Kadıköy'de Boğaziçi eylemine polis saldırısı: Çok sayıda gözaltı
Kadıköy'de Boğaziçi öğrencilerinin yapmak istediği eyleme polis saldırdı. Çok sayıda kişi gözaltına alındı.
01-04-2021 17:55

İstanbul Kadıköy'de AKP'li Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasına karşı öğrencilerinin yapmak istediği eyleme polis saldırdı. Çok sayıda öğrenci gözaltına alındı.
Boğaziçi Direnişi’ne katıldıkları için tutuklu yargılanan Anıl Akyüz ve Şilan Delipalta’nın davasının duruşması öncesi, arkadaşları onlara destek olmak için Kadıköy Rıhtım’da bir araya gelmek istedi.
Öğrencilerin, ‘bundan sonrası hepimizde’ diyerek yaptıkları çağrının ardından Kadıköy Kaymakamlığı ilçedeki tüm toplantı ve gösteri yürüyüşlerini, salgın önlemlerini bahane göstererek yasakladı.
Eylem saati öncesi iskele meydanı ve Kadıköy ‘ün ara sokakları polis tarafından ablukaya alındı. Kadıköy’de bir araya gelen öğrencilere polis biber gazı ve plastik mermi ile saldırdı
Kadıköy'de Boğaziçi Üniversitesi eylemine polis saldırısı: Çok sayıda kişi işkenceyle gözaltına alındı!#BundanSonrasıHepimizde
— İleri Haber (@ilerihaber) April 1, 2021
KADIKÖY'DEKİ GÖZALTILAR İÇİN AÇIKLAMA
Polis saldırısının ardından Türkiye İşçi Partisi (TİP) il binasında bir basın açıklaması düzenleyen öğrenciler, polisin saldırısına tepki göstererek taleplerini yineledi.
Polis saldırısının ardından öğrencilerden basın açıklaması:
— İleri Haber (@ilerihaber) April 1, 2021
İktidarın kongrelerini yasaklamayanlar, özgürlükleri için bir araya gelen üniversitelilere saldırdı!#DirenişKadıköyde
İLGİLİ HABERLER
YÖKDİL sonuçları açıklandı
ÖSYM, 28 Mart'ta yapılan YÖKDİL'in sonuçlarını açıkladı. Adayların cevap kağıtları ve yanıtlar 10 gün boyunca erişime açık olacak.
13-04-2021 11:26

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 28 Mart'ta yapılan Yükseköğretim Kurumları Yabancı Dil Sınavı'nın (YÖKDİL) sonuçlarını açıkladı. Sınava katılan adaylar, sonuçları ve cevap kağıtlarını kimlik numaraları ve şifreleri ile ÖSYM sistemine girerek öğrenebilecek.
ÖSYM, adayların cevap kâğıtlarını ve cevap kâğıtlarına yapmış oldukları işaretlemeler ile soruların doğru yanıtlarını 10 gün için erişime açtı. Adaylar, sınav sonuçlarına, ÖSYM'nin "https://sonuc.osym.gov.tr" internet adresinden T.C. kimlik numaraları ve aday şifreleriyle erişebilecek.
Ayrıca adaylar, aday cevaplarının ve cevap anahtarının yayınlandığı form üzerindeki soru numaralarını tıkladıklarında, her soru için açılan yeni pencerede soru kökünü, cevap seçeneklerini ve sorunun doğru cevabı ile ilgili soruya kendilerinin vermiş olduğu cevabı görebilecek. Sorular, adayın sınavda kullandığı kitapçığın soru ve seçenek diziliminde görüntülenecek.
Devlet yurdunda kalabilmek için "Cumhurbaşkanına hakaret" etmemek şartı getirildi
Öğrencilerin yurtta barınabilmesi için uyması gereken şartlara yenileri eklendi. Yeni şartlar arasında "cumhurbaşkanına hakaret etme suçundan mahkum olmamak" şartı da var.
10-04-2021 11:30

Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurt Hizmetleri Yönetmeliği'nde değişiklikler yapıldı. Yapılan değişiklikler, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Değişikliklere göre; artık bir öğrencinin yurtlarda barınması için “cumhurbaşkanına hakaret etme suçundan mahkûm olmamak” şartı da aranacak. Öğrencinin bu fiili yurttayken yapması durumunda ise öğrencinin, öğrenimi süresince bakanlık yurtlarından herhangi birine alınmamak üzere yurtla ilişiği kesilecek.
