Katledilen kadınlar için Kızılay’da eylem
Ankara Kadın Platformu, katledilen Aylin Sözer, Selda Taş, Vesile Dönmez ve Betül Tuğluk için eylem düzenledi.
30-12-2020 18:49

İleri Haber
Farklı kentlerde erkekler tarafından katledilen kadınlar için, Ankara Kadın Platformu Çankaya Belediyesi önünde bir eylem gerçekleştirdi. “Katledilen kadınlar isyanımızdır” pankartı taşıyan kadınlar yaptıkları basın açıklamasında, eril zihniyetin ve cinsiyetçiliğin mevcut politikalarla beslenerek kadın cinayetlerini cesaretlendirdiğini, taciz ve tecavüzü Ümitcan Uygu’lar ve Musa Orhan’ları serbest bırakarak ödüllendirildiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Bu ülkede kadınlar öldürülüyor, bu ülkede kadınlar kadın katilleri ve şiddet faili erkekler tutuklansın diye sosyal medyadan adalet arıyor, bu ülkede kadınlar her gün yaşamak ve yaşatmak için mücadele ediyor. Peki ilk imzacısı olmakla övünen devlet neden İstanbul Sözleşmesini etkin uygulamıyor? uygulamakla sorumlu olduğunuz sözleşmeden vazgeçerek kadınların yaşam güvencesini nasıl ortadan kaldırırsınız? Sayısal verilerle kadına yönelik şiddeti manipüle etmekten vazgeçin, ‘’aile düzeni’’ adı altında kadınlara rol biçmekten vazgeçin, erkekleri kışkırtmaktan ve yanlarında durmaktan vazgeçin. 6284 ve İstanbul Sözleşmesini etkin uygulatarak yükümlü olduğunuz sorumlulukları yerine getirin.
Çünkü kadınlar vazgeçmeyecek. Evde, sokakta, fabrikada, avm de, okulda, yaşamın her alanında yaşamak ve yaşatmak, bir kişi daha eksilmemek için mücadele etmeye devam edecek.
Çünkü kadınlar haklarını ve hayatlarını sizin insafınıza bırakmayacak,
Çünkü kadınların taşan sabrı ve direnişteki ısrarı uykularınızı kaçıracak!"
İLGİLİ HABERLER
Ankara'da 'tecavüzcü Musa Orhan' protestosu
Ankara Kadın Platformu, Batman'da Musa Orhan tarafından tecavüze uğradığını duyurarak intihar eden İ.E.’nin ölümü sonrası açıklama yaparak tecavüzcünün uzun süre boyunca tutuklanmamasını protesto etti.
20-08-2020 14:14

İleri Haber
Batman'da 16 Temmuz günü bıraktığı mektupla uzman çavuş Musa Orhan tarafından tecavüze uğradığını duyurarak intihar eden İ.E.’nin ölümü sonrası Ankara Kadın Platformu bir açıklama yaparak “Tecavüzü aklamanıza izin vermeyeceğiz” dedi.
Tüm-Bel-Sen Genel Merkezi'nde yapılan açıklamada “Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok” diyen kadınlar, Batman’da uzman çavuş Musa Orhan’ın tecavüz ettiği İ.E.’nin intihara sürüklenmesini protesto etmek için bir araya geldi.
''Taciz ve tecavüz failleri cezasız kalırken, kadınlar şiddete uğrar ve öldürülürken bir yandan da mücadele eden kadınlar cezalandırılmaya çalışıyor'' denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
'KADIN DAYANIŞMASI ERKEK EGEMENLİĞİNDEN DAHA GÜÇLÜDÜR'
Bugün burada, Batman’da uzman çavuş Musa Orhan’ın tecavüz ettiği İ.E.’nin intihara sürüklenmesini protesto etmek için “Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok”, “Tecavüzü aklamanıza izin vermeyeceğiz” demek için toplandık.
