İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine karşı kadınlar sokakları terk etmiyor!
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek imzasıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasına yönelik tepkiler sürüyor.
26-03-2021 18:55

İleri Haber
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması İstanbul Maltepe ve Antalya’da protesto edildi. Eylemlerde bir kez daha “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” vurgusu yapıldı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek imzasıyla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasına yönelik tepkiler sürüyor. Antalya Kadın Platformu tarafından Attalos Meydanı’nda yapılan eylemle Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması protesto edildi. Eylemde, katledilen kadınların isimleri okunarak “burada” denildi. Ayrıca, katledilen 16 kadın hikayeleri okunarak anıldı.
Eylemde “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Tesadüf değil erkek şiddeti”, “AKP elini haklarımdan çek” ve “Erkek vuruyor yargı aklıyor” sloganları atıldı.
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine karşı kadınlar sokakları terk etmiyor!
— İleri Haber (@ilerihaber) March 26, 2021
📍 Antalya
MALTEPE’DE DE KADINLAR SOKAĞA ÇIKTI
İstanbul’un Maltepe ilçesinde de kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine karşı sokaktaydı. Maltepe Merkez Meydanı’nda yapılan eylemde sık sık “Kadın cinayetleri politiktir”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” sloganları atıldı.
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine karşı kadınlar sokakları terk etmiyor!
— İleri Haber (@ilerihaber) March 26, 2021
📍 İstanbul-Maltepe
İLGİLİ HABERLER
Araştırma sonuçları: Seçmenlerin sadece yüzde 27'si İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyi doğru buluyor
Tepkilere neden olan Saray'ın İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararıyla ilgili seçmenlerin görüşlerini ölçmek amacıyla bir araştırma yapan Yöneylem Sosyal Araştırma Merkezi, sonuçlarını açıkladı.
09-04-2021 14:18

İleri Haber
Grafikler: Yöneylem Sosyal Araştırma Merkezi
Yöneylem Sosyal Araştırma Merkezi’nin kapsamlı araştırma sonuçlarına göre, yurttaşların yüzde 46’sı Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını yanlış bulduğunu ifade ederken, yüzde 27’lik bir kesim ise söz konusu çekilme kararını doğru bulduğunu belirtti. Yüzde 25,9’luk bir kesim ise çekilme kararı hakkında kararsız kaldı.
Türkiye, 20 Mart 2021 günü Cumhurbaşkanı kararıyla kamuoyunda “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden çekildi. Tepkilere neden olan kararla ilgili seçmenlerin görüşlerini ölçmek amacıyla bir araştırma yapan Yöneylem Sosyal Araştırma Merkezi, araştırma sonuçlarını açıkladı.
Araştırma, Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından daha önce oluşturulmuş panelistlerle CATI yöntemiyle 26 istatistiki bölgeye bağlı 27 ilde 3 bin 140 görüşme yapılarak tamamlandı. “Geçtiğimiz günlerde Türkiye, Cumhurbaşkanı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini açıkladı. Bu kararla ilgili görüşünüzü aşağıdaki seçeneklerden hangisi en iyi ifade eder?” şeklinde sorulan sorunun ardından oluşan sonuçlar şöyle:
ÇEKİLMEYİ DESTEKLEYENLERİN ORANI YÜZDE 27
Araştırma bulgularına göre seçmenlerin yüzde 46’sı Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını yanlış bulduğunu ifade etti. Yüzde 27’lik bir kesim ise söz konusu çekilme kararını doğru bulduğunu belirtti. Yüzde 25,9’luk bir kesim ise çekilme kararı hakkında kararsız kaldı.
ÇEKİLMEDEN EN MEMNUN SAADET SEÇMENİ
Seçmenlerin oy tercihlerine göre incelendiğinde AKP’ye oy verme eğiliminde olanların yüzde 53’ü, MHP’ye oy verme eğiliminde olanların yüzde 42’si İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının yerinde olduğunu söyledi. Saadet Partisi seçmeninin yüzde 74’ü kararı doğru bulduğunu ifade ederken, yanlış bulan ise çıkmadı. Gelecek Partisi’ne oy vermeyi düşünen iki kişiden birinin sözleşmeden çekilme kararını doğru bulduğunu söyledi. Araştırma sonuçlarında bu durum Gelecek Partisi’nin “Ağırlıklı olarak milliyetçi muhafazakâr bir sosyolojik tabanına sıkıştığı şeklindeki yorumları destekler niteliktedir” şeklinde değerlendirildi.