YENİ GETİRİLEN ŞARTLAR
NTV'nin haberine göre, yönetmelik ile öğrencilerin yurtlarda barınması için aranacak şartların kapsamı da genişletildi. Buna göre, "taksirli suçlar ile kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlara çevrilmiş veya sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, kasten işlenen bir suçtan dolayı altı ay veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, cumhurbaşkanına hakaret, devletin egemenlik alametlerini aşağılama, devletin kurum ve organlarını aşağılama, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, hayasızca hareketler, spor müsabakalarına dayalı bahis ve şans oyunlarını oynatma, gibi suçlardan mahkûm olmaması ve yurt başvurusu yaptığı tarihte 35 yaşını doldurmamış olması" şartı da aranacak.
UZAKLAŞTIRMA DA ŞARTLAR ARASINDA
Terör örgütlerinin eylemlerine katıldığı tespit edilenlerin, devam etmekte oldukları öğretim kurumundan bir aydan fazla uzaklaştırma cezası almış olanların, yeniden öğrenime başladıkları tarihe kadar yurtla ilişikleri kesilecek.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nın taşınmasına öğrenciler tepkili: 'Neden bizi okulumuzdan ediyorsunuz?'
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın, Kadıköy Rıhtım’da İBB'ye ait binadan Göztepe’ye taşınmasına karar verilmişti. Bu karara tepki gösteren öğrenciler bugün Kadıköy Rıhtım’da bir basın açıklaması yaptı.
09-04-2021 20:43

İleri Haber
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğrencileri, Kadıköy Rıhtım’da bulunan İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı'nın öğrencilere sorulmadan taşınması kararına tepki gösterdi. Basın açıklaması yapan öğrenciler, “Ne büyükşehir belediyesinden ne de büyükşehir belediyesinin iletişim kanallarından, alınan karar üzerine bir bilgi ve yapılan itirazlara bir cevap alamadık” dedi.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın, Kadıköy Rıhtım’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait binadan Göztepe’ye taşınmasına karar verilmişti. Bu karara tepki gösteren öğrenciler bugün Kadıköy Rıhtım’da bir basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Yıldız, Maltepe, Koç, Marmara, Boğaziçi, Mimar Sinan ve İstanbul Üniversitesi öğrenci dayanışmaları da destek verdi. Açıklamayı, Ekim Deniz okudu.
Deniz, açıklamasında "Okulumuzun taşınma haberini internet üzerinden öğrenmenin üzüntüsü ve kızgınlığı içerisinde belediyeye ulaşabileceğimize inandığımız her türlü kanaldan iletişime geçmeye ve kararın netliği ve durumu hakkında bilgi almaya calıştık. Bu süreçte İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne onlarca mail, Beyaz Masa'yaya şikâyet gerçekleştirmeye çalıştık. Ne büyükşehir belediyesinden ne de büyükşehir belediyesinin iletişim kanallarından, alınan karar üzerine bir bilgi ve yapılan itirazlara bir cevap alamadık" dedi.
‘GÖRÜŞME TALEPLERİMİZDEN SONUÇ ALAMADIK’
Konservatuarın taşınacağı Göztepe’deki yerleşkenin sanat eğitiminin gerektirdiği fiziksel koşullardan uzak olduğunun altını çizen Deniz, Alınamayan cevaplara karşılık olarak başlattığımız kamuoyu çalışmalarında bizimle olduğunu gördüğümüz sanatçılara ve öğrenci dayanışmalarına teşekkür ederken, kamuoyuna henüz bir açıklamada bulunmayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ve başkanına şu soruyu soruyoruz: Neden düzenlenen yarışmada seçildiği gibi hal binasının restorasyonunda korunacak olan konservatuarımızı 2016 yılında onaylanmış başka bir projeye dönerek kapsam dışında alınıyor ve bizi okulumuzdan ediyorsunuz?” diye sordu.
