Kadıköy Belediyesi işçileri grev başlattı
Kadıköy Belediyesinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 2 bin 300 işçi greve başladı.
16-02-2021 08:39

Kadıköy Belediyesi işçileri, Kadıköy Belediyesinin Genel-İş Anadolu Yakası 1 No'lu Şubenin işçilerle birlikte hazırladığı Toplu İş Sözleşmesi (TİS) taslağında yer alan talepleri yok sayması nedeniyle grev kararı aldı.
Kadıköy Belediyesi işçileri enflasyon oranında zam isterken, Kadıköy Belediyesi enflasyonun yarısının altında kalan bir zam önermişti. İşçiler gece 00.01 itibariyle işyeri önlerine grev pankartı astı.
Görüşmenin sonucunda belediye ve sendikanın anlaşamaması üzerine 2 bin 300 işçi grev başlattı.
Grev kararını açıklayan Genel-İş Anadolu Yakası 1 No'lu Şube Genel Başkanı Ahmet Arıkan, "Bu saatten sonra mücadelemizi sokakta sürdüreceğiz. Biz alanı da tutacağız masayı da tutacağız. Bu haklarımızı alana kadar mücadelemiz sürecek" şeklinde konuştu.
İLGİLİ HABERLER
Kadıköy’de greve giden belediye işçileri anlattı: ‘Eğer 4 bin 972 TL verselerdi hemen imza atardık’
Kadıköy Belediyesi'nde başlayan grevin ardından belediye yönetiminin iddialarını ve beraberinde sosyal medyada grev karşıtı yürütülen karalama kampanyalarını, işçilerin taleplerini ve görüşmelerde gelinen son durumu işçilerden dinledik.
18-02-2021 10:53
Emre Orman - @eemreorman
İstanbul'da Kadıköy Belediyesi’nde çalışan 2 bin 300 işçi, DİSK Genel-İş Sendikası Anadolu Yakası 1 No'lu Şube ile belediye arasında süren Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin tıkanması üzerine, 15 Şubat’ı 16 Şubat’a bağlayan gece grev ilan etti.
Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “en düşük ücretliye yüzde 38 zam ve en düşük 4 bin 972 TL ücret teklifinin sendika temsilcileri tarafından kabul edilmediğini” iddia etti. Sendika temsilcileri ise belediyenin teklif ettiği ücretin 3 bin 200 TL olduğunu ve belediye yönetiminin açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Belediye yönetiminin iddialarını ve beraberinde sosyal medyada grev karşıtı yürütülen karalama kampanyalarını, işçilerin taleplerini ve görüşmelerde gelinen son durumu işçilerden dinledik.
Zincir marketlerin sömürü raporu: Ağır iş yükü, ödenmeyen ücretler, mobbing...
Mağaza Market-Sen, A101-Şok-Bim Market İşçilerinin Çalışma Koşulları Raporu’nu yayımladı. Üç büyük ilde, 2,5 ayda 330 zincir market ziyaret edilerek hazırlanan raporda, zincir market çalışanlarının çalışma koşulları ele alındı.
03-03-2021 15:09

İleri Haber
Mağaza Market-Sen tarafından yayımlanan raporda, zincir marketlerde çalışan işçilerin durumu gözler önüne serildi. Rapora göre işçiler ağır iş yükü, yapılmayan ödemeler, hak gaspları ve mobbing altında çalışmaya zorlanıyor.
Mağaza-Market Sendikası (Mağaza Market-Sen), A101-Şok-Bim Market İşçilerinin Çalışma Koşulları Raporu’nu yayımladı. İstanbul, Ankara ve İzmir’de sendikanın İş Yeri Ziyaretleri Koordinasyonu tarafından 2,5 ayda 330 zincir marketi ziyaret edilerek hazırlanan raporda, zincir market çalışanlarının çalışma koşulları ele alındı.
Mağaza-market sektörünün hızla büyüdüğü ve bununla birlikte emeğinin sömürüsünün de hızla arttığı belirtilen raporda, zincir marketlerde yüz binlerce işçinin çalıştığı ve ışıltılı reklam tabelalarının altında market işçilerinin hak gasplarının derinleştiği vurgulandı.
