İSTABİP: Hangi doktora sorarsanız sorun 12-17 yaş arasındaki kız çocukları, çocuktur
İSTABİP, Akit TV'de katıldığı bir programda çocuk yaşta gebeliği savunarak skandal ifadeler kullanan Prof. Dr. Muttalip Kutluk Özgüven'e ilişkin açıklama yayımladı. İSTABİP'in açıklamasında "Çocuk yaşta gebeliği savunmak suçtur" denildi.
17-05-2020 13:51

İleri Haber
Akit TV'de yayınlanan 'Derin Kutu' isimli programda, Prof. Dr. Muttalip Kutluk Özgüven, 12-17 yaşındaki kız çocuklarının 'mükemmel vücutları' olduğunu savunarak, "İstediğiniz doktora sorun, bu yaş ilk çocuğu doğurmak için ideal bir yaş olarak belirlenmiş" demişti.
İleri Hatırlatıyor
İleri Hatırlatıyor
İstanbul Tapib Odası (İSTABİP) Çocuk Hakları Komisyonu, çocuk yaşta gebeliği savunan Özgüven'in skandal açıklamalarına ilişkin basın açıklaması yayımladı.
İSTABİP'in açıklamasında "Üniversitede mühendislik alanında çalışan bir eğitim görevlisinin, “kız çocuklarında doğurmak için ergenlik döneminin en uygun yaş olduğuna” dair açıklamaları bilimsellikten uzak, kötü niyetli açıklamalardır. Bilim insanı yaklaşımıyla bağdaşmayan bu açıklamayı kınıyoruz" ifadelerine yer verildi.
Açıklamada ayrıca, "Günümüzde 18 yaş altındaki herkes çocuktur ve çocukların evlenmesi ya da çocuk sahibi olması Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırıdır. Bu konuların sürekli gündeme getirilmesi, ceza yasasında yapılması istenen değişiklikle erken yaştaki kız çocukları ile yapılan/yapılacak evliliklere gerekçe oluşturma ihtiyacından ya da benzer özlemlerden kaynaklanmaktadır. Çocukları ve kadınları hedef alan cinsel içerikli konuşmalar/saldırılar Cahiliye dönemi benzetmesini hak etmektedir" denildi.
"Çocuk yaşta gebeliği savunmak suçtur" denilen basın açıklamasının tamamı şu şekilde:
"Akit TV'de yayınlanan Derin Kutu adlı programda, Prof. Dr. Muttalip Kutluk Özgüven, 12-17 yaşındaki kız çocuklarının “mükemmel vücutları” olduğunu söyleyerek, "İstediğiniz doktora sorun, bu yaş ilk çocuğu doğurmak için ideal bir yaş olarak belirlenmiş" ifadelerini kullandı.
Üniversitede mühendislik alanında çalışan bir eğitim görevlisinin, “kız çocuklarında doğurmak için ergenlik döneminin en uygun yaş olduğuna” dair açıklamaları bilimsellikten uzak, kötü niyetli açıklamalardır. Bilim insanı yaklaşımıyla bağdaşmayan bu açıklamayı kınıyoruz.
Ergenlik döneminin kızlarda en erken 8-13 yaş arasında herhangi bir zamanda ve genel olarak meme gelişimi ile başladığı, meme gelişiminden yaklaşık 2-2,5 yıl sonra ise menstrüasyon beklendiği bilinmektedir. Teorik olarak menstrüasyonun başlaması üreme kapasitesi kazanıldığı anlamına gelmekle birlikte (ki bu olay 10-15 yaş arasında herhangi bir zamanda olabilir), bu durum kız çocukların menstrüasyonlarının başlaması ile evlenebilecekleri ya da çocuk sahibi olabilecekleri anlamına gelmemektedir.