Deniz açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Sanata ve sanatçıya bilhassa gençliğe değer verdiğini her fıratta dile getiren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu görüşme talebimizin olumlu sonuç alacağından ve karşılıklı görüştüğümüz de bu konu hakkında anlaşabileceğimize olan inancımızdan dolayı sürecin başından sonuna tavrımızı her zaman anlaşmaya ve anlamaya açık tuttuk. Ama ne yazık ki bu süreç boyunca hiçbir görüşme talebimize olumlu bir dönüş alamadık, muhataplarımıza ulaşamadık. Ve okulumuzun hakkında alınan kararların hiçbirinde okulun öznesi olan öğrencilere fikrini belirtme imkanı sunulmamış, görüşlerimiz alınmamıştır. O yüzden başta belirttiğimiz gibi bugün burada haklı taleplerimizi ve isteklerimizi seslenmek için toplandık."
‘TÜM RİSKLER KALDIRILSIN, BİNAMIZ YENİDEN BİZLERLE PAYLAŞILSIN’
Deniz, açıklamanın son kısmında ise taleplerini şöyle dile getirdi:
“Biz istiyoruz ki rıhtıma eski ve yeni müzik eserlerini dinlettiğimiz, provalardan sonra oyunculuk üzerine tartışmalar yaptığımız, ders sonlarında koşar adım opera ve bale salonlarına gidebildiğimiz binamız tüm riskler ortadan kaldırılmış olarak yeniden bizlerle paylaşılsın.”
Polisin Boğaziçi eyleminde darp ederek gözaltına aldığı üniversiteli iç kanama geçirdi
1 Nisan'da Boğaziçi tutuklularına destek eyleminde polis tarafından darp edilen Öyküm Bozbay'ın kaburgalarında ezilme ve iç kanaması olduğu öğrenildi.
07-04-2021 09:16

Fotoğraf: Fatoş Erdoğan
Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinde tutuklanan arkadaşları için 1 Nisan günü Kadıköy’de düzenlenen eylemde darp edilerek gözaltına alınan Devrimci Gençlik Dernekleri (DGD) üyesi Öyküm Bozbay, ağrıları nedeniyle gittiği doktor kontrolünde darp nedeniyle kaburgalarında ezilme ve iç kanaması olduğunu öğrendi.
DGD'den yapılan paylaşımda 5 Nisan pazartesi gecesi hastaneye kaldırılan Bozbay’ın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi.
NE OLMUŞTU?
Tutuklu Boğaziçi direnişçileri Anıl Akyüz ve Şilan Delipalta’nın 2 Nisan’daki duruşmasından bir gün önce “özgürlük” talebini dile getirmek için Kadıköy’de eylem yapan üniversiteliler polis saldırısına uğramış, Öyküm Bozay’ın da aralarında bulunduğu 35 kişi gözaltına alınmıştı.
1 Nisan’da Kadıköy’de yaşanan şiddetin boyutu fotoğraf ve videolara yansımış, polisler üniversitelilerin boğazlarını sıkarak, tekmeleyerek ya da yere yatırıp dizleriyle üstlerine basarken görüntülenmişti. Üniversiteliler, gözaltı araçlarından hastaneye kadar işkencenin sürdüğünü belirtmişti.
Boğaziçi tutuklularından Anıl Akyüz, cezaevinde yaşadıklarını anlattı
Kayyum rektör atamalarının ardından başlayan eylemlerde gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Anıl Akyüz, cezaevinde yaşadıklarını İleri’ye anlattı…
05-04-2021 10:19

İzel Sezer - @izelsezer
Boğaziçi Üniversitesi'ne AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kayyum rektör olarak atanan Melih Bulu'ya karşı Kadıköy’de yapılan eylemde öğrencilere destek verdiği için tutuklanan yüksek lisans öğrencisi Anıl Akyüz, tutukluluk süresince yaşadıklarını anlattı.
Anıl Akyüz, İstanbul Üniversitesi Tarih bölümü mezunu ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencisi. 2 Şubat’ta Kadıköy’de yapılan kayyum rektör eyleminde işkenceyle gözaltına alındıktan sonra 5 Şubat’ta çıkarıldığı mahkemede üniversite öğrencisi Şilan Delipalta ile birlikte tutuklandı ve yargılandığı davanın ilk duruşmasının görüldüğü 2 Nisan’a kadar Maltepe Cezaevi’nde kaldı.
