Kara para, siyaset, mafya yöntemleri… ‘Mevcut Türkiye’nin özeti’ olarak A’dan Z’ye Sezgin Baran Korkmaz olayı
İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, T24’te yayınlanan köşe yazısında Sezgin Baran Korkmaz’a ilişkin ayrıntılı bir yazı kaleme alırken, “Geçmişi gölgeli bir sermaye sahibinin parası ve yöntemleri mi yoksa gölgede olmadığı düşünülenin parası ve yöntemleri temiz?” dedi.
11-01-2021 11:03

İleri Haber
Bağımsız İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz’a ilişkin kapsamlı bir yazı kaleme aldı. Şık, T24’te yayınlanan yazısında Korkmaz’ın medyada ‘iki farklı’ kişi olarak yansıtıldığına dikkat çekerken, “Madalyonun bir yüzünde ABD'de başlayan ve uluslararası nitelik kazanan bir dolandırıcılık ve bu suçtan elde edilen gelirin aklanması ile ilgili bir soruşturma ve dava zincirinin halkalarından biri olduğu kuşkusu uyandıran Sezgin Baran Korkmaz vardı. Madalyonun diğer yüzündeki Korkmaz ise memleketi Kars'ta ayakkabı boyacılığıyla başlayan iş kariyerini yüz milyonlarca dolarlık bir holdinge dönüştüren ‘yardımsever’ bir zengin olarak karşımıza çıkıyordu” ifadelerini kullandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, kara para aklama iddiasıyla Sezgin Baran Korkmaz hakkında soruşturma başlatmış, Korkmaz’ın tüm mal varlığına el konulurken aralarında Kingston kardeşler olarak bilinen Jacop Ortell Kingston, İsaiah Kingston, Rachel Kingston, Sally Kingston da bulunduğu 19 kişi hakkında gözaltı kararı çıkartmıştı.
‘MASAK TEMİZ RAPORU VERDİ TEDBİR KALDIRILDI’
Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, “A'dan Z'ye Sezgin Baran Korkmaz olayı” başlıklı köşe yazısında Korkmaz’a ilişkin çarpıcı bilgilere yer verdi.
Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) Korkmaz hakkında temiz raporu vermesinin ardından Korkmaz hakkındaki şirket ve kişisel banka hesaplarındaki blokaj ve tedbirlerin kaldırıldığını belirten Ahmet Şık şunları kaydetti:
“Korkmaz'ın alaycı bir dille yaptığı paylaşımlarının ne anlama geldiği de üç hafta sonra tedbir kararının kaldırılmasıyla anlaşıldı. İstanbul 3'üncü Sulh Ceza Hâkimi Yasin Karaca tarafından alınan kararda dikkat çekici olan ayrıntı ise MASAK'tan gelen bir yazıya atıf yapılmasıydı. 5 Kasım 2020 tarihli MASAK yazısının suçlama konusunu oluşturan aklama suçuna yönelik bir tespit bulunmadığı anlamına gelen bu yazının yanı sıra dosya kapsamında yapılan değerlendirmelerde de "aklama suçunu oluşturan öncül suçların işlendiğine dair somut bulguların tespit edilemediği" belirtiliyordu. Soruşturma sürecek olmasına rağmen tüm tedbir kararları kaldırılmıştı.
Karar aynı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından Türkiye Bankalar Birliği Başkanlığı'na da gönderilerek, Korkmaz ve diğer 13 şüpheli hakkındaki şirket ve kişisel banka hesaplarındaki blokaj ve tedbirlerin "ivedi kaldırılması" talimatı verildi. Belgede imzası bulunan kişi ise 16 Ekim'de Adalet Bakan Yardımcısı olduğu duyurulan İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan Yılmaz'dı. Yılmaz'ın terfi ettirilmesiyle ilgili bağ kurulmaya çalışılsa da yapılan aslında rutin bir işlemin gerçekleştirilmesinden ibaret bir uygulamaydı.”
‘ÇETE KURMAKLA SUÇLANIYORDU İFADESİ BİLE ALINMADI’
Hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Korkmaz’ın ifadesinin bile alınmadığını ifade eden Ahmet Şık, “Hakkında hayli yüklü bir ceza öngören bir soruşturmada tutuklanmak bir yana, şüpheli Sezgin Baran Korkmaz'ın ifadesini bile alınmadığı da kararın içinde yazıyordu” dedi.
Şık’ın yazısından ilgili bölüm şu şekilde:
“Bu karardan 10 gün sonra, 17 Kasım 2020'de, Sezgin Baran Korkmaz hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı da 7'inci Sulh Ceza Hâkimi Ramazan Çiçek tarafından kaldırıldı. Bu kararda Korkmaz hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlamasından da soruşturma yürütüldüğü belirtiliyordu. Türk Ceza Kanunu'nun 220'nci maddesinde düzenlenen bu suçun cezası 4 yıldan az olmamak kaydıyla 8 yıla kadar hapis cezasıydı. Örgütün silahlı olması halinde cezaların yarı oranına kadar artırılabileceğini düzenleyen kanunun 5'inci maddesinde örgüt yöneticilerinin işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılacağı da belirtiliyor. Hakkında hayli yüklü bir ceza öngören bir soruşturmada tutuklanmak bir yana, şüpheli Sezgin Baran Korkmaz'ın ifadesini bile alınmadığı da kararın içinde yazıyordu.”
‘MEVCUT TÜRKİYE’NİN ÖZETİ’
Ahmet Şık köşe yazısının son bölümünde "Geçmişi gölgeli" bir sermaye sahibinin parası ve yöntemleri mi yoksa gölgede olmadığı düşünülenin parası ve yöntemleri temiz?” diye sorarken, olayı ‘mevcut Türkiye’nin özeti’ olarak değerlendirdi.
Şık şu ifadeleri kullandı:
“Buraya kadar anlatılanlar bize iki farklı Sezgin Baran Korkmaz portresi sunuyor. Madalyonun bir yüzünde ABD'de başlayan ve uluslararası nitelik kazanan bir dolandırıcılık ve bu suçtan elde edilen gelirin aklanması ile ilgili bir soruşturma ve dava zincirinin halkalarından biri olduğu kuşkusu uyandıran Sezgin Baran Korkmaz vardı. Madalyonun diğer yüzündeki Korkmaz ise memleketi Kars'ta ayakkabı boyacılığıyla başlayan iş kariyerini yüz milyonlarca dolarlık bir holdinge dönüştüren "yardımsever" bir zengin olarak karşımıza çıkıyordu.
Sermayeden mafyaya, yargıdan medya ve siyasete uzanan hayli karışık ilişkiler ve iddialar barındıran bu hikâyenin somut ve kuşku duyulmayacak tek sonucu ise resmi ve sivil denetim organları olan yargı ile medyayı kontrol ve tekeline alan bir siyasal iktidarın yarattığı mevcut Türkiye gerçeğini anlatması. Hal bu iken ve ortaya çıkan bilgilerden yola çıkarak son operasyonu da merkeze alan birkaç soru daha sorarak bu uzun yazıyı noktalayalım:
SBK Holding ile ilgili 5 Kasım 2020'de mal varlıkları üzerindeki tedbir kararının kaldırılmasını sağlayan MASAK raporu mu yalan ya da yanlış yoksa son operasyonun yapılmasının dayanağı haline gelen sonuncu MASAK raporu mu?
İlk operasyonda tedbir kararının kaldırılmasıyla soruşturmanın kadük bırakılmasında mı yoksa son operasyonla tekrar devreye sokulan soruşturmada görev ve rol alan yargı mensupları mı hukuka uygun davrandı?
Her iki soruşturmada da siyaset ne kadar etkiliydi?
"Geçmişi gölgeli" bir sermaye sahibinin parası ve yöntemleri mi yoksa gölgede olmadığı düşünülenin parası ve yöntemleri temiz?
Ve bu mafya yöntemlerinin anlatıldığı bu hikâyenin mafyası kim?”
İLGİLİ HABERLER
Uykusuz'dan Erdoğan'ın iki yeni sarayına gönderme
Mizah dergisi Uykusuz, yeni sayısında Erdoğan’ın yazlık ve kışlık saraylarını kapağına taşıdı.
20-01-2021 09:09

Haftalık mizah ve karikatür dergisi Uykusuz, yeni sayısında AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yazlık ve kışlık saraylarını kapağına taşıdı.
Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınına karşı başlanan aşılamaya da değinilen kapakta “2021’de Cumhurbaşkanlığı’nın yaptıracağı yazlık kışlık iki yeni sarayın maliyeti 740 milyon” bilgilendirilmesine yer verildi.
İşte Uykusuz’un 20 Ocak Çarşamba günü (bugün) çıkan sayısının kapağı.
Selçuk Özdağ’a saldırıya ilişkin 2 kişi tutuklandı
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın saldırıya uğramasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 2 kişinin tutuklandığı öğrenildi.
20-01-2021 08:46

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın saldırıya uğramasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 2 kişi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Özdağ, 15 Ocak’ta evinin önünde 5 kişi tarafından saldırıya uğramıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında G.T. ve A.G. gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler, Ankara Adliyesine getirildi. Burada soruşturma savcısına ifade veren şüpheliler, nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Mahkeme, şüphelilerin "kasten yaralama" suçundan tutuklanmasına karar verdi.
Öte yandan diğer 3 şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği öğrenildi.
Akkuyu'daki nükleer santral inşaatında patlama
Mersin Akkuyu Nükleer Santrali inşaatındaki patlamaya ilişkin açıklama yapan Valilik, bölgedeki bazı ev ve seralarda hasar oluştuğunu, konuyla ilgili inceleme başlatıldığını bildirdi.
20-01-2021 07:59

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Mersin Akkuyu Nükleer Santrali inşaatında patlama meydana geldiğini duyurdu.
Twitter hesabından paylaşım yapan Başarır, “Mersinlilerin artık huzuru kalmadı! Nükleer Akkuyu Santrali’nde 18.20 civarıyla yaşanan patlamadan ötürü, Gülnar bölgesinde kırılmayan cam ve kapı kalmadı. Yol yakınken, bu yanlıştan vazgeçin. Henüz tamamlanmadan yaşanan bu patlamalar, felaketin habercisi” ifadelerini kullandı.
Mersinliler olarak, Nükleer Akkuyu’daki bu tehlikeleri, patlamaları yaşamak istemiyoruz!
— Ali Mahir Başarır (@alimahir) January 19, 2021
Nükleer yapacaksanız, deprem bölgesinde olmayan, Mersin dışında bir yerde yapın.
Mersin halkı, nükleer santrali Akkuyu’da istemiyor! pic.twitter.com/vztcHloT79
VALİLİKTEN AÇIKLAMA
Mersin Valiliği, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) inşaat çalışmaları sırasında planlı patlatma sonucunda bölgedeki bazı ev ve seralarda hasar oluştuğunu, konuyla ilgili inceleme başlatıldığını bildirdi.
Valilikten yapılan açıklamada, Akkuyu NGS'de planlı patlatma yapıldığı belirtilerek şunlar kaydedildi:
Akkuyu Nükleer Güç Santrali bölgesinde bugün yapılan planlı patlatma sonucu patlamanın etkisiyle Büyükeceli bölgemizde ev ve seralarda meydana gelen zararların tespitine yönelik zarar tespit komisyonu kurulmuş olup gerekli çalışmalara başlanmıştır. Patlatmayla ilgili gerekli incelemeleri yapmak üzere Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Güvenlik Denetleme Başkanlığından bir ekip görevlendirilmiştir. Konu her yönüyle incelenecek ve sorumlular hakkında gerekli işlemler yapılacaktır.
Bursa'da Diş Hekimini bıçaklayan sanık tahliye edildi
Bursa'da dişini çekerken hekimi Hamdi Gören'i göğsünden yaralayan M.D.'ye verilen 11 yıl 8 aylık hapis cezası İstinaf Mahkemesi tarafından bozuldu. Cezası 6 yıl 3 aya indirilen sanık, bu kararla tahliye edildi.