Öte yandan seçmenlerin oy tercihlerine göre ortaya çıkan sonuçların da değerlendirildiği araştırmada bu konuya ilişkin şu ifadeler yer aldı:
“Öte yandan Türkiye siyasetinin aşırı kutuplaşmış yapısı nedeniyle seçmenlerin genel olarak parti liderlerinin belirli bir konudaki görüşlerini tekrar etme eğiliminde olduğu görülmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı söz konusu olduğunda bu durumun çok da geçerli olmadığı söylenebilir. Bu açıdan bakıldığında AKP seçmeni içinde yüzde 13, MHP seçmeni içinde yüzde 32’lik bir kesimin bu kararı yanlış buluyor olması, yüzde 46’lık genel olumsuz görüşle birlikte ele alındığında, iktidarın toplum nezdinde çekilme kararıyla ilgili gerekli meşruiyeti sağlayamadığı şeklinde yorumlanabilir.”
MHP’YE OY VEREN KADINLARIN YÜZDE 58’İ YANLIŞ BULUYOR
Araştırmada, yalnızca kadın seçmenlerin bu konudaki görüşü dikkate alındığında kararı yanlış bulanların oranı yüzde 50’ye çıkarken, doğru bulanlar ise yüzde 20,5’e düştü. Çekilme kararını doğru bulan AKP’li kadın seçmen oranı yüzde 41, MHP’li kadın seçmen oranı yüzde 21,5 seviyesinde kaldı. Kararı yanlış bulan MHP’li kadın seçmen oranı ise yüzde 58’e çıktı.
GENÇLER ÇEKİLMEYİ YANLIŞ BULUYOR
Yaş grubuna göre incelendiğinde de 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 58 gibi yüksek bir oranla Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını yanlış bulduğu görüldü. Yaş arttıkça çekilme kararını onaylayanların oranının da arttığı görülen araştırmada, çalışma durumuna göre incelendiğinde öğrencilerin yüzde 68’si, ev kadınlarının ise yüzde 39’u sözleşmeden çekilme kararını yanlış bulduğunu beyan etti.
‘İstanbul Sözleşmesi bizimdir’ diyen kadınlara yine para cezası!
İdari yaptırımlara ilişkin konuşan Mersin Kadın Platformu’ndan Özge Göncü, “Bize değil, katillere barikat kurulması gerekiyor. Bizim değil, onların engellenmesi gerekiyor. Anayasal olarak toplantı ve gösteri yapma hakkımız var. Çeşitli ek çıkarılmış genelgeleri gerekçe göstererek ceza kesiyorlar. İtiraz mekanizmalarımız işleyecek.” dedi.
26-03-2021 16:20

İstanbul Sözleşmesi’nin feshine tepki göstermek için bir araya gelip yürüyüş düzenleyen Mersin Kadın Platformu’ndan 6 kadına idari para cezası uygulandı.
İstanbul Sözleşmesi ve Pınar Gültekin’in katledilmesine karşı geçen yıl sokağa çıkarak tepki gösteren Mersin Kadın Platformu’ndan 25 kadına toplamda yaklaşık 70 bin lira para cezası uygulanmıştı. kadındanhaber.com’dan Fatoş Sarıkaya’nın haberine göre, cezalara ilişkin hukuki süreç hala devam ederken, kadınlar yeni idari yaptırımlar ile karşılaştı. 20 Mart Cumartesi günü “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” yürüyüş etkinliğine katılan 6 kadına para cezası kesildi.
‘BİZE DEĞİL, KATİLLERE BARİKAT KURULSUN’
İdari yaptırımlara ilişkin konuşan Mersin Kadın Platformu’ndan Özge Göncü, “Bize değil, katillere barikat kurulması gerekiyor. Bizim değil, onların engellenmesi gerekiyor. Anayasal olarak toplantı ve gösteri yapma hakkımız var. Çeşitli ek çıkarılmış genelgeleri gerekçe göstererek ceza kesiyorlar. İtiraz mekanizmalarımız işleyecek.” dedi.
