Kaş'ta vali ve kaymakam için lüks villa takası
Kaş'ta Kaymakam evi ve personel lojmanını iki lüks villa ile takas ettiler. Villalar vali ve kaymakam için ayrıldı. Valiliğin takas işleminde milyonlarca liralık vurgun yapıldığı iddia edildi.
10-02-2021 00:42

Antalya’nın Kaş ilçesinde kamuya ait kaymakam evi ve personel lojmanlarının Çukurbağ Yarımadası’ndaki iki lüks villa ile takas edilmesinin ardından ilçede tepkiler yükselmişti. Antalya Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) tarafından yürütülen çalışma ile yapılan villa takasıyla ilgili bir açıklama yapan CHP Antalya İl Başkanı Nusret Bayar, işlemler sırasında kaymakamlığa ait taşınmazların değeri 8 milyon TL, villaların ise 6,8 milyon TL olarak belirlendiğine işaret ederek, “Kaymakamlığa ait 1300 metrekarelik alanın Kumluca Ticaret Odasındaki değeri 13,5 Milyon TL iken; Belediye Meclis Üyelerimiz ile birlikte daha önce yaptığımız araştırmalar, iki villanın değerinin en fazla 4,5 Milyon TL olabileceği yönünde. Biri vali, diğeri kaymakam için lojmanlara karşılık alınan villaların tadilatı, 11 Aralık 2020 tarihinde EKAP üzerinden ihaleye verildi. 500 bin TL'yi bulan bir ihale bedeliyle özel bir firmaya verilmiştir. Bu demek oluyor ki ortada ciddi bir kamu zararı var” diye konuştu.
Yusuf Yavuz’un haberine göre, Kaş Kaymakamlığına ait Kaymakam evi ve personel lojmanlarının, Antalya Valiliği ve İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen çalışmayla Çukurbağ Yarımadasındaki 2 lüks villa ile takas edilmesine yönelik tepkiler sürüyor. Milyonlarca liralık kamu zararına yol açıldığı öne sürülen villa takasına konu olan lojmanın bulunduğu sokakta CHP Antalya İl Başkanı Nusret Bayar milletvekilleri ile birlikte bir basın açıklaması yaptı.
MİLYONLARCA LİRALIK TAKASTA KİMLERE PEŞKEŞ ÇEKİLDİ
Takas işlemi gerçekleşirken kimseye haber verilmediğini dile getiren Bayar, “Kaymakamlık taşınmazlarının takasta kullanılacağını öğrenen Ş.Y. isimli Kaşlı bir iş insanı; kamuya ait 2 arazi için noter aracılığı ile 12 Milyon TL’lik satın alma teklifi sundu. Bu başvurunun ardından 2 hafta geçtikten sonra bu teklif geri çekildi. Neden veya nasıl geri çekildi bilmiyoruz. Ancak iddialara göre Kaymakamlık binaları için daha önce 12 Milyonluk teklif yapan Ş.Y adlı kişi, takas işleminin ardından villaların sahibi ile anlaşarak Kaymakamlık binalarına biçilen değer karşılığı villaları satın almıştır. Kısaca durum şu ki; villalar alınırken, satılırken, kamu binalarına değerler biçilip, takaslar gerçekleştirilirken ne bir ihale yapıldı, ne de başka alıcılara ulaşıldı. Buradan Kaş halkı adına sesleniyoruz; burada sessiz sedasız, milyonlarca liralık değer biçilerek takası yapılan binalarda tüyü bitmemiş çocukların, Kaş halkının hakkı var! Bu hak kimlere peşkeş çekildi?” diye konuştu.
VİLLALARIN SAHİBİ, ALDAŞ GENEL MÜDÜRÜ
Takas sürecinde Kaymakamlık konutu ve lojman için arazisiyle birlikte 12 milyon liralık teklif sunan Ş.Y adlı iş insanının iki hafta sonra bu teklifini geri çektiği ancak takas işleminden sonra komisyonun belirlediği 8 milyonluk bedel üzerinden taşınmazı takası gerçekleştiren villaların sahibinden satın aldığı öğrenildi.
