İçişleri Bakanlığı'ndan Boğaziçili öğrencilere tehdit: 'Kimse devletimizin gücünü sınamasın'
İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, Boğaziçi Üniversitesi'nde kayyum rektöre karşı direnen öğrencileri "Hiç kimseye devletimizin gücünü sınamayı tavsiye etmiyoruz" diyerek tehdit etti.
04-02-2021 11:33

İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı Boğaziçi eylemlerine ilişkin açıklamada, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne kayyum rektör olarak atanan Melih Bulu'ya karşı eylem başlatan öğrencileri tehdit etti.
Çataklı, "Hiç kimseye devletimizin gücünü sınamayı tavsiye etmiyoruz" derken, "Boğaziçi Üniversitesi ülkemizin en güzide eğitim kurumlarından birisidir. Orada huzursuzluk çıkarmak isteyen marjinal yapılara asla müsaade etmeyiz" ifadelerini kullandı.
Çataklı'nın açıklamasından satır başları şu şekilde:
"38 ilimizde 528 kişi yakalanmış gözaltına alınmıştır. 2'si tutuklandı, 108 kişi adli kontrol şartıyla toplam 498 kişinin serbest bırakıldı. 28 kişinin işlemleri İstanbul'da devam ediyor.
04.01.2021 tarihinde gözaltına alınan 45 kişiden 22'sinin terör örgütleriyle irtibatlı oldukları tespit edilmiştir. İstanbul'da 159 kişinin 79'unun başta PKK FETÖ olmak üzere terör örgütleriyle irtibatlı oldukları tespit edilmiştir. Yine gözaltına alınan 105 kişiden 52'sinin terör örgütleriyle irtibatlı oldukları tespit edilmiştir.
Halen İstanbul'da 28 kişinin işlemleri devam etmektedir. Gözaltına alınan 45 kişiden 22'sinin terör örgütleriyle irtibatlı oldukları kesinleşmiştir.
Bu verilerden de anladığınız üzere resim gayet nettir. Netice itibariyle Boğaziçi Üniversitesi ülkemizin en güzide eğitim kurumlarından birisidir. Vatandaşlarımız hiç merak etmesin, bu grupların bütün çabalarına karşı teyakkuzdayız.
Boğaziçi Üniversitesi ülkemizin en güzide eğitim kurumlarından birisidir. Orada huzursuzluk çıkarmak isteyen marjinal yapılara asla müsaade etmeyiz. Hiç kimseye devletimizin gücünü sınamayı tavsiye etmiyoruz."
İLGİLİ HABERLER
'Cihangir İslam CHP'ye geçiyor'
Saadet Partisi’nden istifa eden İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, CHP’ye geçiyor.
08-03-2021 23:37

Saadet Partisi'nden istifa eden İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, CHP'ye geçiyor. T24'te yer alan habere göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yarın partinin grup toplantısında İslam'ın rozetini takacak.
İslam'ın üyeliğiyle CHP'nin Meclis'teki sandalye sayısı 136'ya yükselecek. 2018 seçimlerinde CHP listesinden aday olan İslam, İstanbul'dan milletvekili seçilmiş, ardından Saadet Partisi sıralarına geçmişti.
Levent Gültekin: 25 kişilik bir grubun saldırısına uğradım
Gazeteci Levent Gültekin, Halk TV önünde 25 kişilik bir grubun saldırısına uğradığını söyledi
08-03-2021 20:09

Gazeteci Levent Gültekin kendi sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı açıklamada, ''25 kişilik bir eşkıya grubunun saldırısına uğradım kanalın önünde, şu anda iyim birazdan programda anlatacağım'' ifadelerini kullandı.
25 kişilik bir eşkıya grubunun saldırısına uğradım kanalın önünde, şu anda iyim birazdan programda anlayacağım
— Levent Gültekin (@acikcenk) March 8, 2021
Gazeteci Levent Gültekin'in saldırıya uğradığı anlara ait görüntüler yayınlandı
— İleri Haber (@ilerihaber) March 8, 2021
Polis 8 Mart eylemi öncesinde LGBTİ+ dövizine el koydu, başında nöbet tuttu
Ankara ve Adana’da kadınlar alanlara inerken, polis tarafından LGBTİ+ dövizlerine el konuldu.
08-03-2021 17:10