'UCUZLUK' SLOGANLARIYLA YAPILAN REKLAMLARIN GÖLGESİNDE SÖMÜRÜ VAR'
Raporun amacı şöyle açıklandı:
“Şok, A101 ve BİM zincir marketlerinin patronları, sendikasız çalışma düzeninden çok memnun. Her şehirde ağır koşullar altında çalışan işçilerin uğradığı hak gasplarını tek tek anlatacağız. Çünkü “ucuzluk” sloganlarıyla yapılan reklamların gölgesinde sömürülen emek gücü var.
Mağaza-Market Sendikası, bu sektörde çalışan tüm işçilerin birliğini kurmak için adım adım ilerliyor. Bu rapor elden ele tüm market işçilerine de ulaşacak. Biliyoruz ki market işçileri bir çıkış yolu arıyor. Sorunlarının çok benzer olduğunun farkındalar. Çözüm yolunun ise birlikten ve sendikayla birlikte mücadele etmekten geçtiğini öğreniyorlar.”
SÖMÜRÜ TAM GAZ
Raporda, zincir marketlerdeki işçilerin çalışma koşullarına yönelik şu başıklarda tespitler yapıldı:
- “Az işçi, çok iş” politikası
- İşçilere dayatılan uzun çalışma saatleri
- Fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi
- Mola sürelerinin tırpanlanması
- İşçilerin zorla yıllık izne çıkarılması
- İzin günlerini işçilerin seçememesi
- Koronavirüslü ya da temaslı işçilerin işe çağırılması veya çalışamayan işçilerden ücret kesintisi
- Düşük ücrete düşük zam
- Şok Market’in ücretsiz işçi servisi
- Müşteriye ürün satma zorunluluğu
- Hak gaspı durumunda işçilerin haklarını arayacakları mekanizmaların işlemez hale getirilmesi
- Marketlerdeki sistematik mobbing
Raporun tamamına ulaşmak için: https://docs.google.com/document/d/1w8FufihHuDx6xhpxpplST6qDFRbHQg950Tk8QqQ9YVQ/edit
Sendikalaşma 'ayak oyunları'yla engellenmişti... Yemeksepeti, konsolosluk önünde protesto edilecek
Eylemde basın açıklamasını DSF Başkanlık Kurulu Üyesi, TUI Genel Sekreteri ve Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu yapacak. Ayrıca Konsolosluğa bir dosya verilecek.
03-03-2021 14:13

İleri Haber
Nakliyat-İş, Yemeksepeti’nin hukuksuz biçimde sendikalaşma çalışmalarını engellemesini Taksim'de bulunan Alman Konsolosluğu önünde protesto edecek.
Alman firması Delivery Hero tarafından 2015’te satın alınan ve Türkiye genelinde 69 şehirde faaliyet gösteren 6 bin işçinin çalıştığı “Yemeksepeti”, “Bana Bi” ve “Vale”de çalışanlar, İstanbul başta olmak üzere birçok bölgede Anayasal haklarını kullanarak Devrimci İşçi Sendikalar Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Nakliyat-İş Sendikası'na üye oldu.
Yasal çoğunluk aşamasına çok yaklaşan Nakliyat-İş, örgütlenmeler hızla sürerken Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na yetki başvurusu için de hazırlıklarını tamamladı.
‘PATRON HUKUKSUZ BİÇİMDE İŞ KOLUNU DEĞİŞTİRDİ’
Bu aşamada Yemeksepeti patronu hile, muvazaa ve resmi evrakta sahtecilik yaparak Bakanlık kayıtlarında taşıma iş kolundaki işçilerin tamamına yakınına hukuksuz ve keyfi olarak iş yeri ve iş kolu değişikliği yaptı. Bu işlemin ardından 2 bin civarında işçinin sendika üyeliği düştü.