‘YAŞAMLARIMIZI SAVUNMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Kadınlar, üst üste kesilen para cezaları ile ilgili “Bunun bir yıldırma politikası olduğunu biliyoruz. Katil ve tecavüzcü erkekleri serbest bırakan devlet, gücünü yaşam mücadelesinden yana olan kadınlar üzerinde göstermeye çalışıyor. Ancak ne yaşamlarımızı savunmaktan ne de İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz. Sokaklarda olmaya devam edeceğiz.” diyerek, herkesi 27 Mart Cumartesi saat 18.00’de Kushimoto Sokağına “İstanbul Sözleşmesi Bizimdir” demeye çağırdı.
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi Genel Kurul'da mor örtüyle protesto edildi: 'Bir avuç tarikat oyu için feda ettiniz'
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi Meclis gündemine geldi. CHP Grubu'nun önerisi reddedilirken, Gülizar Biçer Karaca sözleşmenin feshini kürsüden protesto etti.
23-03-2021 22:07

İleri Haber
Meclis Genel Kurulu’nda CHP’nin 'İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin yol açtığı toplumsal ve hukuksal sorunların araştırılması' için genel görüşme önerisi kabul edilmedi. Öneriye ilişkin söz alan CHP’li Gülizar Biçer Karaca, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmasını protesto etmek için hatip kürsüsünü mor örtüyle kapattı. Bunun üzerine birleşime ara verilirken, dönüşte Karaca’ya uyarı cezası verildi.
Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin ardından 'İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin yol açtığı toplumsal ve hukuksal sorunların araştırılması'na ilişkin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç tarafından genel görüşme önerisi verildi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ PROTESTOSU
Öneriye dair CHP Grubu adına söz alan Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılmasını protesto etmek için hatip kürsüsünü mor örtüyle kapattı.Bunun üzerine TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, kürsünün, söz konusu örtüyle kapatılmamasını isteyerek birleşime ara verdi.
CEZA VERİLDİ, ÖRTÜ KALDIRILDI
Bilgiç, birleşimin açılmasının ardından CHP'li Karaca'nın eyleminin, TBMM İçtüzüğünün 157'nci maddesinde belirtilen "sükuneti ve çalışma düzenini bozma" kapsamına girdiğini belirterek, kendisine "uyarma cezası" verdi. Bilgiç, Karaca'yı, konuşmasını, kürsüdeki örtüyü kaldırdıktan sonra yapması için uyardı.
Meclis Başkanvekili Bilgiç, kürsüdeki örtüyü kaldırmaması üzerine, CHP'li Karaca'nın mikrofonunu kapattı. Daha sonra Genel Kurulda görevli kavaslar, mor örtüyü kaldırdı.
‘TARİKATLARIN BİR AVUÇ OYU İÇİN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ KALDIRDINIZ’
Konuşmasını sürdüren CHP'li Karaca, 'aldığı uyarma cezasını, şahsı ve tüm kadınlar adına bir şeref madalyası olarak kabul ettiğini' söyledi.
Mor örtünün, "kadına şiddete hayır" anlamına geldiğini dile getiren Karaca, "Meclis iradesine darbe yaparak, kadına şiddetin önlenmesi, durdurulması, kadının korunması, şiddetin cezalandırılmasını amaçlayan İstanbul Sözleşmesi'ni, gecenin karanlığında ortadan kaldırmak isteyenlerin karşısında, kürsüyü mor örtüyle kapattım" dedi.
İstanbul Sözleşmesi'nin, kadına şiddeti önlemek ve bunun için politika üretmek için imzalandığını ifade eden Karaca, "Siz, 'Kadınlar şiddete uğrasın, cinayete kurban gitsin, yeter ki bizim oyumuz azalmasın.' dediniz. Şeyhlerin, tarikatların, müritlerin bir avuç oyuna muhtaç olduğunuz için İstanbul Sözleşmesi'ni onların talimatıyla geri çekmeyi yeğlediniz. Emin olun, 42 milyon kadın bunun hesabını size sandıkta soracak" değerlendirmesinde bulundu.
CHP'li Gülizar Biçer Karaca, İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesini Genel Kurul'da mor örtüyle protesto etti. CHP'li vekile uyarı cezası verildi...
