İki yüzyılda Fransız Devrimi’ne bakış
Fransız Devrimi’nin yalnızca tarih yapmakla kalmayıp, aynı zamanda tarihin kendisiyle ilgili temel fikirlerimizi nasıl şekillendirdiğini de ortaya koyan öncü bir eser.
Zilan Yıldırım
Çoğu tarihçinin tarihin kırılma anlarından biri olduğunu kabul ettiği Fransız Devrimi’nin (1789) üzerinden iki yüz yıldan fazla zaman geçti. Üzerine çok sayıda tez, ciltlerce kitap yazılmış, belgesellere konu olmuş 1789 Devrimi o günden bu yana tartışılmaya devam etmektedir.
Ünlü tarihçi Eric J. Hobsbawm tarafından 1989 yılında New Brunswick’teki Rutgers Üniversitesinde üç bölümlük Mason Welch Gross Konferansında ele alınan ve genişletilmiş hâliyle Fransız Devrimi, daha doğrusu devrimin iki yüz yıllık yorumunu “Fransız Devrimi’ne Bakış” eseriyle okuyucuya sunuyor.
TARİHÇİ, AYDIN VE POLİTİKACILARIN “DEVRİM”E BAKIŞI…
“Bizim üzerine yazdığımız tarih, eğer kurmacadan ayırt edilemez bir şey olsaydı, tarihçilik mesleğine hiç yer kalmazdı.” diyen Hobsbawm eserin Fransız Devrimi’nden çok iki yüz yıl boyunca Devrim’i tarihçilerin, aydınların ve farklı ideolojilere sahip siyasi liderlerin nasıl baktıklarını derlemeye çalışıyor.
Eserin yazılma amacını Hobsbawm, Fransız Devrimi’ni konu alan yeni literatürün olağanüstü derecede bölük pörçük nitelikte olmasına bağlıyor. Aynı zamanda “Devrim’in 19. ve 20. yüzyıllardaki mirasına ışık tutulması[nın]” gerekliliğinin altını çiziyor.
Başta “burjuva liberalizminin programının Fransız Devrimi’nin deneyimleriyle ve bu devrim üzerine geliştirilen düşüncelerle kristalize olduğunu göstermeye” çalıştığını söyleyen Hobsbawm ‘burjuva devrimi’ tanımını, 1789 ve sonrasında Fransa’da sancılı geçen devrim sürecinin İngiltere gibi örnekler kadar kolay geçmemiş olmasının sebeplerini, Alman orta sınıf liberallerin 1789 deneyimine bakışlarını, bu dönemin -özellikle 1793-94 yıllarının- “Terör Dönemi” olarak anılmasının sebeplerini tartışıyor. Fransız Devrimi’ne büyük atıflar yapanların yanı sıra ‘gereksiz’ gören modern revizyonist tarih görüşünü de irdelediği eserde Robespierre’in farklı yorumlarını değerlendiriyor.
MARX, ENGELS VE LENİN’İN FRANSIZ DEVRİMİ’NE DAİR DÜŞÜNCELERİ…
İkinci bölümde ise Hobsbawm “Devrim’i liberalizmin ötesine geçmek amacıyla başlatılan sonraki toplumsal devrimlerin bir modeli ve bu tür devrimleri gözlemleyip hakkında değerlendirmelerde bulunanlar” hakkında yazıyor ve ağırlıklı olarak Marx, Engels ve Lenin’in Fransız Devrimi hakkındaki düşüncelerine eğiliyor. Ek olarak Lenin ile Robespierre, 1789 ile 1917 arasında benzerliklerin olduğunu iddia eden fikirleri tartışıyor. “Devrimin insanın denetiminden kaçmış bir tür doğal fenomen olarak görülmesi” görüşünü ve Fransız Devrimi’nin bu görüşün örnek olarak gösterilmesine de bu bölümde eğiliyor Hobsbwam.
“Muhafazakârlar dışında herkes[in] gözünü bu yılların bir kısmına çevirebil[diğini], ya da Devrim’in tarihini kendi davalarına uygun düşen bir açıdan yorumlayabil[diğini]” söyleyen Hobsbawm üçüncü bölümde bu yorumların ilk yüzyıl ve ikinci yüzyılda nasıl farklılık gösterdiğini ve farklı eğilimlerin neden ağırlık bastığını tartışıyor.
İlk yüzyılın sonlarına kadar “Fransa’da Devrim’e dair akademik tarih yazımının emekleme aşamasında olduğunu” savunan tarihçi ikinci yüzyılda Sovyet deneyimiyle birlikte liberal burjuvazinin bakışına ters Devrim’in ‘devrimci’ durumu üzerine daha çok eğilindiğini belirtiyor. Örneğin I. Dünya Savaşı’ndan önce ilk komünist Babeufün ismiyle hiç karşılaşılmadığını ve 1930’lardan sonra özellikle 1960-70’lerde bu gibi isimlere çokça değinildiğini görüyoruz.
DEVRİME SALDIRAN REVİZYONİST YAKLAŞIMLAR…
Son bölümde revizyonist görüşler tartışılıyor. Bu görüşlerin kalıcılığını birçok sebebe bağlıyor Hobsbawm. Fransız Devrimi’ne saldırı hâlinde olan revizyonist yaklaşımların Marksizmle hesaplaşmalarının bir yansıması olarak farklı dönemlerde farklı ideolojik modaların popülerleşmesiyle de etki alanlarının genişlediği yorumunu yapıyor. Tersten bakarsak, Ortodoks anlayışların ise görece ufak değişikliklere dahi duyarsız oluşunu, bu modanın getirdiği rüzgarın büyüklüğüne karşı dirençli olamadığını da belirtiyor Hobsbawm.
Sonuç olarak Hobsbawm, eserin başında da belirttiği gibi 19. yüzyıl tarihinin gerçek başlangıç noktası olarak tanımladığı Fransız Devrimi’ni kendisinden sonra gelen iki yüzyılın görmezden gelinemeyeceği inancıyla ‘Fransız Devrimine Bakış’ eserini kaleme alıyor.
Künye: Fransız Devrimi’ne Bakış: İki Yüzyıl Sonra Marseillaise’in Yankıları, Eric J. Hobsbawm, Çeviri: Osman Akınhay, Dipnot Yayınları, 2022, 196 sayfa.