İki ölümcül salgın: Koronavirüs ve kadına yönelik şiddet

İki ölümcül salgın: Koronavirüs ve kadına yönelik şiddet

"Koronavirüs gibi, kadına yönelik şiddet de uzunca gözyaşı ve ölüm izleri olan bir salgın. Bu skandal duruma karşı ayaklanmak için kitlesel bir hareket gerekecek. Koronavirüs zamanında önceliğimiz aramızdaki en savunmasızları korumaktır. Şiddete maruz kalan kadınlar ve onların çocukları listenin başında yer almalıdır."

Yazar: Leslie Kemp

Çeviren: Yaren Kardelen Budun

Kanada’nın en ölümcül silahlı saldırısı, bir tetikçinin ortağına saldırmasından sonra başladı. 18 ve 19 Nisan’daki çatışmada 22 kişi hayatını kaybetti. Ortağı bağlıydı ve ormana kaçtı. Globe and Mail’in bir makalesine göre, “Bu, modern Kanada tarihindeki en ölümcül toplu katliamlardan üçünün –2018 Toronto minibüs saldırısı ve Montreal’deki École Polytechnique'deki 1989 katliamı–  köklerinin kadın düşmanlığına dayandığı anlamına geliyor.”

Kanada’da kadınlar ortalama her altı günde bir yakın partnerleri tarafından öldürülüyor. Kanada İstatistik Kurumu, 8 Nisan’da koronavirüsün etkileri üzerine Kanadalıların Bakış Açısı isimli bir anket yayınladı. Bu anket, her 10 kadından birinin evde şiddet ihtimalinden çok veya aşırı derecede endişelendiğini bildirdi.

Kadına yönelik şiddet tüm dünyada oldukça yaygın ve koronavirüs salgını, işleri kadınlar için daha da zorlaştırıyor. Dünyanın her yerinde, temel hizmetlerde çalışan ve evlerde bakıcı olan kadınlar, koronavirüs riskleriyle karşı karşıyadır. Birçok kadın için, şiddet yanlısı bir eşle eve tıkılmak güvenliklerine yönelik daha büyük bir tehdittir. 

Koronavirüsün daha önce ortaya çıktığı ülkelerde, aile içi şiddette önemli bir artış gerçekleşti. Örneğin Çin’de cinsiyete bağlı aile içi şiddetin %90’ı koronavirüs salgınına atıfta bulundu.
Çin, İtalya ve diğer ülkelerden pandemi başladığından bu yana ülke içi vaka sayısının üç katına çıktığı ve bu vakaların Brezilya'da %40 oranında arttığı yönünde haberler var.

Görünüşe göre şiddetin ciddiyeti koronavirüs salgını sırasında arttı. Sadece geçen haftada birkaç medya haberi Afganistan’da, Latin Amerika’da ve Filistin’de kadına yönelik şiddeti ele aldı. Bağımsız bir siyasi feminist hareket olan Tal'at, bu yıl 11 Filistinli kadının aile içi şiddet nedeniyle öldürüldüğünü ve bu ölümlerin beşinin mart ayı başındaki karantinadan bu yana gerçekleştiğini bildirdi. Arjantin’de salgın başından beri en az altı kadın cinayeti rapor edildi ve Türkiye’de mart ayı başından beri en az 21 kadın öldürüldü.

YETERSİZ SIĞINMA EVLERİ

Birçok kadın şiddet içeren durumlardan kaçmaya çalıştı ama sığınma evleri tarafından reddedildi. Vakaların yaklaşık %80’inde bunun sebebi, sığınma evlerinin dolu olmasıydı. CBC’nin özel bir soruşturması Kasım 2019'da “günde ortalama 620 kadın ve çocuğun“ Kanada'daki aile içi şiddet sığınma evlerinden geri çevrildiğini ortaya koydu. Bu ortalama kasım ayında yaklaşık 19.000 kişi eder. Ve kasım, büyük olasılıkla ortalama sayıda değildi; kadınlar tatil sezonu öncesinde ailelerini terk etme konusunda isteksizler, bu sebeple sayılar muhtemelen ortalamanın altında. Daha da endişe verici olan şey ise, sığınma evlerinden reddedilen kadınların sayısı artıyor. Kanada İstatistik Kurumu; ülkedeki tüm sığınma evlerinden elde edilen verilere dayanarak, 2014 yılında 539’dan, 2018 yılında 911’e olmak üzere sadece dört yıl içinde geri dönenlerin sayısında %69 oranında bir artış olduğunu bildirdi.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, hükümetleri “salgına tepki gösterirken bir yandan da kadınların güvenliğini ön planda tutmaya” yönelik çağrı yaptı. Hükümetleri, sığınma evlerini temel hizmetler olarak ilan etmeye, tacizcilere dava açmaya devam etmeye ve kadına yönelik şiddetten hüküm giymiş kişileri cezaevinde tutmaya çağırdı.

