Kazdağları Dayanışması: Alamos Gold ne zaman gidecek?
Kanadalı Alamos Gold şirketinin Kazdağları’nda yaptığı doğa talanına karşı verilen mücadelede, doğa savunucuları elde ettikleri kazanımların takipçisi olmaya devam ediyor.
18-01-2021 22:49

İleri Haber
Çanakkale’nin Kirazlı köyünde Alamos Gold isimli Kanadalı şirket tarafından yapılan Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artış ve Zenginleştirme Projesi’ne karşı doğa savunucularının verdiği mücadele halen devam ediyor. Doğa savunucularına dönük baskı ve yaptırımlara rağmen direnişlerinin sonunda şirketin tüm izinleri iptal edildi. Ancak şirket Kazdağlarındaki varlığını sürdürüyor.
Kazdağları Dayanışması, yetkililerin cevaplamasını istediği soruları da içeren bir açıklama ile şirkete ve yetkililere tepki gösterdi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Kanadalı Alamos Gold'un (%100 iştiraki Doğu Biga Madencilik A.Ş.’ nin) Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artış ve Zenginleştirme Projesi’ne karşı uzun süredir verilen mücadelenin de son iki yıldır yoğunlaşması, Su ve Vicdan Nöbeti, 425 gün süren çadırlı direniş ve bu mücadelenin ulusal ve uluslararası ölçekte destek bulması ile şirketin 13 Ekim 2019 tarihinde dolan İR: 82225 sayılı ruhsatı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından uzatılamadı. Ruhsat bitim tarihinden bu yana şirket geçerli maden ruhsatı olmamasına rağmen orman izinleri ile alanda işgalci konumda varlığını bir yıl daha sürdürdü. 27 Ekim 2020 tarihinde Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü ile şirket arasında alanın tekrar Orman Bölge Müdürlüğü'ne tahsis edilmesi için protokol yapıldığı bilgisi basına yansıdı ancak protokolün detayları tüm taleplerimize rağmen kamuoyu ile paylaşılmadı.
Bu süreçte şirket ruhsat hukukunun devam ettiği ve Kirazlı Altın Madeni Projesinden vazgeçmediği doğrultusunda açıklamalarda bulundu.
Su ve Vicdan nöbeti ve çadırlı direniş sırasında mülki idarenin baskısı ve toplamda 650 bin TL üzerinde idari para cezaları ile karşılaşıldı ve direnişin yıl dönümünde polisin müdahalesi ile gözaltılar yaşandı, mücadele eden yaşam savunucularına davalar ve soruşturmalar açıldı. Tüm bu baskılar mücadeleyi yıldıramadı.
Çanakkale Olay Gazetesinde yer alan bir haberde, CİMER aracılığıyla yapmış olunan bir bireysel başvuruya Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü tarafından verilen yanıtta Tarım ve Orman Bakanlığının söz konusu alanla ilgili izinleri 20.10.2020 tarihinde geri aldığı ve iptal ettiği ve “Maden Sahaları Rehabilitasyon Eylem Planı” doğrultusunda rehabilitasyon çalışmalarına devam edildiği bilgisi yer almaktadır.
Rehabilitasyon aşamasına gelinmiş olması çok sevindiricidir ve bu durum bugüne kadar yıllardır verilmiş ve hala verilmekte olan mücadelenin kazanımıdır.
Ancak CİMER yanıtı üzerine mevcut durumu ve rehabilitasyon çalışmalarını yerinde görmek amacıyla 18.01.2021 tarihinde proje alanına gidildiğinde, şirketin güvenlik görevlileri ile, işçilerle ve bazı araçlarla karşılaşılmış, her hangi bir rehabilitasyon çalışmasının olmadığı ve alanın yine tel örgülerle çevrili olduğu görülmüştür. Dönüşte kolluk kuvveti ile karşılaşılmış, gbt sorgulamasına maruz kalınmıştır. Bu durum üzerine tutanak tutulmuş ve suç duyurusunda bulunulmuştur.
Bu aşamada, süreç hakkında ilgili kamu kurumlarından ve Çanakkale Valiliğinden hiçbir resmi açıklama yapılmamıştır. Bu durumu endişe ile karşılıyoruz. Kamuoyunun doğru bir şekilde bilgilendirilmesi için aşağıdaki sorularımız doğrultusunda en kısa zamanda ilgili kurumlardan resmi açıklama yapılmasını talep ediyoruz:
1. Doğu Biga Madencilik A.Ş.’nin ruhsat hukuku ne aşamadadır?
2. Söz konusu alan maden alanı olmaktan tamamen çıkartılmış mıdır? Yeniden ihale edilme olasılığı var mıdır?
3. Şirket ile Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü arasında yapılan protokolün içeriği nedir?