Kaş’ta yürütülen bu sessiz sedasız takas işleminde lüks villaların sahibinin ise Antalya Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki şirketlerden biri olan ALDAŞ’ın genel Müdürü Kıvanç Bülent Kuzay olduğu ortaya çıktı.
Kaş Kaymakamlığı 12 Şubat 2020’de Antalya YİKOB’a resmi bir yazı yazarak Kaş ilçe merkezinde yer alan Kaymakam evi ve personel lojmanının eskiyip yıprandığını gerekçe göstererek 1982 yılında yapılan binaların devir ya da takas yoluyla taşınması için gerekli çalışmaların yapılmasını istedi.
Kaymakamlığın gerekçelerinden biri de lojmanların otel ve pansiyon gibi müzikli mekânlara yakın olmasıydı. Binaların tamir ve bakım masraflarının arttığı öne sürülen yazıda, ihtiyacı da karşılamadığı belirtildi.
BAKAN SOYLU VE VALİ YAZICI’YA VİLLA TAKASI SORULARI
Basın açıklamasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ve Antalya Valisi Ersin Yazıcı’ya da sorular yönelten CHP İl Başkanı Nusret Bayar, bu işin peşini bırakmayacaklarını belirterek kamuoyunun aydınlatılması gerektiğini söyledi:
”Kaş’ta yaşayanlar adına, kamu zararının ve şaibenin giderilmesi adına soruyorum; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu ihalesiz takastan haberi var mıdır? Var ise Sayın İçişleri Bakanı herhangi bir işlem başlatmış mıdır? Antalya Valisi’ne soruyorum; yapılan bu işlemlerden haberiniz var mıdır? Bilginiz varsa önlem aldınız mı? Soruşturma yapıyor musunuz? Başta Kaş halkı olmak üzere tüm kamuoyuna bu konuyla ilgili bildiklerinizi aktarmanızı, akıllardaki soru işaretlerini gidermenizi talep ediyoruz. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak tam kadro buradayız! Bu işin peşini bırakmayacak, Kaş halkının hakkını kimseye yedirmeyeceğiz! Mücadelemiz Kaş’ta da Antalya’da da Ankara’da da devam edecek.”
İLGİLİ HABERLER
Beyza Buldağ hakkındaki iddianame kabul edildi
Boğaziçi Üniversitesi eylemleri sürecinde Boğaziçi Dayanışması isimli hesabı kullandığı gerekçesiyle tutuklanan ve yapılan itiraz süreci tahliye edilen Beyza Buldağ hakkındaki iddianame mahkemece kabul edildi.
26-02-2021 18:27

İleri Haber
İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi eylemleri sürecinde, Boğaziçi Dayanışması isimli hesabı kullandığı ve telefon numarasının sonu 12 olması gerekçesiyle tutuklanan Beyza Buldağ hakkındaki iddianame İstanbul 15 Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi. Buldağ’ın "Halkı kin, nefret, düşmanlığa tahrik etme" ve "suç işlemeye tahrik etmek" suçlarını işlediğine dair deliller ise Tevfik Fikret’in şiiri ve 700 kişinin gözaltına alınması oldu.
. @boundayanisma hesabını kullandığı iddiasıyla tutuklanan #BeyzaBuldağ hakkında düzenlenen iddianame İstanbul 15 Asliye Ceza Mahkemesince kabul edildi.
— AdaletİçinHukukçular (@adaletsosyalizm) February 26, 2021
20 farklı twitte "Halkı kin, nefret, düşmanlığa tahrik etme" ve "suç işlemeye tahrik etmek" suçlarını işledi iddia ediliyor.
İddianame’de, tutuklu bulunan öğrenciler için özgürlük talep eden paylaşımlar yapmak da suç olarak yer aldı.
Beyza Buldağ tutuklandıktan 5 gün sonra tahliye edilmişti. Duruşma günü henüz belli değil, önümüzdeki hafta belli olacak.#BeyzaBuldağYalnızDeğildir.