Bilindiği gibi ergenlik, 10-18 yaş arası dönemi kapsamakta, 10-14 yaş arası erken, 15-18 yaş arası orta, 18-21 yaş arası geç ergenlik olarak tanımlanmaktadır. Hukuki olarak 18 yaş erişkin sorumluluklarının alınabileceği bir yaş olarak kabul edilmekle birlikte fiziksel duygusal ve sosyal gelişim devam etmektedir. Ergenlik dönemine bakışla ilgili en büyük hata, menstrüasyon gibi bazı gelişim basamaklarının bir tamamlanma eşiği olarak görülmesinden kaynaklanmaktadır. Oysa bunlar yalnızca biyolojik olaylar olup, çocukluktan erişkinliğe geçiş döneminin kompleks olarak nitelenebilecek sürecini temsil etmemektedir. Bir başka deyişle, adet görmeyi çocuk sahibi olma ya da evlenme eşiği olarak görmek, insanı yalnızca bir biyolojik aygıt olarak görmek anlamına gelmektedir.
Günümüzde 18 yaş altındaki herkes çocuktur ve çocukların evlenmesi ya da çocuk sahibi olması Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırıdır. Bu konuların sürekli gündeme getirilmesi, ceza yasasında yapılması istenen değişiklikle erken yaştaki kız çocukları ile yapılan/yapılacak evliliklere gerekçe oluşturma ihtiyacından ya da benzer özlemlerden kaynaklanmaktadır. Çocukları ve kadınları hedef alan cinsel içerikli konuşmalar/saldırılar Cahiliye dönemi benzetmesini hak etmektedir.
Diğer yandan adolesan gebelikler hem çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığı, hem de doğacak bebek açısından ciddi riskler barındırmakta, gebelik komplikasyonları ve doğum sonrası sorunlara sık rastlanmaktadır. Erken doğum (preterm doğum), gelişme geriliği, preeklampsi (annede tansiyon yüksekliği) en sık karşılaşılan sorunlardır. Ayrıca adolesan gebelerde duygusal stres ve sosyal sorunlar da sıktır. 16-19 yaş grubundaki gebelerde yetersiz beslenme, yoksulluk, kötü sağlık koşulları, sigara, alkol, ilaç gibi kötü alışkanlıklar ve genital enfeksiyonlar başlıca sorunları oluşturmaktadır. 15 yaş ve altında ise oluşan sorunlar daha çok çocuğun fizyolojik olarak gelişiminin tamamlanmamış olması ile ilgilidir. Adolesan gebe hala kendisi büyümesini sürdürdüğü için besin maddelerini gelişmekte olan fetüs ile paylaşmak zorundadır. Bu nedenle fetüste düşük doğum ağırlığı ve gelişme geriliği olmaktadır. Adolesan gebeliklerin çocuk üzerinde ciddi sağlık sorunları oluşturmasının yanı sıra TCK’na göre de 15 yaş altı rıza aranmaksızın tüm cinsel aktiviteler suç oluşturmaktadır. 15-18 yaş arası ise çocuğun şikayetine bağlı olarak soruşturulmaktadır. Hem ciddi sağlık sorunları oluşturan hem de kanunlarda suç olarak tanımlanan bu eylemlerin savunulması hiçbir şekilde kabul edilemez.
Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz."
İLGİLİ HABERLER
Erdoğan sosyal mesafeyi hiçe saydı: Elazığ depreminin yıl dönümünde yurttaşlara çay dağıttı
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı Elazığ depreminin birinci yıl dönümü nedeniyle düzenlenen anma ve deprem konutları anahtar teslim töreninde sosyal mesafe kuralı hiçe sayıldı. Erdoğan ve ekibi, konuşmanın sonunda yurttaşlara otobüsten 'keyif çayı' attı.
25-01-2021 18:17

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yazıkonak’ta Elazığ depreminin birinci yıl dönümü nedeniyle düzenlenen anma ve deprem konutları anahtar teslim töreninde konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarını yaptığı alanda katılımcılar sosyal mesafe kuralını hiçe saydı.
Erdoğan ve ekibi, konuşmanın sonunda yurttaşlara otobüsten 'keyif çayı' attı.