İ.E., Batman’da uzman çavuş Musa Orhan’ın tecavüzüne uğradıktan sonra intihar girişiminde bulundu. 16 Temmuz'dan bu yana hastanede olan İ.E. yaşam mücadelesini kaybetti. İ.E., kaleme aldığı mektubunda; kendisine tecavüz ettiğini söylemesine rağmen Musa Orhan elini kolunu sallayarak serbest bir şekilde dolaştı. İ.E.’nin yaşamını yitirmesinin ardından Devlet yetkililerinin ya da yakınlarının fail olduğu sayısız vakada, Musa Orhan gibi sayısız fail için ancak sosyal medyadan yükselen tepkiler ve kadınların mücadelesiyle yakalama kararı çıkarılıyor. Zeynel Abakarov, Hasan Bilgili, Şirin Ünal gibi sayısız şüpheli yargılanmadan, ceza almadan aramızda dolaşıyor.
'FAİLLER SIRTLARI SIVAZLANARAK SERBEST BIRAKILDI'
Çocuklara yönelik cinsel taciz ve tecavüz suçlarının, tüm Türkiye’de büyük bir sorun olduğunu biliyoruz. Ancak Kürt kentlerinde özellikle devlet bu istismar ve tecavüz olaylarına göz yumuyor. Çocuklara ve kadınlara yönelik taciz ile tecavüzün sistematik biçimde devrede olması ve bu saldırıların faillerinin korunması bu saldırıların özel savaş politikalarının bir parçası olarak uygulandığını göstermektedir. Öyle ki, daha geçen aylarda; Dersim, Şırnak, Ağrı, Mardin başta olmak üzere Kürt illerinde kolluk eliyle gerçekleştirilen tecavüz ve cinsel istismar olaylarında failler tutuklanmayıp adeta sırtları sıvazlanarak serbest bırakıldı.
Arkasında devleti gören kolluk eliyle gerçekleşen tecavüz ve cinsel saldırı olayları cezasızlık ile sonuçlandığı için daha fazla yayılmaya devam ediyor. Çok açık ki, Devlet taciz ve tecavüzü örtüyor, tacizciyi koruyor. Oysa devletin görevi; suçu aklamak değil, tecavüzcüyü tutuklamaktır. Cinsel istismar ve tecavüz failleri cezalandırılmadıkça, bu tür suçlar artmaya devam edecektir.
İktidar ve ortakları, tecavüz failini tutuklamak yerine, istismarı meşrulaştırıcı algı operasyonları yaratarak istismarı suç olarak göstermemekteki ısrarını sürdürüyor. Yine, kadınların en büyük kazanımı olan ve çocuklara yönelik cinsel istismar ve tecavüz suçlarında caydırıcılığı olan İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmek istenmesi cinsiyetçi ve erkek egemen politikalarının bir parçası olduğu çok net.
'YOL ARKDAŞIMIZ SERBEST BIRAKILSIN'
Taciz ve tecavüz failleri cezasız kalırken, kadınlar şiddete uğrar ve öldürülürken bir yandan da mücadele eden kadınlar cezalandırılmaya çalışıyor. Kadın mücadelesinde yan yana yürüdüğümüz Eğitim-Sen Merkez Kadın Sekreteri Derya Yulcu günlerce gözaltında tutulduktan sonra dün gece tutuklandı. Sendikal faaliyetleri ve kadın mücadelesi kriminalize edilerek tutuklanan yol arkadaşımız derhal serbest bırakılsın.
Biz kadınlar, bedenimize yönelik her türlü saldırılara karşı, taciz, tecavüz ve istismar suçlarına karşı her alanda, her platformda sesimizi yükseltmeye; birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz biliyoruz ki, kadınlar birlikteyse güçlüdür, biz biliyoruz ki kadın dayanışması erkek egemenliğinden daha güçlü ve örgütlüdür.
Tüm kadınlara çağrımızdır; gelin birlikte istismar ve tecavüzün aklanmasına karşı mücadele edelim.