— AdaletİçinHukukçular (@adaletsosyalizm) February 26, 2021
Hulusi Akar: S-400'ler ihtiyaç olduğunda kullanılır
S-400'ler nedeniyle Türkiye'ye kısıtlamalar getirilmesinin, ''müttefiklik ruhuna uygun olmadığını'' söyleyen Hulusi Akar, "ABD çözüm için yazdığımız mektuba yanıt vermeli" ifadelerini kullandı.
26-02-2021 17:11

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rusya'dan alınan S-400 savunma sistemleriyle ilgili "Bu savunma sistemi tehdit ve tehlikeye karşı ihtiyaç duyulduğunda kullanılır. Türkiye'ye karşı bir taarruz niyeti yoksa kimseye zararı yok" dedi.
Öte yandan, S-400’lerin satın alınması nedeniyle Türkiye’ye kısıtlamalar getirilmesinin ‘müttefiklik ruhuna uygun olmadığını’ ve "ABD çözüm için yazdığımız mektuba yanıt vermeli" ifadelerini kullanan Akar"S-400 meselesi üzerinden ülkemize F-35 başta olmak üzere birtakım kısıtlamalar uygulanması müttefiklik ruhuna uygun değil" şeklinde konuştu.
YUNANİSTAN’LA YAŞANAN GERİLİM
Çeşme’de 'Yunanistan F-16’larının Türkiye gemisini tacizi' ile ilgili konuşan Akar, "Gerekli cevap verildi. Bu tutumun iyi komşuluk ilişkilerine uygun olmadığını bir kere daha ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Barış Atay'a saldırı davası: Sanık İnan Ekmekçi hakkında yeniden 'zorla getirilme' kararı verildi
Barış Atay'a saldırı davasında sanıkların yargılanmasına bugün Anadolu 46. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayla devam edildi.
26-02-2021 16:25

İleri Haber
TİP Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay’a yönelik saldırıya ilişkin davada mahkeme, saldırın gruptaki 5. kişi olan İnan Ekmekçi’nin adresinde bulunamaması nedeniyle yeniden zorla getirilmesine karar verdi. Dava 26 Mayıs’a ertelendi.
İstanbul’da Kadıköy’de 30 Ağustos’u 31 Ağustos’a bağlayan gece bir grup kişi tarafından saldırıya uğrayan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Barış Atay ile ilgili davada, saldırıyla bağlantılı İnan Ekmekçi isimli bir kişinin daha iddianamesi mahkeme tarafından dün kabul edilmişti.
Avukatların dosya içerisindeki HTS ve GPRS kayıtlarından yaptıkları araştırma ve incelemeler sonucunda olayla bağlantılı iki kişi daha tespit edilmiş, bir önceki duruşmada ise Osman Avşar isimli kişi hakkında iddianame düzenlenerek ana dosyayla birleştirilmişti.
'HTS KAYITLARI ALINSIN'
Sanıkların yargılanmasına bugün Anadolu 46. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayla devam edildi. Duruşmaya sanıklar katılmazken, Barış Atay’ın avukatları mahkemede İnan Ekmekçi’nin kullandığı telefonun suç tarihindeki HTS kayıtlarının alınması ve ek rapor gönderilmesini talep etti. Avukatlar, Ekmekçi’den şikayetçi oldu.
YENİDEN ZORLA GETİRİLME MÜZEKKERESİ
Mahkeme, İnan Ekmekçi hakkındaki zorla getirme emrine verilen cevapta kendisinin adresinde bulunamaması nedeniyle sanık hakkında yeniden zorla getirilme müzekkeresi düzenlenmesine, İnan Ekmekçi’nin kullanmış olduğu telefonun 25 Ağustos-2 Eylül arasındaki HTS kayıtlarının alınmasına karar verdi.
Bir sonraki duruşma için 26 Mayıs’a tarih verildi.