Bunun üzerine Nakliyat-İş, patron hakkında “TCK’nın 118. Maddesi ve Resmi Evrakta Sahtecilikle” ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
KONSOLOSLUK ÖNÜNDE PROTESTO
Aile, Sosyal Hizmetler ve Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin iş kolu ilgili incelemesi sürerken, Nakliyat-İş Sendikası, Yemeksepeti’nin işçi ve sendika düşmanlığını Taksim'de bulunan Alman Konsolosluğu önünde protesto edecek. Eylemde basın açıklamasını Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) Başkanlık Kurulu Üyesi, Taşımacılık İşçileri Enternasyonali (TUI) Genel Sekreteri ve Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu yapacak. Ayrıca Konsolosluğa bir dosya verilecek.
Basın açıklamasına Nakliyat-İş Sendikası yöneticileri, işyeri temsilcileri ve üye işçiler katılacak.
Çanakkale'de göçük altında kalan işçiyi kurtarma çalışmaları sürüyor
Kurşun madeni ocağındaki göçükte kalan işçi Gazi Baytimur'a ulaşma çalışmaları bugün de devam ediyor.
02-03-2021 10:58

Çanakkale'nin Yenice ilçesindeki maden ocağında dün meydana gelen göçükte bir işçi mahsur kaldı. İşçiyi kurtarmak amacıyla başlatılan çalışma sürüyor.
Kalkım beldesi Karaaydın köyünde kurşun madeni çıkarılan ocaktaki dün öğleden sonra göçük yaşandı. Tahkimatın çökmesi sonucu 40-50 metre derinlikte göçük altında kalan işçi Gazi Baytimur'a ulaşma çalışmasını Afet ve Acil Durum (AFAD) İl Müdürlüğü koordine ediyor.
Kamuda normal düzene ve mesai saatlerine dönüldü
Genelgeye göre, bugünden itibaren kamu kurum ve kuruluşları normal düzen ve mesai saatlerinde çalışmalarına başlayacak.
02-03-2021 08:10

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla "Covid-19 Kapsamında Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Normalleşme ve Alınacak Tedbirler" başlıklı genelge yayımlandı. Genelgeye göre, bugünden itibaren kamu kurum ve kuruluşları normal düzen ve mesai saatlerinde çalışmalarına başlayacak. Gerektiğinde ise illerde valilerce farklı mesai saatleri belirlenebilecek.
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı'nın Twitter hesabından paylaştığı genelgeye göre, çalıştırılma biçimlerine bakılmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarında (Sağlık Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı hariç) çalışan, yönetici kadro ve pozisyonunda bulunanlar hariç, 60 yaş ve üzerinde olanlar ile Sağlık Bakanlığının belirlediği kronik hastalığı bulunanlar idari izinli sayılacak.
İdari izinli sayılanların bu sürede mali ve sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük hakları saklı kalacak.
Bu personeller, amirinin izni dışında görev mahallinden ayrılmayacak ve hizmetine ihtiyaç duyulanlar çağırıldıkları anda görevlerine dönecek.
Böylece 26 Ağustos 2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara esnek çalışma yöntemlerinin uygulanmasına ilişkin "Covid-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler" konulu genelge yürürlükten kaldırılmış olacak.
Ataşehir Belediyesi'nde TİS imzalandı: 'İşçiler Genel Merkez'in sopasını tepelerinde hissediyordu'
İlk yıl yüzde 8, ikinci yıl yüzde 10’a imza atılan sözleşmeye göre Ataşehir Belediyesi'nde en düşük işçi ücreti net 3 bin 175, giydirilmiş 4 bin 918 lira oldu.
01-03-2021 14:55

Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde yaşanan tıkanma nedeniyle grev kararı alınan Ataşehir Belediyesi'nde, Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 Nolu Şubesi, belediyeyle sözleşme imzaladı.
Ataşehir Belediyesi'nde TİS görüşmelerinin tıkanması üzerine belediye işçileri grev kararı almış, 2 Mart’ta uygulamak üzere 19 Şubat günü grev kararını belediyeye asmıştı. Bu süre içerisinde Kadıköy ve Maltepe belediyelerinde ise işçiler greve çıkmış ve TİS, Genel-İş Genel Merkezi tarafından işçilerin itirazlarına rağmen sözleşme imzalanmıştı. Ataşehir Belediyesi'nde ise greve bir günden az bir süre kala sözleşme imzalandı.
