Karakolda ölüm davasında istenen cezalar belli oldu
Sanık polisler hakkında "taksirle ölüm"den ceza istendi.
Birol Yıldırım'ın karakolda, polisler tarafından darbedilmesinin ardından hayatını kaybetmesine ilişkin davada mütalaa açıklandı. Polis şiddetinin "işkence" suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle ağır ceza mahkemesine gönderilen dosyada savcı, "bilinçli taksirle ölüme neden olmak" ve "kasten yaralama" suçlarından 12 yıla kadar hapis cezası talep etti.
Özel bir güvenlik şirketinde amir olarak çalışan Birol Yıldırım, mesai arkadaşı B.U.'nun bir polis memuruyla tartışıp gözaltına alınması üzerine 5 Haziran’da saat 22:30 sıralarında Esenyurt'taki polis karakoluna gitti. Birol, bilgi almak isteyince rütbeli bir memurun, "Bu arkadaşı da alın içeri" talimatıyla saat 23:30 sıralarında gözaltına alındı. 6 Haziran’da saat 03:00 sıralarındaysa bir polis karakoldan dışarı çıkarak bekleyenlere, "Birol Yıldırım vefat etti. Başınız sağ olsun" dedi. İstanbul Valiliği ise karakolda şüpheli ölüm için "kalp krizi" açıklamasında bulundu.
Diken'in ortaya çıkardığı kamera kayıtları ise Yıldırım’ın polisler tarafından dövüldüğünü, kötü muameleye maruz bırakıldığını, polislerin ölümden sonra telaşlandığını gösterdi. Ortaya çıkan kayıtlara karşın polisler, görevlerine devam etti.
19 Ağustos 2021 tarihinde ise 2 polis gözaltına alındı ve gözaltına alınan isimlerden komiser yardımcısı İsmail Alperen Salman, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Birkaç gün sonra da Büyükçekmece Başsavcılığı tarafından 12 polis hakkında iddianame düzenlendi.
YEDİNCİ DURUŞMA
Diken'den Canan Coşkun'un haberine göre Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde yedinci duruşma görüldü. Duruşmaya, tutuksuz yargılanan polis Cumhur Güleç katıldı. Birol Yıldırım'ın ailesi de salonda hazır bulundu.
MÜTALAA
Duruşmada savcı Oğuzhan Atamtürk Uyar esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcının mütalaasına göre kalp hastası olan Birol Yıldırım, polis merkezinin mutfak bölümünde tutuldu ve dövüldü. Yıldırım, kalbinde stent olduğunu söylemesine karşın polisler dayak ve cebir eylemlerini devam ettirdi.
Polislerin eylemi sonucunda Yıldırım’da fiziki olarak ölüme neden olacak bir yaralanma olmadı ama varolan kronik kalp damar hastalığı sanık polislerin eylemleri sebebiyle aktif hale geldi ve sonucunda Yıldırım hayatını kaybetti.
Mütalaada, bir kısım sanığın da Yıldırım’ın ölümünü istemedikleri ancak kalp hastalığını öğrenmelerine rağmen eylemlerine devam etmeleri nedeniyle "bilinçli taksirle ölüme neden olmak" suçundan cezalandırılmaları istendi.
CEZA TALEPLERİ
Savcı Uyar, sanık polislerden komiser yardımcısı İsmail Alperen Salman, polis memurları Muhammed Cihan Karakuş, İsmail Gökşen, Erdoğan Kahraman, Mustafa Şahin ve Bilal Karpuz’un; Birol Yıldırım, Barış Uysal ve Alihan Uysal’a vurarak darp cebir uyguladıklarının sabit olduğunu belirtti. Savcı bu sanıkların "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan cezalandırılmalarını talep etti. Savcı, bu polislerin Barış Uysal ve Alihan Uysal’a yönelik darp eylemlerinden dolayı da "kasten yaralama" suçundan mahkum edilmelerini istedi.
Uyar, diğer sanık polisler Samet Yuluğ, Emre Gürbüz, Kamil Yerlikaya, Hasan Kocakavuk ve Cumhur Güleç’in eylemlerinin ise sabit olmadığını savundu ve beraatlerine karar verilmesini istedi.
DURUŞMA ERTELENDİ
Duruşma, tarafların süre talep etmesi nedeniyle 18 Eylül’e ertelendi. Bu duruşmada hükmün açıklanması bekleniyor.
'POLİSLERİN İŞKENCE SUÇUNDAN DA CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUZ'
Duruşma sonrası Diken'e konuşan Birol Yıldırım'ın babası Adil Yıldırım, "Benim çocuğum işkenceyle öldürülmüştür. Adı geçen polislerin hepsi suçludur. Tüm karakol personeline gece 01:24’te kameraların niye kapatıldığının sorulması gerekir. Eğer işkence değilse kameralar neden kapatıldı? Ambulans neden cenazeyi alıp götürmedi? Neden doktora götürmediler? Olay yeri inceleme ekipleri mutfağa neden girmedi? Olay mahallinin uygun olmadığını söyleyen sağlıkçıların burada işkence olduğunun ispatıdır. Hepsinden davacıyım" dedi.
Birol Yıldırım’ın annesi Mediha Yıldırım ise "Birol’u işkenceyle öldürdüler. Çocuğum neden öldüğünü bilmiyor. Çocuğumun suçu neydi? Bu beni bir anne olarak yiyip bitiriyor. Ben çocuğumun bana bir kere bile öfke duyduğunu bilmem. Suçu insan olması mıydı?" diye konuştu.
Birol Yıldırım’ın ablası Servet Begisi de "Polislerin yalnızca bu suçlardan değil işkence suçundan da cezalandırılmasını istiyoruz. Kimse durup dururken kalp krizi geçirmez. Kardeşim polislerin kendisine işkence etmesi nedeniyle yaşamını yitirdi" ifadelerini kullandı.