CHP'li Emir belgelerle açıkladı: Aşı konusunda aracı firmaya milyon dolarlar aktarılmış!
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Çin’den alınan Sinovac aşısı için aracı Keymen firmasına sadece ilk parti için 12 milyon dolar ödendiğini faturalarıyla birlikte açıkladı.
26-02-2021 15:58

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Murat Emir, Çin’den alınan Sinovac aşısı için aracı Keymen firmasına sadece ilk partta 12 milyon dolar ödendiğini belirterek, "Sinovac alacağız diye bu aracı firmayı ve bu firmanın bakanlık içindeki yakınlarını, ortaklarını zengin etmeyi planlıyordunuz?" diye sordu.
Tüm aşıların ithali için aynı oranda komisyon verilirse toplam tutarın 50 milyon dolara ulaşacağını söyleyen Emir, “Onlarca aşı varken, Sinovac aşısının önünde giden aşı varken, bunları baştan dışlayıp illa da Sinovac alacağız diye bu aracı firmayı ve bu firmanın bakanlık içindeki yakınlarını, ortaklarını zengin etmeyi planlıyordunuz” diye sordu.
'HUKUKA VE AKLA UYGUN DEĞİL'
Türk gümrük ve vergi mevzuatına göre böyle bir durumun yaşanmasının mümkün olmadığına dikkati çeken Emir, "Hukuka uygun olmadığı gibi akla da uygun değil. Bu para ödendi. Faturalara baktığınız da DMO’nun bedelsiz aşı için 12 milyon dolar ödediğini biliyoruz. 10 milyon 162 bin 123 aşı için ödenen para 121 milyon 945 bin 476 lira. İnanmazlarsa biz de bunların hepsinin faturası var" diye konuştu.
Emir, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında şunları kaydetti:
"1 milyon doz aşının bedelsiz olarak ithal edildiği ortada. İlgililerin yapması gereken DMO’nun bedelsiz aşı karşılığında 12 milyon dolar ödeme yapıp yapmadığını ivedilikle söylemeleridir. Ama bunu yapmadılar. Aracı firmanın kasasına 12 milyon dolar girdi mi girmedi mi? Sağlık Bakanı DMO’yu aramak yerine Çin’deki Sinovac firmasını arıyor. Firma da “Biz nakit akışı nedeniyle öylesine yazdık” demişler. Yani 1 milyon doz ücretliymiş de nakit akışı olsun diye ücretsiz yazmışlar. Bakar mısınız ciddiyetsizliğe?
Türk gümrük ve vergi mevzuatına göre böyle bir şey asla olanaklı değil. Hukuka uygun olmadığı gibi akla da uygun değil. Bu para ödendi. Faturalara baktığınız da DMO’nun bedelsiz aşı için 12 milyon dolar ödediğini biliyoruz. 10 milyon 162 bin 123 aşı için ödenen para 121 milyon 945 bin 476 lira. İnanmazlarsa biz de bunların hepsinin faturası var. Zaten bakanın açıklamasından lafı dolandırıyor ama paranın ödendiğini anlıyoruz. Bedelsiz olmaz diyor. Hayır, o 12 milyon dolar aracı firmanın ilk partiden aldığı komisyondur.
'AKLIMIZLA ALAY ETMEYİN'
Aracı var mı yok mu tartışması da sürüyor. Bir malı kendi hesabına ithal eden, sözleşme yapana aracı denir. Bakan aracı yok diyor. Sözleşmeyi Keymen firması ile yapıyorsunuz. Gümrük Giriş Beyannamesi burada. Bakanın sadece lojistik ve temsille sınırlı demesi tam bir saçmalık ve saptırmacadır. Aklımızla alay etmeyin. Keymen lojistik firması değil ki. Başka bir firmanın lojistiği yaptığını biliyoruz.