Erdoğan açıklamasında, "Kardeşlerim 1 yıl önce hüzünlüydük, dertliydik. Zira burada gözyaşı vardı. Burada binalarımız depremle birlikte yıkılmıştı. Sağolsun tüm bakan arkadaşlarım gece demediler, gündüz demediler ve burada kurumlarımızla beraber bir taraftan depremle binaların altında kalan vatandaşlarımızı çıkarmaya gayret ettiler. Sizler ağlıyordunuz. Acaba benim yavrum çıkacak mı diye bekliyordunuz" dedi.
"Ne dedik ‘Dedik ki evelallah biz bunların çok daha iyisini yapacağız.' Yıkılan bu binalar yapılır, ama giden can geri gelmez" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Fakat sizler öyle bir imanı tavır ortaya koydunuz ki, bize o ortaya koyduğunuz tavırla güç verdiniz. Arkadaşlarımız gerek İçişleri Bakanım Süleyman Soylu bey, gerek Çevre ve Şehircilik Bakanım Murat Kurum bey, gerek şu anda başkan yardımcım olarak görev yapan Fuat bey, valimiz, belediye başkanımız, tüm milletvekillerimiz hep birlikte bu işin takibini yaptılar. Çalıştılar. Koşturdular. Şimdi şurayı gördüğüm zaman Allah’ıma hamd ediyorum. Ya Rabbi diyorum şu anda gakkoşlara yakışan binalar yapıldı. Şimdi şu binaları gelirken balkonlarda selamlayanlara sordum. Kaç oda dedim 3+1 dediler ve dua ediyorlar. Hamd olsun. Bütün mesele okullarıyla, camileriyle şurada oturdukları dairelerle onlara bir mutlu imkan hazırlamak bizim görevimiz değil mi? Bizim görevimiz. Devlet yük değildir, devlet yük alır yük. Devlet vatandaşının mutluluğuyla mutlu olur. Onun için geçmişte ne demişler devlete 'Devlet Baba' demişler. Şimdi bizler de Cumhur ittifakı olarak hamd olsun bu anlayışla bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik ve bu yola devam ediyoruz."
AKP-Saadet yakınlaşması gündemdeyken... TRT, Erbakan dizisi hazırlıyor
AKP'nin Saadet Partisi ile yaptığı görüşmelerin ardından TRT’den de dikkat çeken bir hamle geldi.
25-01-2021 16:49

İleri Haber
TRT’nin Necmettin Erbakan hakkında dizi hazırladığı bildirildi. Girişimin, AKP tarafından Saadet Partisi’ne yakınlaşma turlarının üzerine gelmesi dikkat çekti.
Saray ittifakının oy kaybı sürerken, AKP’nin bu durumun önüne geçmek için yeni ittifak arayışları da devam ediyor. Saadet Partisi ile yapılan görüşmelerin ardından TRT’den de dikkat çeken bir hamle geldi.
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkük, dünkü yazısında TRT’nin bir Necmettin Erbakan dizisi hazırladığını duyurmuştu. Konuyu bugün de Milli Gazete yazarı Adnan Öksüz köşesine taşıdı.
Öksüz’ün yazısının bir kısmı şöyle:
Bakalım, TRT’nin Erbakan Hoca hakkındaki dizisi nasıl bir program olacak" diyen Öksüz, "Ben de merak içindeyim…" dedi.
Adnan Öksüz'ün yazısı şu şekilde:
"Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), Millî Görüş Lideri ve Refah-Yol Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan hakkında bir dizi program hazırlıyor.
Dizinin çekimlerine başlandı ve devam ediyor.
Bazı ünlü köşe yazarları ile seri röportajlar sürüyor…
Bakan Karaismailoğlu: Haydutların elinden vatandaşlarımızı kurtaracağız
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Nijerya açıklarında saldırıya uğrayan Türk gemisine ilişkin açıklamalarda bulundu.
25-01-2021 14:23

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Nijerya açıklarındaki Gine Körfezi'nde seyir halindeyken deniz korsanlarının saldırısına uğrayan gemiyle ilgili olarak "Konu ilk saatlerden itibaren takibimizde. En kısa zamanda bu haydutların elinden bu vatandaşlarımızı kurtaracağız" dedi.