Geçen cuma günü tahliye edilen Akyüz, tutukluluk sürecini ve tahliye edildikten sonra yaşadıklarını İleri Haber’e anlattı.
‘GÖZALTINA ALINIRKEN KAFAM KALDIRIM TAŞLARINA VE ÇELİK OTOSUNUN ZIRHINA VURULDU’
2 Şubat’taki Kadıköy eyleminde neler yaşandı? Nasıl gözaltına alındın ve nasıl bir muameleyle karşılaştın?
2 Şubat tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’ne cumhurbaşkanı tarafında hukuksuz bir biçimde atanan kayyum rektör Melih Bulu’yu protesto edip tutuklanan Boğaziçili öğrenci arkadaşlarımıza destek için bir miting çağrısı yapılmıştı. Ben de bu çağrıyı sosyal medya ve üyesi olduğum siyasi parti olan Türkiye İşçi Partisi'nin çağrısı üzerinden görüp katılma kararı aldım. Önceki Boğaziçi eylemlerine katılamamıştım. Kadıköy Rıhtım Meydanı’na doğru yürümeye başlarken daha eylem başlamadan polisler tarafından saldırıya uğradık. Ben ve arkadaşlarım şiddetli bir şekilde, herhangi bir anons, ihtar vs. yapılmadan darp edilip, gözaltına alındık. Gözü dönmüş bir şekilde önüne gelen herkese saldıran polisler benim de saçlarımdan tutarak önce kaldırım taşlarına ardından da çevik otosunun zırhına 3-4 kere kafamı vurdular. Bu işkenceler neticesinde yere yatırılıp ters kelepçe yapılarak gözaltı aracına bindirildik.
Gözaltındaki Anıl Akyüz ve Ezgi Ertürk savcı karşısına çıkarılmayı beklerken...
Peki tutuklandığın günden bu yana cezaevinde neler yaşadın?
Vatan Emniyet’te saatlerce bekletildikten sonra benimle birlikte 23 arkadaş ifadelerimiz alındıktan sonra savcılığa götürülmek üzere önce bir gece Gayrettepe’de kaldık, ardından da İstanbul Anadolu Adliyesi’ne getirildik. Savcı herhangi bir şekilde ifadelerimizi dahi almadan 13 arkadaşımızı adli kontrol tedbirleri ile serbest bırakırken 10 kişiyi tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Çıkarıldığımız nöbetçi mahkemece tarafından ben ve Şilan tutuklandık.
‘BOĞAZİÇİ TUTUKLULARINDAN OLDUĞUMU SÖYLEYİNCE ADLİ TUTUKLULARIN BAKIŞLARI VE TAVIRLARI DEĞİŞTİ’
Açıkçası bu memlekette adalet, hukuk ve eşitlik talebinde bulunan ve bunun için mücadele eden her insan gibi ben de hayatımın bir döneminde tutsaklık süreci geçirebileceğimi tahmin edebiliyordum. Tutuklanıp cezaevine götürüldükten sonra 2 gün geçici koğuşta kalıp adli tutukluların olduğu koğuşlardan birine yerleştirildim. Koğuşta kalan adli tutukluklara Boğaziçi protestoları sebebiyle tutuklandığımı söylediğimde bana karşı olan bakış ve tavırlarında değişme olduğunu fark etmem uzun sürmedi. Birçok tutuklu bu meselenin salt bir rektör ataması olmadığının, tek adam zihniyetinin bir ürünü olduğunun gayet farkındaydı.
‘BANA VE DİĞER BOĞAİZÇİ TUTUKLULARINA BATTANİYE VERİLMEDİ’
İlk günlerde battaniye sıkıntısı yaşadım. Sonradan benim olduğum koğuşa gelen diğer Boğaziçi tutuklularına da battaniye verilmedi. Defalarca gardiyan ve cezaevi yönetimine bildirmemize rağmen bu gerekli isteğimiz uzun süre karşılanmadı. Daha sonradan oluşan kamuoyu desteği ile ihtiyacımız olan battaniyeleri alabildik. Bu örnekte şunu söylemek isterim ki dışarıdaki kamuoyu desteği olmasaydı daha zorlu bir 2 ay geçirebilirdim. Neyse ki gerek avukat arkadaşlar gerekse dışarıdaki basıncın da etkisi ve gayreti ile bu süreçten olabildiğince yıpranmadan çıkmayı başarabildiğimi söyleyebilirim.