19-01-2021 23:24

Bursa'da diş çektirmek için gittiği hastanede, diş hekimi Hamdi Gören'i (55) göğsünden bıçaklayarak ağır yaralayan ve "iyi hal" indirimiyle 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan M.D.'nin (20) cezası, istinaf nahkemesince 6 yıl 3 aya düşürüldü. M.D., kararla birlikte tahliye edildi.
Demirören Haber Ajansı'nın aktardığı habere göre, mahkeme heyeti, sanığa "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan verilen 11 yıl 8 aylık hapis cezasının kaldırılarak "ağırlaşmış kasten yaralama" suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası hükmetti. Ayrıca sanığın iki yıldır tutuklu bulunmasını göz önüne olan heyet, sanığın hükümle birlikte tahliyesine karar verdi.
Bursa 15. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda tutuklu sanık M.D., "kamu görevlisine karşı kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan iyi hal indirimiyle 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Taraflar, karara istinaf mahkemesinde itiraz etti. Müşteki avukatının itirazını reddeden Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, sanık avukatı Erdal Yıldız'ın itirazını ise kabul etti.
İstinaf mahkemesinde görülen duruşmada sanık M.D. çok pişman olduğunu öne sürdü. Hamdi Gören ise sanığın diş çekimi işleminden sonra kendisini bıçakladığını ifade ederek, "Çekim sırasında değil, hekim masasına oturduğumda bıçaklandım. 'Kalbimden bıçakladım' diye bağırınca hemşire güvenliği çağırmak için odadan çıktı. O sırada yaklaşık 5 dakika odada yalnız kalmış olabiliriz, tekrar bıçaklamamış olabilir" diye konuştu.
Duruşmada savcı ise sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırıldığını ancak doktorda tek bıçak darbesi oluşu, sanığın eylemine devam edebilecek durumda olmasına rağmen devam etmemesi ve doktora tıbbi müdahaleyi engellemediği gerekçelerinin göz önüne alınarak, "yaralama" suçundan hüküm kurulmasını ve tahliye kararı verilmesini istedi.
Önceki yıl Eylül ayında Bursa Ağız ve Diş Hastalıkları Hastanesi’nde meydana gelen olayda, şüpheli M. D., dişini çektirmek için gittiği hastanede canını acıttığını ileri sürdüğü hekim H. G.’yi göğsünden bıçaklayarak yaralamıştı.
Erkan Baş'tan Kılıçdaroğlu'na: Solculuk fakirlere yardım etmek değil fakirliği ortadan kaldırmaktır
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Artı TV’de Gazeteci İsmet Demirdöğen ile birlikte Sibel Hürtaş’ın sunduğu Ankara Gündemi programına konuk oldu. Gündeme ilişkin gelişmeleri değerlendiren Baş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “sağ-sol” kavramlarına karşı olduğunu söylediği açıklamalarına da değindi.
19-01-2021 23:13

İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Artı TV’de Gazeteci İsmet Demirdöğen ile birlikte Sibel Hürtaş’ın sunduğu Ankara Gündemi programına konuk oldu.
Gündeme ilişkin gelişmeleri değerlendiren Baş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “sağ-sol” kavramlarına karşı olduğunu söylediği açıklamalarına da değindi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını talihsiz bulduğunu belirten Baş, “Bizim bildiğimiz solculuk fakirlere yardım etmek değil fakirliği ortadan kaldırma işi. Fakirlere yardım ederler ki istedikleri düzen devam edebilsin. Fakirlik olduğu sürece bunu ortadan kaldırma işi “sol” olmaya devam edecek.” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımının yanlış bir ön kabule dayandığını söyleyen Baş, “Türkiye’de toplum sağcıdır dolayısıyla bizim onlara seslenmemiz için onlar gibi olduğumuzu anlatmamız lazım’ gibi strateji merkezlerinin ürettiği bir akılla hareket ediyor bu da doğru değil. İşçilerin emekçilerin yoksulların hakkını savunmak, bağımsızlığı savunmak, gericiliğe karşı aydınlanma mücadelesi vermek ve her tür ırkçılığa karşı halkların kardeşliğinden ve barıştan yana olmak solculuktur.” ifadelerini kullandı.