Çeşitli incelemelerde bulunmak üzere Sinop’a gelen Bakan Karaismailoğlu, Valilik ziyaretinin ardından gazetecilere açıklamada bulundu. Korsanlar tarafından alıkonulan gemiciler arasından bulunan Sinoplu Vedat Aksan’ın babası Murat Aksan ile bir görüşme yaptıklarını vurgulayan Karaismailoğlu, Türk devletinin her zaman vatandaşlarının yanında olduğunu söyledi.
"Murat Amca ile oğlunu en kısa zamanda buluşturacağız inşallah" diyen Karaismailoğlu, şöyle konuştu:
"Konu ilk saatlerden itibaren takibimizde. İnşallah en kısa zamanda çözmeyi ümit ediyoruz. Onunla ilgili birçok derin çalışmalarımız var. Dışişleri Bakanlığımız ile sürekli görüşme halindeyiz. İnşallah evladımızı en kısa zamanda Murat Amca’ya kavuşturma amacındayız. Türk devleti her zaman onların yanındadır. En kısa zamanda bu haydutların elinden bu vatandaşlarımızı kurtaracağız.”
'KORSANLARDAN HABER GELMEDİ'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da kaçırılan gemiye ilişkin "Gemi dün akşam itibariyle limana yaklaştı, biraz açıkta daha doğrusu. Ve dün akşam güvenlik güçleriyle ve büyükelçimiz bir ekip gemiye çıktılar ve gemi temiz. Herhangi bir korsan veya başkasının sızmadığını anladılar, güvenlikle ilgili sıkıntı yok" açıklamasını yaptı.
İşte Çavuşoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar:
Yabancı bandıralı ve sahibi de yabancı olan ama personeli de tamamen Türk olan; bir tanesi de Azerbaycan Türkü... Vatandaşlarımıza yönelik bir saldırı olmuştu. Ve 15 vatandaşımız şu anda kaçırılmış durumda. Gemi dün akşam itibariyle limana yaklaştı, biraz açıkta daha doğrusu. Ve dün akşam güvenlik güçleriyle ve büyükelçimiz bir ekip gemiye çıktılar ve gemi temiz. Herhangi bir korsan veya başkasının sızmadığını anladılar, güvenlikle ilgili sıkıntı yok.
Vefat eden Azerbaycan Türkü kardeşimizi islama uygun bir şekilde cenaze işlemleri yapıldı. Gabon hükümetine ve yetkililerine teşekkür ediyorum.
Gökhan Güneş’in kaçırılması Meclis gündeminde: 'Neden açıklama yapılmıyor?'
Kenanoğlu, kaçırılma olayıyla ilgili “Gündüz vakti herkesin gözü önünde 90’lı yılları aratan bir kaçırılma olayı Türkiye’de birçok kayıp vakasına karşı İçişleri Bakanlığı’nın sessizliğini koruduğu olayları tekrar anımsatmaktadır” dedi.
25-01-2021 13:29

İleri Haber
HDP’li Ali Kenanoğlu, Gökhan Güneş’in kaçırılmasını Meclis gündemine taşıdı. Kenanoğlu, İçişleri Bakanı Soylu’ya “Kaçırılma anı kamera kayıtlarında olan bu olay neden aydınlatılmamaktadır?” diye sordu.
Gökhan Güneş isimli genç 20 Ocak 2021 tarihinde İstanbul İkitelli’den Başakşehir’e işine gitmek için otobüse binmiş ve indiği durakta kendisini bekleyen bir grup kişi tarafından kaçırılmıştı. Gökhan Güneş hakkında olayın üzerinde geçen 5 günün sonunda kaçırılma anına ait kamera kayıtları olmasına rağmen resmi bir açıklama yapılmadı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, konuyu Meclis gündemine taşıdı. “Gündüz vakti herkesin gözü önünde 90’lı yılları aratan bir kaçırılma olayı Türkiye’de birçok kayıp vakasına karşı İçişleri Bakanlığı’nın sessizliğini koruduğu olayları tekrar anımsatmaktadır” diyen Kenanoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
1- Gökhan Güneş’i kimler kaçırmıştır? Gökhan Güneş nerededir?
