İstanbul'da yangın eylemi: 'Türkiye yanıyor, yönetemiyorsunuz!'

İstanbul'da yangın eylemi: 'Türkiye yanıyor, yönetemiyorsunuz!'

Türkiye'nin farklı noktalarında meydana gelen yangınlara iktidarın yeterli müdahalede bulunmamasına karşı İstanbul'da bir eylem düzenlendi.

Kadıköy'de bir araya gelen toplumsal muhalefet güçleri, Türkiye'nin farklı noktalarında çıkan yangınlara AKP'nin müdahalesinde yetersiz kaldığına dikkat çekerek Süreyya Operası önünde bir eylem düzenledi. 

Eylemde yapılan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: 

Türkiye ve dünya haftalardır göz göre göre gelen yangınlarla boğuşuyor. Yangınlar başlamadan yaklaşık 2 hafta önce, bilim insanları tarafından, Temmuz sonu ve Ağustos aylarında büyük yangınların olabileceği uyarısı yapılmıştı. Buna rağmen Tarım ve Orman bakanlığı uyarılar doğrultusunda gerekli önlemleri almadı.

Önleyici tedbirlerin uygulanmaması sonucu yangın sonrası müdahale zeminine sıkışan bir süreci hep birlikte yaşadık.  Oysa yangınla mücadele, henüz yangın durumu yaşanmadan önce alınacak tedbirler ile belirlenmektedir. Sözde ormanların korunmasından sorumlu olan Tarım ve Orman bakanlığı 3 yıldır yapılan uyarılara rağmen yeterli ön hazırlığı yapmamıştır. Yangın müdahale araçları ve personel hazırlığı ile ilgili üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemiştir. Bakanlık, geliri artmasına rağmen, teknik araç gereç, personel sayısı ve çalışma koşullarında ihtiyaç duyulan iyileştirmeleri yapmamıştır.

Tarım ve Orman bakanlığının aynı anda çok sayıda yangına müdahale etme yeteneği ve teknik alt yapısı bulunmadığı için oldukça büyük ormanlık alanlar yangına teslim edildi. Marmaris, Manavgat, Milas gibi ilçelerde bazı köyler tamamen yandı. Çok sayıda hayvan yaşamını yitirdi, evler kül oldu.
Yangınları söndürmek yerine, yangınların sabotaj kaynaklı olduğunu söyleyerek ırkçılığı körüklediler. Kürt vatandaşlar ve Afgan göçmenler potansiyel suçlu olarak hedef gösterildi. THK uçakları başta olmak üzere, söylenen tüm yalanlar ortaya çıktı.

Bugün ülkenin batısı yangınlara, doğusu ise sellere teslim olmuş durumda. Ağrı Dağı'nın buzulları eriyor, sel olup Van'a akıyor. Van'da büyük bir dram yaşanıyor, toplu hayvan ölümleri gerçekleşiyor, halkın evleri başlarına yıkılıyor, Van'dan yükselen çığlığı kimse konuşmuyor! Biz konuşacağız!

Tüm bunlar yetmezmiş gibi, yangından zarar gören halkın üzerine çay paketleri fırlatıldı. Yaşamını yitiren hayvanların canı yokmuş gibi, parasını vereceğiz dediler. Henüz ormanlar yanmaya devam ederken, evi yanan köylüleri borçlandırmayı planladıkları TOKİ projelerini ortaya attılar. Halka karşı hiç bir sorumluluk hissetmeyen, adeta dalga geçen bir iktidar anlayışı ile karşı karşıyayız.

Ormanlar üzerindeki tek baskı unsuru yangınlar değil. Yangınların yok ettiği alanlardan çok daha fazla orman arazisi, maden, enerji ve turizm şirketlerine açıldığı için yok oluyor. Sermaye ile iç içe geçmiş olan iktidar güçleri bu süreçten rant elde ederken, ekolojik yıkımı büyüten çok sayıda uygulamaya imza attılar. Henüz yanan ormanların külü soğumadan, Resmi Gazete’de yayımlanan kanunla kıyı ve orman alanlarını imara açma yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verildi.