4. Şirketin ilgili Bakanlıklara sunduğu herhangi bir rehabilitasyon planı var mıdır? Bu amaçla firmaya herhangi bir süre verilmiş midir? Rehabilitasyon işlemi hangi kurumlarca izlenecek ve denetlenecektir?
5. Şirket alandan tam anlamı ile ne zaman tahliye edilecektir?
Alamos Gold (Doğu Biga Madencilik A.Ş.’nin) tüm iş makinaları ve personeli ile birlikte alandan acilen tahliye edilmesini, Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Proje alanının maden alanı statüsünden çıkartılarak en kısa zamanda ekolojik ve bilimsel yöntemlerle rehabilite edilmesini ve bu sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesini istiyoruz. Konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Mücadelenin başarılı olmasında ve bu aşamaya gelmesinde emeği geçen tüm yaşam savunucusu örgütlere, kurumlara, bireylere, mücadeleyi destekleyen herkese bir kez daha çok teşekkür ederiz.
Kazdağları Kurtulacak!
İLGİLİ HABERLER
Beşiktaş Belediyesi işçileri de grev kararını belediye binasına astı
İstanbul’da toplamda 6 belediyenin işçileri grevde.
25-02-2021 21:21

İstanbul’da belediye işçileri taleplerinin karşılanması için greve çıkmaya başladı. Ataşehir, Bakırköy, Kadıköy, Kartal ve Maltepe’den sonra Beşiktaş Belediyesi işçileri de bugün (25 Şubat) toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecinde taleplerinin karşılanması talebiyle grev ilan etti.
"Bak İşçi Tulumu Giymiş Umut!"
— Belediye İşçileri Dayanışması (@BelediyeisciD) February 25, 2021
📌 TİS süreci kapsamında İstanbul'un bir diğer ilçe belediyesi #Beşiktaş'ta grev ilanı için hazırlıklar sürüyor! pic.twitter.com/QLHieZGq9I
DİSK’e bağlı Genel-İş üyesi Beşiktaş Belediyesi işçileri grev ilanını duyurduktan sonra alkışlarla ve sloganlarla belediye önünde beklemeye başladı.
Bartın'da yapılmak istenen termik santrale yargı engeli: Bakanlığın itirazı reddedildi
Çevre Şehircilik Bakanlığı, Danıştay'un yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasını isteyerek, karara itiraz etmişti. İtirazı değerlendiren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ise bakanlığın itirazını reddetti.
25-02-2021 15:12

İleri Haber
Bartın Hema Termik Santrali’ne ilişkin Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan itiraz reddedildi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, konuyla ilgili “Mahkeme Hattat Holding istedi diye Çevre Düzeni planı değiştirilemeyeceğini de gözler önüne sermiştir. Bu ülkenin toprakları sermayeye değil, halka aittir” dedi.
Hattat Holding tarafından Bartın’da yapılmak istenen Hema Termik Santrali'nin Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu raporuna karşı Bartınlılar 7 Kasım'da 2 bin 119 kişinin imzasıyla dava açarak termik santralin yapımına itiraz etmişti. Dava açıldıktan bir gün sonra, 'Zonguldak – Bartın – Karabük' illerini kapsayan Çevre Düzeni Planı değiştirilerek termik santralin yapımına olanak sağlanmıştı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğini yargıya taşımış ve Danıştay 6. Daire dava konusu işleme ilişkin yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Kararın gerekçesinde, termik santralin yapılabilmesi amacıyla çevre düzeni planı değişikliğine konu edilen alanın yüzde 90 oranında orman alanına isabet ettiğini vurgulanmıştı. Çevre düzeni planı değişikliği ile doğal orman alanının kaldırılarak termik santral alanının önerilmesinin yanlışlığına dikkat çekilen karar gerekçesinde, bu değişikliğin bir çevre düzeni planında olması beklenen ekolojik duyarlılık, çevresel koruma, orman alanlarının bütünlüğünün sağlanması gibi ilkelerle bağdaşmadığı ifade edilmişti.