— İleri Haber (@ilerihaber) March 23, 2021
💬 "Katledilen, şiddete uğrayan tüm kadınların vebali, her birinizin üzerindedir"
‘SÖZLEŞMEYİ KALDIRMAK KADIN DÜŞMANLIĞIDIR’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ise hiçbir gelenek ve toplumsal değerin, insan haklarından üstün olmadığını belirtti. Pekgözegü, "Kadın ve LGBT hakları, insan haklarıdır. İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırmak kadın düşmanlığıdır" görüşünü savundu.
AKP’NİN SAVUNMASI: ‘KADINA ŞİDDET HER YERDE VAR’
AK Parti Bursa Milletvekili Emine Yavuz Gözgeç de uluslararası sözleşmelerin onaylanması, bu anlaşmalardan çıkılması ve feshinin, yürütmenin yetkisinde olduğunu belirtti.
Kadına şiddetin, tüm dünyanın sorunu olduğuna işaret eden Gözgeç, kadın-erkek fırsat eşitliğinde başı çeken ülkelerden Danimarka'da yüzde 52, İsveç'te yüzde 46 gibi oranlarla karşılaşıldığını aktardı.
Bu durumun, her türlü şiddetin önlenmesinde beraber mücadele edilmesi gerektiğini ortaya koyduğuna dikkati çeken Gözgeç, şunları kaydetti:
"Aslolan şiddetin hiç yaşanmamasıdır. Biz diyoruz ki sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir ailede yetişen nesiller şiddete başvurmaz. Bu yüzden 'güçlü kadın, güçlü aile, güçlü toplum' diyoruz. Biz bugüne kadar şiddete karşı 'sıfır tolerans' anlayışıyla hareket ettik. Bir tek kadının, bir tek erkeğin, bir tek çocuğun dahi burnunun kanamaması için mücadele ettik ve yaptığımız düzenlemeler birçok ülkeden ileri düzeyde. Bu konunun siyasi malzeme yapılmasını istemiyoruz."
GÖRÜŞME ÖNERİSİ REDDEDİLDİ
CHP'nin genel görüşme önerisi, yapılan oylama sonucunda kabul edilmedi.
İstanbul Sözleşmesi'ne saldırmak isteyen Fatih Erbakan alay konusu oldu...
Erbakan’ın İstanbul Sözleşmesi'ne saldırırken söyledikleri alay konusu oldu. “Toplumsal Cinsiyet teorisini ortaya atanlardan biri” diyerek Fransız kadın yazar ve filozof Simone de Beauvoir’i hatırlatan Erbakan, Beauvoir’den “biseksüel bir adam” olarak bahsetti.
11-09-2020 11:01

İstanbul Sözleşmesi’ne saldıran gerici koroda yer alan Yeniden Refah Partisi’nin Genel Başkanı Fatih Erbakan, “İstanbul Sözleşmesi’ne neden karşısınız?” sorusuna yanıt verirken Beauvoir'ın erkek olduğunu söyleyerek alay konusu oldu.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Haber Global’de yayınlanan “Jülide Ateş'le 40” programına katıldı.
Burada Ateş’in yönelttiği, “İstanbul Sözleşmesine neden karşısınız?” sorusunu yanıtlayan Erbakan, toplumsal cinsiyet eşitliğinin en yaygın olduğu ülkeler olarak İskandinav ülkelerini gösterdi. Avrupa'da kadına en yüksek şiddet oranının Danimarka, Finlandiya ve İsveç'te gerçekleştiğini söyleyen Erbakan, bu sözlerine Uluslararası Af Örgütü'nün
araştırmasını dayanak gösterdi. Erbakan, “Toplumsal cinsiyet eşitliği tecavüzü, şiddeti engellese orada engellerdi” dedi.
BEAUVOIR ‘BİSEKSÜEL BİR ADAM’MIŞ…
Erbakan’ın konuşmasının devamında söyledikleri ise alay konusu oldu. “Toplumsal Cinsiyet teorisini ortaya atanlardan biri” diyerek Fransız kadın yazar ve filozof Simone de Beauvoir’i hatırlatan Erbakan, Beauvoir’den “biseksüel bir adam” olarak bahsetti.
‘Katledilen kadınların kaç tanesi 6284 Sayılı Kanun ile korunmaktaydı?’
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken, kadın cinayetleri Meclis gündemine taşındı. Bakan Selçuk’tan, 6284 Sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulamasına yönelik sorulara yanıt vermesi istendi.
