İadeler daha da artacak: Domates güvesi giderek çoğalıyor

İadeler daha da artacak: Domates güvesi giderek çoğalıyor

Antalya’da özellikle domateste görülen ve verimi yaklaşık yüzde 40 düşüren "tuta absoluta" olarak bilinen domates güvesi giderek çoğalıyor.

Türkiye’de ilk olarak 2009 yılında Antalya’da rastlanan ve 1 yıl içinde geniş alanlara yayılarak domates üretimine darbe vuran, Rusya ve Ukrayna'dan domateslerin iade edilmesine gerekçe olan "tuta absoluta" olarak bilinen domates güvesi çoğalmaya devam ediyor.

Sera alanlarında yaygınlığı yeniden endişe verici boyutlara ulaşan zararlının verim ve kaliteye olumsuz etkisi ihracat pazarını riske atıyor. Geçen yıllar içinde biyolojik ve entegre yöntemlerle belli ölçüde kontrol altına alınan tuta absoluta, bu yıl içinde başta Antalya’da örtü altı üretimde büyük söz sahibi Kumluca İlçesi’nde olmak üzere sebze üretiminin yoğun olduğu ilçelerde yaz aylarına kısa bir süre kala yeniden kendisini gösterdi. Çiftçi durumdan olumsuz etkilenirken Ziraat Yüksek Mühendisi Hüseyin Yılmaz, kesin çözüm olmadığını fakat, entegre mücadele ile zararı en aza indirgemek gerektiğini belirtti.

'KESİN ÇÖZÜM YOK'

Ziraat Yüksek Mühendisi olan ve aynı zamanda tarımla ilgilenen Hüseyin Yılmaz, tuta konusunda ne yapılması gerektiği hakkında bilgi vererek, “Tuta son zamanlarda biyolojik yapısı gereği ve kışın ılık geçmesinden ötürü daha fazla üredi. Bir de tutalar artık kimyasallara karşı direnç kazanmaya başladı. İlaçlar etki etmemeye başladı. Bunun için de entegre mücadele yani biyolojik mücadele, kimyasal mücadelelerin hepsinin bir arada kullanılması gerekiyor. Böyle yaparak zar zor üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Mesela yapışkan tuzaklar var. Kokulu, yapışkanlı tuzaklar var. Seralarda onu kullanıyoruz. Kelebekler kokuya gelip yapışıyorlar. Ayrıca çeşitli kimyasal ilaçlar var. Bunlar çok işe yaramıyor ama ilaçları değiştirerek, bazılarını karıştırarak kullanabiliyoruz. Biraz olsun etki yapıyor. Etkilemese hiç üretim yapamayız zaten. İlaçlama yaparken de ilaçlama zamanları var. O zamanlarda ilaçlama yapılıyor. Çiftçiler de buna uyuyor. Çiftçi artık daha bilinçli. Bir de damlamada sulamada kullanılan ilaçlar var. Bunların hepsini düzenli olarak yaptığımızda, tuta ile iyi kötü mücadele ediyoruz. Tutaya kesin çözüm yok maalesef. En iyisi entegre mücadele. Yapılacak en iyi şey bu” ifadesini kullanarak, tutaya kesin çözüm olmadığını ama düzgün alınan önlemlerle bazı sonuçlar elde edilebileceğine vurgu yaptı. 

[ih2]

40 yıldır domates üretimi yapan Kumlucalı Ramazan Kaplan, çocukluğundan beri tarım ile uğraştığını belirterek, tutanın her sene olduğunu, özellikle sıcak havada ürediğini fakat eskiye nazaran bu yıl tutada artış olduğunu belirtti. Tutanın bütün ürünlerine zarar verdiğini söyleyen Kaplan, “Meyveleri satamıyoruz. Ürünler delik deşik oldu. Verimin yüzde 40’ı düştü. Yüzde 40’ı da satamıyoruz. Hepsi çöpe gitti. Eskiden yurt dışına mal satabiliyorken şu an tuta olduğu için gönderemiyorum. Çok etkili ilaç olmadığı için de kullandığımız ilaçlar fayda etmiyor. Yaklaşık 15 günde bir ilaç veriyoruz. İlaç maaliyetleri de arttı. Geçen sezon bittiğinde ilaca 13 bin lira ödedim. Şu an 33 bin lira ödemem var ve daha sezon bitmedi. Yıllardır tarımla uğraşıyorum. Artık mecburiyetten uğraşıyorum. Yapacak başka bir işim olsa, bugün bırakırım” sözlerini kaydetti. Kurumların tutayla alakalı çalışma yapması durumunda seve seve katılacağını belirten Kaplan, çiftçinin bilinçli olduğunu fakat her şeyi kendilerinin öğrendiği vurgusunu yaptı.

[ih3]

Gazete Fersude'den Dilan Eray'ın haberine göre devlet desteği almadıklarını belirten Kaplan, “TARSİM yaptırdım. Ama o da sadece afet durumda geçerli. Ürünümde tuta var diye yardım etmiyor. Kışın olan fırtınada bir seram zarar gördü. Zararım 3 bin liraydı ama TARSİM bana 700 lira ödedi. Çok gülünç bir rakam” dedi. Girdi maaliyetlerinin de çok yükseldiğini belirten Kaplan, “Geçen sene 25 kiloluk gübre çuvalını 100 liraya alırken, bu sene 250 liraya alıyorum. Girdi maaliyetleri yüzde 30 arttı. Çalıştıracak işçi de bulamıyoruz. Ramazan olduğu için bunun sıkıntısını da çekiyoruz” açıklamasını yaptı. İlçe Tarım Müdürlüğü’nün ya da Ziraat Odası’nın, çiftçileri bilinçlendirmek amacı ile hiçbir şey yapmadığını belirten Kaplan, “Bu zamana kadar hiçbir şey yapmadılar. Tarım Kredi Kooperatif’ine de gittiğimiz zaman bakıyorum, dışarıdan aldığım ilaç 200 lira, Kooperatif’te 210 lira. Tanzim satış noktalarını, kooperatif eliyle yaptılar. Kooperatif’in önce kendisini düzeltmesi lazım. Çiftçiye girdileri ucuz vermesi lazım. Sera için ben ipi dışarıdan 280 liraya aldım. Oraya gittim 300 lira diyor. Böyle olunca bir daha da gitmedim.