Kavala'nın avukatları: AYM'de 7 üyenin karşı oyu umut vericidir

Kavala'nın avukatları: AYM'de 7 üyenin karşı oyu umut vericidir

Kavala davasında AYM’nin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine ilişkin gerekçeli karara, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın da aralarında bulunduğu 7 üye şerh koydu. Osman Kavala’nın avukatları bunun umut verici olduğunu söyledi.

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Osman Kavala'nın tutukluluğunu makul ve ölçülü bulması ile ilgili gerekçeli karara Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın da aralarında bulunduğu 7 üyenin karşı oy gerekçesi 23 Mart'ta Resmî Gazete'de yayımlandı. Konuyla ilgili açıklama yapan Kavala'nın avukatları, 7 üyenin karşı oy kullanmasının umut verici olduğunu belirterek; ‘Başkan ve 6 üyenin suçlama ve tutuklamanın Anayasamıza, AİHS ve AİHM normlarına aykırı olduğunu net bir şekilde ortaya koyan görüşlerine rağmen çoğunluk, eylemden suça ulaşmak yerine sıradan gerekçelerle hak ihlalini sürekli hale getirmişlerdir" ifadelerini kullandı. 

Karara karşı şerh kullanan üyelerin ifadeleri; 

“…somut başvuruyla ilgili en önemli mesele başvurucunun tutuklandığı siyasal veya askerî casusluk suçunun varlığına dair kuvvetli belirti bir yana basit şüphenin dahi ortaya konulamamış olmasıdır (Başkan Zühtü Aslan).” 

“…suçlamaya konu olup fail tarafından elde edilmesi amaçlanan devlet sırrının hangi konuda, hangi kurum nezdindeki hangi gizli bilgiler olduğu ve bu bilgileri elde etmek için hangi icra hareketinde bulunulduğu hususunda tutuklama kararı veya diğer soruşturma belgelerinde herhangi bir iddia, bilgi, belge veya emare yer almamaktadır (Başkan Vekili Hasan Tahsin Gökcan).” 

“Bu şekildeki yaklaşımlarla kişilerin kendi toplumları veya başka toplumlar üzerindeki sosyolojik, antropolojik, tıbbi veya hukuksal alanlardaki bilimsel veya kültürel çalışmaları hakkında da toplumun sinir uçlarının araştırıldığı ve toplumsal-kültürel sırların yabancılarla paylaşıldığı gibi isnatlarda bulunulması mümkün olabilir. Böyle bir yaklaşımla suçlanamayacak kimse kalmayacağı gibi bu mantık benimsendiğinde, söz konusu sivil toplum faaliyetlerine katılanlar hakkında da suça iştirak isnadında bulunulması gerekir.” (Başkan Vekili Hasan Tahsin Gökcan)