Ankara Kadın Platformu: 8 Mart'ta sokaktayız
Ankara Kadın Platformu, düzenlediği basın toplantısıyla 8 Mart'ta Sakarya Caddesi'nde olacağını duyurdu.
27-02-2019 11:55

İleri Haber
Ankara Kadın Platformu, 8 Mart için basın toplantısı düzenledi.
Kızılay Konur Sokak'taki Mülkiyeliler Birliği'nde düzenlenen açıklamada, 8 Mart'ın önemi vurgularak, alanlarda olma çağrısı yapıldı.
"Krize, savaşa, şiddete ve eşitsizliğe karşı dayanışmayla güçleniyor, hayatı örgütlüyoruz" diyen platform, 8 Mart günü saat 12.30'da Sakarya Caddesi'nde olacaklarını duyurdu.
Platform adına yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
KRİZE,SAVAŞA,ŞIDDETE VE ,EŞİTSİZLİĞE KARŞI DAYANIŞMAYLA GÜÇLENİYOR,HAYATI ÖRGÜTLÜYORUZ
8 Mart; bundan tam 162 yıl önce Newyork’ta eşit işe eşit ücret,8 saatlik işgünü ve insanca çalışma koşulları talebiyle greve çıkan dokuma işçisi kız kardeşlerimizin canları pahasına kazandıkları gündür. 8 Mart; eşitlik, özgürlük ve insanca bir yaşam için mücadele eden, başka bir dünya mümkün diyen kadınların yarattığı gündür.
Dayanışmayla mücadeleyi büyüttüğümüz, birbirimize güç kattığımız günün adıdır.Geçen uzunca zamana rağmen biz kadınlar 8 Marta giderken eşitsizliği, şiddeti ve sömürüyü değişen biçimleri ile bugün de tekrar yaşıyoruz. Tüm dünyada gün geçtikçe etkisini arttıran ekonomik kriz ve baskı ortamının yarattığı iklimle birlikte, bedenimize ve emeğimize yönelen şiddet ve sömürü, tüm biçimleri ile artarak devam ediyor.
Şiddet, aynı zamanda çalışma yaşamının güvencesizleştirilmesiyle, ağırlaşan yaşam koşullarıyla, ücret eşitsizliğiyle, haksız işten atmalarla, uzun çalışma saatleri ile esnek, güvencesiz çalıştırılmayla katlanarak artıyor. Kadınlar giderek yoksullaştırılıyor, giderek sosyal güvenlik ağları dışına çıkarılarak aile kurumunun içine hapsedilmeye çalışılıyor. AKP iktidarı eliyle, bu saldırılar miliiyetçi ve muhafazakar politikalarla katlanarak sürdürülüyor.
Kadınları ekonomik olarak zayıflatan, aileye bağımlı hale getiren, sadakaya, sosyal yardıma muhtaç bırakan düzeninizi kabul etmiyoruz. İnsanca yaşamak için güvenceli çalışma hakkımızı, eşit işe eşit ücret hakkımızı, sendikalarda örgütlenme hakkımızı, çocuk ve yaşlı bakımının kamusallaşmasını talep ediyoruz!
AKP iktidarı bir yandan çalışma yaşamına dönük hak gasplarını içeren yasal düzenlemelerle bir yandan da kazanılmış haklarımıza yönelik saldırıları ile her geçen gün yeni bir tartışmayı gündeme getiriyor.
'İSTİSMARCILARI AFFEDEREK ÇOCUKLARIN HAYATINI KARARTMANIZA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Geçtiğimiz seçimlerde çocuk istismarcılarına idam ve hadım cezası tartıştıranlar bu seçimde çocuk istismarcılarını “erken yaşta evlilik mağdurları” olduğu gerekçesiyle affetmekten bahsediyor! Erken yaşta evlilik diye bir şey yoktur, çocuk istismarı vardır! Bu istismarın korkunç bir hızla artmasından sorumlu olanlar da “9 yaşında çocuk evlenebilir” diyen, çocuk yaşta doğum yapanları gizleyen, Ensar’ı aklayan, tecavüzcülere, katillere iyi hal indirimleri uygulayan gerici erkek egemen düzendir. İstismarcıları affederek çocukların hayatını karartmanıza izin vermeyeceğiz!
