İstanbul Tabip Odası: 'Açıklanan sayılar gerçek tabloyu görmekte çok eksik'

İstanbul Tabip Odası: 'Açıklanan sayılar gerçek tabloyu görmekte çok eksik'

İTO, İstanbul'daki kamu hastanelerine ilişkin rapor hazırladı. Raporda koronavirüs salgınıyla ilgili açıklanan sayıların gerçekleri yansıtmadığı belirtilirken, acil önlemler alınması gerektiği vurgulandı.

İleri Haber

İstanbul Tabip Odası (İTO); Çin'in Vuhan kentinden ortaya çıkıp dünyanın dört bir yanına yayılan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin, Korona Günlerinde İstanbul’da Sağlık-1 Kamu Hastaneleri Raporu yayınladı.

İTO'nun hazırladığı raporda "PCR testi pozitif çıkan “vaka”ların esas alındığı; hastanelerde yatan ya da ayaktan takip edilen “şüpheli/olası vaka” sayıları yer almadığı için gerçek tabloyu göstermekte çok eksik kaldığını ve bütün ısrarlarımıza rağmen Sağlık Bakanlığı toplam vakaların bölgelere, illere göre dağılımını açıklamadığı için diğer illerde olduğu gibi İstanbul’daki sayıları da bilemediğimizi ifade etmek isteriz" ifadelerine yer verildi.

Raporda ayrıca "Sağlık Bakanlığı’nın koronavirüs salgınına karşı her türlü tedbirin hızla alındığını açıklamasına rağmen, yoğun olarak iki haftadır Covid-19 hastalığıyla mücadele eden İstanbul’daki kamu hastanelerinin durumu, bu açıklamalarla örtüşmemektedir" denilirken, salgına karşı gerekli önlemlerin alınması gerektiği vurgulandı.

İTO'nun raporunda İstanbul’daki kamu hastaneleriyle ilgili son iki haftalık süreçte derlenen şu bilgilere yer verildi:

1- 30 Mart 2020 günü itibarı ile İstanbul’daki kamu hastanelerinde kesin ya da şüpheli/olası Covid-19 tanısıyla yatırılarak izlenen/tedavi edilen hasta sayısı 2 binin üzerindedir.

2- 30 Mart 2020 günü itibarı ile İstanbul’daki kamu hastanelerinde kesin ya da şüpheli/olası Covid-19 tanısıyla yoğun bakım ünitelerine yatırılan vaka sayısı 2 yüzün üzerindedir.

3- Pandemi bu hızla devam ederse önümüzdeki günlerde/haftalarda İstanbul’daki kamu hastanelerinde ciddi yatak sıkıntısı yaşanabileceği görülmektedir. 

4- Covid-19 hastalığının ilk ortaya çıkışından hastaların görülmeye başlamasına kadar geçen iki buçuk aylık süreçte İstanbul’daki kamu hastanelerinde ciddi bir hazırlık çalışması yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle hastaneler Covid-19 pandemisi sürecine büyük ölçüde hazırlıksız yakalanmıştır.

5- Hastanelerde görülen ve halen devam etmekte olan maske, önlük, eldiven, gözlük, vb kişisel koruyucu malzeme eksikliği bu hazırlıksızlık durumunu açık olarak göstermektedir.

6- Ancak “malzeme eksikliği” durumu tablonun sadece görünen yüzüdür; asıl problem organizasyon eksikliğidir.

7- Bu hazırlıksızlık ve Türkiye’de Covid-19 vakalarının tespitindeki gecikme, bu salgında en öncelikli risk grubunda yer alan hekimler, sağlık çalışanlarının enfekte olmasına yol açmış, bazı hastanelerde Covid-19’lu hastalarla temaslı hekimlerin bu süreçte de 24 saatlik nöbetler şeklinde çalıştırılması karşılaştıkları virüs yükünün artmasına yol açmış, neticede İstanbul’daki kamu hastanelerinde bugüne kadar enfekte olan hekim, sağlık çalışanı sayısı yüzü geçmiştir. 

8- Durum böyle olmasına karşın Covid-19 hastasıyla korunmasız olarak temas eden, semptom gösteren hekimlere, sağlık çalışanlarına yapılması gereken testlerde ciddi eksiklikler yaşanmaktadır.  

9- İstanbul’daki kamu hastanelerinin çoğunda pandemi planları tam olarak uygulan(a)mamakta, başta klinik dışı branşlardan görevlendirilenler olmak üzere hekimlere, sağlık çalışanlarına pandemi önlemleri çerçevesinde yeterli eğitim verilmemiştir.

10- Gerek hastalar gerekse Covid-19 hastalarıyla korunmasız olarak temas eden yüksek riskli sağlık çalışanları için önerilen hidroksiklorokinin temininde hastanelerde ciddi zorluklar yaşanmaktadır.

11- Covid-19 hastalarının karşılanması/muayenesi/yatışı/tedavisi için gerekli algoritma hala İstanbul’daki kamu hastanelerinin tümünde uygulan(a)mamaktadır.

12- Hastanelerin birçoğunda Covid-19 şüpheli hastalarla diğer hastaların temasını önleyecek triyaj sistemi ve kesin ya da şüpheli/olası Covid-19 tanılı hastaların diğer hastalardan ayrı servislerde yatırılması hala hastanelerin tümünde uygulan(a)mamaktadır.

13- MHRS sistemi eskisi gibi çalışmakta, yapılan çağrılara ve hasta sayılarında düşüşe rağmen birçok hastaneye ertelenebilir sağlık hizmeti talebiyle müracaatlar devam etmektedir.