Kadına yönelik şiddet yeni bir şey değil, sınıf ayrımına dayalı ve kapitalist toplumlarda yaygındır. Ontario Interval and Transition Houses Derneği’nin Baş Direktörü Marlene Ham, “Cinsiyete dayalı şiddet hiçbir zaman tam anlamıyla çözüme ulaştırılmamış bir pandemidir” dedi:

“Tam kapasite veya kapasitesini aşan sığınma evleriyle zaten uğraştığımızı biliyoruz, bu yüzden korkumuz budur. Mevcut cinsiyet temelli şiddet sorununa ve koronavirüse cevap vermek istiyoruz.

Şiddeti günümüzde bu kadar değişken kılan şey, pandeminin kadınları istismarcı eşlerinin bulunduğu kapalı alanlara tıkmasıdır. Arkadaşların ve ailenin her zamanki desteğinden izole olmak tehlikeyi vurgular. Kadınlar bir kahve dükkanına veya arkadaşının evine yardım istemek için kolayca kaçamıyorlar.“

Toronto'daki Saldırıya Uğramış Kadınlar Yardım Hattı'nda (AWH) kaynak geliştirme yöneticisi olan Yvonne Harding, koronavirüs koşullarının istismarcılar için "tam zamanı" olduğunu söylüyor. Harding, “İyi ilişkiler için yakınlık kurmak zor” dedi ve ekledi: “Sürekli yakınlık ve koronavirüs kaynaklı iş kaybı, şiddete yol açabilecek ev halkı stresini artırıyor. Ek olarak, istismarcılar, partnerlerinin eskisi kadar kolay desteğe erişemeyeceklerini bildikleri için teşvik edilmiş hissediyorlar.”

KENDİNİ İZOLE ETMEK TEHLİKELİ OLABİLİR

Vancouver'daki Şiddete Maruz Kalmış Kadınlara Destek Hizmetleri, “Karantina koronavirüsün yayılmasını azaltmaya yardımcı olsa da hayatta kalanların çoğu için evde kalmak güvenli bir seçenek değil. Stres ve mali yükü artıran dış faktörler, aile içi şiddete maruz kalan kadınları olumsuz etkileyebilir ve güvenliklerinin daha fazla tehlikeye atıldığı koşullar yaratabilir. "

İstismar güç ve kontrolle ilgili değildir. İstismarcılar salgın sırasında dezenfektanlar gibi önemli ihtiyaçları alıkoyarak, hayatta kalanların gerekli tıbbi yardım istemesini önleyerek veya kurtulanları kontrol etmek veya korkutmak için salgın hakkında yanlış bilgileri paylaşarak üstünlük sağlayabilir. Cinsiyete dayalı olarak şiddet gören kadınlardan yılda 18.000 çağrı alan Şiddete Maruz Kalmış Kadınlara Destek Hizmetleri, 31 Mart'ta “Kadınlara ulaşma çabalarımızı artırdığımız için kriz hatlarımız durmadan çalıyor, aramalar %300 arttı" dedi. Aramaların %40’ı ilk kez destek isteyen insanlardan oluşuyor. Şiddete Maruz Kalmış Kadınlara Destek Hizmetleri’nin dediğine göre karantina kadınların güvensiz durumlardan kurtulmaları için işleri daha da zorlaştırıyor. Koronavirüs salgını sırasında seyahat kısıtlamaları, hayatta kalanların tehlikeli durumlardan kaçmasını zorlaştırıyor. Toplu taşıma kullanmak veya uçakla seyahat etmek bir seçenek dahilinde bile olmayabilir.