2- Her yerde mobeselerin bulunduğu, kaçırılma anı kamara kayıtlarında olan bu olay neden aydınlatılmamaktadır?
3- Kamaralara yansıyan kaçırılma anındaki kişiler neden tespit edilememektedir? Araçların plakasının tespiti için neden çalışma yapılmamaktadır?
4- İçişleri Bakanlığı 5 gündür bu kaçırılma olayı ile ilgili neden bir açıklama yapmamaktadır?
RTÜK başkanı yeniden Ebubekir Şahin seçildi
İki yıllık görev süresi dolan Ebubekir Şahin yapılan seçimlerden yeniden RTÜK başkanı seçildi.
25-01-2021 13:18

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanlık seçim için bir araya geldi.
RTÜK'te yapılan Başkanlık ve Başkan Vekilliği seçiminin ardından RTÜK Başkanlığına yeniden Ebubekir Şahin seçildi. Başkan Vekili ise Arif Fırtına oldu.
Yeniden seçilen Ebubekir Şahin şunları söyledi:
“Önceki 2 yıllık görev sürem boyunca önemli çalışmaları hayata geçirdik. Öncelikle aziz vatandaşlarımızın talep ve beklentileri doğrultusunda hareket ederek yayıncılık alanındaki problemli görünen kısımları yeniden ele aldık. ‘Açık Kapı’ iletişim politikasıyla sektörümüzün her kesimini dikkatle dinledik. Yaptığımız yüz yüze ve çevrim içi toplantılarda yayıncılarımızın RTÜK yönetiminden taleplerini tek tek not aldık ve takibini yaparak olumlu olarak neticelendirdik. Paydaşlarımızla yayıncılık alanını birlikte düzenledik. İnternet üzerinden isteğe bağlı yayıncılık alanında önemli atılımlar yaparak yerli ve yabancı platformların lisanslama süreçlerini başlattık ve bu alandaki yoğun çalışmalarımız sürüyor. Yeni dönemimiz de yeni umutlarla ve çok güzel projelerle geçecek inşallah.
Geçtiğimiz yıl önceden planladığımız ama pandemi nedeniyle ertelemek zorunda kaldığımız projelerimizi Başkanlığımın ikinci döneminde bir bir hayata geçirmeyi arzuluyoruz. Ara vermek durumunda kaldığımız, sektörümüzün önemli isimleriyle istişarelerde bulunduğumuz ve artık geleneğimiz olan “Medya Buluşmaları”nı, “RTÜK-Üniversite Buluşmaları”nı daha da zenginleştirerek yeniden başlatacağız. Her zaman söylediğimiz üzere sadece ceza veren değil, aynı zamanda yayıncılarımızı cesaretlendiren ve ödül veren bir kurum olma hedefimiz doğrultusunda “Medya Mükemmellik Ödülleri”ni yeni dönemde hak sahiplerine dağıtacağız.
Kültür ve Turizm Bakanlığımız ve İletişim Başkanlığımızın destekleriyle Mayıs ayında Uluslararası İslamofobi Sempozyumunu Diyanet İşleri Başkanlığı, TRT, Erciyes Üniversitesi ve SETA ile birlikte düzenleyeceğiz. Çalışmaları devam eden, 26 yıllık mazimizi anlatan “RTÜK Kataloğu”nu ve periyodik RTÜK dergimizi de yakında çıkaracağız.
Paydaşlarımızla güçlü iletişimimizi daha da artırarak 2021’de ortak akılla çok güzel işler yapmayı planlıyoruz.