‘ALES SINAVINDA ALDIKLARI TEDBİRLERDEN DOLAYI BENİ GÖRENLER SERİ KATİL OLDUĞUMU DÜŞÜNMÜŞ OLABİLİR’
21 Şubat’ta girdiğim ALES sınavı tamamen bir keyfi sürecin en bariz örneğiydi. Sınava 4’ü rütbeli, 9’u er olmak üzere 13 silahlı jandarma ile götürüldüm. Bulunduğum sınıfta jandarmalar eksik olmadı. Ben sınavı bitirene kadar da sınıftan çıkmadılar. Beni dışarıdan gören bir insan seri katil ya da ağır bir suçlu olduğumu düşünmüş olabilir çünkü alınan tedbirler o yöndeydi. Neyse ki o gün o okulda görevli bir hocamız bu durumu sosyal medyada açığa çıkarttı da yapılan bu muamele bizim tarafımızdan kayıtlara geçmiş oldu.
’21 GÜN BOYUNCA HÜCREDE KALDIM’
Sınav sonrası ise beni diğer Boğaziçi tutuklularının olduğu koğuştan ayırdılar ve pandemi koşulları bahane gösterilerek tek kişilik koğuş denilen hücreye konuldum. Burada 21 gün tecrit bir şekilde kaldım. Daha sonra '’müşahade’' sürecim bitince tekrar arkadaşların olduğu koğuşa geçtim. 21 günlük hücre sürecinde genellikle müebbet hapis yatan insanlarla hücrelerimiz yan yanaydı. Onlarla pencerelerden bağırarak iletişim kuruyordum. Boğaziçi meselesinden geldiğimi önceden gardiyanlar söylemiş olacak ki onların da bana tavrı samimi ve gayet sıcak oldu. Diğer Boğaziçi tutuklusu arkadaşların yanına geçtikten 1 hafta sonra da Koral, Akın ve Necmettin tahliye oldu. Ben F-9 üst koğuşunda 2 Nisan’daki ilk duruşmama kadar tek başıma kaldım.
‘SİYASİ İKTİDARA VE DEVLETİN KOLLUK KUVVETLERİNE DURUŞMA SALONUNDA BİR DERS VERDİK’
2 Nisan’daki ilk duruşmamız ise benim açımdan hayatımın en güzel günlerinden biriydi diyebilirim. Benimle birlikte yargılanan 23 arkadaşla birlikte o mahkeme salonunda hukuksuzluğu, adaletsizliği ve başından beri keyfiyetle hareket eden savcı ve polis fezlekelerini yargılamış olduk. Bu açıdan Boğaziçi direnişini bizim üzerimizden marjinalleştirmeye çalışan siyasi iktidar ve devletin kolluk kuvvetlerine o salonda 'şüpheli' sıfatıyla bulunan bizler tarafından bir ders verildiğini düşünüyorum.
Mahkemedeki kararlı duruşumuz ve kendimizden emin ifadelerimizle, tutuklu bulunan ben ve Şilan tahliye edildik. Evlerine hapsedilme işkencesi ile karşılaşan arkadaşların da bu adli kontrolleri kaldırılmış oldu. Tahliye edildikten sonra çıkış işlemleri için cezaevine tekrar götürüldüm.