Arda Turan yeniden 'cinsel taciz' suçundan yargılanacak
İstinaf Mahkemesi Arda Turan'ın beraat ettiği 'taciz' davasından ki kararı bozdu. Mahkeme Berkay ve eşi Özlem Şahin'in yaptığı itirazı kabul etti. Arda Turan, "Cinsel taciz" suçundan yeniden yargılanacak.
19-01-2021 21:34

Sarıyer Emirgan'daki bir eğlence mekanında 10 Ekim 2018'de futbolcu Arda Turan ile şarkıcı Berkay Şahin arasında yaşanan kavgaya ilişkin dava, 11 Eylül 2019 tarihinde karar çıkmıştı.
İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi, Arda Turan hakkında Özlem Şahin'e yönelik "Cinsel taciz" suçundan beraat kararı vermişti. Mahkeme, Arda Turan'a "Korku kaygı veya panik yaratacak şekilde silahla ateş etmek", "Ruhsatsız silah bulundurmak" ve "Kasten yaralama" suçlarından ise toplam 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası vermişti. Ancak bu suçlardan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişti. Berkay Şahin'in, Arda Turan'a karşı "hakaret" suçundan tepki olarak işlenmesi sebebiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmişti.
KARARA İTİRAZ EDİLDİ, MAHKEME KARARI BOZDU
Karar sonrasında Berkay ve eşi Özlem Şahin avukatları aracılığıyla "Cinsel taciz" yönünden verilen beraat kararına itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren İstanbul 25. Bölge Adliye Mahkemesi de yerel mahkemenin kararının bozulmasına hükmetti. 19 Kasım 2020'de İstinaf Mahkemesi'nce verilen kararda, Arda Turan'ın olay öncesinde Özlem Şahin'i tanımadığını, medeni durumunu bilmediğini söylediği, ancak Berkay Şahin ve eşi Özlem Şahin'in ise Arda Turan ile daha önceden aynı yerde oturup yemek yediklerini, birbirlerini tanıdıklarını söyledikleri belirtildi. Arda Turan ile Özlem Şahin arasında bir konuşma geçtiğinin her iki tarafın beyanıyla sabit olduğu, Arda Turan'ın çarptığı için özür dilediğini ifade ettiği kaydedildi. Kararda, taraflar arasında geçen konuşma içeriğinin ortamın kalabalık olması nedeniyle tanıklar tarafından duyulmasının mümkün olup olmadığı, duydularsa tanıklardan sorulmasının zaruri olduğu vurgulandı. Ayrıca Özlem Şahin'in konuşmadan sonraki hal ve tavırlarının da tanıklardan sorulması, taraflar arasında geçmişe dayalı bir husumet veya çıkar çatışmasının bulunup bulunmadığının taraflardan ve tanıklardan ayrıca sorularak açıklattırılması gerektiği kaydedilerek "Bu hususlarda yeterli tartışma yapılmadan ve soruşturma aşamasında beyanları alınan Burak Yılmaz ve Onur Ürkmez'in tanık olarak beyanları alınmadan eksik araştırmayla karar verildiği" belirtildi.
DOSYA YENİDEN YEREL MAHKEMEDE
Kararda, "Cinsel taciz" suçunun sübuta erdiğine kanaat getirilmesi halinde, Arda Turan için "Basit yargılama usulü" ile yönünden yeniden değerlendirilmesi gerektiği de ifade edildi. İstinaf başvurusunu yerinde gören üst mahkeme, kararın bozulmasına ve yeniden incelenerek hüküm kurulmak üzere yerel mahkemeye gönderilmesine hükmetti. Berkay Şahin ve Özlem Şahin'in avukatı Umut Köroğlu, "Eksik hususlar vardı, yeterince araştırma yapılmadan karar verildiği yolundaki itirazımız kabul edildi. Cinsel taciz yönünden yargılama yeniden yürüyecek" dedi.