06-03-2020 14:14

Tugay Candan - @TugayCandann
Mail: tugaycandan@ilerihaber.org
HDP’li Feleknas Uca, 8 Mart öncesi Bakan Zehra Zümrüt Selçuk’a “Son beş yılda kaç kadın erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetmiştir? Katledilen kadınların kaç tanesi 6284 Sayılı Kanun ile korunmaktaydı?” sorusunu yöneltti.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne az bir süre kala Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Feleknas Uca, yanıtlaması istemiyle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a soru önergesi verdi.
Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihsel önemine değinen Uca, kadın sorunlarının özünde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin olduğu belirterek, 8 Mart’ın kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve kadına yönelik şiddete son verilmesi gerektiğinin dillendirildiği gün olmaya devam ettiğini vurguladı.
‘YASALAR UYGULANMIYOR, SÖZLEŞMELERE UYULMUYOR’
Tüm bu çabalara rağmen hem dünyada, hem de Türkiye’de kadına karşı şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderek arttığını ifade eden Uca, “Türkiye’de kadına yönelik şiddeti artıran etkenlerin başında yasaların ve Türkiye’nin bağlı bulunduğu uluslararası sözleşmelerin uygulanmaması gelmektedir” dedi.
HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca
‘YASA HAYATA GEÇİRİLMELİ’
Her yıl yüzlerce kadının erkekler tarafından katledildiğini hatırlatan HDP’li vekil, kadın cinayetlerinin İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa uygulanmadığı için önlenemediğini savundu.
Uca, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi, şiddet eylemlerinin gereken özeni göstererek önlenmesini, soruşturulmasını, cezalandırılmasını ve tazmin edilmesini sağlamak üzere gerekli hukuki veya diğer tedbirleri almayı yükümlü kılar. Ancak hakimlerin ‘haksız tahrik’ ve ‘iyi hal’ indirimi uygulayarak, kadınlar aleyhine kararlar verdiğine tanık olmaktayız. İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlülüklerini yerine getirmek, kadına yönelik şiddeti önlemek, kadın ve çocukların yaşam hakkını korumak için 6284 Sayılı Kanun’un etkin şekilde hayata geçirilmesi büyük bir önem taşımaktadır.”
BAKAN SELÇUK’A 6 SORU
Uca, Bakan Zehra Zümrüt Selçuk’a, yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
- Son beş yılda kaç kadın erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetmiştir? Katledilen kadınların kaç tanesi 6284 Sayılı Kanun ile korunmaktaydı?
- İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke olan Türkiye, kadına yönelik şiddet olaylarında Avrupa’da ilk sırada yer almaktadır. Bu durum da İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir biçimde uygulanmadığını göstermektedir. İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir biçimde uygulanmasına ilişkin bir çalışmanız bulunmakta mıdır?
- Hakimlerin kadınlar aleyhine tahrik ya da iyi hal indirimi uygulamalarını engellemek için İstanbul Sözleşmesi’nin tarafınıza yüklemiş olduğu görev gereği hukuki düzenlemeler yapmak amacıyla başlatmış olduğunuz bir çalışmanız bulunmakta mıdır?
- Türkiye’de kadına yönelik şiddet üzerine yapılan araştırmalara baktığımızda, şiddete uğrayan kadınların nasıl yardım alması gerektiği konusunda bilgi sahibi olmadığını görmekteyiz. Bu çerçevede, kadınları bilinçlendirmeye yönelik bir çalışmanız bulunmakta mıdır?
- Kadınların uğradığı erkek şiddetine karşı çaresiz kalmalarındaki etkenlerden biri de şiddet mağduru kadınların ekonomik özgürlüğe sahip olmamalarıdır. Bu kapsamda kadınların istihdamına yönelik başlatmış olduğunuz bir çalışma bulunmakta mıdır?
- Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadele konularında erkeklere yönelik, farkındalık yaratma ve zihinsel dönüşüm sağlama amaçlı eğitim programlarının düzenlenmesi amacıyla yapılan çalışmalar nelerdir?
Mardin'de şüpheli kadın ölümü
Emine Gökçen'e uzun süre ulaşamayan komşularının polise haber vermesi üzerine Gökçen'in evinde şüpheli şekilde yaşamını yitirdiği anlaşıldı.