İleri Haber
Ankara ve Adana’da 8 Mart eylemine getirilen LGBTİ+ dövizleri alanlara alınmadı. Ankara’da polis tarafından el konulan döviz alanın dışında ‘tecrit’ edildi, başında nöbet tutuldu.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla kadınlar ülkenin dört bir yanında sokaklara çıkıyor. Ankara ve Adana’da kadınlar alanlara inerken, polis tarafından LGBTİ+ dövizlerine el konuldu.
DÖVİZİN BAŞINDA NÖBET
Ankara Sakarya Caddesi’ndeki eylem için alana getirilen ve üzerinde “LGBTİ+ hakları insan haklarıdır” yazan resimli döviz alana alınmadı. Polis tarafından el konulan döviz, alanın dışında bir yere konularak başında beklenildi.
ADANA’DA DÖVİZLER ALANA ALINMADI
Adana İstasyon Meydanı’nda yapılacak 8 Mart eylemi öncesi üzerinde LGBTİ+ simge ve yazıları olan dövizler ile Boğaziçi direnişine atıfta bulunan dövizler alana alınmadı.
'Erdoğan'dan habersiz olamaz': Hakan Atilla'nın istifası ne ifade ediyor?
BİST Genel Müdürü Hakan Atilla'nın istifa etmesinin ardından "İstifa, Erdoğan'ın Biden'a jesti mi?" tartışmaları yeniden gündeme geldi. Konuya ilişkin görüşlerini sorduğumuz yazarımız Prof. Dr. Mustafa Özer, Türkiye'de istifaların Erdoğan'ın bilgisi dışında olamayacağını belirtirken "Böyle bir istifanın sürpriz olmadığını rahatlıkla görebiliriz" dedi.
08-03-2021 14:10

Hüseyin Naval - @huseyinNaval
Borsa İstanbul (BİST) bir açıklama yayınlayarak, Genel Müdür Hakan Atilla’nın ‘kendi isteğiyle’ istifa ettiğini duyurdu.
Atilla'nın bir süredir görevinden ayrılacağı konuşuluyordu. BİST'ten yapılan açıklamada "Borsa İstanbul A.Ş. Genel Müdürü Sn. Mehmet Hakan ATİLLA’nın kendi isteğiyle 08.03.2021 tarihinden itibaren Genel Müdürlük görevinden istifa etmesi nedeniyle, 08.03.2021 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile istifası kabul edilmiştir" denildi.
ABD'YE JEST TARTIŞMALARI
Hakan Atilla'nın BİST'ten istifa etmesi "AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Joe Biden'a jesti mi?" tartışmalarını da beraberinde getirdi.
İngiltere merkezli Times gazetesi bir süre önce “Türkiye Mayıs’ta başlaması beklenen bir dava süreciyle daha karşı karşıya. New York’ta başlaması beklenen davada Halkbank’ın para aklama, yaptırımı delme ve dolandırıcılık suçlarından yargılanması bekleniyor. ABD’li savcılar İran’ın Halkbank aracılığıyla 20 milyar dolar değerindeki petrol gelirini kullanabildiğini iddia ediyor. Halkbank’a verilecek ciddi bir ceza Türkiye’deki bankacılık sistemini sarsabilir” yorumunu yapmıştı.
Times ayrıca “Atilla’nın görevden alınması Joe Biden’ın yeni yönetimiyle ilişkileri iyileştirmek isteyen Erdoğan’ın Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmazlığını iyileştirmek için sembolik bir jest olabilir” şeklinde değerlendirmişti.
'İSTİFA SÜRPRİZ DEĞİL'
Borsa İstanbul A.Ş. Genel Müdürü Hakan Atilla'nın istifa etmesine ilişkin görüşlerini sorduğumuz İleri Haber yazarı Mustafa Özer, dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'de istifa mekanizmasının değiştiğini belirten Özer, Atilla'nın istifasının Erdoğan'ın bilgisi dışında olamayacağını ifade etti.
Özer öte yandan "Hakan Atilla'nın istifası Erdoğan'ın Biden'a jesti mi?" sorusuna ilişkin de konuşurken, "Hem ABD iç politikasında hem ABD uluslararası ilişkilerinde hem de özellikle Türkiye gibi ülkeler ile ilişkilerde yeni politikalar yeni koşullar oluşacak bu kesin. Ama yeni koşullar demek geçmiş tekrar gündeme gelmeyecek değil. Aksine Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı cinayetiyle ilgili olduğu gibi kendi politikalarına ters düşen bütün konularda bir şekilde kapsam dışına çıkarılmış konular yeniden gündeme gelecek. Dolayısıyla bu çerçeveden baktığımızda böyle bir istifanın sürpriz olmadığını rahatlıkla görebiliriz" dedi.
Erdoğan: Yüzde 1,8'lik büyüme oranıyla Çin'den sonra ikinci sıradayız
11. Boğaziçi Zirvesi'ne video konferans yöntemiyle katılan Erdoğan konuşmasında "Türkiye, 2020 yılında elde ettiğimiz yüzde 1,8'lik büyüme oranıyla Çin'den sonra ikinci sırada yer almıştır" dedi.
08-03-2021 13:23