Kadınlara yönelik şiddet uygulayanlar, cezasızlık nedeniyle artmaya devam ediyor. Üstü kapatılmaya çalışılan kadın cinayetlerinde ancak kadınlar bir arada ses verip sahip çıktığında adalet sağlanabiliyor. Her türlü şiddete uğrayan kadınların yaşam tarzları ısrarla sorgulanmaya devam ediliyor. Kadına yönelik şiddetle mücadelede çok önemli olan, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi yasasına aile düşmanı olduğu gerekçesi ile saldırmaya devam ediyorlar. Kadınların mücadelesi olmaksızın tecavüzcülerin, kadın katillerinin adil yargılanmadığı bir dönemde haklarımızdan asla taviz vermeyiz!
Kadınları çalışma yaşamından dışlayarak aileye mahkûm eden iktidar ,bir yandan boşanmayı zorlaştırmaya çalışıyor ve bir yandan da kadınların nafaka hakkına göz dikiyor. Kadınları her koşulda erkeğe bağımlı kılan zihniyetinizi kabul etmiyoruz. Nafaka mağduru erkekleri tartışmadan önce okula gönderilmeyerek çocuk yaşta evlendirilerek hayatı karartılan kız çocuklarını tartışacağız, çalışan kadının maaşına el koyan erkekleri tartışacağız, hamile olduğu için işten atılan kadınları tartışacağız. Cinsiyet eşitliğini sağlamadan nafakayı tartıştırmayız, mücadele ederek kazandığımız medeni haklarımızdan bir adım geri atmayacağız!
'ZULMÜN KARŞISINDA GÜLÜMSEYEREK BU GİDİŞATI DURDURACAĞIZ'
Hayatımıza ,bedenimize, emeğimize ve kimliğimize yönelik saldırılara ve kahkahalarımızı çalmak isteyenlere inat, zulmün karşısında gülümseyerek bu gidişatı durduracağız. Toplumsal yaşamın ve hayatın tüm alanlarında, evde, sokakta, okulda, işte bizleri yok saymaya çalışan erkek egemen kapitalist düzene karşı direnmeye devam edeceğiz. Yaşam, eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış için isyan ve dayanışma ile hayatı hep birlikte örgütleyeceğiz. Şimdiye kadar hakkımız olanları, özgürlüğümüzü nasıl direnerek kazandıysak, yine kazanacağız.Kürtajı ihanet ilan ederek yasaklamaya çalıştıklarında,tecavüzcülere af yasasını meclis gündemine getirerek çocuk yaşta evliliğin önünü açmaya çalıştıklarında dayanışma ve mücadelelerimizle bu yasal düzenlemeleri nasıl geri çektirdiysek bugün de aynı kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz.
Biz kadınlar hayatın her yerindeyiz. Hayatı her gün ve her gün yeniden üretiyoruz. Yaşamın bütün zorluklarını sırtlanıyoruz. Maruz kaldığımız bütün eşitsizliklere rağmen inatla ve ısrarla var olduğumuzu ve var olmaktan asla vazgeçmeyeceğimizi hatırlatıyoruz. Gücümüzü de buradan alıyoruz. Bunun için biz kadınlara olan öfkeleri. Bunun için “Siz asla erkeklerle eşit değilsiniz.” demeleri... Çünkü korkuyorlar.