BAKANLIĞIN İTİRAZI REDDEDİLDİ
Çevre Şehircilik Bakanlığı, yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasını isteyerek, karara itiraz etmişti. İtirazı değerlendiren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bakanlığın itirazını reddetti.
‘PLAN DEĞİŞİKLİĞİ ACİLEN İPTAL EDİLMELİDİR’
Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Doğa katliamına yol açacak ve telafisi imkansız zararlar verecek plan değişikliği acilen iptal edilmelidir” dedi. Amasra’nın, tarihi, arkeolojisi ve doğal tüm varlıkları ile halkın olduğunu ve halkın kalacağını vurgulayan Tezcan Karakuş Candan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yolda Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, Bartın Platformu ile dayanışma halindeyiz. Termik santrali halk istemediğini rekor imza ile dava açarak göstermiştir. Yargı, orman alanının katline yol açan, Amasra'nın turizm, kent, tarih kültürüne ve kamu yararına aykırı olan, Hattat Holding'e özel değişiklik yapılmasını sağlayan plana geçit vermediğini bir kez daha ortaya koymuştur. Mahkeme Hattat Holding istedi diye Çevre Düzeni planı değiştirilemeyeceğini de gözler önüne sermiştir. Bu ülkenin toprakları sermayeye değil, halka aittir."
Kuzey Ormanları Savunması: Ormanda RES olmaz, İstanbul RES iptal edilsin!
İstanbul RES projesine karşı Kuzey Ormanları Savunması tarafından yapılan açıklamada "Söz konusu İstanbul RES projesi için verilen ÇED Olumlu kararı ve bu kararın dayanağı olan proje tanıtım dosyası ise ne hukuka ne ÇED işleyişine, ne de kamu yararı ve halk sağlığına uygundur" denildi.
25-02-2021 10:46

Seçkin Barbaros
Kuzey Ormanları Savunması tarafından Kuzey Ormanları’nda kurulmaya başlanan İstanbul RES projesine karşı basın açıklaması yapıldı.
300 bine yakın leyleğin göç yolu üzerinde kurulduğu belirtilen açıklamada projenin gerçekleştirildiği bölgenin aynı zamanda dünya üzerindeki Küçük Orman Kartalları’nın yüzde doksanı tarafından kullanıldı belirtildi.
Yenilenebilir Enerji Şirketi Alman Dirkshof’un sahibi olduğu Universal Wind Enerji Elektrik Üretim A.Ş.’ne ait olan ve Türkiye’nin en büyük RES projesi olan İstanbulRES’e ilişkin yapılan basın açıklaması şöyle:
'ORMANDA RES OLMAZ! İSTANBUL RES İPTAL EDİLSİN'
"Kuzey Ormanları Savunması olarak Alman Dirkshof’in sahibi olduğu Universal Wind Enerji Elektrik Üretim A.Ş. tarafından Kuzey Ormanları’nda kurulması planlanan Türkiye’nin en büyük Rüzgar Enerji Santrali’ne karşı hukuki süreci başlattığımızı duyurmak istiyoruz.
Kuzey Ormanları’nın Çatalca bölgesindeki kadim meşe ormanlarını ve yaban hayatını yok edecek olan, 300 bine yakın leyleğin göçünü engelleyecek olan İstanbul RES Projesi iptal edilmeli, proje için verilen ÇED olumlu raporu kaldırılmalıdır.
Her geçen gün yok edilen Kuzey Ormanları’ndaki bu dev proje Çatalca’daki orman, tarım, sit alanlarının yok olmasına, yaban hayat alanlarının daralmasına, biyoçeşitliliğin zayıflamasına neden olacaktır.
Söz konusu İstanbul RES projesi için verilen ÇED Olumlu kararı ve bu kararın dayanağı olan proje tanıtım dosyası ise ne hukuka ne ÇED işleyişine, ne de kamu yararı ve halk sağlığına uygundur. ÇED olumlu kararının dayanağı olan dosya Meteoroloji mühendisi görevlendirilmeden hazırlanmıştır. ÇED dosyasının yeterli teknik personelce hazırlanıp hazırlanmadığı davalı İDARECE DENETLENMEMİŞ VE ARAŞTIRILMAMIŞTIR. Bu durum İdarece verilen kararın esaslı hatasını oluşturmaktadır. Meteorolojik verilerin hatalı saptanması sonucu yangını etkileyen faktörler hatalı saptanmıştır. Proje kapsamında yapılan yapılar için Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ( Afet İşleri Gn. Md.) genelgesi çerçevesinde jeoloji- jeoteknik Etüt Raporu dosyada bulunmamaktadır.