12-04-2021 14:40

Mardin'in Kızıltepe ilçesinde yaşayan Emine Gökçen isimli kadın, evinde yaşamını yitirmiş halde bulundu.
Kızıltepe'nin Selahaddin Eyyubi mahallesinde ikamet eden Emine Gökçen’den uzun süre haber alamayan komşuları polise haber verdi. Adrese gelen sağlık ekipleri, 50 yaşındaki Emine’nin yaşamını yitirdiğini tespit etti.
Şüoheli şekilde hayatını kaybeden Emine Gökçen’in cansız bedeni, otopsi işlemleri için Mardin Devlet Hastanesi Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.
BİR AYDA EN AZ 24 KADIN ŞÜPHELİ ŞEKİLDE ÖLDÜ
Bianet’in hazırladığı mart ayı erkek şiddeti çetelesine göre, erkekler, şubat ayında en az 36 kadını öldürdü. Bir ay içinde en az 24 kadının ölümü ise şüpheli olarak kayıtlara geçti.
Evli olduğu kadını bıçaklayıp 'Sen daha ölmedin mi' diyen Deniz Bilgici'ye iyi hal indirimi!
"Eşi kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptırılması istenen Deniz Bilgici'ye iyi hal indirimi uygulanarak 15 yıl hapis cezası verildi.
12-04-2021 12:41

Fotoğraf: Meltem Ulusoy
İstanbul'un Avcılar ilçesinde evli olduğu Öznur Bilgici'yi sokakta 3 kez sırtından bıçaklayarak ağır yaralayan tutuklu sanık Deniz Bilgici'nin cezası iyi hal indirimiyle 15 yıla düşürüldü.
Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya tutuklu sanık SEGBİS ile katılırken taraf avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu. Cumhuriyet savcısı mütalaasında adli tıp kurulunun raporuna göre sanığın müştekinin yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaraladığını, bıçakla yaralanmaların vücuttaki yerleri dikkate alındığında sanığın öldürme kastı ile hareket ettiğini belirtti. Savcı, sanık Bilgici'nin "Eşi kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Mütalaaya karşı savunma yapan sanık Deniz Bilgici ise pişman olduğunu öne sürdü. Mahkeme heyeti Deniz Bilgici'ye "Eşi kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan iyi hal indirimi uygulayarak 15 yıl hapis cezası verdi.
'SEN ÖLMEDİN Mİ HALA' DİYEREK BAŞINDA BEKLEMİŞ
İddianamede Deniz Bilgici ile Öznur Bilgici'nin 5 yıldır evli oldukları ve 1 çocuklarının olduğu belirtildi. Öznur Bilgici'nin evde cep telefonunu kullanırken Deniz Bilgici'nin "Sen beni aldatıyor musun" diyerek tartışma çıkardığı aktarılan iddianamede sanığın bıçakla müştekiye saldırdığı kaydedildi.
Evden çıkan Öznur Bilgici'yi sokakta yakalayıp sırtından bıçaklayan Deniz Bilgici'nin bir süre kadının başında durup "Sen ölmedin mi hâlâ" dediği aktarıldı. Deniz Bilgici'nin daha sonra elindeki bıçağı olay yerine atarak müştekiyi yaralı vaziyette bırakıp kaçtığı anlatıldı.
Sorgusunda suçunu itiraf eden ve suçu işlediği sabit görülen Deniz Bilgici'nin "Eşi kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıla kadar hapsi istendi fakat iyi hal indirimi uygulanarak 15 yıl hapis cezası verildi. (DHA)
Yanmış halde bulunan Saynur Süyüncü isimli kadın yaşamını yitirdi
Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Yanık Ünitesi’nde tedavi altına alınan Saynur Süyüncü yaşamını yitirdi.
12-04-2021 11:47

Fotoğraf: Emre Orman / csgorselarsiv.org
Siirt’in Baykan ilçesinde yanmış şekilde bulunan ve hastaneye kaldırılan Saynur Süyüncü dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi.
Baykan'ın Ziyaret beldesine bağlı Karakaya köyünde Saynur Süyüncü isimli kadın, 10 Nisan’da yanmış şekilde bulundu. 27 yaşındaki Süyüncü, Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Yanık Ünitesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Saynur Süyüncü’nün dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdiği öğrenildi.