‘TEK BAŞIMA KARTAL KÖPRÜSÜ’NE BIRAKILDIM, AİLEME YALAN SÖYLENDİ’
Eşyalarımı toplamış çıkmayı beklerken kendini komutan olarak tanıtan bir jandarma benim kapıdan tahliye olmama izin veremeyeceklerini, sokağa çıkma yasağını bahane göstererek beni bir ekiple birlikte Kartal Köprüsü’ne bırakacağını iletti bana. Bu durumun saçma ve hukuksuz bir durum olduğunu anlatmaya çalışmama rağmen yukarıdan emir geldiğini, cezaevi dışında bir karşılamaya izin vermeyeceklerini söylediler. Bunun akabinde cezaevi ring aracı ile rütbeli jandarmalar eşliğinde, dışarıda beni bekleyen ailem ve avukatıma haber bile verilmeden Kartal Köprüsü’nde E-5 kenarına bırakıldım. Bize karşı olan korkuları dağları aşmış olacak ki aileme ve avukatlara benim, ailem gelene kadar bir ekip aracı ile Kartal Köprüsü’nde bekleyeceğimi söylemişler. Yani yalan söylemişler… Çünkü beni bırakan ekip beni indirir indirmez olanca hızıyla uzaklaştı oradan.
‘ALGI OPERASYONU İLE TUTUKLANDIM’
Yaklaşık iki aylık bir tutukluluğun ardından neler hissediyorsun, okurlarımıza neler söylemek istersin?
Bu memleketin başına yıllardır çöreklenmiş siyasi iktidar kendinden olmayanı terörist ilan etti. Boğaziçi direnişinde bu yapılmaya çalışıldı. Önce Boğaziçililer ardından da Boğaziçililere destek veren geniş bir kitle terörist ilan edildi. Boğaziçili olmayan protestocular üzerinden bir algı operasyonu yaratılmaya çalışıldı. Ben de bu algı operasyonu ile tutuklanmış biriyim.
‘BİZİ BÖYLE KORKUTMAYI BEKLİYORLARSA DAHA ÇOK BEKLERLER’
İnsan hayatında 2 ay kısa bir süre olabilir ama suçsuz yere 2 ay yatmak beni açıkçası öfkelendirdi. Demokratik anayasal hakkım olan protesto etme hakkım gasbedildi ve 2 ay bana devletin hapishanesi reva görüldü. Ailem emniyet tarafından aranarak taciz edildi. Bu tür uygulamaların bizi sindireceğini susturacağını korkutacağını bekliyorlarsa daha çok beklerler.
Önce Doğu ve Selo’yu, ardından beni ve Şilan’ı, sonradan da Beyza, Muhammed, Ömer, Necmettin, Akın, Murat Can ve Koral’ı tutuklayarak, onlarca ev hapsi vererek bu direnişi bitireceklerini düşündüler ve yine yanıldılar. Bu ‘’ceza’’larla dışarıdaki insanlara bir mesaj vermeye çalıştılar. ‘’Sonunuz ya cezaevi olur ya da bu Boğaziçi direnişinden vazgeçerseniz’’ denerek tehdit edildi insanlar. Neyse ki direniş ve haklı olmak o kadar güzel bir his ki, haklı olduğuna inandığın mücadele için uğraş vermek o kadar onurlu bir şey ki tüm korku ve çekinceleri yıkıp geçiyor bence. Tüm baskılara karşı mücadeleme kaldığım yerden devam edeceğim.
Boğaziçi Dayanışması: Siyasetten korkmuyoruz
Boğaziçi öğrencileri direnişin 3. ayında düzenlediği etkinlikte direnişin bugünü ve yarınını siyasetlerle konuşacak.
03-04-2021 18:27

Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrencilerin, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından rektör olarak atanan Melih Bulu'ya karşı başlattıkları eylemler 3. ayında devam ederken Boğaziçi Dayanışmasının çağrısıyla siyasetler Boğaziçi direnişini konuşacak. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, siyasetten korkmuyoruz diyerek üniversiteleri siyasal eylem ve tartışmaların durmaksızın üretildiği yerler haline getirmekte ısrarcı olduklarını dile getirdiler.
Boğaziçi Dayanışmasının düzenlediği etkinlik 4 Nisan saat 14.00'da Boğaziçi Direnişinin youtube kanalından yayınlanacak.
Siyasetten korkmuyoruz: Üniversiteleri siyasal eylem ve tartışmaların durmaksızın üretildiği yerler haline getirmekte ısrarcıyız.
— Boğaziçi Dayanışması #0 (@boundayanisma) April 2, 2021
Mücadelemizin 3. ayında, Boğaziçi direnişiyle ilgili söyleyecek sözü olan siyasetlerle bugünü ve bundan sonrasını konuşuyoruz. pic.twitter.com/pdx60L9MDI