Yapmış bulunduğumuz araştırmada Kemerburgaz RES, GOP RES, Şile RES, Yamaçtepe RES, Tahakadın RES, Aydost RES gibi RES’lerle de komşu durumdadır. Bu projelerin tamamı aynı ormanlık alan içinde konumlanmış durumdadır. Bölgedeki benzer faaliyetlerin çevresel etkilerinin bir bütün olarak ele alınması gereklidir.
Kümülatif etki değerlendirmeye tabi tutulmaksızın İdarece verilen karar hatalıdır.
Proje alanı Çatalca’ya bağlı Karacaköy, Karamandere, Çiftlikköy, Kalfaköy, Gümüşpınar, Belgrat Köyleri hayvancılık, arıcılık, çiftçilik yapılan alanlardır.
İstanbul RES inşaatı, Çatalca’da orman ve tarım alanların yok olmasına ve biyoçeşitliliğe zarar verecektir.
İstanbul RES sonbahar ayında 250-300 leyleğin göç yolu olarak kullandığı koridor üzerinde kurulmaktadır. Dünya üzerindeki Küçük Orman Kartalları’nın %90’ı projenin gerçekleştirileceği Kuzey Ormanları üzerinden göç etmektedir. İstanbul RES projesinin kurulduğu Kuzey Ormanları 200 bin gündüz yırtıcısı tarafından göç yolu olarak kullanılmaktadır.
En az 34 kuş türü Bern Listesi Ek-II’ye, yani “Mutlak Koruma Altındaki Türler Listesi’ne; en az 17 kuş türü Bern Listesi Ek-III’e, yani “Koruma Altındaki Türler Listesi’ne girmektedir.
Proje sahasının bulunduğu Çatalca’nın ülkemizdeki ana kuş göç rotaları üzerinde bulunması nedeni ile Bern, JUCN, Ulusal kırmızı liste, AB Kuş Direktifleri mevzuatlarına aykırı olarak gerçekleştirilmek istenen projenin hayata geçmesi halinde kuşların bölgedeki yaban hayatında telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
İstanbul RES aynı zamanda Çilingoz Yaban Hayatı Geliştirme Sahasına bitişik konumdadır.
İstanbul RES projesinin yer aldığı bölgede arıcılık mutlak koruma altındadır. Trakya arısı 30.06.2010 Tarih ve 29 sayılı olurları ile Tarım Bakanlığı tarafından mutlak korumaya alınmış olup, Yıldız Dağları’nın (Istrancalar) tamamına yakınında TRAKYA ARISI koruma kapsamındadır.
İstanbul RES projesi Tarihi Roma Su Yolu’na ait su galerisi hattı kalıntıları ve ve bu hattın güzergahıyla birleşik konumdadır.
Kuzey Ormanları’ndaki yaban hayatı ve Kuzey Ormanları Ekosistemi’ni çökertecek olan, Dünya’nın en önemli göç yollarından Kuzey Ormanları’nın göç koridorundaki en büyük bariyerlere dönüşecek İSTANBUL RES isimli Rüzgar Enerji Santrali’nin iptal edilmesini, proje için verilen ÇED olumlu kararının kaldırılmasını ve bu süreçte Kuzey Ormanları’na yaratılan tahribatın bir an önce telafi edilmesini istiyoruz.
Kuzey Ormanları’nda RES olmaz."
KUZEY ORMANLARI SAVUNMASI"
İstanbul RES Projesi için hukuki süreç başladı: 'Kuzey Ormanları’nda RES olmaz'
KOS açıklamasında, ÇED Olumlu kararı ve bu kararın dayanağı olan proje tanıtım dosyasının ne hukuka, ne ÇED işleyişine, ne de kamu yararı ve halk sağlığına uygun olmadığı vurgulandı.
24-02-2021 16:25

İleri Haber
KOS, Çatalca bölgesinde meşe ormanlarını ve yaban hayatı yok edecek olan İstanbul RES Projesi’ne karşı hukuki süreci başlattığını duyurdu. Açıklamada, “Proje için verilen ÇED olumlu kararının kaldırılmasını ve bu süreçte Kuzey Ormanları’na yaratılan tahribatın bir an önce telafi edilmesini istiyoruz” denildi.
