'İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili kesin karar 5 Ağustos'ta verilecek'

'İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili kesin karar 5 Ağustos'ta verilecek'

İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili kararın 5 Ağustos'ta düzenlenecek AKP MYK toplantısında verileceği ifade edildi.

Son dönemde AKP iktidarının hedefine oturan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili kararın 5 Ağustos'ta düzenlenecek AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında verileceği ifade edildi.

Gizem Karakış'ın Hürriyet'te yer alan haberine göre, AKP MYK toplantısında ele alınan konulardan biri de, son dönemde tartışma konusu olan İstanbul Sözleşmesi'ydi. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan toplantıda, “Sözleşmeye tepki var. Uygulama hatalı. Halkın sesine kulak vermeliyiz” iddiasında bulunarak, sözleşmeden çekilinmesi gerektiğini belirtti.

Toplantıda sözleşmeden çekilmek yerine, yorum yapılabileceği önerileri gelirken, çekincenin ise sadece sözleşme imzalanırken konulabileceği belirtildi. Bazı kurmaylar, sözleşme imzalanırken çekince konulmamasını eleştirdi. Yorum konulmasının ise yetersiz olacağı, sözleşmeden çekilinmesi gerektiği görüşü ağırlık kazandı.

İki farklı görüşün savunulduğu toplantıda Erdoğan’ın, kurmayları arasında oylama yaptığı öğrenildi. Oylamadan sonra, kesin kararın 24 Temmuz’da Ayasofya’nın açılmasının ardından, 5 Ağustos’ta düzenlenecek MYK toplantısında verilmesi benimsendi.

Karşı çıkılan maddeyse şöyle:

- Madde 4/3: Taraflar bu sözleşme hükümlerinin, özellikle de mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin edeceklerdir.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDEN ÖNEMLİ?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, İstanbul Sözleşmesi konusunda hazırladığı bilgi notunu Merkez Yönetim Kurulu’na (MYK) sundu.

Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre bilgi notunda özetle şunlar yer aldı:

TÜM KADINLARA TEHDİT

Sözleşmeye karşı çıkmak şiddet uygulayan erkeklere teşvik, tüm kadınlara ise tehdittir. İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini içeriyor.

SÖZLEŞME YASADAN DAHA KAPSAMLI

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun İstanbul Sözleşmesi kadar kapsamlı bulunmuyor. İstanbul Sözleşmesi’nde eski eşe uygulanan şiddet cezayı ağırlaştırma sebebi olurken yürürlükteki mevzuatta böyle bir düzenleme yok. Benzer şekilde İstanbul Sözleşmesi’nde kadına yönelik ısrarlı takip suçu tanımı yapılırken bu da mevzuatta yer almıyor. Buna göre İstanbul Sözleşmesi yürürlükteki mevzuattan daha kapsamlı ve kadını daha çok koruyan bir içeriğe sahip bulunuyor.

BOŞANMA GEREKÇESİ YANLIŞ

Şiddet gören kadının uzaklaştırma kararı ile şiddetin failinden korunması, kadınların can güvenliği açısından önem taşıyor. Uzaklaştırma nedeniyle boşanmaların arttığı iddiası geçerli değil. Boşanmada sosyoekonomik nedenler başta.

CİNAYETLER NORMALLEŞİR

İstanbul Sözleşmesi’nin ahlak dışı, din ve namus karşıtı maddeler içerdiği iddiasının da geçerliliği yok. Sözleşmede tarafların “kültür, gelenek, görenek, din ya da sözde namus nedeniyle herhangi bir şiddet eylemi için gerekçe oluşturulmamasının sağlanması” hükmü bulunuyor. Söz konusu hükme karşı çıkmak töre ve namus cinayetlerini kabul etmek; din, töre ve namusun şiddet eylemlerine gerekçe olmasını normalleştirmek anlamına gelecek.

DAHA FAZLA