'YAŞAM HAKKINI SAVUNMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
En temel hakları için sokağa çıkan, hak talep eden kadınlara yönelik saldırıları bundandır. Bunun içindir seçilmiş kadın vekillerin, belediye başkanlarının, gazetecilerin gözaltına alınması, cezaevlerinde tutulması. Kadın derneklerinin, televizyonların, gazete ve dergilerin kapatılması. Bu nedenledir milliyetçi,şövenist söylemlerin yükseltilerek savaş politikalarının gündemde tutulması.Biz kadınlar Fiilen sürdürdüğünüz OHAL'e, mücadele eden kadınlara ve cezaevlerindeki kadın tutsaklara uyguladığınız baskılara karşı yaşam hakkını savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Bugün ekonomik krizin üzerini örtmek için “meyve-sebze yerine kurşun fiyatına bakın” diyenler, “beka sorunu var” diyenlerin savaş politikaları, baskı ve şiddet ortamını arttırıyor. Savaş kadın ve çocuklar için açlık, yoksulluk, taciz, tecavüz ve ölüm demektir,Ortadoğuda sürdürülen savaş yine en çok kadınları,çocuları vuruyor.Mülteci kadınlara yönelen şiddetin boyutları katlanarak artıyor.Kadınlar olarak savaş karşıtı olmaktan, barış talep etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.
Kadınların sokakta olmasından, bir arada olmasından korkanlara tekrar hatırlatalım: bizleri yasaklarla, baskılarla sindiremezsiniz. Yıllardır olduğu gibi yine sokaklardayız, yine dayanışmayla mücadelemizi büyütüyoruz! Her şeye ve her türlü baskıya, kadın düşmanı yasalara rağmen eşitlik ve özgürlük için direnen, üreten, itaat etmeyen ve mücadele eden kadınlar ve LGBTİ+ bireyler var. Bu korkunç tabloyu değiştirebilecek umudumuz, direncimiz ve gücümüz var. Bizler bu kararlılıkla mücadelemize devam ediyoruz.
İşte, okulda, mahallede, sokakta… Kadınların bir arada ve güçlü olmasının yaratacağı selin önünde hiçbir engel duramaz! 8 Mart Cuma günü Saat 12.30 da Sakarya Caddesinde Ankara’nın dört bir yanından gelen kadınlarla birlikte Yoksulluğa, güvencesizliğe, savaşa, kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze ve kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı haklarımız ve hayatlarımız için bir arada olacağız.
Ankara Kadın Platformu
Erkeklerin öldürdüğü kadınların fotoğrafını asan kadınlara 24 bin lira para cezası
Adana’da 2 kadına, erkekler tarafından öldürülen kadınların fotoğraflarını astıkları gerekçesiyle 24 bin TL para cezası kesildi.
21-01-2021 11:05

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na bağlı Adana Kadın Meclisi üyesi 2 kadına, erkekler tarafından öldürülen kadınların fotoğraflarını 31 Aralık 2020’de bazı durak ve Atatürk Parkı’na astıkları için para cezası kesildi.
Mezopotamya Ajansı'ndan Hamdullah Kesen’in haberine göre Adana İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Güvenlik Şube Müdürlüğü tarafından kesilen cezaya, “meydanlara veya parklara, cadde veya sokak kenarlarındaki kamuya ait duvar veya alanlara, rızası olmaksızın özel kişilere ait alanlara bez, kâğıt ve benzeri afiş ve ilân asmak” gerekçesi gösterildi. Emniyet, her bir kadına 12 bin 132’şer TL para cezası kesti.
'KAMU KURUMLARI KADINLARIN ÖLDÜRÜLMESİNDEN RAHATSIZ OLSUN'
Cezaya tepki gösteren Adana Kadın Meclisi, kadın cinayetlerine dikkat çektikleri için haklarında idari para cezası uygulandığını belirtti. Kararı Adana Sulh Ceza Hakimliği’ne taşıdıklarını aktaran Meclis, “Bir günde öldürülen 4 kadının afişlerini 31 Aralık’ta astıkları gerekçesiyle 2 üyemize üst sınırdan 12’şer bin TL para cezası kesildi. Cezaya itiraz sürecini başlattık. Kamu kurumları kadınların fotoğraflarının asılmasından değil, öldürülmesinden rahatsız olsun. Kadın cinayetlerini durdurma mücadelesi kabahat değil onurdur. Afişteki 4 kadın 6284 ve İstanbul Sözleşmesi etkin bir şekilde uygulansaydı yaşayacaktı. 2020 yılında 300 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadınları değil, katilleri durdurun” diye kaydetti.