Alman Dirkshof şirketinin sahibi olduğu Universal Wind Enerji Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılan ve Kuzey Ormanları’nın Çatalca bölgesindeki meşe ormanları ile yaban hayatını yok edecek, 300 bine yakın leyleğin göçünü engelleyecek olan İstanbul Rüzgar Enerji Santrali (RES) Projesi için ‘Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu’ kararı verilmişti.
Konuya ilişkin Kuzey Ormanları Savunması (KOS) tarafından yapılan açıklamada, “Her geçen gün yok edilen Kuzey Ormanları’ndaki bu dev proje Çatalca’daki orman, tarım, sit alanlarının yok olmasına, yaban hayat alanlarının daralmasına, biyoçeşitliliğin zayıflamasına neden olacaktır” ifadeleri kullanıldı.
'NE HUKUKA, NE ÇED İŞLEYİŞİNE NE DE KAMU YARARI VE HALK SAĞLIĞINA UYGUN'
Söz konusu İstanbul RES Projesi için verilen ÇED Olumlu kararı ve bu kararın dayanağı olan proje tanıtım dosyasının ne hukuka, ne ÇED işleyişine, ne de kamu yararı ve halk sağlığına uygun olmadığı belirtilen açıklamada, ÇED Olumlu kararının dayanağı olan dosyanın Meteoroloji mühendisi görevlendirilmeden hazırlandığı vurgulandı.
ÇED dosyasının yeterli teknik personelce hazırlanıp hazırlanmadığının davalı idarece denetlenmediği ve araştırılmadığı ifade edilen açıklamada, “Bu durum İdarece verilen kararın esaslı hatasını oluşturmaktadır. Meteorolojik verilerin hatalı saptanması sonucu yangını etkileyen faktörler hatalı saptanmıştır. Proje kapsamında yapılan yapılar için Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ( Afet İşleri Gn. Md.) genelgesi çerçevesinde jeoloji- jeoteknik Etüt Raporu dosyada bulunmamaktadır” denildi.
'İDARECE VERİLEN KARAR HATALIDIR'
Projenin getireceği problemler ise şöyle açıklandı:
Yapmış bulunduğumuz araştırmada Kemerburgaz RES, GOP RES, Şile RES, Yamaçtepe RES, Tahakadın RES, Aydost RES gibi RES’lerle de komşu durumdadır. Bu projelerin tamamı aynı ormanlık alan içinde konumlanmış durumdadır. Bölgedeki benzer faaliyetlerin çevresel etkilerinin bir bütün olarak ele alınması gereklidir.
Kümülatif etki değerlendirmeye tabi tutulmaksızın İdarece verilen karar hatalıdır.
Proje alanı Çatalca’ya bağlı Karacaköy, Karamandere, Çiftlikköy, Kalfaköy, Gümüşpınar, Belgrat Köyleri hayvancılık, arıcılık, çiftçilik yapılan alanlardır.
İstanbul RES inşaatı, Çatalca’da orman ve tarım alanların yok olmasına ve biyoçeşitliliğe zarar verecektir.
İstanbul RES sonbahar ayında 250-300 leyleğin göç yolu olarak kullandığı koridor üzerinde kurulmaktadır. Dünya üzerindeki Küçük Orman Kartalları’nın %90’ı projenin gerçekleştirileceği Kuzey Ormanları üzerinden göç etmektedir. İstanbul RES projesinin kurulduğu Kuzey Ormanları 200 bin gündüz yırtıcısı tarafından göç yolu olarak kullanılmaktadır.
En az 34 kuş türü Bern Listesi Ek-II’ye, yani “Mutlak Koruma Altındaki Türler Listesi’ne; en az 17 kuş türü Bern Listesi Ek-III’e, yani “Koruma Altındaki Türler Listesi’ne girmektedir.
Proje sahasının bulunduğu Çatalca’nın ülkemizdeki ana kuş göç rotaları üzerinde bulunması nedeni ile Bern, JUCN, Ulusal kırmızı liste, AB Kuş Direktifleri mevzuatlarına aykırı olarak gerçekleştirilmek istenen projenin hayata geçmesi halinde kuşların bölgedeki yaban hayatında telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
İstanbul RES aynı zamanda Çilingoz Yaban Hayatı Geliştirme Sahasına bitişik konumdadır.
İstanbul RES projesinin yer aldığı bölgede arıcılık mutlak koruma altındadır. Trakya arısı 30.06.2010 Tarih ve 29 sayılı olurları ile Tarım Bakanlığı tarafından mutlak korumaya alınmış olup, Yıldız Dağları’nın (Istrancalar) tamamına yakınında TRAKYA ARISI koruma kapsamındadır.