Bakan ne kadar saptırmaya çalışırsa çalışsın sonuç olarak Türkiye aracı firma üzerinden aşıları almış ve devasa boyutlarda komisyon ödemeye başlamıştır. Daha hiçbir sonucu ortada olmayan Sinovac aşısına bu kadar çabuk angaje oldunuz, diğer aşıları hemen neden dışladınız. Yoksa başka bir şeyler mi var. Birileri para mı kazanıyor diye sorduğumuzda hayır aracı yok diyorlar. Böyle bir tutarsızlık hiçbir bakana yakışmıyor, battıkça batıyorsunuz. Artık bir an evvel birazcık doğruları söylemeye başlayın.
Sözleşmenin ayrıntılarını verin dedikçe ticari sır diyorlar. Oysa artık fiyatı belli aşının. Milletin bilme hakkı var. Söz konusu olan kritik bir aşı. Salgından kurtulmanın yolu aşı, 83 milyonun sağlığı ve tüyü bitmemiş yetimin hakkı söz konusu.
Aşı siyasetin malzemesi olmamalı. Aşının nasıl geldiği, arada birilerinin para kazanıp kazanmadığı, neden bu aşı için bu kadar ısrar edildiği soruları siyasi sorular mı? Yoksa 83 milyonun bilmesi gereken sorular mıdır?
Bu oranda komisyon verilirse toplam tutar 50 milyon doları bulabilir. Ama bunu biz tam olarak bilemeyiz. Tarafların bunu açıklaması gerekir.
Onlarca aşı varken, Sinovac aşısının önünde giden aşı varken, bunları baştan dışlayıp illa da Sinovac alacağız diye bu aracı firmayı ve bu firmanın bakanlık içindeki yakınlarını, ortaklarını zengin etmeyi planlıyordunuz. Bu soruyu sorarız."
(ANKA)
Altan Tan'dan 'Kandil fotoğrafı' açıklaması: 'Arşivde kalacağı söylenmişti'
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın ardından eski milletvekili Altan Tan da "Kandil fotoğraflarına" ilişkin açıklamalarda bulundu.
26-02-2021 15:00

Eski HDP’li vekil Altan Tan, Soylu’nun ekranlarda gösterdiği ‘Kandil fotoğrafı’yla ilgili "Bize bu fotoğrafların onların arşivinde kalacağı söylendi. Ama o zaman yayınlanan ve hiç tepki görmeyen fotoğrafların bugün suç delili gibi kamuoyuna sunulması da siyasi ahlaksızlıktır” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun katıldığı bir TV programında Halkların Demokratik Partili (HDP) siyasetçilerin Kandil'de çektirdiği fotoğrafları göstermesiyle başlayan 'çözüm süreci' tartışmaları tırmanmaya devam ediyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın ardından eski milletvekili Altan Tan da "Kandil fotoğraflarına" ilişkin açıklamalarda bulundu.
‘DEVLETE AİT BİR KOSTERLE İMRALI'YA GİTTİK’
Medyascope'tan Ferit Arslan'a konuşan Tan, şunları söyledi:
"O zaman iki önemli kuruluş vardı. Biri Milli İstihbarat Teşkilatı, öbürü de Kamu Güvenlik Müsteşarlığı. Bu yetkililerin gözetimi ve denetimi altında devlete ait bir kosterle İmralı'ya gittik. Ve yine devlet yetkililerinin izniyle ve görüşme esnasında Milli İstihbarat görevlisinin gözetiminde Abdullah Öcalan ile görüştük.
‘ÖCALAN'IN MEKTUBU MİT ARACILIĞIYLA HDP HEYETİNE VERİLDİ’
Niye Kandil'e gittik? Abdullah Öcalan o görüşme çerçevesinde kendi el yazısıyla arkadaşlarına yani Kandil'deki örgüt mensuplarına bu tartışmaları bitirmek için bir mektup yazdı. Bu mektup da bize verildi ve biz bu mektubu Kandil'e götürdük. Peki Abdullah Öcalan bu mektubu bize postayla mı gönderdi? Abdullah Öcalan tarafından Milli İstihbarat Teşkilatı'nın elemanlarına, devletin güvenlik birimlerinin sorumlularına verildi. Onlar vasıtasıyla HDP heyetine teslim edildi."