Ç.Y. isimli kadını cinsel saldırı ve şiddete maruz bırakan ve engelli kalmasına sebep olan Murat Kaya serbest bırakıldı!
Antalya'da bir kadına cinsel saldırıda bulunan ve yüzde 99 engelli kalmasına sebep olan Murat Kaya adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı
21-01-2021 00:03

Antalya'da Ç.Y. isimli kadını taksi durağına bırakma bahanesiyle aracına aldıktan sonra cinsel saldırıda bulunan ve kadının annesi aradığında "Kızına şu an tecavüz ediyorum" diyen Murat Kaya isimli erkek, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Zorlu uyuşturucu verilen ve şiddete maruz bırakılan kadın, intihar teşebbüsünde bulundu. Murat Kaya, Ç.Y.'nin yüzde 99 engelli kalmasına neden oldu.
Şikayet üzerine gözaltına alınan Murat K. ile G.K., üzerlerine atılan suçlamaları kabul etmediklerini belirterek, iftira atıldığını öne sürdü. Ancak olay anına ait iş yeri güvenlik kameralarını inceleyen Siber Suçlar Şube Müdürlüğü, olayın gerçekleştiği tarih ve saat aralığını gösteren kamera kayıtlarının silindiğini tespit etti.
Veri kurtarma uzmanlarının yaptığı çalışma sonunda olay anına ilişkin bir kısım kamera kayıtları kurtarıldı. Murat K. ile G.K., çıkarıldıkları Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
AVUKATA 'CİNSEL SALDIRI' TEHDİDİ
Sanıkların ve avukatlarının kendisini cinsel saldırıyla, ailesini de öldürmekle tehdit ettiğini iddia eden Avukat Bilgenur Yalçın, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Davada sonuna kadar gideceğim. Halkımızı bu konuda desteğe bekliyorum. Beni de Ç.Y.'ye yapılanlarla tehdit ettiler. Siber zorbalık yapıldı. Müvekkilim sağlıklıyken sürekli telefonla arandı ve intihara sevk edilmeye çalışıldı. Ben bu süreçte hep yanındaydım. Ona sürekli 'Mücadelemizi birlikte sürdüreceğiz' dedim. Ç.Y. 29 yaşında, ben 28. Onu kız kardeşim gibi gördüm. 7 yaşında bir oğlu var. Onun yaşadıkları, bende travma etkisi yaşattı. Sanıkların tutuklu yargılanması gerekiyor ki; bizimle birlikte bütün kadınlar rahat nefes alabilsin."
İstanbul'da Melek Güngörmüş, evli olduğu Süleyman Güngörmüş tarafından katledildi!
Silivri'de Süleyman Güngörmüş, alyans bozdurma bahanesiyle evli olduğu Melek Güngörmüş'ü öldürdü.
20-01-2021 14:54

İstanbul'un Silivri ilçesinde Süleyman Güngörmüş isimli erkek, evli olduğu Melek Güngörmüş'ü katletti. Fail erkek, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Silivri'de 18 Ocak'ta meydana gelen kadın cinayetinde, Melek Güngörmüş, sistematik şiddete maruz bırakıldığı Süleyman Güngörmüş isimli erkek tarafından öldürüldü. Cinayet mahalinden kaçan failin abisine haber vermesiyle cinayet ortaya çıkarken, fail erkek, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
ALYANS SATMA BAHANESİYLE ÖLDÜRDÜ
Melek Güngörmüş'ün abisi Emrah Ayaz, kardeşinin evliliğinin başlangıcındna itibaren sistematik şiddete maruz bırakıldığını daha önce de ölümle tehdit edildiğini belirtti. Ayaz, kardeşiyle fail arasındaki son tartışmanın da alyanslarının satılması bahanesiyle yaşandığını söyledi.