İstanbul RES projesi Tarihi Roma Su Yolu’na ait su galerisi hattı kalıntıları ve ve bu hattın güzergahıyla birleşik konumdadır.
'KUZEY ORMANLARI'NDA RES OLMAZ'
KOS açıklamasında, Kuzey Ormanları’ndaki yaban hayatı ve Kuzey Ormanları Ekosistemi’ni çökertecek olan, Dünya’nın en önemli göç yollarından Kuzey Ormanları’nın göç koridorundaki en büyük bariyerlere dönüşecek İstanbul RES Projesi'nin iptal edilmesi talep edilirken, "Proje için verilen ÇED olumlu kararının kaldırılmasını ve bu süreçte Kuzey Ormanları’na yaratılan tahribatın bir an önce telafi edilmesini istiyoruz. Kuzey Ormanları’nda RES olmaz" ifadeleri kullanıldı.
İstanbul barajlarında son durum
Kente su sağlayan barajlardaki doluluk oranı bugün itibarıyla yüzde 52,29 olarak ölçüldü.
23-02-2021 11:06

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, barajlardaki su seviyesi 8 Ocak'ta yüzde 19,16'ya kadar inerken, aradan geçen sürede yağışlarla yüzde 33,13 arttı. İstanbul'a su sağlayan barajların su seviyesi son yağışların ardından yüzde 52,29'a yükseldi.
Kar yağışının başladığı 12 Şubat Cuma gününden bu yana ise barajlardaki doluluk oranı yüzde 5,96 yükseldi.
Su miktarı Istrancalar'da yüzde 52,22, Terkos'ta yüzde 48,95, Sazlıdere'de yüzde 28,29, Alibey'de yüzde 58,02, Büyükçekmece'de yüzde 55,52, Ömerli'de yüzde 61,57, Darlık'ta yüzde 57,38, Elmalı'da yüzde 59,06, Kazandere'de yüzde 61,34 ve Pabuçdere'de yüzde 35,89 olarak kaydedildi.
Kente su sağlayan baraj ve göletler, 868 milyon 683 bin metreküp su biriktirme hacmine sahipken, su miktarı bugün itibarıyla 453 milyon metreküp seviyesine yükseldi.
İstanbul'a dün itibarıyla verilen su miktarı ise 2 milyon 822 bin metreküp oldu.
Kayyum bir ay önce dikilen yüzlerce ağacı iki hafta sonra söktürdü
Kayyum yönetimindeki Yenişehir'de bir ay önce dikilen yüzlerce çam ağacı, belediye ekiplerince iki hafta önce yerinden söküldü.
23-02-2021 09:41

Diyarbakır’ın kayyum yönetimindeki Yenişehir ilçesine bağlı Üçkuyular Mahallesi’nde cadde üzerinde bulunan ve henüz bir ay önce dikildiği belirtilen orta refüjdeki yüzlerce çam ağacı, iki hafta önce sabaha karşı belediye ekiplerince gizlice söküldü. Ağaçların sökülme nedenine dair belediye yetkililerden herhangi bir bilgi alamayan mahalle halkı, ağaçların tekrar dikilmesini istedi.
Mahalle sakinlerinden Vahap Günay, uzun bir süredir belediyenin mahallede çalışma yapmadığını, bu ağaçlandırma çalışmasının da mahallede başlayan TOKİ inşaatından dolayı yapıldığını söyledi. Günay, muhtar ve belediyenin ağaçların sökülmesiyle ilgili bilgi sahibi olmadıklarını iddia ettiğini belirterek, bir mahalle sakininin sorduğu belediye ekiplerinin, Vali Yardımcısı'nın talimatıyla ağaçları söktükleri bilgisini verdiğini aktardı.
'YENİ AĞAÇLAR NEDEN SÖKÜLDÜ?'
MA'nın haberine göre, ağaçların kaldırım yapılması gerekçesiyle söküldüğü iddialarının olduğunu belirten Günay, “Kaldırım zaten var. Kaldı ki sadece eski ağaçları götürmüş olsalardı, kafamızda bir soru olmayacaktı ama götürdükleri ağaçların hepsi yeniydi" dedi.
Mahalle halkının duruma tepkili olduğunu belirten Günay, ağaçların geri getirilmesini istedi.