YÜZDE 8 ZAM YAPILDI
İlk yıl yüzde 8, ikinci yıl yüzde 10’a imza atılan sözleşmeye göre en düşük işçi ücreti net 3 bin 175, giydirilmiş 4 bin 918 lira oldu. Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Arıkan, Evrensel'e yaptığı açıklamada “Dün geceden beri Ataşehir Belediyesi ile devam eden görüşmelerimiz vardı. Bugün temsilcilerimizle görüştük, büyük bir kısmının onay verdiği sözleşmeyi imzalamış olduk. Maltepe ve Kadıköy Belediyesinde büyük mücadeleler sonucu imzaladığımız sözleşmeden daha iyi bir sözleşmeyi yapmış olduk” dedi.
'İŞÇİLER GENEL MERKEZİN SOPASINI TEPELERİNDE HİSSEDİYORDU'
Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 1 No'lu Şube Ataşehir Belediyesi Veteriner Hekimliği İş Yeri Temsilcisi Günay Coşar ise şunları söyledi:
“İşçiler bir yandan Maltepe ve Kadıköy'den sonra Genel-İş Genel Merkezinin sopasını tepelerinde hissediyordu. İşçilerin de tavrı grev olmamasından yanaydı. Kadıköy ve Maltepe’deki gibi bir örgütlülük de söz konusu değil. Daha iyi bir sözleşme elbette imzalanabilirdi. İşçiler birlikte olabilse daha farklı şeyleri konuşurduk. Bu ayrışmaya sebep olan yine genel merkezin diğer belediyelerde yaptığıdır. Sonraki yıllarda daha iyi sözleşmeler için birlikteliğimizi artıracağız. Bu bugünden yarına olacak iş değil örgütlü gücümüzü büyütmeye çalışacağız” dedi.
İKEA/Türkiye’de TİS bilmecesi
Türkiye’nin en büyük mobilya mağazalarından biri olan İKEA’da, şirket yönetimi ile Koop-İş Sendikası yönetimi arasındaki Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri, işçiler sürece dahil edilmeden yürütülüyor.
01-03-2021 12:44

Mehmet Fırat Özgür-@zgr_frt
Birçok kentte mağazası bulunan İKEA’da yüzlerce işçi, 31 Aralık 2020’de sona eren TİS’in ardından şirket yönetimi ile sendika arasında yapılan görüşmelere odaklandı. Ancak Türk-İş’e bağlı yetkili sendika Koop-İş’in, şirket yönetimi ile yürüttüğü sürece işçiler dahil edilmiyor. Sendika temsilcileri de görüşmelerle ilgili gelişmelerden net bir bilgiye sahip değil. İşçiler hem sendikanın hem de İKEA’nın ortak bahanesinin ise “koronavirüs salgını” olduğunu söylüyor. İleri Haber’e konuşan bir İKEA işçisi, “sendika yönetimi ile şirketin insafına bırakıldıklarını” dile getirdi.
‘İŞÇİSİZ İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANMAYA ÇALIŞILIYOR’
Koronavirüs salgını sürecinde işçilerin elinden bir çok hakkının alındığını belirten İKEA işçisi, salgın bahanesiyle Toplu İş Sözleşmesi sürecine dahil olmak bir yana, süreçten haberdar bile olamadıklarına dikkat çekerek, “Pandemi ile işçilerin kazandığı tüm haklar ellerinden alınmaya çalışılıyor. İşçilerin en ufak bir haksızlığı ya da bir sorunu sorgulamasına pandemi bahanesiyle cevap veriliyor. 31 aralık 2020 tarihinde toplu iş sözleşmemiz sona erdi. Yeni TİS sürecinde ise pandemiyi de bahane ederek, normalde toplu sözleşme sürecinin bir öznesi olan işçileri sürecin dışında bırakmak istiyorlar. Biz buna itiraz ettik. Çünkü işçisiz iş sözleşmesi imzalanmaya çalışılıyor. İşçileri ilgilendiren bir görüşmede işçilerin de olması gerektiğini söyledik. Bütün itirazlarımıza rağmen işçilerin katılımı olmadan bir taslak çalışması yapıldı” dedi.