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından "Belirsizlik Çağında Yaşamak" ana temasıyla düzenlenen 11. Boğaziçi Zirvesi'ne video konferans yöntemiyle katıldı.
Konferasnta yaptığı konuşmada Türkiye'nin Çin'den sonra en fazla büyüyen ikinci ülke olduğunu iddia eden Erdoğan, "Türkiye, 2020 yılında elde ettiğimiz yüzde 1,8'lik büyüme oranıyla Çin'den sonra ikinci sırada yer almıştır" dedi.
Erdoğan, "Geride bıraktığımız sene ekonomiler daralmış, yatırımlar düşmüş, işsizlik oranlarında çok ciddi artışlar yaşanmıştır. Türkiye, uyguladığı ekonomik ve sosyal politikalarla salgının ilk yılını en az hasarla atlatan nadir ülkelerden biridir" şeklinde konuştu. Pandemi döneminde derinleşen yoksulluk ve işsizliğe değinmeyen Erdoğan, "En sıkıntılı günlerinde 157 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi destek ve yardımda bulunduk. Hayata geçirdiğimiz destekler ve teşvikler için 311 milyar lirayı bulan bir kaynak kullanarak, her bir vatandaşımızın yanında olmaya çalıştık. Sosyal destek ve kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere sosyal koruma kalkanıyla milletimize 54 milyar lira civarında kaynak aktardık" diye konuştu.
'TÜRKİYE, ÇİN'DEN SONRA İKİNCİ SIRADA'
"Sanayi üretimi ve ihracat boyutunda da benzer bir başarı tablosuyla karşı karşıyayız" diyen Erdoğan, "Türkiye, 2020 yılında elde ettiğimiz yüzde 1,8'lik büyüme oranıyla Çin'den sonra ikinci sırada yer almıştır" ifadelerini kullandı.
Zirvenin açılışında konuşan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle ise zirvenin en temel amacının, "iş birliğini geliştirecek bakış açılarını ortaya koyarken, aynı zamanda geleceği her boyutu ile tartışıp çözümler ortaya koyacak bir ekosistem oluşturmak" olduğunu belirtti.
Ceylan Önkol'un ölümünde İçişleri Bakanlığı kusurlu bulundu
12 yıl önce Lice'de koyun otlattığı yerde havan mermisi patlaması ile ölen 12 yaşındaki Ceylan Önkol'a ilişkin son yargı kararı Diyarbakır 2’nci İdare Mahkemesi’nde verildi. Mahkeme İçişleri Bakanlığı'nın yüzde 90 oranında kusurlu olduğunu belirterek aileye tazminat ödenmesine karar verdi.
08-03-2021 13:09