14- Öte yandan, bu süreçte hastanelerde tıbbi hizmet gereksinimi devam eden hastalarla ilgili gerekli düzenlemelerin yapılmaması da ciddi problemler yaratmaktadır.

15- Hastalardan istenen PCR test sonuçları hastayı takip eden hekime çok geç ulaşmakta, çoğu kez hekimler yazılı olarak bildirilmeyen sonuçlara ancak telefonla ulaşabilmekte, bu durum tedavilerde ciddi aksaklıklara yol açmaktadır.

16- PCR testlerinin gecikmesi ve yalancı negatifliğinin yüksek olması nedeniyle birçok hasta için özellikle akciğer BT sonucuna göre Covid-19 tedavisi başlanmakta, ancak bu hastalar resmi açıklamada yer almamaktadır.

17- “Hızlı Koronavirüs testi” konusunda toplumda yaratılan yanlış beklenti özellikle bazı hastanelere gereksiz başvurulara neden olmuştur.

'BÜYÜK BİR KAOS YAŞANMAKTADIR'

"30 Mart 2020 günü itibarı ile İstanbul’daki kamu hastanelerinde Covid-19 pandemisiyle mücadelede büyük bir kaos yaşanmaktadır" denilen raporda, salgınla mücadele kapsamında kaostan hızla çıkılabilmesi için şu önlemler sıralandı:

1- Pandemiye karşı mücadele için öncelikle hekimlerin, sağlık çalışanlarının sağlığı korunmalıdır. 

2- İstanbul’daki kamu hastanelerinde hekimlerin, sağlık çalışanlarının kişisel koruyucu ekipman ihtiyacı hızla giderilmeli, ihtiyaç duyulan her türlü ekipman bütün kamu hastanelerinde düzenli ve yeterli miktarda sağlanmalıdır. 

3- Covid-19 hastasıyla korunmasız olarak temas eden, semptom gösteren bütün hekimlere, sağlık çalışanlarına gerekli testler yapılmalı, testleri pozitif çıkanların karantina süresi boyunca çalışmamaları sağlanmalıdır.

4- Sağlık kurumlarında yaygın olarak Koronavirüsle karşılaşan hekimlerin, sağlık çalışanlarının bu enfeksiyonu evlerine, ailelerine taşımaması için, başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere yerel yönetimler ve diğer kamu kurumlarıyla yakın işbirliği yapılarak sağlık kurumlarına yakın yerlerde konaklama imkanı sağlanmalıdır. Bu konaklama yerleri mümkün olduğunca hastaneye yürüme mesafesinde olmalı, değilse de çalışanların özel araçlarla taşınması sağlanmalıdır.

5- Bu dönemde İstanbul’daki kamu hastanelerinde çalışan hekimlerin, sağlık çalışanlarının ve hastaların sağlıklı ve yeterli beslenmesi başta olmak üzere her türlü ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli önlemler hızla alınmalıdır.

6- İstanbul’daki kamu hastanelerinde önümüzdeki günlerde, haftalarda daha da artacak olan yatak ihtiyacı göz önünde bulundurulmalı, bir an önce yatak sayısını arttırmak için gerekli çalışmalara başlanmalıdır. (Başakşehir’deki yapımı tamamlanmakta olan “Şehir Hastanesi”, Kamu-Özel Ortaklığı Modelinden vazgeçilerek bu amaçla bir an önce hizmete açılmalıdır.)

7- İstanbul’daki bütün kamu hastaneleri hızla pandemi planlarını eksiksiz olarak uygulamalı ve bütün çalışanlara gerekli eğitim verilmeli, ilgili branşlar dışından görevlendirilen hekimlerin eğitimine özellikle önem gösterilmeli, bu eğitimler düzenli aralıklarla tekrarlanmalıdır.

8- Bütün hastanelerde hızla etkin triyaj sistemi kurulmalı, Covid-19 şüpheli hastaların diğer hastalarla aynı ortamda bulunmaları ve temasları önlenmelidir.

9- Bu süreçte diğer hastaların akut, kronik hastalıkları için sağlık hizmeti talebi göz ardı edilmemeli, bu amaçla pandemi dışın hastaneler belirlenmeli, kalp damar cerrahisi, kadın doğum, psikiyatri gibi özel dal hastaneleri bu çerçevede değerlendirilmelidir.

10- Hastaların ve hekimlerin, sağlık çalışanlarının gerekli mesafeyi koruyabilmesini de sağlamak için hasta randevuları 20 dakikada bir hasta olacak şekilde düzenlenmelidir.

11- Covid-19’lu hastalarla çalışan hekimlerin, sağlık çalışanlarının nöbetler de dahil olmak üzere günlük çalışma süreleri 12 saati geçmemelidir.

12- İl Sağlık Müdürlüğü İstanbul’daki kamu hastanelerinin her türlü ihtiyacını hızla karşılayabilmek için başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere yerel yönetimler ve diğer kamu kurumlarıyla sıkı işbirliği içinde olmalıdır.

13- İçinde tabip odaları, sağlık meslek örgütleri ve sendikaların olmadığı "İl Pandemi Kurulu" bilimsel olarak anlamsız, pratik olarak hükümsüzdür. Covid-19 pandemisiyle boğuştuğumuz bugünlerde bütün siyasi yöneticiler ideolojik-politik ön yargılarını bir kenara bırakmalı; “görüntüyü kurtaran” değil, gerçekten durumu ve ihtiyaçları saptayıp süreci yönetebilecek bir “İl Pandemi Kurulu” oluşturulmalıdır.

 

DAHA FAZLA