İzmir İl Hıfzıssıhha Kurulu`nun pazar yerlerinde gıda maddesi dışında satış yapılmaması ve bitpazarı ile ilgili faaliyetlerinin durdurulması kararı, pazarcılar tarafından tepkiyle karşılandı. 

Alışveriş merkezlerinin (AVM) ve diğer mağazaların açık olduğu koşullarda kendilerine getirilen bu yasağın yanlış olduğunu belirten pazarcılar, kararı öğrenmelerinin ardından Buca Kaymakamlığı’na yürüdü. 

Yüzlerce pazarcının söz konusu yasağa karşı itirazlarını dile getirmek ve bir çözüm bulunmasını sağlamak üzere Buca Kaymakamlığı’na yürüyüşünün ardından, bir heyet oluşturularak Buca Kaymakamı ile görüştü. 

Konu ile ilgili olarak İleri Haber’e konuşan İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdi Erişen, “Kapalı alanlardaki mağazalar açık ama açık alanda satış yapan pazarcılar kapatılıyor" diyerek karara tepkisini dile getirdi.

'AVM'LER AÇIK, PAZARLARIN TEKSTİL BÖLÜMÜ KAPALI'

Erişen şunları kaydetti:

“Vali ve kaymakamlara durumumuzu anlatan dilekçeler yazıyoruz. Bizim borcumuz var, zaten tekstil ürünleri satan pazarcılar 3 ay tezgah açmazlar. Şimdi satmak üzere kışlık ürünleri aldılar, çekle senetle borçlandı. Bankadan çektikleri kredilerle o borçlarını kapatmaya çalışırken şimdi bu yasak kararıyla aldıkları mal da ellerinde kaldı. Biz karara saygılıyız, karar alınması doğru ama eksik. Doğru dediğim şu, AVM’ler açık, her yer açık sadece pazarların tekstil bölümü kapatılıyor. Peki ne olacak? Kararın herkes için geçerli olması lazım. HES Kodumuz, maskemiz, her şeyimiz var. Pazarcılar mı bu hastalığı dağıtıyor? Hadi bunu da kabul ettik, peki kim bize yardım edecek, bu esnafa kim yardım edecek? Birisi çıksın bana söylesin. Bağ-Kur’umuz var, vergimiz var, çoluk çocuğumuz var, eğer pazarcılarla bu hastalık geçecekse biz hiç açmayalım. Ama böyle değil. İnin bugün çarşıya, her taraf açık. Eğer sen açık alandakileri kapatır, kapalı alandakileri açık bırakırsan bu iş olmaz. Herkesin eşit olması gerektiğini düşünüyoruz. 

Bir de tüm Türkiye’de pazarlar açıkken sadece İzmir’de bu yapılıyor. Kabul ediyorum, depremden dolayı hastalık arttı. Ama sadece pazardaki 200 kişiden mi bu hastalık artıyor. Tamam, 200 değil 100’er kişi açalım, ama toptan kapatmak eksik bir karar.”

Diğer meslek gruplarına göre kendilerinin günlük kazançları ile geçinmeye çalıştıklarını belirten bir pazarcı ise, karşı karşıya kaldıkları zor koşulları İleri Haber’e şöyle anlattı:

“Günlük kazancımız ile temel ihtiyaçlarımız dışında mal da almak zorundayız ki pazarda devamlılık sağlayabilelim.

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullardan ve AKP hükümetinin sermayeyi destekleyen emekçileri banka kredilerine mahkûm eden devlet yönetim anlayışından dolayı hepimiz bankalara borçlanarak mal alıyoruz. Aldığımız malı pazarlarda satamadık çünkü halk sağlığı adı altında pandemi döneminde pazarlar kapatıldı. Üstü açık olan pazarlar kapatılırken halk sağlığını tehlikeye atacak olan AVM’ler açık bırakıldı. Biriken kira borçları, faturalar üst üste gelirken mutfak tüpünü dolduramadığımız, yiyecek ekmek dahi bulamadığımız günlerde devlet bizleri borcumuz olan bankaların kucağına tekrar atarak bize destek olduğunu açıkladı.

Aldığımız kredi ile diğer banka borcumuzu kapatırken yeni bir bankaya borçlandık. Tüm bunlar yaşanırken pazarların açıldığı söylendi. Borç harç içinde pazarlara döndük. Aldığımız kredinin ödemesi gelmiş bizi beklerken, halk yoksulluktan alışveriş yapamazken bizler bir umut pazarlarda önlemlerimizi alarak müşterilerimizi karşıladık.

İzmir Valiliği İl Hıfzıssıhha Kurulu kararı gereğince 23 Kasım 2020 tarihi itibariyle tüm İzmir metropol genelinde pazar yerlerinde gıda dışı hiçbir ürün satışına izin verilmeyeceğini öğrendik. 

Vali’nin aldığı önlem ise meyve ve sebze satıcılarının pazara gelmesi. Bu önlemin hiçbir fayda sağlayamayacağını vali beye hatırlatmak isteriz ki meyve bölümü tekstil bölümünden daha kalabalık ayrıca pazara çıkmamak bizler için aç kalın demekten farksız bir şey değil.

Halkın sağlığı halkın ekmeği elinden alarak sağlanmaz. Önlem adı altında bizi açlığa sürükleyen bu karar ve  bu sistem karşında direneceğiz.”

'SORUMLULUK VATANDAŞA YÜKLENİYOR'

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan ise konu ile ilgili olarak İleri Haber’e yaptığı açıklamada, “Halk bir yandan Covid-19 diğer yandan ekonomik sıkıntı arasında sıkıştırılıyor” ifadelerini kulandı.

Bakan’ın yaptığı açıklama şu şekilde:

“Bilimsel olarak virüs her yerde, her saat, farklı yüzeylerden bulaşabiliyorken, bütüncül ve tutarlı bir yaklaşım olmadığı sürece, belirli saatleri, belirli yerleri kapsayan tedbirler toplumda etkileşimi azaltmaya yaramayacaktır. Ülkenin içinde bulunduğu durumdan dolayı ekonomiyi yavaşlatacak önlemler almaya cesaret edemiyor, olması gereken tutarlı tedbirleri hayata geçiremiyorlar.  AVM’ler açık tutulurken, pazar yerlerinde gıda maddesi dışında satış yapılmaması ve bitpazarının faaliyetlerinin durdurulmasına karar veriliyor. Hükümetin süreci yönetememesi, pandemiden olumsuz etkilenen piyasadaki farklı sektörlere ve çalışanlara gerekli maddi desteği verememesi, kararsız ve gelecek planlamasından yoksun adımlar Covid-19 sürecini içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir. Tüm bu çelişkilerin yanında bir de rakamsal olarak manipülasyonla bu süreci götürmeyi tercih ettiler maalesef. Belki de en başından vaka sayılarını, hastanelerin durumlarıyla ilgili istatistikleri şeffaflık ve açıklık ilkelerine uyarak kamuoyuyla paylaşsalardı halk üzerinde daha etkili olacaktı, bilinç buna göre oluşacaktı. Oysa ki yakın zaman öncesine kadar miting yapıp, çay dağıttılar. Ama geldiğimiz noktada tüm çelişkileriyle salgının bütün sorumluluğu vatandaşa yükleniyor. Ekonomi yüzünden alınmayan tedbirler, karşılanamayan giderler, çare bulanamayan sorunlar yüzden halk bir yandan Covid-19 diğer yandan ekonomik sıkıntı arasında sıkıştırılıyor.”