2009 yılında Diyarbakır'ın Lice ilçesinde koyun otlattığı yerde havan mermisi patlaması ile ölen 12 yaşındaki Ceylan Önkol'un ölümünde işçişleri bakanlığı kusurlu bulundu.
MA'dan Mehmet Şah Oruç'un haberine göre, Diyarbakır'ın Lice ilçesi Şenlik Mahallesi’ne bağlı Hambaz (Xanbaz) mezrasında 28 Eylül 2009'da koyunlarını otlattığı sırada havan mermisinin patlamasıyla ölen 12 yaşındaki Ceylan Önkol'un annesi ve babasının maddi ve manevi tazminat istemiyle İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı davada, mahkeme Bakanlığı tazminata mahkum etti. Önkol ailesine hukuki destek sunan İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi avukatlarının Diyarbakır 2’nci İdare Mahkemesi’nde açtığı davada, aileye 283 bin TL maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verildi.
BAKANLIK KUSURLU
Mahkemenin istemi üzerine bakanlık, idarenin kusurlu olmadığı yönünde savunma yaptı. Mahkeme, bakanlığın olayın meydana geldiği yerin köylülerin hayvanlarını otlatmak için geçiş güzergahı olarak ve çocukların oyun alanı olarak kullanılan bir yer olmadığı yönünde bilgi ve belge sunmamasına dayandırdığı kararında, “Durum böyle olunca; insanların sürekli kullandıkları ve yerleşim yerine yakın bulunan bir alanda patlamamış mühimmatın bulunması, davalı idarenin sunduğu güvenlik hizmetinin gereği gibi yürütülmediğini gösterdiğinden, olayda davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu sonucuna varılmıştır” değerlendirmesine yer verdi.
DANIŞTAY TAZMİNAT KARARINI BOZDU
Danıştay 16 Mayıs 2019'da Ceylan Önkol'un ailesine tazminat ödenmesi kararını bozdu, tazminat davasının “kusursuz sorumluluk” ilkesi veya “hizmet kusuru” ilkesi kapsamında görülmesi gerektiğine hükmetti.
Danıştay kararında; 1998-2009 yılları Genelkurmay Başkanlığı verilerine göre, Ceylan Önkol’un öldüğü Hambaz mezrasında askeri mühimmatla 4 defa çatışma yaşandığı hatırlatılarak, patlamanın olduğu yerin köylüler tarafından hayvan otlatmak için geçiş güzergahı olarak kullandığına, çocukların ise oyun alanı olarak kullandığı ve sürekli kullanılan bir yerde patlamamış bir mühimmatın bulunmasının "idarenin güvenlik hizmetini gereği gibi yürütmediği" nedeniyle "kusuru" bulunduğu sonucuna vardı.
Danıştay, belirtilen nedenlerden dolayı Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’nin kararında hukuki bir isabet bulunmadığı nedeniyle kararı bozarak, yeni bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemeye gönderilmesine hükmetti.
NE OLMUŞTU?
Lice Cumhuriyet Savcısı, olayın kamuoyuna yansıması ve gelen tepkiler üzerine 3 gün sonra helikopter ile olay yerine gitti. Savcı, daha sonra dosyaya gizlilik kararı getirdi. 2010'da Önkol ailesinin avukatları, soruşturma devam ederken dosya hakkında alınan gizlilik kararına yaptıkları tüm itirazlar reddedildiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu. 2012'de de soruşturmanın etkin ve tarafsız yürütülmemesi, soruşturmanın derinleştirilmesine yönelik taleplerin reddedilmesi ve aradan geçen süreye rağmen dava açılmaması ve şüphelilerin bulunmaması nedeniyle tekrar AİHM'e başvuruldu. 2017 yılının Ocak ayında başvuruya cevap veren AİHM, "ihlal olmadığına" karar verdi. Soruşturmayı yürüten dönemin savcısı, 4 Nisan 2013'te Önkol’un ölümüne neden olan ancak bir türlü bulunamayan şüpheliler hakkında, “Görevini kötüye kullanmak” suçlamasıyla açtığı soruşturmada takipsizlik kararı verdi.
Savcılık, 5 yıl sonra (30 Nisan 2014) soruşturma dosyasında mühimmatın sabit durduğu, daha önce kim tarafından atıldığının belli olmadığı gerekçesiyle “daimi arama” kararı vererek dosyayı rafa kaldırdı. Faili meçhul bırakılmak istenen olayın ardından İHD Diyarbakır Şubesi’nde yer alan avukatlar, İçişleri Bakanlığı aleyhine Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’nde tazminat davası açtı. 100 bin TL maddi, 150 bin TL manevi tazminat talebiyle açılan davada, mahkeme aileye 28 bin 208 TL tazminat kararı verdi. Mahkeme, manevi tazminat talebini, 5233 sayılı “Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun'una" dayanarak karar vermesi nedeniyle reddetti. Maddi tazminat talebinin ise kısmi olarak kabul edilmesine hükmetti.