Öte yandan Saynur’un yaşadığı evde şiddete maruz bırakıldığı, bunun sonucunda yaşamına son vermek istediği öne sürüldü.
Süyüncü'nün ölümüne ilişkin soruşturma başlatıldı.
Urfa'da şüpheli kadın ölümü
Urfa'da F.S. adlı bir kadının kendini asarak hayatına son verdiği iddia edildi.
11-04-2021 10:05

Urfa'da bir çocuk annesi F.S.’nin, intihar ederek yaşamına son verdiği iddia edildi.
F.S.'nin ailesi ile yaşadığı tartışma sonrası yaşadığı eve giderek kendini astığı ileri sürüldü.
Yakınlarının F.S.'yi evde asılı halde bulması üzerine olay yerine sağlık ekipleri çağırıldı. Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan F.S.'nin yaşamını yitirdiği belirlendi.
F.S.'nin cenazesi, otopsi işlemleri için Urfa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı öğrenildi.
Diyarbakır'da İstanbul Sözleşmesi eylemine polis engeli
Diyarbakır'da yapılmak istenen İstanbul Sözleşmesi eylemi polis tarafından engelleniyor.
10-04-2021 17:17

İleri Haber
Diyarbakır’da İstanbul Sözleşmesi'nin feshine karşı yürüyüş yapmak için toplanan kadınlar, polis engellini protesto ediyor.
Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) çağrısıyla "İstanbul Sözleşmesi'ni sokaklarda kazandık, sokaklarda savunacağız" şiarıyla Diyarbakır Kayapınar ilçesi Dünya Kavşağı’nda yapmak istediği yürüyüş polis engeliyle karşılaştı.
Yürüyüşün başlatılacağı Dünya Kavşağı yoğun güvenlik önlemleriyle ablukaya alındı. Yürüyüşe katılmak için, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP milletvekilleri Nuran İmir, Remziye Tosun, Dersim Dağ, Semra Güzel, TJA aktivistleri ve çok sayıda kadın Dünya Kavşağı’na geldi. Kavşağa gelen kadınlar dört farklı noktada polislerce ablukaya alındı.
Kadınlar, "Kadınlara değil, katillere barikat", "Yaşasın kadın dayanışması", "İstanbul Sözleşmesi yaşatır", "Kadın yaşam özgürlük" sloganları ve zılgıtlarla polis ablukasını protesto ediyor.
Pınar Gültekin cinayeti davasında ismi geçen savcı istifa etti
Muğla'da Cemal Metin Avcı tarafından katledilen Pınar Gültekin'in davasında adı geçen savcı hakkında başlatılan soruşturmanın ardından istifa etti
10-04-2021 11:50

Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i katleden Cemal Metin Avcı'nın ifadelerinde ismi geçen Muğla Cumhuriyet Savcısı D.Y’nin görevinden istifa ettiği, Ankara’da avukatlık mesleğine başladığı belirtildi.
DHA'da yer alan habere göre, Avcı'nın savcı ile Gültekin'in ilişkisi olduğu iddiası üzerine HSK soruşturma başlattı. Bu süreçte tayini Erzurum’a çıkan savcı D.Y. izne ayrıldı, ardından da görevine başlamadan HSK’ye istifa dilekçesini gönderdi. D.Y. dilekçesinde istifa gerekçesini 'ailevi sebepler' olarak belirtti. HSK’nin başlattığı soruşturma devam ediyor.
Soruşturma kapsamında istifa eden savcının yanı sıra Cemal Metin Avcı’nın ve ifadelerde adı geçen diğer kişilerin de ifadeleri alınacak. Savcı D.Y’nin Ankara’da avukatlık yaptığı öğrenildi.
PINAR GÜLTEKİN CİNAYETİ
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin, 16 Temmuz'da Akyaka Mahallesi'nde yalnız yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin'i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.
Şüphe üzerine gözaltına alınan Cemal Metin Avcı, ilk ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmese de deliller ortaya konunca Gültekin'i bağ evinde öldürdüğünü, cansız bedenini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkisindeki ormanlık alana attığını itiraf etmişti. Katil zanlısı Avcı, nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.
Cemal Metin Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı da soruşturma çerçevesinde telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, 2 Ekim'de "delil karartmak" suçlamasıyla çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.