Bu vesileyle buradan bir müjde de vermek istiyorum. Yayıncılarımızın bizlerden talepleri olan reklam süreleriyle ilgili yasal düzenlememizi tamamladık. Çalışma yakında TBMM’ye sevk edilecek. Yayıncılarımızın çok memnun olacağını tahmin ettiğim düzenleme TBMM’de yasalaştıktan sonra yürürlüğe girecek.
Bizlere çalışmalarımızda desteklerini esirgemeyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve diğer devlet büyüklerimiz başta olmak üzere Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a, kıymetli RTÜK Üyelerimize, sektörümüzdeki paydaşlarımıza ve RTÜK’te fedakârca görev yürüten çalışma arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.”
RTÜK Başkan Vekilliğine seçilen Arif Fırtına ise şu ifadeleri kullandı:
“Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetkiyle, yayıncılık alanında yurt içinde yaptığı denetleme ve düzenleme hizmetlerinin yanında; Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği ile bölgesel platformlarla birlikte genel sekreterliklerini kendi uhdesinde bulundurduğu; BRAF ve IBRAF gibi uluslar arası kuruluşlar nezdinde Türkiye’yi temsil etmekte ve bu çerçevede kamu diplomasisi görevini sürdürmektedir. Ayrıca RTÜK Türk devletleri ve İslam ülkelerinden gelip Türkiye’deki iletişim fakültelerinde yüksek öğrenimini sürdüren öğrencilerle birlikte gerçekleştirdiği “Gelecekle İletişim Çalıştayları“ çerçevesinde yurtiçi ve yurtdışında bir dizi etkinlikler düzenleyerek uluslararası düzeyde faaliyetlerine devam etmektedir. RTÜK, bütün dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle bu tür faaliyetlerini yüz yüze gerçekleştiremese de online olarak bu çalışmalarını Üst Kurul Üyeleri, Üst Kurul Uzmanları ve diğer bürokratlarıyla sürdürmeye devam edecektir.”
AKP'liler il kongresinde maske ve sosyal mesafeyi hiçe saydı
AKP Mersin 7. Olağan İl Kongresi'nde maske kuralına uymayan AKP'liler sosyal mesafeyi de hiçe saydı.
25-01-2021 13:11

İleri Haber
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın video konferans yöntemiyle katıldığı AKP Mersin 7. Olağan İl Kongresi'nde AKP'liler yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınını unuttu. Birçok AKP'linin maske kuralına uymadığının görüldüğü kongrede, sosyal mesafe de hiçe sayıldı.
Servet Tazegül Kapalı Spor Salonu'nda saat 10.00'da başlayan il kongresinin AKP Mersin İl Örgütü'nün resmi Twitter hesabından yapılan duyurusunda ise kongrenin ''temizlik-maske-mesafe tedbirleriyle gerçekleştirileceği'' iddia edilmişti.
Bu görüntüler, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) İl/İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurullarının karar alması durumunda baro seçimlerinin yapılamayacağı, siyasi parti kongrelerinin yapılmasında ise bir sakınca olmadığı yönündeki tepki toplayan kararını bir kez daha akıllara getirdi.
YSK'nin 2 Ekim 2020 tarihli kurul kararlarında şu ifadelere yer verilmişti:
"İçişleri Bakanlığının Koronavirüs Ek Tedbirleri konulu 02/10/2020 tarihli, 16230 sayılı Genelgesi uyarınca, sivil toplum kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları, birlikler ve kooperatifler tarafından düzenlenecek etkinliklerin 2 Ekim 2020 tarihinden 1 Aralık 2020 tarihine kadar ertelenmesi gerektiği belirtildiğinden, anılan tarihler arasında siyasi parti kongreleri ve baro seçimlerinin yapılıp yapılamayacağı hususunda görüş bildirilmesinin istenilmesi üzerine; ilgi (b)’de kayıtlı Kurulumuzun kararı ile;
İl/ilçe umumi hıfzıssıhha kurulunun karar alması durumunda baro seçimlerinin yapılamayacağına, siyasi partilerin kongrelerinin yapılmasında sakınca bulunmadığına, karar verilmiştir."