Kafe-bar ve turizm emekçileri bir kez daha seslerini yükseltti: 'Tedbirler alınsın, iş yerlerimiz açılsın'

Kafe-bar ve turizm emekçileri bir kez daha seslerini yükseltti: 'Tedbirler alınsın, iş yerlerimiz açılsın'

Farklı şehirlerde bir araya gelen emekçiler, yaptıkları açıklamalarla, içinde bulundukları zor durumu ve taleplerini dile getirdi.

İzel Sezer - Antalya

İleri Haber

Kafe-bar ve turizm işçileri, ülkenin farklı noktalarında bir kez daha seslerini yükselterek “Geçinemiyoruz” dedi. AKP’nin kalabalık kongreleri ve cenaze törenlerini hatırlatan emekçiler, “Bu koronavirüs hiçbir yerde bulaşmıyor da sadece bizim iş yerlerimizde mi yayılıyor?” diye sorarak, acilen  iş yerlerinin açılmasını talep etti.

Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle kafe, restoran ve barlar 170 gün önce kapatıldı. Konuya ilişkin bugün Antalya Eğitim Sen Şube Binası’nda bir araya gelen Kafe ve Bar Çalışanları Dayanışması, Turizm İşçileri Dayanışması ile Otel ve Turizm İşçileri Sendikası’ndan emekçiler yaptıkları açıklamada, içinde bulundukları zor durumu ve taleplerini dile getirdi.

Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

Hükümet pandemi destekleri doğrultusunda çalışanlara; Çalışma Ödeneği (KÇÖ)  ve ücretsiz izin nakdi ödeneği sağlandı.  Kısa çalışma ödeneği alanlar 1.500 TL, ücretsiz izne çıkarılanlar ise 1.170 TL ile geçinmek zorunda bırakıldı. Şimdi mekanların ne zaman açılacağı belli olmamasına rağmen hükümet kısa çalışma ödeneğinin 31 Mart’ta, ücretsiz izin nakdi yardımının ise 17 Mart’ta kesileceğini belirtti. İnsanların aylarca net asgari ücretin bile yarısından az olan bir rakamla geçinmesi beklendi. Şimdi o da kesiliyor. İş yerlerinin kapatıldığı dönemlerde kısa çalışma ödeneğinden ve işsizlik ödeneğinden faydalandırılan işçiler sosyal güvenlik primlerinden de faydalanamıyor. İşçilere bir miktar para veriliyor ama karşılığında sosyal güvenceleri ellerinden alınıyor. Ücretsiz izin ve kısa çalışma dönemleri çalışanların emeklilik haklarında mağduriyete sebep olmamalıdır.

‘MEKANLARIN TÜMÜ AYRIM YAPILMADAN AÇILMALIDIR’

Yeme-içme sektöründeki iş yerlerinin, pandemi nedeniyle tam kapasiteyle değil düşük kapasiteyle açılacağı konuşuluyor.  Düşük kapasiteyle açılması demek, birçok insanın işine dönememesi demektir. Bu sebeple kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin nakdi yardım desteği tüm sektörler için kaldırılsa bile, yeme-içme sektörü için yıl sonuna kadar devam ettirilmelidir. Aksi takdirde sektördeki birçok arkadaşımız işsizlikle, açlıkla yüz yüze kalacaktır. İl ve ilçelerin koronavirüs pandemisinin yaygınlığına göre düşük, orta, yüksek ve çok yüksek olarak kategorize edileceği buna göre açılacağı duyuruldu. Mekanlar düşük, orta, yüksek, çok yüksek ayrımı yapılamadan açılmadır. Pandeminin yükünü biz çekeceğimiz kadar çektik. Mekanların açılmasında işletme ayrımı yapılmamalı tüm mekanlar aynı anda açılmalıdır.

Milyonlarca insanın içinde olduğu bir sektör yok olma tehlikesiyle karşı karşıya, işçiler ise açlıkla karşı karşıya. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre 180 bin iş yeri kapalı. Bu işletmelerin her birinde 10 kişi çalışsa 2 milyon insan ediyor, aileleriyle birlikte 10 milyon insan açlığa, yoksulluğa mahkûm edilmiş durumda. . Cumhurbaşkanı, ‘‘Kapanan dükkan yok’’ dedi. Ama Ticaret Bakanlığı 2020 yılında 99 bin 588 esnafın iş yerini kapattığını açıkladı. Esnaf da çalışan da oldukça zorda! Daha fazla iş yeri kapanmadan dükkanları açın!