Ayaz, "Biz kız kardeşimizi mezara gömdük, onlar kafalarını öne eğeceği yerde gelip hala bize mal paylaşımı hesabı yapıyorlar" dedi.
Melek Güngörmüş'ün kız kardeşi, Şimal Yazıcı ise, "Kadın cinayetlerinin son halkası benim ablam oldu. Ne yapacağımızı hiç bilmiyoruz. Biz hiç ölüm acısı yaşamadık daha önce ama en beterini yaşattılar bize" diye konuştu.
Melek Güngörmüş'ün annesi Peyruze Ayaz ve babası Sait Ayaz da kızlarının katilinin en ağır cezayı almasını istedi.
Melek Güngörmüş
Evli olduğu Tacettin Çakan tarafından silahla vurulan Aygül Çakan yaşam mücadelesini kaybetti
Tacettin Çakan'ın silahla başından vurduğu Aygül Çakan, beş gündür yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesini kaybetti.
18-01-2021 13:40

Fotoğraf: Özge Özgüner / csgorselarsiv.org
İstanbul'un Arnavutköy ilçesinde evli olduğu Tacettin Çakan isimli erkek tarafından başından silahla vurulan Aygül Çakan, beş gündür yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesini kaybetti.
Kadına yönelik saldırı, geçen çarşamba gece saatlerinde yaşandı. İmrahor Mahallesi’ndeki evinde, 48 yaşındaki Tacettin Çakan, evli olduğu Aygül Çakan'ı silahla başından vurdu. Olayın ardından Arnavutköy Yavuz Selim Polis Merkezi’ne giden Çakan, “Karımı silahla kafasından vurdum” diyerek teslim oldu.
Eve çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından saldırıya uğrayan kadın ambulansla Arnavutköy Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Emniyetteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edilen Tacettin Çakan ise tutuklanıp Metris Cezaevi’ne gönderilmişti.
Başından vurularak ağır yaralanan Aygül Çakan ise 5 gündür hastanede yoğun bakım ünitesinde verdiği yaşam mücadelesini kaybetti.
Fiili kürtaj yasağına ilişkin Meclis Araştırması talebi: 'Yasalara rağmen uygulanmıyor'
HDP'li Züleyha Gülüm, TBMM Başkanlığı’na verdiği önergeyle ülkede uygulanan fiili kürtaj yasağıyla ilgili Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
18-01-2021 13:21

İleri Haber
HDP’li Züleyha Gülüm, yasal olmasına rağmen doğum kontrolü yöntemleri ile kürtaj hizmeti sağlamayan kamu hastanelerinin tespit edilerek fiili kürtaj yasağının nedenlerinin araştırılması ve isteğe bağlı kürtaj hizmetlerinin sağlanmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınması amacıyla Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulması önerisi verdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na verdiği önergeyle ülkede uygulanan fiili kürtaj yasağıyla ilgili Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
Gülüm, önergenin gerekçesinde yasa ve uluslararası belgeler doğrultusunda istenmeyen gebeliklerin sonlandırılması için gebeliğin ilk 10 haftası boyunca, herhangi bir sağlık sorunu olmadan ve medeni duruma bakılmaksızın kürtaj yaptırma hakkından faydalanılabileceğini hatırlattı. Gülüm, bu sürenin yasal kürtaj süresi tıbbi zorunluluk durumunda uzayabildiği gibi TCK 99. maddesince “kadının mağdur olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde” 20 haftaya kadar çıkabildiğini belirtti.
