İzmir'de deprem skandalları: Gerçekte ağır hasarlı, sistemde hasarsız...

İzmir'de deprem skandalları: Gerçekte ağır hasarlı, sistemde hasarsız...

İzmir’de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından yürütülen çalışmalar ciddi eksiklikler barındırırken, yurttaşlar “Biz tüm vergilerimizi veriyoruz ama ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz” dedi.

İleri Haber

İzmir’in Seferihisar ilçesinin açıklarında 30 Ekim tarihinde meydana gelen ve 115 kişinin hayatını kaybettiği 6,6 büyüklüğündeki depremin ardından evleri yıkılan ya da büyük hasar gören yurttaşlar çadırlarda yaşamaya devam ederken, İleri Haber’in ulaştığı bilgiler sürecin skandallarla yürütüldüğünü gözler önüne seriyor.

Depremin en çok etkilediği yerlerden biri olan Bayraklı’nın Manavkuyu mahallesindeki Karagül Apartmanı'nın bir bölümü 6,6'lık büyük depremin ardından meydana gelen ilk artçı sarsıntıyla yıkılmıştı. B Blok’un ise ağır hasarlı olmasına rağmen sistemde hasarsız olarak gösterildiği ortaya çıktı. Ayrıca sisteme B Blok yerine başka bir apartmanın fotoğrafları yüklendi.

HASARLI BİNANIN YIKIMINI YURTTAŞLAR YAPACAK

Yurttaşlara binaya giriş izni verilmezken, hasarlı bina hakkında yıkım kararı çıkarıldı ancak bina sistemde hasarlı gösterilmediği için yıkımını yurttaşlar yapacak. Yurttaşlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan tek seferlik 2500 lira kira bedeli alacak.

EŞYALARINI ALANLARA MADDİ DESTEK YOK

Depremde büyük hasar gören Barış Sitesi’nde yaşayan yurttaşlardan da binalardan eşyalarını alabilmeleri için asansör temin etmeleri istendi. Yurttaşlar kendi aralarında para toplayarak asansör bulurken, eşyalarını alanlara 30 bin liralık yardımın yapılmayacağı söylendi. Yurttaşlar kararı kabul etmeyince AKP Mileltvekili Mahmut Atilla Kaya’dan "Herkes her yerde kabul etti, bir tek siz kabul etmiyorsunuz" karşılığını aldı.

Depremzedeler, sağlıklı bilgi alamadıklarını, herhangi bir sorumlunun bulunmadığını ve bu meselede yine rantın ön plana çıktığını belirtirken şunları söyledi:

"Başkalarının tabloları, altın varaklı eşyaları olabilir ama bizim evlerimizde bir şeyimiz yok, üç beş parça eşyamız var. En başta devlet fırsatçı olmuş, gerisini de artık yadırgamıyoruz bile. Astığım astık kestiğim kestik iş yapıyorlar, bizi de koyun sanıyorlar ama değiliz. Bilgiler sağlıklı aktarılmıyor, tek bir sorumlu yok alanda. Kızılay AFAD bir şey yapmıyor, burada gönüllü ve halk dayanışması var. En baştan beri bu dayanışma yürütüldü, gönüllülerin destek ve çalışmalarını Kızılay ve AFAD kendisi yapıyormuş gibi gösterdi.”

‘İKİNCİ SINIF VATANDAŞ MUAMELESİ GÖRÜYORUZ’

Buca’nın 80 bin hektarlık alanı kaplayan gecekondu mahallesi olan Mustafa Kemal mahallesinde ise hasarlı binalarda yaşamaya devam eden yurttaşlar, tapuları olmadığı için evlerinden ayrılamıyor. Yurttaşlar, evlerinden ayrılmaları halinde yaşayacak bir yerlerinin olmadığını belirtirken, yaklaşık bir yıl önce çıkarılan imar affıyla en düşük 4 bin 500 lira olmak üzere yapılandırma parası ödediklerini fakat daha sonra kimseden bir dönüş alamadıklarını belirtti.

Yurttaşlar şunları söyledi:

"İnsanlar yıllardır diken üstünde oturuyor. Bizim korkumuz burayı yıkacaklar, evlerimizden edecekler. ‘Evlerimiz çatlak, girmeyin’ diyorlar ama gidecek bir yerimiz yok. Resmen sizi barındırmayız ne haliniz varsa görün diyorlar, ama sürekli de para istiyorlar. Biz tüm vergilerimizi veriyoruz ama ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz."