Perge Dündar

Polisiye kitaplarda dedektif ya da polis gibi güvenlik güçlerinden biri yerine başka işlerle uğraşan bir karakterin olayları çözmesini daha çok seviyorum. Böyle karakterler kendi uzmanlıklarını ve bilgilerini de işin içine katıp kullandıkları için olayların akışı daha bir ilginçleşiyor ve zenginleşiyor bence.

Bilim insanıyım ben. Gözlemlerim. Analiz ederim. Tahminler yürütürüm. Bu tahminleri test ederim. Zeki olabilirim ama asla anı yaşayamam. (Natüralist)

İthaki Yayınlarından çıkan polisiye serinin ilk kitabı olan Natüralist’in kahramanı Theo Cray anlattığım gibi biri. Biyoloji ve bilgisayar programı uzmanı olan Theo bir bilişimsel biyolog, biyoenformatik. Dahi sınırında gezinen zekasıyla dünyadan kopuk, izole biri. Ergenliğinde babasının ölümüyle daha bir içine kapanmış.

Hikaye Theo’nun kaldığı otelden apar topar tutuklanıp polis merkezine götürülmesiyle başlar. Aynı zamanda bir üniversitede öğretim görevlisi olan Theo, bir araştırması için gittiği yerde eski öğrencilerinden birinin cesedinin bulunması üzerine tutuklanmıştır. Katilin o olmadığı hemen anlaşılır ama Theo bu işin peşini bırakmaz.

Olayın bir cinayet değil de vahşi bir ayı saldırısı olduğuna karar veren güvenlik güçlerinin aksine Theo bulunan açıklama ile tatmin olmayıp kendi araştırmasını yürütür ve kocaman bir cinayet serisini ortaya çıkarır. Ama kimse ona inanmayınca katili bulmak için yine kendi kendine çabalar.

Arka verandada pantolonumdaki tozları silkelerken kendim hakkında bir şeyi öğrenmiştim. Merak duygum korkumdan çok daha güçlüydü. (Cinayet Teorisi)

Serinin ikinci kitabı olan Aynadan İçeri’de ise Theo artık bir öğretim görevlisi olarak değil, hükümet adına çalışmaktadır. Çözdüğü cinayet serisi onun bir çeşit ünlü olmasını sağlamıştır ve kendi kayıplarının bulunması için yardım isteyen insanların başvurduğu biri olmuştur. Artık cinayet çözmek istemeyen Theo bu yardım çağrılarını göz ardı edip hükümet işlerine baksa da dokuz yıldır kayıp olan oğlunu arayan bir babanın dikkatini çekmesine engel olamaz. Yaptığı araştırmalar sonucunda açıklığa kavuşturduğu bazı bilgiler güvenlik güçlerince yine çok dikkate alınmayınca çılgınca girişimlerle katili araştırıp yakalamak Theo için kaçınılmaz olacaktır.

Asıl sorun emniyet sisteminin bozuk olması ve herkesin buna göz yummasıydı. (Cinayet Teorisi)

Üçüncü kitap Cinayet Teorisi, FBI’ın bir cinayeti aydınlatabilmek için Theo Cray’e başvurmasıyla başlar. Önceden çözdüğü serinin mahallinde gerçekleşen cinayetler tabi ki ilgisini çeker Theo’nun. Önceden yakalanan katil olmadığına göre kim aynı yerde yeni cinayetler işlemeye kalkışır ki?

Ayı Katil vakasından sonra risk almaya yatkın sıkıntılı bir gene sahip tek kişinin Joe Vik olmadığını fark etmiştim. Kendi DNA’m da bana zaten bildiğim bir şeyi söylemişti: Vik kadar ben de bir uç değerdim. Niteliklerim başkaydı belki, ama yine de bu gezegendeki çoğu insandan farklıydım. (Aynadan İçeri)

Andrew Mayne’in henüz dilimize çevrilmemiş dördüncü kitabı olduğunu öğrenince o kitapta katilin kendisi Theo mu olacak acaba diye bir düşündüm açıkçası. Dexter (bilmeyenler için polisiye bir dizi kahramanı) gibi katilleri avlayan bir katil. Zira Theo kötüleri, katilleri yakalamak için kuralları hiçe sayabilen, zaman zaman olaylara bodoslama dalarak çılgınca hareketlerde bulunabilen biri. Dürtüsel davranışlarına engel olamayınca bazen güvenlik güçleriyle bile karşı karşıya kalan Theo, adaleti yerine getirmek için kanundan sapabileceği işaretleri veriyor ve sadece işaret vermekle kalmayıp eyleme de geçiyor bazen.

Ben de avlanma ihtiyacı duyuyordum. (Cinayet Teorisi)

Ama işte sırf bu yüzden okumayı ilginç kılıyor Andrew Mayne ve üç kitabı da aralıksız ve soluksuz okunuyor. Sonunda yaza kavuşabilmişken deniz kenarında, orman sakinliğinde veya her nerede fırsat bulursanız orada okumak için iyi bir seri.

Kitaplar:

Natüralist,

Aynadan İçeri,

Cinayet Teorisi,

Andrew Mayne, İthaki Yayınları.