AKP iktidarı egemenliğini beton ve asfalt sermayesi üzerine kurdu. Kentleri yaşanmaz hale getirdi. Marmara denizinin ölüme sürüklenmesini engellemedi. Önünü açtığı, ortak olduğu maden ve enerji şirketleri ile ormanları, nehirleri ve denizleri tahrip etti. Yardım kampanyalarıyla birlikte ekolojik tahribattan sorumlu olan şirketler yardım yarışına girdiler, sanki yaşadığımız bu yıkımın sorumlusu, bu şirketler değillermiş gibi ağaç kampanyalarına katkılar sunmaya çalıştılar. Bu ülkeye verdiğiniz tahribatı fidan dikerek aklayabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz.  Halk, “artık yeter” sesini yükseltiyor.

Ülkenin her tarafından devletin görevini yerine getirmek yerine halkın üstüne çay fırlatmasına karşı öfke yükseliyor.

Acil bir şekilde, tüm imkanlar kullanılarak devam etmekte olan yangınlar söndürülmelidir.

Ağustos ayı boyunca devam etmesi beklenen yangınlar için daha fazla vakit kaybetmeden gerekli önlemler alınmalıdır. Yangın ekologları, Orman mühendisleri ve Ekoloji örgütlerinden temsilcilerin içerisinde olduğu bir afet koordinasyonu kurularak, olası yangınlara karşı önleyici tedbirler alınmalıdı. Orman yangınlarını önleme ve söndürme çalışmaları için kiralık değil, devletin kendi filosunda gerektiği kadar uçak, helikopter, yangın söndürme aracı, arazöz, diğer makine ve ekipman hazır bulundurulmalı ve yeterince nitelikli personel istihdam edilmelidir.

Turizm teşvik yasası geri çekilmelidir.

Yanan yerlerin rehabilitasyonu konusunda “fidan dikme seferberliği” yerine bilim insanlarının önerileri doğrultusunda bölgenin ekosistemine uygun doğal bilimsel rehabilitasyon yöntemleri uygulanmalıdır.

Yanan yerlerin asla enerji, maden, turizm, konut projeleri için kullanımına izin verilmemelidir.

Yangından zarar gören vatandaşların maddi tüm kayıpları, geri ödemesiz biçimde devlet tarafından karşılanmalıdır.
Yangınların kontrol altına alınmamasındaki sorumlular derhal istifa etmeli ve yargılanmalıdırlar.

Bizler İstanbul'daki kent, doğa ve ekoloji örgütleri olarak günlerdir yanan bu ülkeye acil müdahale yapılması için bir araya geldik. AKP iktidarda olduğu 20 yıl boyunca dereleri kuruttu, tarım arazilerini imara açarak toprağı kuruttu, insanları katletti, canlı yaşamını bir et parçası olarak gördü, doğayı maden ve enerji şirketlerine zehirletti. Kendisinin ve yandaş sermayenin çıkarını halkın ve doğanın çıkarlarının önüne koydu. Ama şimdi hepimiz görüyoruz ki bu iktidar sonuna doğru yaklaştı.
 Yaşam alanlarını, ağaçları, suyu ve toprağı savunan herkesi doğayı savunmak için bu iktidardan derhal kurtulmak için birlikte mücadeleye davet ediyoruz. Bizlere yıkımdan başka bir şey sunmayan kapitalizme karşı, ekolojik bir toplumu birlikte kurmak istiyoruz.

Son olarak bugün yangınlar sadece Türkiye'yi değil, birçok ülkeyi sarmış vaziyette. Yaşadığımız kriz uluslararası bir krizdir. Çok boyutludur. Çözümü ırkçı, şovenist, sermaye iktidarlarında değil halkların dayanışmasında saklıdır. Buradan yangınlarla ve diğer aşırı iklim olaylarıyla mücadele eden tüm halkları dayanışmayla selamlarız