‘ARŞİVDE KALACAK DENİLMİŞTİ’
Kandil'deki görüşme gecesinde Murat Karayılan'ın, gecenin ve mektubun hatırası için fotoğraf çektirdiğini, fotoğrafta kendisinin de olduğunu belirten HDP'li Tan, "Bazı arkadaşlarımız bu fotoğrafların farklı algılanabileceğini söyledi ancak bu fotoğrafların onların arşivinde kalacağı söylendi. Biz daha Türkiye’ye giriş yapmadan fotoğrafların Türkiye ve Avrupa basınında yer alması bir skandaldır. Ama o zaman yayınlanan ve hiç tepki görmeyen fotoğrafların bugün suç delili gibi kamuoyuna sunulması da siyasi ahlaksızlıktır" ifadelerini kullandı.
Uşşaki şeyhinin avukatı istismara maruz bırakılan çocuğu suçladı: 'O zaman akıllanmamış'
Müridinin 12 yaşındaki çocuğunu istismara maruz bıraktığı iddiasıyla tutuklu bulunan Uşşaki Tarikatı Şeyhi ‘Fatih Nurullah’ takma adlı Eyyüp Fatih Şağban, ikinci kez hakim karşısına çıktı.
26-02-2021 14:08

Çocuk istismarından yargılanan Uşşaki Tarikatı Şeyhi Eyyüp Fatih Şağban’ın avukatı, istismara maruz bırakılan çocuk hakkında “2 sene önce de tacize uğradığını tacize uğradığını söylüyor. O zaman niye tekrar dergaha gelmiş, demek ki akıllanmamış" şeklinde skandal ifadeler kullandı.
Müridinin 12 yaşındaki çocuğunu istismara maruz bıraktığı iddiasıyla tutuklu bulunan Uşşaki Tarikatı Şeyhi ‘Fatih Nurullah’ takma adlı Eyyüp Fatih Şağban, ikinci kez hakim karşısına çıktı.
İndependent Türkçe'den Can Bursalı'nın haberine göre, savcılık, sanığın tutukluluk halinin devamını talep ederken, Şağban'ın avukatı kumpas kurbanı olduğunu iddia etti ve dinletmek istediği tanıkların bu kumpasın şahidi olduklarını ileri sürdü.
Sanık avukatı ayrıca, "Hodri meydan diyoruz. Tüm telefonlara el konulsun, dökümleri çıkartılsın. Kumpas ortaya çıkacak" dedi.
Sanık avukatı ayrıca, "Müvekkilimiz Türkiye'nin nadide, mümtaz bir şahsiyetidir. 6 aydır tutukludur. Müvekkilimiz ile çocuğun annesi, babası ve halasının telefon kayıtları dosyaya konulsun, gerçek ortaya çıkacak" ifadelerini de kullandı.
SKANDAL İFADELER
"Çocuğun savcılık ve mahkemedeki ifadeleri tutarsız" iddiasında bulunan sanık avukatı, "Ben 12 - 13 yaşında bir çocuk olsam ve tacize uğrasam allak bullak olurum. Çocuk 2 sene önce de tacize uğradığını tacize uğradığını söylüyor. O zaman niye tekrar dergaha gelmiş, demek ki akıllanmamış" dedi.
Bu sözler üzerine mağdur çocuğun avukatları ile sanık avukatı arasında tartışma yaşandı.
‘PEDOFİLİ DEĞİL, FETÖFİL OLARAK GÖRÜYORUM’
Davada söz verilen sanık Eyyüp Fatih Şağban, "Bize pedofil denilmiş. Ben bunu pedofili olarak görmüyorum, Fetöfil olarak görüyorum. Kumpasa uğradım" dedi.
Savcılığın tutukluluğun devamı talebine ilişkin beyanda bulunan Şağban, "Yaşımın ileri olması, sağlık sorunlarımın baş göstermesi nedeniyle tutuksuz yargılanmak istiyorum" diye konuştu.