“Ancak özellikle son yıllarda kamu kurumlarında verilen doğum yöntemlerine erişimin kısıtlandığı, kürtaj hakkının engellendiği görülmektedir” diyen Gülüm, Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi’nin “Yasal Ancak Ulaşılabilir Değil: Türkiye’deki Kamu Hastanelerinde Kürtaj Hizmetleri” raporundaki verileri şöyle aktardı:
Türkiye’de yasal olmasına rağmen 295 kamu hastanesinin 102’sinde kürtajın yasak veya devlet hastanelerinde yapılmadığı gerekçesiyle kürtaj hakkının engellendiği tespit edilmiştir. Raporda 295 hastanenin yalnızca 10’unda kadının istediği esas alınarak, hiçbir şart koşulmadan kürtaj hizmetinin verildiği, “İsteğe bağlı kürtaj yapmayan” hastane oranın ise son 4 yılda yüzde 12’den yüzde 54’e çıktığı ve İstanbul dahil olmak üzere 56 ilde isteğe bağlı kürtaj hizmetinin verilmediği belirtilmektedir.
'SORUMLULUK İKTİDARIN'
Bu verilerin iktidarın kürtaj karşıtı politika ve söylemlerinin yaygın bir fiili yasağa dönüştüğünü açıkça gösterdiğini vurgulayan Gülüm, özellikle 2012 yılından itibaren sistematikleşen kürtaj karşıtı uygulamalar ve kürtajın bir cinayet olduğu yönündeki söylemlerin kürtajın yasal olmadığı algısına yol açtığının altını çizdi.
'SAĞLIK SİSTEMİ KÜRTAJA ENGEL'
Gülüm, şöyle devam etti:
Bununla birlikte devletin sorumlu olduğu kamu hastanelerinde ücretsiz sunulması gereken hizmetlerin özel hastanelere yönlendirilerek ücretli hale getirilmesi sağlık hakkının ihlaline, özellikle yoksul kadınların bu haktan mahrum kalmasına neden olmaktadır. Dahası, Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla birlikte sağlık ocaklarının kapatılarak aile hekimliğine geçilmesi ve hastanelerde olduğu gibi burada da performans siteminin etkili olması, Dünya Sağlık Örgütü’nün temel ilaçlar listesine aldığı medikal kürtaj haplarına erişilememesi, hekimlerin yasalara aykırı olduğu halde kürtajı yapmama durumunda korunacağını bilmeleri veya aksine kürtaj yaptıkları için fişleneceği baskısı gibi nedenler fiili kürtaj yasağının başlıca nedenleri arasındadır.
Bu bilgiler ışığında, yasal olmasına rağmen doğum kontrolü yöntemleri ile kürtaj hizmeti sağlamayan kamu hastanelerinin tespit edilerek fiili kürtaj yasağının nedenlerinin araştırılması ve isteğe bağlı kürtaj hizmetlerinin sağlanmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınması amacıyla bir araştırma komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederim.
Evli olduğu kadının burnunu kıran Gelecek Partili Celil Toprak tutuklandı
Evli olduğu kadının burnunu kırdığı gerekçesiyle gözaltına alınan Gelecek Partisi Ardahan İl Başkanı Celil Toprak, 'kasten yaralama' suçundan tutuklandı.
18-01-2021 12:05

Gelecek Partisi Ardahan İl Başkanı Celil Toprak, evli olduğu kadını sürekli darp ettiği ve burnunu kırdığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Toprak, 'kasten yaralama' suçundan tutuklandı.
Ardahan Cumhuriyet Savcılığı'na giden Z.T., evli olduğu Celil Toprak'ın kendisini sürekli dövdüğü, dün öğle saatlerinde çıkan tartışmada tekme ve yumruklarla kendisini darp ettiği ve bu sırada burnunun kırıldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
DHA'nın aktardığı habere göre, Toprak'ın şikayet üzerine savcılık tarafından soruşturma başlatıldı.
Savcılığın talimatıyla polis ekiplerince gözaltına alınan Gelecek Partisi İl Başkanı Celil Toprak ifadesi alınmak üzere Emniyet Müdürülüğü'ne götürüldü. Adliyeye sevk edilen Toprak savcılıktaki ifadesinin ardından çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği'nce, ''kasten yaralama'' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.