Büyük Toronto, Windsor ve Britanya Kolombiyası'nda sığınakları olan Müslüman ve göçmen kadınlar ve çocuklar için bir sığınma evi olan Nisa Homes, son birkaç hafta içinde çağrılarının haftada 200'den 400'e, yani iki katına çıktığını söyledi. Örgütün Ulusal Müdürü Yasmine Yusuf, kocasının kendisini öldürmekle tehdit ettiği bir kadını kurtarmak için hızlıca hareket ettikleri son bir olayı bildirdi. İstismarcı bir partnerin, kendisine virüs bulaştıracağı düşüncesiyle eşini evden kovduğu başka bir durumu daha dile getirdi.

OAITH, 70’in üzerindeki Ontario sığınaklarını temsil eder. Rapora göre her yıl 17.000'den fazla kadın ve çocuk sığınma evlerinde yaşıyor. Şimdiye kadar bu sığınakların %20’sinde aramalarda bir artış oldu.

BANKALARA PARA FONU, SIĞINAKLAR İÇİN HİÇBİR ŞEY!

Federal hükümet, yaklaşık 575 kadın sığınma evi için 26 milyon dolara, cinsel saldırı merkezleri için 4 milyon dolara ve ayrıca Kanada Yerli Hizmetleri'nin rezerv ve Yukon'daki 46 sığınma evinden oluşan ağı için 10 milyon dolara kadar fon sağladığını duyurdu. Şiddete Maruz Kalmış Kadınlara Destek Hizmetleri’nin Baş Direktörü Marie MacDougall, bu fonun “tamamen yetersiz” olduğunu söylüyor. Hükümetin bankalara daha fazla para vermek için 150 milyar dolarlık ipotek satın aldığı düşünüldüğünde, her barınak için ortalama 45.000 dolar (Yerli topluluklardaki barınaklar için barınak başına 217.000 dolar) çok düşük bir ücrete denk geliyor. Kadınların hayatları bu kadar ucuz mu? Vancouver’da bir otel bir katını gidecek yeri olmayan kadın ve çocuklara ayırdı.

Atira Kadın Kaynakları Derneği tarafından işletilen bu alan, BC hükümetinin hastalık nedeniyle kendi kendine tecrit edilmesi gereken evsiz ve savunmasız insanlar için güvence altına aldığı BC'deki 21 yerden (toplamda 939 alan) biridir. Önemli ölçüde olsa da bu, savunmasız nüfusların ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde değildir.
MacDougall, “Kadınların güvenliğini sağlamanın tek yolu, pandemi boyunca bilgiye erişimlerini sürdürmelerini ve daha güvenli sığınaklar sağlamaktır” dedi. Şiddete Maruz Kalmış Kadınlara Destek Hizmetleri, kriz hattının çalışma saatlerini yalnızca en deneyimli danışmanlarının aramaları gerçekleştireceği şekilde 7/24 hale getirdi ve durum giderek daha da üzücü hale geldi. 

Geçen hafta sonu yaşanan trajedi, kadınların düzenli olarak katlandığı şiddete karşı geniş çapta bir öfke uyandıracak mı? Bu, Kanada'daki insanların evlerinde şiddete maruz kalan kadınların geri çevrilmemesini sağlamak için sığınaklarda daha fazla yer talep etmeleri için uyandırma çağrısı olacak mı?

“Üzgünüz ama hiçbir şekilde şok olmuyoruz.” Nova Scotia Sığınma Evi Derneği (THANS) yaptığı açıklamada, kadına yönelik şiddetin bu iğrenç suçun merkezinde yattığını söyledi: "Kadınlara yönelik daha küçük şiddet eylemlerini hoş gören ve normalleştiren ve ölümcül sonuçlara yol açan bir ortamı sürdüren temel tutum ve inançları tanımamız gerekiyor."

Koronavirüs gibi, kadına yönelik şiddet de uzunca gözyaşı ve ölüm izleri olan bir salgın. Bu skandal duruma karşı ayaklanmak için kitlesel bir hareket gerekecek. Koronavirüs zamanında önceliğimiz aramızdaki en savunmasızları korumaktır. Şiddete maruz kalan kadınlar ve onların çocukları listenin başında yer almalıdır.

--------------------------------------------------

Kaynak: Socialist Alternative

DAHA FAZLA