“Şili’de yaklaşık bir buçuk yıl önce dört feminist, LasTesis ismiyle, feminizmin yaratıcılığı ve alternatif eylem biçimlerini gösterebilmek için LasTesis  performansını hazırladı. Performans için seçilen ‘Yolundaki tecavüzcü’ başlığı Şili’de 80’lerde Şili askeri polisinin “Yolundaki bir arkadaş” reklam filmine ve 1973 cuntasındaki diktatörlüğün ilkokullarda öğrettiği marşa gönderme yapılarak hazırlandı.  LasTesis, 18 Ekim’den sonra Şili’de cinsel taciz, tecavüz, çıplak arama gibi polisin cinsiyetçi şiddeti ve işkencesine karşı yeniden düzenlendi.

Şilili kadınların, 25 Kasım’da Santiago’nun göbeğindeki meydanda Kadın ve Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı’nın önünde erkek-devlet şiddetine karşı yaptıkları performans bugün ülke ülke, sokak sokak dolaşıyor. Kenya, Ürdün, Beyrut, İspanya, Los Angeles, Meksika, İstanbul, Ankara, İzmir, onlarca ülkede, meydan da kadınlar haykırıyor: Suç bizde değil, suçlu sensin!

Ankara ve İstanbul’da kadınların sesleri sokaklara karışıp ayakları gri kaldırımlarda ritim tutarken etraflarında kalkanlar yükseldi. Kadınlar darp edilerek gözaltına alındı. Onlarca polisin arasında cesaretin gülümsemesi yansıdı bir fotoğraf karesine. Yanı başımızı saran polis ablukasına karşı hiçbir zaman gerçeği işaret etmekten çekinmeyen parmaklarımız yine gerçeği gösterdi: ‘Suçlu sensin!’

Mecliste kadın vekillerin de, İçişleri Bakanı Soylu’ya şiddet gören, öldürülen tüm kadınlar adına söyleyecek iki çift lafı vardı: ‘LasTesis eylemi dünyanın dört bir yanında yapılırken bu dansı yapmak için dokunulmaz olmanız gereken tek ülke sayenizde Türkiye oldu.’ Süleyman Soylu, Meclisteki eylemin ardından  ‘Bunları söylemeye devam etsinler ben İçişleri Bakanıyım, kanuna rağmen, Anayasaya rağmen en geniş hakkımı kullanacağım’ Diyerek tüm kadınları açıkça tehdit etti. 15 Aralık Pazar günü Alsancak Halkbankası önünde toplanan yüzlerce kadın İzmir’den LasTesis’e ses verdi. Polisin tacizine rağmen erkek şiddetine karşı yüzlerce kadının elleri suçluları işaret etti: ‘Tecavüzcü sensin, öldüren sensin, polisler, hakimler, devlet ve başkan’

Performansın bitmesinin ardından, ‘yaşasın kadın dayanışması, kadınlar birlikte güçlü, gelsin baba-gelsin koca- gelsin cop inadına isyan inadına özgürlük’ sloganları atan kadınlara polis, ‘provokatif sloganlar’ atmayın diyerek tacizini sürdürdü. Sizin provokatif slogan dediğiniz sloganlar, kadın hareketinin yıllardır mücadele ve talepleriyle şekillenen sloganlardır. Yıllardır sokaklarda, 25 Kasım’da, 8 Mart’ta, söylediğimiz sloganlara dil uzatamazsınız.

Bakan Soylu’nun ve emniyetin ‘provokatif’ diyerek hedef göstermesinin ardından İzmir’de 25 kadın hakkında liste hazırlandı. Hemen ertesi gün savcılık talimatıyla haklarında yakalama kararı çıkarılan kadınlar evlerinden gözaltına alındı. Tüm bu saldırılara karşı kadınlar dayanışmayı büyüttü. İktidarın yayın organı olduğu herkes tarafından bilinen Sabah Gazetesi ise gözaltıların ardından 25 kadını polisin hukuk dışı olarak servis ettiği fotoğraf ve bilgiler ile hedef gösterdi. Ne saldırılarınız, ne de hedef göstermeleriniz karşısında bir adım dahi geri atmayacağız. Şiddetsiz, eşit, özgür bir dünya için bulunduğumuz her yerde isyanı büyütecek, kadın dayanışmasını yükselteceğiz.

Soylu ‘Tecavüzcü polis... böyle bir şey olabilir mi? Türkiye’de polise, hakime, devlete, başkana ‘tecavüzcü’, ‘öldüren’ demeyi gerektirmiyor’ diyor. Biz Soylu’ya, Şili’de başlayan ve Türkiye’de binlerce kadının neden bu sözleri meydanlarda haykırdığını anlatalım.

- 6284 ve İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamayan, çocuk istismarı faillerini yargı paketleriyle aklamaya çalışan, mağdur babalar safsatasıyla kadınların nafaka hakkına göz diken, aileyi koruma adı altında boşanmaları engellemeye çalışarak cinayetlerin önünü açan, toplumsal cinsiyet eşitliğini eğitim müfredatlarından kaldırarak erkek egemenliğini her alan da yeniden üretmek isteyen ve kadınların taleplerini görmezden gelen iktidarınız,

- Erkek şiddetiyle katledilen kadınların ne giydiği, ne içtiği ve nerede olduğunu tartışan, iyi hal ve tahrik indirimi ile kadın katillerini ödüllendiren erkek adaletiniz, kadınları faille uzlaştırmaya çalışan ve defalarca koruma kararı talep etmesine rağmen korunamadığı için katledilen kadınların sorumlusu yargınız,

- Katilleri engellemek için değil kadınları engellemek için karşısına dikilen polisiniz,

- Biz öldürüldükten sonra üzülmenin ötesine geçmeyen bakanlarınız ve tüm bunları meşrulaştırmak için kullandığınız medya organlarınız HEPİNİZ SUÇLUSUNUZ!

Direnen kadınlar dünyada her yerde, erkek-devlet şiddetine karşı, sokakları danslarıyla özgürleştirmeye, ‘Yaşamak istiyoruz’ çığlığını büyütmeye, şiddetsiz, eşit ve özgür bir dünya için mücadele etmeye devam edecek. Bu isyan dalga dalga yayılacak çünkü biz kadınlar biliyoruz ki, suç bizde değil, suçlu sizsiniz!

El violador eres tú -

Tu es le violeur -

You are the rapist

Tu tecawizkar î

Tecavüzcü sensin”