‘PATRON SENDİKACILIĞI...’
Salgın bahanesi ile online (çevrimiçi) olarak yapılan görüşmelere yine işçi temsilcilerinin çağrılmadığını söyleyen İKEA işçisi, temsilcilerin işçilere tahminler üzerinden açıklama yapmaya çalıştığı ifade etti. TİS görüşmelerinin patronun istediği şekilde sonuçlanacağı yönünde bir düşüncede olduklarını dile getiren İKEA işçisi, “İşçiler sendika yönetimine ulaşmak istediklerinde sürekli olarak “Şu anda toplantıdayız, daha sonra arayacağız” denerek oyalanıyor. Genel olarak artık durumu ‘patron sendikacılığı’ olarak nitelendiriyoruz Sendika genel merkezi, kendisine çok ters düşmeyen işçileri temsilci olarak seçmeye başladı. Böylece temsilciler de neyin ne olduğunun farkında değil. Bazı temsilci arkadaşlar konfor alanlarından çıkmak istemiyorlar. Bazı arkadaşlar ise yakında emekli olacaklarını söyleyip her hangi bir şey yapmıyorlar. Elbette salgın sürecinde işsiz kalma korkusu da var” şeklinde konuştu.
‘SENDİKANIN VARLIĞI İŞÇİLER İÇİN DAHA TEHLİKELİ HALE GELDİ’
“İşçiler İKEA yönetimi ile sendikanın insafına kaldı. Bu koşullarda sendikanın varlığı işçiler için daha tehlikeli hale geldi” diyen İKEA işçisi iki tarafın da çıkarını düşündüğünü vurgulayarak, “Eğer bir patron sendikacılığı söz konusuysa karşımızda artık bir değil iki güç var demektir: Biri çıkarını kaybetmeyen patron, diğeri de koltuğunu kaybetmeyen sendika” ifadelerini kullandı.
İKEA işçisi, "sendika tutumunu değiştirmezse, gelecekte patron sendikacılığından kurtulmayı ve işçi komitelerini tartışacaklarını” belirtti.
‘PATRON PANDEMİ İLE DEĞİL İŞÇİ İLE MÜCADELE EDİYOR’
Sözleşmeyi bekleyen yüzlerce işçinin bulunduğu İKEA mağazalarındaki çalışma koşullarına da değinen işçi, şirket yönetiminin salgın sürecinde mağazaya girecek müşteri sayısını belirlemede hatalar yaptığını da belirtti. İKEA’nın müşteri sayısını salgın yönetimine göre değil kendi kafasına göre belirlediğini dile getiren işçi, “Mağazada metrekareye düşen müşteri sayısının hesabı yanlış yapılıyor. İKEA’daki müşteri sayısı, diğer mağazalara göre fazla. Kendi bildikleri şekilde kuralları düzenliyorlar. Binlerce insan bu süreçte patronun hışmına uğruyor. Patron pandemi ile değil işçi ile mücadele ediyor” dedi.
‘MOLA HAKKININ SADECE ADI VAR’
İşçilerin mola hakkının şirket yönetiminde hiçbir karşılığı olmadığını belirten İKEA işçisi, “Mola hakkının sadece adı var. Molanın kendisi yok. Molaya gittiğimiz zaman ise tek gitmek zorundayız. Tek gitmemiz özellikle isteniyor çünkü bir başka arkadaşımızla molaya çıktığımızda sorunlarımızı konuşacağımızı biliyorlar. Mola bizim sosyalleşme ve iletişim kurabilme alanımız. Ancak bunu dahi engelliyorlar” diyerek mevcut haklarının da yine koronavirüs bahanesi ile saldırı altında olduğunu ifade etti.