Karanlık tünellerin üstündeki denizler

Karanlık tünellerin üstündeki denizler

Denizlerin altındaki karanlık tünellerden pencere kenarındaki bekleyişlerin hikayesi. Minnet ve saygıyla...

Umut Dağlar

Deniz bizlere aydınlığı ve sonsuzluğu mu getirir hep? Ötesinde dalgaların sonu gelmeyen yollarını, arada uğradığı kıyılarla birlikte etrafında dönüp duran mevsimleri… Karmakarışık günlerin ortasında huzuru bulduğumuz yer midir sadece?

Birçoğumuz bunları yetersiz bulmakla birlikte bu ifadelere sarılabiliriz elbet. Bazılarımız reddedebilir bir yandan. Fakat gün akıp giderken her şey denizlerin karşısında onun büyüsüyle donup kalmışken; denizin altında olanlar ne derler? Hayır, denizlerin içinden bahsetmiyoruz. Daha da altında, denizin altından kömür çıkaranlar…

Bir maden kasabasında denizin olağanüstülüğü karşısında günler akıp gidiyor. Her şey her gün olağan biçimde devam ediyor. Deniz ise bazen durgun, bazen dalgalı… Bunu denizin altında, maden ocağında çalışanlar göremiyor. Ve bu maden kasabasının üyesi olan-neredeyse-herkes bir gün denizi göremeyecek kişilerden olacağını biliyor.

“Babamı Beklerken” bir çocuğun gözünden, yaşadığı maden kasabasını anlatıyor bizlere. Denizin altındaki madende çalışan babasının yolunu gözlerken günün nasıl geçtiğini anlatıyor. Yemek yemeye, salıncaklara binmeye, bakkala gitmeye devam ederken hep gördüğü deniz farklı şekiller alıyor. Minik değişiklikler yaşansa da denizin dalgaları konusunda ve o görebilse de tüm bunları, babası göremiyor. Çünkü o bir madenci oğlu. Ve madenciler, yaşamın karşı konulamaz akışında gökyüzüne hasret, kalplerinde salıncakların sebep olduğu bir kelebek uçuşmasıyla değil; kaygının içlerini kaplamasına karşılık her gün yerin altına doğru yol alıyorlar.

Ve çocuklar… Bir yolu beklemenin en iyi bilenleri, günün sonunu belki de en zor getirenleri. Babalarının yoluna gözlerini dikerken bir gün kendi yollarına gözlerin dikileceğini çok iyi biliyorlar… Çünkü yollar hep buralardan geçiyor. Deniz dalgalı da olsa, tüm sakinliğiyle kucaklasa da güneşin bulutlarla olan köşe kapmacasını kim kazanırsa kazansın birileri karanlığın içinde bir sonraki günü hazırlıyor. Sabırla ve akşam onlara açılacak olan kapının umuduyla…

Bir maden kasabasına çıktığımız bir günlük yolculuk, yüzyıllardır sürüp giden bu tablonun en sade haliyle anlatılıyor bizlere. Zorlu koşulları, beklenen yolları, günlük yaşamın akıp gitmesini, babalarını bekleyen çocukların özlemini buluyoruz bir gün öylece geçiverirken.

Bu satırlar dizilirken ve anlatılırken bir yerlerde veya bu hikaye buluşurken birçok çocukla, yine bir sürü çocuk babalarını bekliyor. Madenlerin içinden, uzun saatlerden sonra gün akıp gitmişken yerin altındaki karanlık tünellerden çıkıp kendileriyle buluşacak olan babalarını…

“Babamı Beklerken” maden işçileri ve yine belki ileride maden işçisi olacağından çok emin çocuklar için saygı niteliği taşıyor. Karanlık tünellerin üstündeki denizlerin hayalini kurmak, o hayalleri dalgalarla süslemek adına…

KÜNYE: Babamı Beklerken, "https://www.kirmizikedi.com/kitap/kisi/228410"  HYPERLINK "https://www.kirmizikedi.com/kitap/kisi/228410"Schwartz, Çev. Gonca Özmen, Res. Sydney Smith, Kırmızı Kedi Çocuk, 2022, 52 Sayfa.

DAHA FAZLA