‘HÜKÜMETTEN HEPİMİZİN ALACAĞI VAR’

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 13 Ocak’ta kongreleri başladı, kalabalık salonlarda kongreler yapılabiliyor. Cumhurbaşkanı bile salonlar için, ‘‘Salon lebalep dolu’’ diyor, o derece dolu salonlar. Dün Sağlık Bakanının da katıldığı bir cenaze törenini hep beraber izledik, cami avlusu hınca hınç doluydu. Soruyoruz: Bu koronavirüs hiçbir yerde bulaşmıyor da sadece bizim iş yerlerimiz de mi yayılıyor. iş yerlerimiz acilen açılmalıdır. HES Kodu ile toplu taşıma araçlarına biniliyor, kapalı yerlere giriliyorsa siyasi partiler kongre yapabiliyorsa kafeye, bara, lokantaya da gidilebilir. İşletmelerin bir an önce açılmasını istiyoruz, bir an önce işimize dönmek istiyoruz. Çalıştığımız iş yerlerinde alınması gereken tüm tedbirleri alalım, işyerleri açılsın, yasaklar kalksın. Konser salonları ve tiyatrolar da sektörümüzün bir parçası, onlar da açılmalı. Son 2 ayda Duran Ay, Erdem Topuz ve Mert El adlı müzisyen arkadaşlarımız işsizlik sebebiyle intihar etti. Hepimizin alacağı var hükümetten!

Son olarak Kahvehane, lokanta, meyhane, kafe ve bar çalışanları örgütsüz olduğu için bu süreçte hak arama zeminlerinden yoksun kalmıştır. Tüm arkadaşlarımızı iletişim kanallarımızı arttırmak, yan yana gelişlerimizi çoğaltmak ve içine düşürüldüğümüz yoksulluğa karşı birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz. Sektörde çalışan tüm arkadaşlarımızı örgütlenmeye çağırıyoruz. Hesabı biz ödemeyeceğiz!

İSTANBUL’DA EYLEM: ‘HESABI BİZ ÖDEMEYECEĞİZ’

İstanbul’da emekçiler Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelerek, “Hesabı biz ödemeyeceğiz” diye seslerini yükseltti. Emekçilerin eylemine Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da destek verdi.

BURSA

Bursa'da da emekçiler Uğur Mumcu Bulvarı'nda bir araya gelerek "Sesimizi duyan var mı?" diye haykırdı.

 

İZMİR

Kıbrıs Şehitleri Caddesi Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir eylem yapan emekçiler "Pandemi, kriz yoksulluk... Hesabı biz ödemeyeceğiz" pankartı taşıyarak salgında iş yerinin kapanması ve yaşadığı ekonomik sorunlar sebebiyle yaşamına son veren Mehmet Mertel için slogan attı. Eylemde yapılan basın açıklamasında 

Adalet ve Kalkınma Partisinin 13 Ocak’ta kongreleri başladı, kalabalık salonlarda kongreler yapılabiliyor. Cumhurbaşkanı bile salonlar için, ‘‘Salon lebalep dolu’’ diyor, o derece dolu salonlar. Özel ve resmi kurslarda yüz yüze eğitim başladı. Sağlık kurumlarındaki yoğunluğun azalmasıyla, sağlık personelinin izin yasağı kaldırıldı. Normalleşme adımları atılıyor, bize öncelik verilmeli iş yerleri açılmalıdır.

HES KODU ile, toplu taşıma araçlarına biniliyor, kapalı yerlere giriliyorsa siyasi partiler kongre yapabiliyorsa kafeye, bara, lokantaya da gidilebilir. İşletmelerin bir an önce açılmasını istiyoruz, bir an önce işimize dönmek istiyoruz. Çalıştığımız iş yerlerinde alınması gereken tüm tedbirleri alalım, işyerleri açılsın, yasaklar kalksın. Konser salonları ve tiyatrolar da sektörümüzün bir parçası, onlar da açılmalı. Son aylarda müzisyen intiharları da arttı. Hepimizin alacağı var hükümetten!

Bir önceki cuma günü İzmir'de müzisyen arkadaşımız aynı zamanda İzmir Müzisyenler Derneği üyesi Mehmet Mert El geçinemediği için intihar etti. Geçtiğimiz aylarda ise Duran Ay ve Erdem Topuz isimli iki müzisyen arkadaşımız daha yine geçim ve işsizlik derdi ile hayatlarına son verdiler. İntiharlar münferit olaylar değiller ve önlenebilecek ölümler. Hizmet, eğlence ve yeme-içme sektöründe çalışanlar ve işletme sahipleri olarak başka hiç bir arkadaşımızı kaybetmemek için hükümeti adım atmaya çağırıyoruz. Geçinemiyoruz da yaşayamıyoruz da.

Son olarak kahvehane, otel, lokanta, meyhane, kafe ve bar çalışanları sendikasız olduğu için bu süreçte hak arama zeminlerinden yoksun kalmıştır. Tüm arkadaşlarımızı; iletişim kanallarımızı arttırmak, yan yana gelişlerimizi çoğaltmak ve içine düşürüldüğümüz yoksulluğa karşı birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz. Sektörde çalışan tüm arkadaşlarımızı, sendikalarda, derneklerde ve meslek birliklerinde örgütlenmeye çağırıyoruz.