştirmeyi başarmıştır. Fırtınalarla geçen yılların hafızalara işlendiği, yeni kuşakların dahi etkilendiği bir boyuta ulaşır duruma gelmiştir. Tam da böyle bir durumda, ailenin dahi çocuklarını anlamadığı bir ortamda büyüyen bir kadının kendi hikâyesini anlatırken toplumun içinde olduğu kargaşayı, umuda sarılarak açıklamaya çalışır.  Karamsar bir bakış açısıyla yazılan eser,  müdahale edemediğimiz kötü zamanların karşısındaki çaresizliğimizi ifade eder. Belki de yazar bu karamsarlığıyla geçmişte insan hayalini ve insanı yok etmeye çalışan bir grup insanın yaptığını gelecekte de yapmaya çalışacağını bize haber vermek için kullanmıştır. Eserine “Bütün görüntüler yok olup gidecek.” şeklinde başlaması, bizimle başlayıp bizimle biten görüntülerin zamanı geldiğinde yine bizimle yok olacağını haber verir. Zamanı geldiğinde kaybolmaya başlayan görüntüler bizle beraber yok olacak fakat toplum  nezdinde var olmaya devam edecektir. Yaptığımız ve yapacağımız her şey ilerde bizden sonraki kuşakların başvuracağı şeyler haline dönüşür. Yazar tüm bunların yıkıcılığını hesaba katarak kendisinden sonraki kuşağa özlem duyduğu dünyayı kendi dönemindeki dünyadan ayırarak anlatmaya koyulur.  “Seneler” hem bir kadının bireysel tarihini hem de kolektif tarihi yan yana getirerek bizi farkında olmaya çağırıyor. 

Can Yayınlarından geçtiğimiz günlerde okuyucularıyla buluşan Annie Emaux’un “Seneler” adlı eseri kişisel tarihini kolektif tarihle buluşturan,  karamsar ama bir o kadar toplumun tarihsel belleğine ışık tutan bir yapıt niteliğinde. Annie Ernaux imgeler, fotoğraflar, dönemin gazete ilanları, filmleri, şarkıları ve siyasi gelişmelerden hareketlerle toplumun hafızasında yer edinmiş, uçuruma sürüklenmiş bir kuşağın umut dolu hikâyesini ve hayal kırıklıklarını anlatıyor.

KÜNYE: Seneler, Annie Ernaux, Çev. Siren İdemen, Can Yayınları, 2021, 232 sayfa.

DAHA FAZLA